Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/319 E. 2021/432 K. 09.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/319 Esas
KARAR NO:2021/432

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:31/03/2017
KARAR TARİHİ:09/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilleri desteği olan …’nin geçirdiği trafik kazası sonucu vefat etmiştir. …’nin desteğinden yoksun kalan müvekkilleri adına davalı … Hesabı’na başvuruda bulunulduğu fakat talepleri tam ve gerekli şekilde karşılanmadığını, müvekkillerin uğradığı destekten yoksun kalma tazminat zararı yapılacak hesaplama ile tespit edildikten sonra yapılmış olan ödemenin eksik olduğunu, 20.06.2016 günü saat 10:10 sıralarında … isimli şahsın sevk ve idaresinde bulunan ayrıca içerisinde yolcu mevcut … plaka sayılı aracın belirtilen mevkiide her hangi bir sesli, görüntülü trafik işaret ve işaretçisinin bulunmadığını muhtemelen üçüncü şahıslar tarafından yapılan demiryolu ile stabilize yolun kesiştiği alandan kontrolsüz geçiş yapmak istediği sırada … ait makinistliğini … ve … isimli şahısların yaptığı … sefer sayılı 1 lokomotif 8 yolcu vagonu mevcut trenin çarpmasına maruz kalması sonucunda ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, söz konusu kazaya ilişkin olarak … Cumhuriyet BaşsavcıItgı’nca aldırılan kusura ilişkin bilirkişi raporuna göre … plaka sayılı araç sürücüsü … Asli (Tamamen) kusurlu olduğunu, lokomotif sürücüsü ve yardımcısının ise her hangi bir kusuru bulunmadığını, meydana gelen trafik kazasında müvekkillerin desteği … … plaka sayılı araçta yolcu olarak bulunmadığını, bu sebeple kusura katılması söz konusu olmayacağını, meydana gelen trafik kazasında … plakalı araçta yolcu olarak bulunan müvekkillerin desteği… vefat ettiğini, müvekkillerin eşi ve babası olan Müteveffa … evin ve müvekkillerin tüm ihtiyaç ve gereksinimlerini karşılamakta olduğunu, meydana gelen bu acı olay sonrasında müvekkilleri müteveffanın tüm maddi desteğini yitirdiğini ve desteğinden yoksun kaldığını, bundan dolayı müvekkillerin maddi olarak çok zor günler geçirdiğini ve geçirmeye de devam ettiğini, haklı davanın kabulü ile tahkikat sonucunda müvekkillerin zararının değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere asgari 1.000-TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve ücreti vekâletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; 26.04.2016 tarihinde Karayolları Trafik Kanunu’nda değişiklik yapıldığını ve müvekkilin kuruma dava açılmadan önce gerekli belgelerle başvuru yapılması şartı getirildiğini, ek tazminat talebi için gerekli belgelerle başvuru yapılmadığından, bu şart yerine getirilmeden ikame edilen işbu davanın usulden reddini, öncelikle, T.C vatandaşı olmayan davacıların bu davayı ikame etme hakkı bulunmadığını, dava hakkı konusunda itirazları bulunduğunu, ikinci olarak davacıların teminat yatırması gerekip gerekmediğinin de değerlendirilmesini talep ettiklerini, teminat yatırılması gerektiğine ilişkin itirazımızı sunduklarını, ancak dava tarihinden itibaren yasal temerrüt faizi işletilmesi gerektiğini, dava tarihinden önce müvekkil kurumun davacılara ödeme yaptığını davacı müvekkilin kurumu ibra ettiğini, müvekkil kurumun sorumluluğunu yerine getirdiğini, bunun yanında tazminat borcunun kaynağının da haksız fiil olan trafik kazası olduğunu, müvekkil kurumun kendisine yapılan başvuruyu inceleyerek ödeme yaptığı için ödeme tarihinden itibaren yasal temerrüt faizi işletilmesi mümkün olduğunu, beyan ve hakları saklı kalmak kaydıyla, davaya cevaplarımızın sunumu ile davanın usul ve esasa ilişkin olarak sunmuş oldukları gerekçeler dikkate alınarak reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin de davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın davacının davalıya sigortalı aracın kusuru nedeniyle vefat ettiğinde destekten yoksun kalma tazminatının dosyası olduğu anlaşıldı.
20/06/2016 tarihli kazada, davacının kusur oranının belirlenmesi için dosya Adli Tıp Kurumu’na gönderilmiş, ATK’nın 13/11/2018 tarihli kusur oranına ilişkin raporunda; Minibüs sürücüsü …’un %100 oranında tam kusurlu davrandığını, makinistler … ve …’nin kusursuz olduklarını, … Genel Müdürlüğü’ne kusur izafesinin mümkün olamayacağı tespit ve rapor edilmiştir.
