Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/32 E. 2019/554 K. 14.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2017/32 Esas
KARAR NO: 2019/554

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 11/01/2017
KARAR TARİHİ: 14/06/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; “davalı ile müvekkil şirket arasındaki 7/12/2015 tarihli…Konaklama ve Etkinlik Sözleşmesi imzalanmıştır. Sözleşmenin varlığı, karşı tarafça da reddedilmemektedir. Ekli davalı şirketten sadır 28/07/2016 tarihli yazıda; kontratın davalı şirket adına … ve Şirket imza Yetkilisi … tarafından imzalandığı, davalı Idee firması, Almanya’da yerleşik, … şirketi adına hareketle, bu şirketin müvekkil … Otelinde 16/10/2016 – 21/10/2016 tarihleri arasında gerçekleştireceği konaklama ve organizasyonun kesin rezervasyonunu müvekkille sözleşme imzalamak suretiyle garanti etmiş, belirtilen tarihlerde oda ve banket hizmetlerinin sözleşme koşullarında müvekkilden satın alınacağını taahhüt ettiği, sözleşmenin yeminli mütercim onaylı Türkçe ve ekinde İngilizce metinleri ilişiktir. Sözleşme metni, davalının müşterisi … firmasının talep ettiğini belirtmesi üzerine İngilizce düzenlendiği, davalı, müvekkil otelde rezervasyon taahhüdüne temel teşkil eden ve Alman Müşterisi … firması ile yaptığı yazışmalar ile bu hususta yetkilendirildiğini belirttiği 04/02/2015 tarihli yazıyı müvekkil ile paylaşmış, otelimizde bu geceleme ve organizasyonları acente sıfatıyla yapmaya yetkili olduğuna dair kanaat ve güçlü bir güven oluşturduğu, davalı, müvekkilde yarattığı bu güvenin suistimalini oluşturan eylemlerinden sorumlu olduğu, müvekkil şirket, davalı tarafından garanti edilen bu geceleme için sözleşmede öngörülen 540 odanın tahsisini yapmış, ziyafet organizasyonu için gerekli satın almaları gerçekleştirdiği, davalı ile 2015 yılı Şubat ayından bu yana bu organizasyon ve konaklama sözleşmesinin yapılması hakkında süre gelen yazışmalar ekte Sayın Mahkemenin bilgilerine sunulduğu, daha önce 11-16 Ekim 2015 tarihleri arasında yapılacağı bildirilen organizasyon tarihi, karşı tarafça daha sonra 16/10/2016 – 21/10/2016 olarak değiştirildiği, ne var ki; sözleşme uyarınca; 16 /10/ 2016 – 21/10/ 2016 tarihlerinde müvekkil …Otelinde gerçekleşecek konaklama ve organizasyonlara yönelik davalı yanca yapılan 540 oda ve ziyafet organizasyon rezervasyonu, sözleşmede kararlaştırılan opsiyon sürelerine riayet edilmeksizin davalı tarafından haksız ve ani şekilde iptal edilerek, müvekkil otelin zarara uğramasına yol açıldığı, davalı şirket yetkilileri, müvekkile yazdıkları 28/07/2016 tarihli yazıda; bu sözleşmenin şirket yetkilisi…’a farkında olmaksızın imza ettirildiği, kendi personelleri olan ve müvekkil şirketle bu organizasyon ile ilgili tüm yazışma ve bağlantıları gerçekleştiren …’ın kendilerini yanılttığı, sebebi anlaşılamaz şekilde kandırıldıkları yönünde beyanlarda bulunduğu, ticaret şirketlerini temsil ve ilzam edenlerin işlerinde basiretli ve tedbirli davranmaları yasa gereğidir, böyle bir savunmanın hukuken dinlenebilirliği olmadığı, sözleşmeye göre ödenmesi gereken depozitolar müvekkil şirkete zamanında ödenmemiş, müvekkilin ısrarlı ödeme talepleri üzerine gerçek olmayan banka makbuzları, mail yazılan ekinde müvekkil şirket yetkililerine gönderilerek, bir kısım ödemelerin yapıldığı, kalan borcunda en yakın zamanda ödeneceğine dair asılsız bir algı oluşturulduğu, ekte sunulan, davalı şirketten müvekkil şirket