Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/283 E. 2019/472 K. 22.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2017/283 Esas
KARAR NO: 2019/472

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ: 21/11/2016
KARAR TARİHİ: 22/05/2019

Mahkememizde görülen tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi ile, müvekkili şirketin, davalı bankanın … şubesinde hesabı bulunduğunu, müvekkilim hesabından internet şifresi kırılmak suretiyle 18.07.2016 günü 36.500 TL’lik meblağ…bank A.Ş ‘de bulunan… isimli şahsa ait hesabına internet üzerinden EFT yoluyla gönderildiği ve hemen akabinde bu şahıs tarafından hesaptan çekildiğini, işlemin müvekkili şirket bilgisayarından mutad yapılan bir işlem olmayıp internet dolandırıcılığı marifetiyle yapılmış bir işlem olduğunu, davalı bankanın gerekli güvenliği sağlamayarak ve özeni göstermeyerek müvekkili şirketin zarara uğramasına neden olduğunu, aynı gün savcılığa şikayette bulunulduğunu, olay tarihinden bu yana banka yetkilileri ile görüşen müvekkilinin sorunun çözüleceğine inanarak bekledikleri fakat banka yetkilileri söz konusu bedeli müvekkiline ödemeye yanaşmadığını bunun üzerine müvekkili şirket adına davalı bankaya ihtarname gönderildiğini, gerek ihtarname gerek ise davalı banka genel merkezi ile yapılan görüşmelerin bir sonuç vermemesi üzerine davanın açıldığını beyanla, müvekkili şirketin 36.500 TL zararının davalı bankadan ihtarname tarihi olan 05.08.2016 tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize sunduğu yanıt dilekçesi ile, davacının davasının erken açılmış bir dava olduğunu, aynı gün savcılığa başvurmasına rağmen bir tedbir alınamadığını, davacıya tek kullanımlık SMS mesajı ile şifre gönderildiğini, bu şifre kullanılarak işlem yapıldığını, ceza soruşturmasının sonucu beklenilmesini, dolandırıldığını ispatlanamayan davacının davasının yerinde olmadığını beyanda davanın reddini talep etmiştir.
Dilekçe teatisinin tamamlanmasından sonra, Mahkememizce ön inceleme günü tayin edilmiş, uyuşmazlık tespit edilmiş ve tahkikat aşamasına geçilmiştir.
Tahkikat aşamasında bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi heyeti dosyaya sundukları rapor ile davacı şirketin davalı bankanın … Şubesi nezdinde imzaladığı bankacılık hizmet sözleşmesi ile Şubesiz Bankacılık (İnternet Bankacılığı) hizmetlerinden yararlandığını, davacı şirket yetkilisi imzalanan bu sözleşme gereği hesabının bulunduğu banka şubesine gitmeden, kendisine tanımlı 6 ya da 7 haneli kullanıcı kodunu, internet şifresini ve banka sistemine kayıt ettirdiği … nolu GSM hattına (cep telefon hattı) davalı banka sistemi tarafından otomatik olarak SMS ‘le gönderilen tek kullanımlık cep şifresini bilgisayar ekranında doğru girerek, elektronik ortamda internet üzerinden hesabına erişim sağlayıp, hesap işlemleri sorgulama, fatura ödemeleri, döviz ve fon işlemleri, başka hesaplara havale ve EFT işlemleri gibi bankacılık işlemleri yapabileceğini, 18.07.2016 olay tarihine ait IP log kayıtlarının incelenmesinden ve bu kayıtların Internet üzerinden sorgulanmasından davacı şirketin hesabına, … (…) … IP havuzuna dahil … numaralı IP adresi üzerinden, hesaba her giriş yapılmak istendiğinde davacı şirket yetkilisine tanımlı ve yalnızca davacı şirket yetkilisinin kendisi tarafından bilinmesi gereken kullanıcı kodu, internet şifresi gibi kendisine tanımlı statik kişisel bilgileri ile banka sistemine kayıt … nolu GSM hattına ait cep telefonuna banka sistemi tarafından otomatik olarak SMS’le elektronik ortamda gönderilen tek kullanımlık cep şifre ekrande doğru olarak kullanılmak suretiyle, davacı şirketin davalı Banka … Şubesi nezdindeki …nolu hesabına erişim sağlanarak18.07.2016 tarih saat 10:23:37, 10:23:04 ve 10:25:34’de hesap incelemeleri yapıldığı, 18.07.2016 tarih saat 10:27:37’de davacı şirketin yukarda söz