08/07/2019 tarihli bilirkişisi …’un sunmuş olduğu bilirkişi raporunda özetle; Ödeme tarihindeki verilere göre yapılan hesaplamada davacı …’in maddi zararının %98 oranında karşılanarak yeterli ödemenin yapıldığını ve davacı …’in maddi zararı yönünden ibranamenin geçerli sayılması gerekeceğini ve davalı … Hesabının sorumluluğuna gidilemeyeceğini, ödeme tarihindeki verilere göre yapılan hesaplamada davacı …’ye yapılan ödemenin yetersiz olduğunun tespit edildiğini, güncel verilere göre yapılan hesaplamada davacı …’nin nihai ve gerçek maddi zararının 31.369,60 TL olarak tespit edildiğini, ödeme tarihindeki verilere göre yapılan hesaplamada davacı …’ye yapılan ödemenin yetersiz olduğunun tespit edildiğini, güncel verilere göre yapılan hesaplamada …’nin nihai ve gerçek maddi zararının 26.367,27 TL olarak tespit edildiğini, temerrüt başlangıcının 14/02/2017 kısmi ödeme tarihi ve işleyecek faizin yasal faz olduğu tespit ve rapor edilmiştir.
03/04/2020 tarihli bilirkişisi …’un sunmuş olduğu bilirkişi Ek raporunda özetle; Ödeme tarihindeki verilere göre yapılan hesaplamada davacı …’in maddi zararının %96 oranında karşılanarak yeterli ödemenin yapıldığını ve Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 30/04/2013 tarih ve 2012/3873 Esas , 2013/5911 K. Sayılı kararı ile 11/10/2012 tarih ve 2011/13071 Esas 2012/10944 K. Sayılı kararları dikkate alındığında davacı …’in maddi zararı yönünden ibranamenin geçerli sayılması gerekeceğini ve davalı … Hesabının sorumluluğuna gidilemeyeceğini, ödeme tarihindeki verilere göre yapılan hesaplamada davacı …’ye yapılan ödemenin yetersiz olduğunun tespit edildiğini, güncel verilere göre yapılan hesaplamada davacı …’nin nihai ve gerçek maddi zararının 37.182,31 TL olarak tespit edildiğini, ödeme tarihindeki verilere göre yapılan hesaplamada davacı …’ye yapılan ödemenin yetersiz olduğunun tespit edildiğini, güncel verilere göre yapılan hesaplamada davacı …’nin nihai ve gerçek maddi zararının 30.964,47 TL olarak tespit edildiğini, temerrüt başlangıcının 14/02/2017 kısmi ödeme tarihi ve işleyecek faizin yasal faiz olduğunu, işbu ek raporda hesaplanan maddi zarar tutarlarının kök rapordan daha fazla olmasının 01/01/2020 tarihi itibari ile %15 oranında artan asgari ücretlerin de hesaplamada dikkate alınmasından kaynaklandığı tespit ve rapor edilmiştir.
29/03/2021 tarihli bilirkişisi …’un sunmuş olduğu bilirkişi ikinci Ek raporunda özetle; Ödeme tarihindeki verilere göre yapılan hesaplamada ödeme tarihindeki verilere göre yapılan hesaplamada davacılara yapılan ödemenin yetersiz olduğunun tespit edildiğini, güncel verilere göre yapılan hesaplamada davacı …’nin talep edebileceği maddi zararının garameten 75.778,54-TL, davacı …’nin talep edebileceği maddi zararının 9.905,58-TL olarak tespit edildiğini, davacı …’nin talep edebileceği maddi zararının 7.992,88-TL olarak tespit edildiğini, temerrüt başlangıcının 14/02/2017 kısmi ödeme tarihi ve işleyecek faizin yasal faiz olduğunu, işbu ek raporda hesaplanan maddi zarar tutarlarının 1. Ek rapordan farklı olmasının, AYM’nin iptal kararı ile Yargıtay 17. HD 14/01/2021 tarih ve 2020/2598 esas 2021/34 karar sayılı kararının dikkate alınmasından kaynaklandığı tespit ve rapor edilmiştir.
