Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/325 E. 2019/960 K. 05.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/486 Esas
KARAR NO : 2019/993

DAVA TARİHİ : 27/10/2011
KARAR TARİHİ : 12/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan asıl ve birleşen Genel Kurul Kararının İptali davalarının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacılar vekili asıl ve birleşen davaya ilişkin dava dilekçelerinde;asıl davada davacı … ile birleşen davada davacı …’ın 12.09.2007 tarihinde kurulan davalı şirketin yaklaşık %16,6 oranında payına sahip kurucu pay sahipleri olduğunu, şirket ana sözleşmesi gereğince, payların A ve B grubuna ayrıldığını, ana sözleşmenin 7. Maddesinde yönetim kurulunun üç kişiden oluşacağının üyelerden ikisinin B grubu, diğer bir üyenin A grubu pay sahiplerinin çoğunluğunun göstereceği adaylar arasından seçileceğinin hüküm altına alındığını, her iki grup paya da TTK 401 madde uyarınca imtiyazlı pay niteliği kazandırıldığını, davalı şirketin 06.10.2011 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında ana sözleşmenin 7 ve 10. maddelerinin değiştirilmesinin davacı ile B grubu pay sahibi yine şirket sermayesinin yaklaşık %16,6 payını elinde bulunduran birleşen davada davacı …’ın olumsuz oylarına karşılık değişikliğin olumlu şekilde karara bağlandığını, davacıların imtiyazlı pay sahibi sıfatını taşıdığını ve …nun 389 maddesine göre kararın imtiyazlı pay sahipleri kurulunun verecekleri kararla onaylanmadıkça infaz edilemeyeceği için davacıların 06.10.2011 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısına ilişkin muhalefet şerhinde imtiyazlı pay sahipleri genel kurul toplantısına ilişkin çağrı yapılmadığı, yapılmış olsa dahi B grubu payların çoğunluğuna sahip pay sahibi olarak ana sözleşmenin onaylanmayacağını açıkça dile getirdiklerini, 06.10.2011 tarihinde ….Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne hitaben hukuksal durum izah edilerek, ticaret sicili memurunun davalının ana sözleşme değişikliği tescili talebini red etmekle yükümlü olduğunun, aksi halde hukuki ve cezai sorumluluğu gerektireceğini ihtar ettiklerini, ancak ana sözleşme değişikliğinin 10/10/2011 tarihinde tescil edildiğini; TTK 389. maddenin açık ifadesi gereğince imtiyazlı pay sahipleri genel kurulunun onayı alınmadıkça ana sözleşmenin değiştirilmesine ilişkin genel kurul kararının infaz edilemeyeceğini, ticaret sicili memurunun denetimi yapmayarak kasten görevini ihmal ederek dava konusu yolsuz tescil işlemini gerçekleştirdiğini beyanla, dava sonuçlanıncaya kadar davacıların ana sözleşme 7.madde ile tanınan imtiyaz hakkını kullanmasının TTK 382. madde gereğince sağlanmasına, davalı şirketin 10.10.2011 tarihinde tescil edilen batıl nitelikteki ana sözleşme değişikliğine ilişkin tescil işleminin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; şirketin ana sözleşmesi m. 6’da hisse grupları A ve B olarak ayrılmışken 6. maddenin 02.12.2010 tarihli olağan genel kurulda tadil edildiğini, A ve B şeklinde gruplamanın kaldırıldığını, bu tadilatın yapıldığı genel kurulda davacının yeni metnin kabulüne olumlu oy verdiğini, yani metnin oy birliğiyle kabul edildiğini, kararın 30.12.2010 tarih 7719 sayılı T. Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiğini, 3 aylık sürede iptal davası da açılmadığından tadilat metninin kesinleştiğini, TTK. 389. maddenin uygulanmasının mümkün olmadığını, 20.12.2010 tarihli yönetim kuruluna davacınında katıldığını, kararların oy birliğiyle alındığını, bu kararın aynı tarihte Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiğini, ana sözleşmenin 7. ve 10. maddesinin uygulama alanı kalmadığından değiştirilmesinin zorunluluk haline geldiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
**Bu belge 5070 sayılı Kanun Kapsamında Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.**
GEREKÇE:
Asıl ve birleşen dava, batıl nitelikte olduğu iddia edilen ana sözleşme değişikliğine ilişkin 06/10/2011 tarihli olağanüstü genel kurul kararının tescil işleminin iptali istemine ilişkindir.