finans departmanına 30/06/2016, 01/07/2016, 11/07/2016, 12/07/2016, 13/07/2016, 14/07/2016, 15/07/2016 tarihlerinde gönderilen muhtelif mail yazılarına ekli banka dekontlarının karşılığı tutarlar müvekkil hesaplarına yatmamış, sonradan maillere ekli bu EFT makbuzlarının sahte olduğu anlaşılmıştır. Bu mail yazışmalarını ve ekindeki sahte banka ödeme dekontlarım ekte delil olarak sunduğu, davalı şirket, asılsız ödeme belgelerini müvekkile göndererek, zaman kazanmaya ve müvekkili oyalamaya çalıştığı, davalı şirket tüm bu olumsuz tutum ve davranışları ile iyi niyetli olmadığı, 18/07/2016 tarihinde davalı şirketten …imzası ile gelen yazıda, önceki… imzalı maillere ekli makbuz örneklerinin ve ödemelerin gerçek dışı ve sahte olduğu ilk kez müvekkile bildirildiği, daha sonra 28/07/2016 tarihinde davalı şirket yetkilileri, müvekkile bir mektup yazarak, imzaladıkları sözleşmenin içeriğinden haberdar olmadıklarını, elemanları…’ın kendilerini yanılttığını soyut olarak beyan ettiği, bu iddiaları doğru değildir, sözleşmeyi de etkisiz hale getirmediği, bu açıklamalarımız ışığında; rezervasyonların konfirme edilmesinden soma ve opsiyon süreleri geçtikten sonra davalı yanca usulsüz ve sözleşmeye aykırı gerçekleşen rezervasyon iptalleri nedeniyle davalıdan, Oda tahsisi karşılığı en az 64.800 Euro ve Banquet hizmetleri karşılığı en az 31.885 Euro, toplamda 96.685 Euro’dan aşağı olmamak üzere, ödenmesi gereken no show bedeli alacağımızın bulunduğunun tespiti ile -fazlaya ait talep ve dava haklanınız saklı kalmak kaydıyla- şimdilik 10.355 Euro kısmi alacağımızın talep ve tahsiline karar verilmesini, müvekkil şirketin no show bedeli alacağına karşılık davalıya kestiği 28/09/2016 tarihli 322.937,56.-TL’lik fatura, davalı yanca içeriğine itiraz ile iade edilmiştir. Oysa yanlar arasındaki sözleşme hukuken vardır ve geçerli olduğu, müvekkil bu sözleşmeye dayanarak oda tahsis etmiş, başka rezervasyonlara bu odaları kapalı tuttuğu,bu nedenle davalıya … Noterliğinin 24/08/2016 tarihli … sayılı ihtarnamesi gönderilmiş, no show ücreti alacağımızın bulunduğu ve ödenmesi hususu ihtar edildiği, davalı faturaya itiraz ile müvekkile 29/09/2016 tarihli, 322.937,56 TL tutarlı iade faturasını kesmiş, bu faturaya da, … Noterliğinin 03/10/2016 tarihli … sayılı ihtarnamesi ile tarafımızdan itiraz edildiği, ekli davalı şirketin tarafımıza … Noterliği’nden, 05/10/2016 tarih ve 12268 sayı ile gönderdiği ihtarname içeriğinde; Kontratın … başlıklı 24. maddesine dayanılarak ve 15 Temmuz 2016 darbesi gerekçe gösterilerek, sözleşmenin bedelsiz iptal şartının gerçekleştiği ve kendilerinden iptal nedeniyle “…bedeli” talep edemeyeceğimiz öne sürüldüğü, 05 Ekim 2016 tarihi, sözleşmeye göre rezervasyon iptalinin artık yapılamayacağı bir dönem olduğu, 16 /10/ 2016 – 21/10/ 2016 tarihlerine ilişkin, hükümetçe turizm sektörüne ilişkin nedenlerle ilan edilen bir mücbir sebep hali yoktur, darbe teşebbüsünün etkilerinin sınırlı olduğu, aradaki sözleşmenin geçerli, tarafların tacir olduğu da dikkate alındığında, davalının mücbir sebep nedeniyle sözleşmeyi 05/10/2016 tarihli noter ihtarnamesiyle hükümsüz addetmesi yerinde olmadığı, hangi olayların mücbir sebep teşkil edeceği ve bunların sonuçlarının ne olacağı sözleşmede belli olmadığı, mücbir sebep sözleşmeden beklenen ekonomik menfaatin azalması halinde ileri sürülebilecek bir neden değildir veya borçlunun borcunu ifa etmek istememesi objektif imkânsızlık kapsamına