Davacı vekili 20/04/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile dava talebini fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 25.430,22-TL ıslah ederek toplamda 93.677,00-TL olarak ıslah etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde ve değerlendirildiğinde;
Davacı taraf, destekleri olduğunu iddia ettikleri …’nin 20/06/2016 tarihinde gerçekleşen trafik kazası neticesinde hayatını kaybetmesi nedeniyle tazminat talebinde bulunmuş olup, dava dilekçesi ekinde yer alan … … Cumhuriyeti/ İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Aile Defteri’nin tercüme evrakından; davacı …’nın vefat eden …’nin eşi, diğer davacılar … ve …’in ise vefat eden …’nin çocukları olduğu, çocukların yaşı da dikkate alındığında aralarında destek ilişkisinin bulunduğu anlaşılmıştır.
20/06/2016 tarihinde gerçekleşen trafik kazası neticesinde davacıların desteği …, … plakalı araçta yolcu olarak bulunmakta olup, ATK Trafik İhtisas Dairesinin 13/11/2018 tarihli raporu ile … plakalı minibüs sürücüsü …’un %100 kusurlu olduğu, makinistler … ve …’nin ise kusursuz oldukları belirlenmiş, sürücünün tamamen kusurlu olduğu tespit edildiğinden ve davacıların desteği ise minibüste yolcu olarak bulunduğundan, kazanın gerçekleşmesinde …’nin kusurunun bulunmadığı anlaşılmıştır.
Aktüer bilirkişiden alınan kök rapor ile 1.ek raporunda davacıların talep edebileceği tazminatın hesaplanmasında TRH 2010 tablosuna ve %1,8 teknik faiz uygulanarak hesaplama yapılmış, ikinci ek raporda ise tazminatın hesaplanmasında TRH 2010 tablosu ve progressive rant yöntemine göre hesaplama yapılmış olup ikinci ek rapordaki hesaplama yönteminin Yargıtay 17.HD 14/01/2021 tarih 2020/2598 esas 2021/34 karar sayılı ilamı ile Yargıtay 17.HD 24/02/2021 tarih 2019/3292 esas 2021/1848 karar sayılı ilamına uygun yöntemle hazırlandığı anlaşılmaktadır.
Aktüer bilirkişi ikinci ek raporda; davacılara yapılan ödemelerin ödeme tarihindeki verilere göre yapılan incelemesinde yetersiz oldukları tespit edilmiş, davacıların güncel verilere göre hesaplanan nihai ve gerçek maddi zararları toplamı 532.450,36-TL olarak hesaplanmış, ancak tespit edilen tutar, bakiye teminat limitini aştığından, bakiye teminat limiti olan 93.677,00-TL’ye göre davacıların talep edebilecekleri maddi zararları garameten paylaştırılarak hesaplanmış ve netice olarak davacı …’nin talep edebileceği maddi zararının garameten 75.778,54-TL, davacı …’nin talep edebileceği maddi zararının 9.905,58-TL olarak tespit edildiğini, davacı …’nin talep edebileceği maddi zararının 7.992,88-TL olduğu tespit edilmiş, yapılan hesaplama Yargıtay 17.HD 14/01/2021 tarih 2020/2598 esas 2021/34 karar sayılı ilamı ile Yargıtay 17.HD 24/02/2021 tarih 2019/3292 esas 2021/1848 karar sayılı ilamına uygun olduğundan ikinci ek rapor hükme esas alınarak davacı vekilinin 20/04/2021 tarihli ıslah dilekçesi de dikkate alındığında, davanın kabulü ile müteveffa …’nin desteğinden yoksun kalmaları nedeniyle, davacı eş … için 75.778,54-TL destek zararı, davacı çocuk … için 9.905,58-TL destek zararı ve davacı çocuk … için 7.992,88-TL destek zararı olmak üzere toplam 93.677,00-TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 14/02/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
Davanın Kabulüne,
1-Müteveffa …’nin desteğinden yoksun kalmaları nedeniyle, davacı eş … için 75.778,54-TL destek zararı, davacı çocuk … için 9.905,58-TL destek zararı ve davacı çocuk … için 7.992,88-TL destek zararı olmak üzere toplam 93.677,00-TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 14/02/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 6.399,08-TL harçtan peşin alınan 31,40-TL ve 259,00-TL ıslah harcın mahsubu ile bakiye 6.108,68-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 31,40-TL başvurma harcı, 31,40-TL peşin harç, 259,00-TL ıslah harcı, 314,00-TL ATK rapor ücreti, 600,00-TL bilirkişi ücreti, 227,95-TL tebligat/posta masrafı olmak üzere toplam 1.463,75-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Kendisini vekille temsil ettiren davacılar lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 12.849,32-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yatırılan avanstan artan bakiyenin karar kesinleştiğinde yatırana/vekiline iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.09/06/2021

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.