Tarafların tüm delilleri toplandıktan sonra dosyada, iddia, savunma ve tarafların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak 06.10.2011 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan esas sözleşmenin 7. ve 10. maddesinin değiştirilmesi koşullarının bulunup bulunmadığının saptanması için bilirkişi raporu alınmıştır.
Prof. Dr. … tarafından düzenlenen 02/01/2014 tarihli raporda özetle;
“…TTK. 389 ve 391. maddeleri hükümleri çerçevesinde davalı şirketin 06.10.2011 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan esas sözleşmenin 7. ve 10. maddesinin değiştirilmesine ilişkin kararların imtiyazlı pay sahipleri genel kurulu tarafından onaylanmadığı, bu nedenle infazının mümkün bulunmadığı.” görüş ve kanaatine yer verilmiştir.
Taraf vekillerinin rapora beyan ve itirazları üzerine bilirkişiden ek rapor alınmış, 26/05/2014 tarihli ek raporda; “…Davalı şirketin 02.12.2010 tarihli olağan genel kurul toplantısında tüm ortakların temsil edildiği ve sözlü olarak aday olduklarını belirten kişilerin oy birliğiyle yönetim kurulu üyeliklerine seçimi (Tic.Sic.Gaz. 30.12.2010 S.7719) yine tüm ortakların temsil edildiği, 06.10.2011 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında esas sözleşmenin 7. ve 10. Maddelerinin değiştirilmesine ilişkin kararın oy çokluğu ile (toplam hissenin yaklaşık %67’si) alınmış olmasının TTK’nun 389 ve 39l. maddelerine göre ayrıca toplantı yapılmasına gerek olmadığı…” tespit ve rapor edilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında 19.04.2012 tarihli kararla; şirketin 06/10/2011 tarihinde yapılan genel kurulunda ana sözleşmenin 7 ve 10. maddelerinin değiştirilmesine ilişkin olan ve 10.10.2011 tarihinde tescil edilen kararların icrasının TEDBİREN geri bırakılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce 2014/359-2015/736 E. K. sayılı,20.10.2015 tarihli karar ile :”… şirket ana sözleşmesinin 7. maddesinde A ve B grubu hissedarlar arasından TTK’nın 401. maddesi uyarınca yönetim kuruluna aday gösterilmesi bakımından A grubu hissedarların bir, B grubu hissedarların ise iki aday göstermesi yönünden imtiyaz tanındığı ancak, dava konusu genel kurul toplantısı ile bu imtiyazın kaldırıldığı, TTK’nın 390. maddesi gereği A ve B grubu imtiyazlı pay sahipleri genel kurulunun davalı şirketin 06/10/2011 tarihli genel kurul toplantısında alınan 7. maddenin tadiline ilişkin kararı ayrı ayrı oylayıp onanması gerekirken TTK’nın 389. madde hükmünün uygulanmadığını zira, ortada bir sermaye artırımı kararı bulunmadığını, davacıların katıldığı ve oy birliğiyle alınan 02/12/2010 tarihli olağan genel kurul toplantısı sermaye artırımına ilişkin olduğundan, davacıların toplantıya ve artırım kararına katılmasında TTK’nun 391. maddesi uyarınca ayrıca imtiyazlı pay sahipleri genel kurulunun, genel kurul kararını onamasına gerek olmadığı, dava konusu olağanüstü genel kurul toplantısının ise, sermaye artırımı ile ilgili olmayıp, imtiyazlı payların yönetim kurulunun temsilinde imtiyazlarını kaldırmaya, toplantı ve karar nisaplarını düşürmeye yönelik olduğundan imtiyazlı pay sahiplerinin menfaatlerini ihlal edici nitelikte bulunduğu, 02/12/2010 tarihli genel kurul toplantısında ana sözleşmenin “sermaye” başlıklı 6. maddesinin değiştirilmesine karar verilmiş ise de, bu durumun örtülü şekilde 7 ve 10. maddelerinin düzenlenen yönetime katılma imtiyazının da değiştirildiği anlamına gelmeyeceği, yorum yoluyla “imtiyaz” hakkının kaldırılmasının mümkün olmadığı, esas sözleşmenin 7. ve 10. maddelerinin değiştirilmesine ilişkin kararların imtiyazlı pay sahipleri genel kurulu tarafından onaylanmaması nedeniyle infazının olanaklı olmadığı gerekçesiyle,
**Bu belge 5070 sayılı Kanun Kapsamında Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.**
asıl ve birleşen davanın kabulü ile, 06/10/2011 tarihli genel kurul toplantısında ana sözleşmenin 7. ve 10. maddelerinin değiştirilmesine ilişkin 10/10/2011 tarihli tescil işleminin iptaline…” karar verilmiş,
Asıl ve birleşen davada davalı vekilinin temyizi üzerine Mahkememiz kararı Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2016/394-2017/3442 E. K. sayılı ilamı ile;
“….