girmediği, gelişmeler davalının sözleşmeden beklediği ekonomik menfaati etkileyecektir ama sözleşmede öngörülen para borcunun ifasını imkânsız hale getirmediği, bu hususta Yargıtay 23. HD.’nin 2015/7538 E. 2016/719 K. sayılı 11/02/2016 tarihli kararım emsal mahiyetinde ekte sunduklarını, davalı opsiyon sürelerini aşarak, usulsüz ve haksız iptal bildiriminde bulunduğu, opsiyon, rezervasyon yaptıran davalı tarafın, onaylanmış olan rezervasyonu, herhangi bir yaptırıma uğramaksızın tek taraflı olarak iptal edebileceği son tarih olduğu, bu süre geçtikten sonra yapılacak iptallerde sözleşmeye göre tazminat ödenmesi gerekmektedir. Esas olan sözleşme serbestisi ilkesinin geçerliliği olduğu, opsiyon tarihinden sonra işletmenin hizmeti satması zordur, mağduriyet hali müvekkil şirket yönünden oluşmuş durumda olduğu, davalı Acente opsiyon tarihi geçtikten sonra rezervasyon işlemini iptal ettiğinden garanti oda ve hizmet ücretini yasa ve Yargıtay Kararlarına göre ödemek zorunda olduğu, haklı davamızın kabulünü, sözleşmenin yerine getirilmemesinin karşı tarafça mücbir sebep haline bağlanmasının koşullarının bulunmadığı dikkate alınarak, davalının 17/12/2015 imza tarihli sözleşmeye aykırı davrandığı, sözleşmede öngörülen opsiyon süreleri geçtikten sonra gerçekleştirilen haksız rezervasyon iptalleri ve bu rezervasyona bağlı olarak boş tutulan odalar nedeniyle uğranılan müvekkil zararlarının tespiti ile fazlaya ilişkin talep ve dava haklarımız saldı kalmak kaydıyla, şimdilik 10.355 Euro sözleşmeye dayalı “No Show ücret” alacağımızın tahsiline karar verilmesini, noter ihtarnamesi tarihinden itibaren işleyecek döviz faizi ile birlikte alacağın tahsiline hükmedilmesini, yargılama masraftan ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmesini “talep ve dava etmiştir.

CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; “Almanya’da mukim … Şirketi, 12-17 Ekim 2015 tarihlerinde İstanbul’da gerçekleşmesi planlanan toplantı grupları ile ilgili olarak 2014 yılında davacının işletmekte olduğu otelle temasa geçmiş, ancak Davacı Şirket, … Şirketi’ne, yer hizmetleri için Müvekkilim Şirketi tavsiye etmesi sonucunda, Davacı ile Müvekkilim arasında, grubun detayları hakkında görüşmeler başladığı, görüşmeler sürerken, 23.Temmuz.2015 tarihinde, … Şirketi, 23.Temmuz.2015 tarihinde saat 11.39 da güvenlik nedeniyle grubun gerçekleşemeyeceğini bildirdiği, bu durum aynı gün 13.23 de çalışanımız… tarafından, Davacı çalışanı …’a e-mail ile bildirdiği, davacı çalışanı …, Müvekkilimle imzalanmış bir sözleşme bulunmamasına rağmen, Çalışanımız…’a, aynı gün 17.07 de e-mail göndererek, Grubun iptal edilmesi nedeniyle, 165.545,-€ + KDV yi veya 15 gün içinde yeni tarihleri belli olan yeni bir rezervasyon öneriyor. Çalışanımız…, …’dan gelen bu yazıyı … Şirketine 17.29 da e-mail ile bildiriyor. Ancak … Şirketinden hiçbir geri dönüş olmadığı, müvekkili ile … Şirketi arasında bu tarihten sonra hiçbir görüşme olmamasına rağmen Şirket çalışanımız…, 25.07.2015 tarihinde, gerçekte var olmayan grup için hazırlanan sözleşmeyi imzalayarak aynı gün Davacı Şirket Çalışanı …’a gönderdiği ancak…’ın Davalı Şirketi temsile yetkisi olmadığı Davacı tarafından tespit edilince, sözleşme…’a geri gönderiliyor. …’da bu sözleşmeyi diğer belgelerin imzalanması esnasında Davalı Şirket yetkilisi …a imzalatarak 24 Aralık 2015’te davacı şirkete gönderdiği, şirket çalışanı…, bu tarihten sonra Şirketimiz yetkililerine haber