Davalı şirketin ana sözleşmesinde imtiyaz oluşturan temel madde sermayenin yapısına ilişkin 6. maddedir. Şirket ana sözleşmesinin işbu 6. maddesinin de 02/12/2010 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında A ve B grubu hissedarların tümünün katılımıyla oy birliği ile değiştirildiği ve tescil edildiği, aynı genel kurul toplantısında alınan kararla yönetim kurulu üyelerinin seçimi maddesi ile de yeni değişikliğe uygun olarak yönetim kurulu üyelerinin seçiminin yapıldığı anlaşılmıştır. Bu suretle, yeni yönetim kurulu üyelerinin seçiminde A ve B grubu hissedarlara tanınan imtiyazın bağlam kuralını teşkil eden 6. madde ile ilgili ana sözleşme değişikliği kesinleşmiş olmakla ana sözleşmenin 7. maddesinde A ve B grubu hissedarlara tanınan imtiyazın maddi temeli kalmamıştır.
Davalı şirketin 02/12/2010 tarihli olağan genel kurul toplantısında yapılan ana sözleşme değişikliği ile ortada imtiyazlı pay sahibi olarak tanımlanabilecek bir hissedar grubu kalmadığından imtiyazlı pay sahiplerinin haklarının ihlal edildiğinden de söz edilemeyecek olmasına rağmen mahkemece ana sözleşmenin 7. maddesinin değiştirilmesine ilişkin genel kurul kararının tescil işleminin iptaline karar verilmesi doğru olmadığı gibi, ana sözleşmenin 10. maddesi bakımından da durum aynı olup, hatta ana sözleşmenin değiştirilen işbu 10. maddesinin ne payların kullanılmasında ne de oy hakkı bakımından bir imtiyaz da içermemesine karşın anılan maddenin değişikliğine ilişkin genel kurul kararının tescilinin iptaline karar verilmesi de doğru görülmemiş” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkememizce verilen 20.10.2015 tarihli kararda direnilmesine karar verilmiştir.
eTK 401 maddeye göre; imtiyaz, kâra, tasfiye payına katılmada ve sair hususlarda tanınabilir. İmtiyazlı pay gruplarını korunmak için imtiyazlı pay sahipleri genel kurulu düzenlenmiştir.
eTK 389 madde gereğince genel kurulun esas sözleşmenin değiştirilmesine ilişkin vermiş olduğu karar imtiyazlı pay sahiplerinin haklarını ihlal edecek mahiyette ise, bu karar imtiyazlı pay sahiplerinin yapacakları özel bir toplantıda alacakları kararla onanmadıkça infaz edilemez. İmtiyazlı pay sahipleri genel kurulu karar almamış ise genel kurul kararının iptali gerekmez, ancak infazı gerçekleşmez. Genel kurul kararının infazı için imtiyazlı her grubun ayrı ayrı toplanarak eTK. 389 maddedeki yeter sayılara uyarak onama kararı vermesi aranır, imtiyazlı bütün payların çağrıldığı bir özel toplantıda alınan onama kararı eTK’na aykırılık teşkil eder.
Davalı …A.Ş. 12.09.2007 tarihinde tescil, 20.09.2007 tarih 6899 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilerek kurulmuştur.
Esas sözleşme 6. maddeye göre, şirketin sermayesi 7.500.000 hisseye ayrılmış 7.500.000 TL. dir. Hisseler A ve B grubu olarak ayrılmış, davacılar … 1.250.000, … 1.250.000 adet hisseye sahip B grubu hissedarlardır.
Esas sözleşme 7. madde uyarınca, yönetim kurulu 3 üyeden oluşur. Yönetim kurulu üyelerinden ikisi B grubu hisselerin, biri A grubu hisselerin çoğunluğunun gösterdiği adaylar arasından seçilir. Genel kurulda toplantı ve karar nisabı, şirket sermayesinin en az % 65’i oranındadır.