vermeden davacı Şirket çalışanı …’la sanki konaklayacak bir grup varmış gibi davranarak yazışmalarda bulunuyor. …’un 18 Haziran 2016 da Şirket Yetkilisi …’i de …’ ye koyarak, e-mail ile…’ dan depozito ödemesi talep ediyor. Ancak… bu mesajı …okuman mesaj kutusundan silerek Şirket yetkilisi …’ in bu durumu öğrenmesine engel olduğu, 18 Temmuz 2016 tarihinde Müvekkil Şirket Yetkilisi …’i arayan …, dekont olmasına rağmen paranın gelmediğini bildirmesi üzerine, yapılan incelemeler sonunda, çalışanımız…’ın kendi başına sahte dekont düzenleyerek davacıya gönderdiğini tespit ettiği, biz bu ana kadarki izahatımızın nedeni, olayın gerçeğini anlatarak, Müvekkilimin, Davacının, dilekçesinde iddia ettiği gibi, Müvekkilimin, Kötü Niyetli olmadığını ispat etmek için Otuz beş senelik ticari hayatı olan Müvekkilim şirket, halen, çalışanı tarafından gerçekleştirilen bu olayın şokunu yaşamaktadır.Biz davalı olarak, çalışanımızın yapmış olduğu hatalardan sorumlu olacağımızın bilincindeyiz. Ancak, Bir an için, 17 Aralık 2015 tarihli sözleşmenin geçerli olduğunu kabul etsek dahi, Müvekkilimin davacıya, talep edilen miktarda borcu yoktur. Davaya konu sözleşme, 2 hususu düzenlediği, konaklama, toplantı. konaklama ücreti, sözleşmenin 2. sayfasının 3. maddesinde belirtildiği üzere, otele, misafir tarafından direkt, yani giriş yaptığı gün ödemelidir. Yani, sözleşme gereği konaklama ücreti, konaklayacak misafirler tarafından otele direk ödenecektir. Sözleşmede de görüleceği üzere, Şirketimizin bu konuda bir garantörlüğü bulunmamaktadır. Sözleşmenin 2. sayfasının 3. maddesinde belirtildiği üzere, belli tarihler içinde teyit edilmeyen odalar otel tarafından otomatik iptal edilmekte olduğu, olayın ortaya çıkmasından sonra grubun gerçekleşmeyeceği, Temmuz 2015 tarihinde beri ve hatta 2015 yılı içinde, devamlı olarak otele bildirildiğinden, otelin konaklamanın tümünü ücretsiz iptal etmiş olması gerektiği, dolayısıyla da konaklama konusunda rezervasyon iptal bedeli talep etmesi mümkün olmadığı, toplantı ücreti ise, Sözleşme gereği, Şirketimiz tarafınızdan otele ödeneceği, sözleşmenin 4. sayfasındaki 5. maddede belirtilen iptal şartları gereği, grubun iptal olması durumunda, toplam bedelin %5’ini iptal ücreti olarak Davacı tarafından Müvekkilime fatura edebileceği, toplam toplantı bedeli 54.044,- Euro olduğundan, davacı müvekkilimden ancak bu bedelin 2.702,20 Euro’ luk kısmını talep edebileceği, taraflar arasında yapılmış olduğunu kabul ettiğimiz bu 17 Aralık 2015 tarihli sözleşmenin, Ülkemiz sınırlarında devam eden savaş, Ülkemizde yaşanan bombalama intihar saldırıları ve 15 Temmuz 2016 da yaşanan menfur kalkışma ve sonrası ilan edilen Ohal nedeni ile maalesef, Ülkemize turist gelimi durmuş bütün otellerin doluluk oranı %20 ler civarına düştüğü, bütün bu olumsuz faktörler nedeniyle turizm sektörü için force majör haline geldiği, bu durum türob (türkiye otelciler birliği) ve türsab’a (türkiye seyahat acentaları birliği) sorulduğunda alınacak cevap bu durumu net bir şekilde ortaya çıkaracağı, bu nedenle, bu sözleşmenin uygulanabilmesi de artık hukuken mümkün olmadığı, Türkiye’nin 2015 yılından itibaren geçirmekte olduğu olağan üstü olayların Ülkemize gelmek isteyen ziyaretçileri, ziyaretlerinden vazgeçirmeye neden olması, ayrıca Davacının sözleşme gereği dahi olsa yalnızca 2.702,01 Euro talep edebilecek durumda olması nedeniyle, açılan bu davanın reddine” karar verilmesini talep etmiştir.

GEREKÇE:
Dava; Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasıdır.
Davacı vekili delil ve belgelerini ibraz etmişler, davada; davalı şirketin ticaret sicil kayıtları, bilirkişi incelemesi, keşif, tanık v.b delillere dayanmışlardır.
Mahkememizce toplanan delillere, iddia ve savunmaya göre davacının, davalı borçludan alacaklı olup olmadığı hususunda bilirkişiden rapor alınmış, bilirkişilerin 04/06/2018 tarihli raporunda: Davalı yanın mücbir sebebe ilişkin savunmalarının takdirinin muhterem Mahkeme’de olduğu, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin, her iki tarafın da tüzel kişi tacir olması sebebiyle tacirler arası bir sözleşme olduğu, davalı yanın sözleşmeyi fesih iddialarının TTK 18/3. maddede öngörülen şekillerden biri ile gerçekleşmediği, bu sebeple fesih iradesinin yasaya uygun şekilde ileri sürülmediğinin yüce yargı makamınca benimsenmesi halinde…davacı yanın davalı yandan 96.685,85 Euro talep edebileceği; ancak taleple bağlılık ilkesi gereğince, 10.355 Euro talep edebileceği, davacı yanın muhterem Mahkemece davadaki istemleri yönünden haklı bulunması ve taleplerini 96.685,85 Euro’ya ıslah etmesinin ya da belirsiz alacak davasının karakterine uygun olarak, davadaki istemini bu noktaya yükseltmesinin sayın Mahkemece yerinde görülmesi durumunda; 29.08.2016 tarihi itibariyle hesaplanan 96.685 Euro bedel için döviz faizi talep edebileceği, kalan 0,85 Euro için ise dava tarihinden itibaren döviz faizi talep edebileceği, 23/01/2019 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle: 4.6.2018 tanzim tarihli “Kök Rapor”umuzdaki kanaatlerin özünün bu aşamada da korunduğu bildirilerek, davalı yanın mücbir sebebe ve davacı yanca yeminli tercümana çeviri yaptırılarak sunulan sözleşmenin 3. ve 6. sayalarının, müvekkilince imzalanan sözleşme ile aynı olmadığına ilişkin iddialarının takdirinin muhterem Mahkemeye ait olduğu, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin, her iki tarafın da tüzel kişi tacir olması sebebiyle tacirler arası münakit bir sözleşme olduğu, sunulu evraktan istidlal olunabildiğine göre, davalı yanın sözleşmeyi fesih iddialarının TTK 18/3. maddede öngörülen şekillerden biri ile gerçekleşmediği, bu sebeple fesih iradesinin yasaya uygun şekilde ileri sürülmediğinin yüce yargı makamında benimsenmesi halinde…, davacı yanın (….TBK md. 114/II hükmünün yollaması ile TBK 51/ I ve md. 52 hükümlerinin somut olayda irdelenmesi imkanının olup olmadığı yüce yargı makamının münhasır takdirinde kalarak…) davalı yandan -ayrıntıları Kök Rapor’da izhar olunduğu üzere, 96.685,85 Euro talepte bulunabileceği; ancak taleple bağlılık ilkesi gereğince, 10.355,- Euro talep edebileceği, davacı yanın, muhterem Mahkemece haklı bulunması, ve taleplerini 96.685,85 Euro’ya ıslah etmesinin ***) ya da belirsiz alacak davasının karakterine uygun olarak, davadaki istemini bu noktaya yükseltmesinin yüce Mahkemece uygun görülmesi halinde, onun, 29.08.2016 tarihi itibariyle hesaplanan 96.685 Euro bedel için döviz faizi talep edebileceği, kalan 0,85 Euro için ise dava tarihinden itibaren döviz faizi talep edebileceği (3095 sayılı Kanun m. 4/a)…. tespit ve rapor edilmiştir.