Davalı şirketin 02.12.2010 tarihli olağan genel kurul toplantısında şirket sermayesinin
**Bu belge 5070 sayılı Kanun Kapsamında Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.**
17.500.000 TL’na çıkarma kararı oy birliği ile alınmıştır.
Davalı şirket yönetim kurulu, esas sözleşme 7.maddesi (yönetim kurulu tescili, toplantı şekilleri, toplantı nisabı ve süresi) ve 10. maddesi (genel kurul) düzenlemeleri hususunda toplanmak üzere 06.10.2011 tarihinde yapılacak olağanüstü genel kurul toplantısı ilanı yapmıştır.
Davalı şirketin 06.10.2011 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısına davacılar … ve … katılmış, esas sözleşme 7 ve 10. maddelerin değiştirilmesine muhalefet şehri koymuşlar, anılan madde tadilleri oy çokluğu ile kabul edilmiştir. Anılan olağanüstü genel kurul toplantısında 7. maddede yapılan değişiklikle A ve B gruplarının yönetim kuruluna üye teklifine ilişkin önceki 7. madde hükmü tadil edilerek, hissedarlar tarafından seçilen en az 3 üyeden oluşan yönetim kurulu düzenlemesi ile, 10. madde hükmü tadil edilerek toplantı ve karar nisaplarına ( % 65 çoğunluk ) ilişkin düzenleme kaldırılmıştır.
Somut olayda uyuşmazlık, davalı şirketin ana sözleşmesinin imtiyaz hakkı tanıdığı iddia edilen 7. ve 10. maddelerinin değiştirilmesine ilişkin 06/10/2011 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan kararların 6762 sayılı TTK’nın 389. maddesinde hükme bağlanan yasal düzenleme uyarınca imtiyazlı pay sahipleri kurulunun vereceği kararla onaylanmadıkça infaz edilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Dosyaya bir başka dava dolayısıyla ( aynı taraflar arasında İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen …esas sayılı dava dosyası) Prof. Dr. … tarafından sunulan 27/09/2012 tarihli hukuki mütalaada ve yine Yargıtay bozma ilamından sonra bir başka dosyada aynı konu üzerine Prof. Dr….’ten alınan 27/03/2017 tarihli uzman görüşü ile mahkememiz dosyasında karar düzeltme aşamasında işbu dava dosyası için sunulan Prof. Dr….’tan alınan hukuki mütalaada değinildiği üzere: Anonim Ortaklar Hukukunda imtiyazların ancak açık bir ana sözleşme hükmü ile yaratılabileceği, dolayasıyla örtülü bir biçimde imtiyaz oluşturulamayacağı gibi, imtiyazlar yine ancak açık bir ana sözleşme değişikliği ile kaldırılabilirler. Genel kurulun iradesinin imtiyazların kaldırılması yönünde olduğu açıkça anlaşılamadığı taktirde, imtiyazların kaldırılmamış olduğu, yani varlıklarını aynen korudukları sonucuna ulaşılması kaçınılmazdır.
… Ana Sözleşmesinin 7. ve 10. maddelerin pay sahiplerine imtiyaz sağlayan hükümler niteliğini taşıdıkları konusunda taraflar arasında herhangi bir çekişme yoktur. Ortaklıkta payların tek başına A ve B gibi gruplara ayrılması, bunlardan birine diğerine göre farklı ve üstün hak tanınmadıkça imtiyaz yaratmak anlamına gelmeyeceği gibi, payların A ve B gibi grup ayırımının kaldırılması da imtiyazların otomatikman kaldırılması sonucunu doğurmayacaktır. Dolayısıyla sadece A ve B gibi grup adlandırılmalarının terk edilip, gruplara farklı ve üstün haklar bahşeden içeriği düzenleyen hükümlerin muhafaza edilmesi halinde imtiyazların artık yürürlükten kaldırıldığı ileri sürülemez. Somut olayda …A.Ş. Ana Sözleşmezindeki A ve B grubu şeklindeki ayırımın tek başına kaldırılmış olması, imtiyaz haklarını düzenleyen 7. ve 10. maddeleri dayanaksız hale getirmez.