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere; taraflar arasında 15.10.2015 tarihli “Grup Konaklaması ve Etkinlik Sözleşmesi”’nin akdedildiği, sözleşmenin 1. Sayfasının ilk paragrafında davalı şirketin sözleşmede “müşteri” olarak anılacağı, 2.maddede otele giriş tarihinin 16.10.2016, çıkış tarihinin 21.10.2016 olarak belirlendiği, 5. maddede toplantı/ziyafet etkinliğinin iptali halinde, madde bulunan tablodaki sürelere göre rezervasyon iptalinin yapılabileceği ve yine bu sürelere göre iptal halinde müşteri’ye, yani davalı şirkete faturalandırma yapılacağı,17.08.2016 tarihi itibariyle iptal kabul edilmeyeceği, 16. maddede toplam konaklama bedelinin 146.772 Euro, toplam toplantı bedelinin 54.044 Euro olduğu, davalı yanın davacı yan ile geçerli bir sözleşme ilişkisi kurduğu, sözleşmenin 3. ve 16. maddeleri uyarınca, 07.09.2015 tarihi sonrasında satılamayan tüm odalar, davalı şirketin teminatı olan 60.000 Euro ( %8 oran üzerinden) KDV dahil 64.800 Euro üzerinden tahsil edileceği, ancak davalı yanın bu teminat bedelini yatırmadığı görüldüğünden, davacının bu miktarı davalıdan talep edebileceği, sözleşmenin 5. maddesi uyarınca ise toplantı/ziyafet odaları için 07.08.2016 tarihinden sonra, rezervasyon iptali kabul edilmeyeceği; bu sebeple 16. Maddede yer alan toplam 27.022 Euro (%18 oran üzerinden), KDV dahil 31.885,96 Euro’nun davalı şirketin taahhüt ettiği depozitodan tahsil edilmesi gerekmekte iken; davalının bu yönde bir bedel yatırmadığı görüldüğünden, davacının bu miktarı davalıdan talep edebileceği, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin, her iki tarafın da tüzel kişi tacir olması sebebiyle tacirler arası bir sözleşme olduğu, davalı yanın sözleşmeyi fesih iddialarının TTK 18/3. maddede öngörülen şekillerden biri ile gerçekleşmediği, davacı yan, noter ihtarnamesi tarihinden itibaren işleyecek döviz faizi işletilmesini talep etmiş olsa da 96.685 Euro tutarındaki alacağa, 24.08.2016 tarihli ihtarnamede yer alan “tebliğ tarihinden itibaren 3 gün içerisinde ödeme” talep edildiğinden, ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 25.08.2016 tarihini takip eden 3. günün 28.08.2016 tarihi olduğu; ancak bu günün Pazar gününe denk gelmesi sebebiyle temerrüdün 29.08.2016 tarihi itibariyle gerçekleştiği hususunun tespit ve rapor edildiği denetlemeye ve hükme dayanak etmeye elverişli bilirkişi raporuna göre davanın kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:
Davacının davasının KABULÜ ile;
10.355 EURO alacağın 29/08/2016 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca 1 yıllık Euro mevduatına kamu bankalarınca uygulanan en yüksek faiz oranında faiz işletilerek davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 2.709,15 TL harçtan peşin alınan 677,29 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.031,86-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
-Davacı tarafından dava açıldığı sırada yatırılan 677,29 TL peşin nispi harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-)Davacı tarafından yapılan 31,40 TL başvurma harcı, 1.200 TL bilirkişi ücreti, 102,50-TL davetiye gideri olmak üzere toplam 1.333,90 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-)Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 4.712,56-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-)Karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacının / davalının gider / delil avanslarından artan bakiyelerinin davacı / davalı / vekillerine iadesine,
Dair davacı … davalı vekilinin yüzünde, davalı/vekilinin yokluğunda; tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.