02.12.2010 tarihli genel kurul toplantısında sermaye artırılmasına karar verilmiş isede, ana sözleşmenin 7 ve 10 maddelerinde düzenlenen “yönetime katılma imtiyazı” na dokunulmamış, bu hakkın kaldırılması veya değiştirilmesi, mevcut toplantıda gündeme getirilmemiştir. 02.12.2010 tarihli genel kurul toplantısında ana sözleşmenin “sermaye” başlıklı 6. maddesinin değiştirilmesine karar verilmiş isede, bu durum örtülü şekilde 7 ve 10. maddelerde düzenlenen yönetime katılma imtiyazınında değiştirildiği anlamında kabul edilemez. Dolayısıyla yorum yoluyla “imtiyaz” hakkının kaldırılması olanaklı değildir. Bu durumda dava konusu 06.10.2011 tarihli genel kurul toplantısında alınan ve davacıların ana sözleşmenin yönetime katılma haklarının düzenlendiği 7. ve 10. maddelerin değiştirilmesi kararı akabinde eTK madde 389 uyarınca imtiyazlı pay sahipleri kurulunun toplanıp, bu
**Bu belge 5070 sayılı Kanun Kapsamında Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.**
kararı onaması yasal zorunluluk olup, böyle bir toplantı ve onama sözkonusu olmadığından, ana sözleşme değişikliği işleminin kabulü olanaklı değildir.
Yargıtay bozma ilamında 02/12/2010 tarihli olağan Genel Kurul Toplantısında yapılan ana sözleşme değişikliği ile sözleşmenin 7. maddesinde A ve B grubu hissedarlara tanınan imtiyazın maddi temeli olmadığı, dolayasıyla imtiyazlı pay sahibi olarak tanımlanabilecek bir hissedar grubu kalmadığı, 10. maddenin de aynı istikbale sahip olup, hatta imtiyaz dahi içermediği sebeple bu davanın konusu tescil işleminin iptaline karar verilmesinin doğru olmadığı, doğrudan doğruya 02.12.2010 tarihli toplantıda 6. madde değişikliği ile A ve B grubunun ortadan kaldırıldığı gerekçesine dayanılmıştır. Oysa, 6. madde değişikliği ile ana sözleşmede öngörülen imtiyazların kaldırıldığı kabul edilemeyeceğinden mahkememizce verilen ilk hükümde direnilmesine karar verilmiştir.
Tüm bu nedenlerle, eTK’nun 389 ve 391. Madde hükümleri çerçevesinde, tüm ortakların temsil edildiği 06.10.2011 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan esas sözleşmenin 7. ve 10. maddelerinin değiştirilmesine ilişkin kararların imtiyazlı pay sahipleri genel kurulu tarafından onaylanmadığı nedeniyle, infazının olanaklı olmamasına göre davanın kabulü ile, ana sözleşmenin 7. ve 10. maddelerinin değiştirilmesine ilişkin 10.10.2011 tarihli tescil işleminin iptaline karar vermek gerekmiştir.
Bu itibarla;
HÜKÜM:
Mahkememizce verilen 20.10.2015 tarihli kararda DİRENİLMESİNE,
ASIL VE BİRLEŞEN DAVADA DAVANIN KABULÜNE,
1-)06.10.2011 tarihli genel kurul toplantısında 3 nolu madde altında ana sözleşmenin 7 ve 10 maddelerinin değiştirilmesine ilişkin 10.10.2011 tarihli tescil işleminin İPTALİNE ,
2-) Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 44,40- TL harçtan peşin alınan 18,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,00-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına
3-)Davacı tarafından yatırılan 18,40-TL peşin harç, 18,40-TL başvurma harcı, 2,90-TL vekâlet suret harcı, 500 TL bilirkişi ücreti, 304,95 TL davetiye gideri olmak üzere toplam 844,65-TL. nın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-) Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 2.725,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-) Karar kesinleştiğinde davacı/davalı yanca yatırılan gider/delil avansından artan bakiyenin davacıya/davalıya/vekillerine iadesine,
BİRLEŞEN DAVADA:
6-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 44,40-TL harçtan peşin alınan 18,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 26,00-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
7-)Davacı tarafından yatırılan 18,40-TL peşin harç, 18,40-TL başvurma harcı, 2,90-TL vekalet harcı, 16,00 TL davetiye gideri olmak üzere toplam 55,70 TL.nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
😎 Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 2.725,00- TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
9-)Karar kesinleştiğinde davacı/davalı yanca yatırılan gider/delil avansından artan bakiyenin davacıya/davalıya/vekillerine iadesine,
Asıl ve birleşen dosyada davacılar vekili Av. …, asıl ve birleşen dosyada davalı Vekili Av. YUSUFHAN GÜLER yüzüne karşı tarafların gerekçeli kararı
**Bu belge 5070 sayılı Kanun Kapsamında Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.**
tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile temyiz için Yargıtay’a başvurma hakları hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/12/2019

Başkan …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Katip …
¸e-imzalıdır.