konusu edilen hesabından 36.500,00 TL tutar, huzurdaki davada dava dışı olan …bank müşterisi … isimli şahsın TR… IBAN nolu hesabına EFT edildiği, bu EFT işlemi yapıldıktan sonrada davalı banka tarafından davacının banka sistemine kayıtlı … nolu GSM hattına,18.07.2016 tarih saat 10:28:56’da “… Şubesindeki hesabınızdan internet şubesi ile 36.500,00 TL gerçekleşti, hatalı ise … arayınız … Bank” içerikli bilgilendirme kısa mesajı (SMS ) gönderildiği, 18.07.2016 olay tarihine ait IP log kayıtları içeriğinde davacı şirket hesabına, kullanıcı kodu gibi şirket yetkilisine tanımlı statik bilgiler ile tek kullanımlık cep şifre elektronik ortamda kullanılarak … statik IP havuzuna dahil … nolu IP adresi üzerinden de erişim sağlanarak hesap incelemesi yapıldığını, dosya içeriğindeki beyanlardan davacı şirket hesabından … isimli şahsın hesabına EFT edilen tutarın aynı gün 18.07.2016 tarih saat 10:38 itibariyle (10 dakka içinde) ilgili banka şubesinden çekildiği anlaşıldığını, internet üzerinden yapılan işlemlerin IP loğlama kayıtlarının tutulması , ihtilafların çözümünde ispat aracı olarak kullanılabileceği gibi , hukuki ve cezai soruşturmalarda olayın aydınlatılması ve sorumluların yakalanması açısından büyük öneme haiz olduğunu, davalı bankaların dava konusu havale işlemlerinin hangi İnternet servis sağlayıcısı üzerinden ve hangi bilgisayarlarla (IP loğlama) hangi tarih ve saatte yapıldığına ilişkin kayıtları tutuğu ve bu yükümlülüğünü yerine getirdiğini ancak, Internet üzerinden yapılan herhangi bir bağlantıda, IP adresini karşıdaki bilgisayara farklı gösterme işlemine IP… denildiğini, davaya konu olayda havale işlemini gerçekleştiren örgüt elamanlarının IP adreslerini gizlemek ve kendilerine ulaşımı engellemek için IP değiştirici (Proxy) programları kullanmalarının kuvvetle muhtemel olduğunu, davacı şirket vekilinin dava dilekçesindeki beyanların değerlendirilmesinden büyük bir olasılıkla, davacı şirket yetkilisinin şubesiz bankacılık işlemlerinde kullandığı kendisine tanımlı, yalnız kendisinin bilmesi gereken kullanıcı kodu, internet şifresi gibi statik kişisel bilgilerini olta lama (…) adı verilen dolandırıcılık yöntemi ile dolandırıcıların hazırladığı ve davalı banka sitesine benzer bir siteye girerek dolandırıcılara çaldırdığı, yine hesaba her giriş aşamasında banka sistemi tarafından, banka sistemine kayıtlı GSM hattına (Cep telefonu) gönderilecek tek kullanımlık cep şifreyi de, dolandırıcıların önerdiği trojen tipi SMS yönlendirici yazılımı cep telefonuna indirerek, tek kullanım cep şifrenin davaya konu işlemi yapan dolandırıcıların eline geçmesine sebebiyet verdiği kanaatine varıldığını, elektronik Bankacılık işlemlerinde banka müşterinin bilgisayardan yada cep telefonundan girdiği kullanıcı kodu, internet şifresi gibi müşteri statik kişisel bilgileri sistemde saklı kişisel bilgilerle sistem tarafından karşılaştırılarak ve müşterinin banka sistemine kayıtlı GSM hattına her işlemde banka sistemi tarafından SMS’le gönderilen tek kullanımlık dinamik cep şifre girildiğin de, işlemin yetkili kişi tarafından yapılıp yapılmadığı kontrol edilip, sistem gereği işleme onay verildiğini, internet bankacılığı işlemlerinde kişisel bilgilerin doğrulanmasında, güvenliğin sağlanması için geliştirilen teknikler arasında, güvenlik ihtiyacına göre parola, şifre, IP kısıtlaması, smart kart, para çıkışlarında ikinci bir işlem şifresi, işlem yapanın gerçek kullanıcı olup olmadığının tespiti yönünde kimlik belirlemesinde belirlenen araçlara mesaj, akıllı SMS, biyometrik tanımlama, tek kullanımlık şifre üreten cihaz, mobil ve elektronik imza gibi tekniklerden birkaçı uygulanabildiği gibi, güvenlik ihtiyacına göre bunların kombinasyonundan oluşan kademeli bir anlayışı da benimsemenin mümkün olduğunu, davalı banka sisteminde davaya konu olay tarihinde Internet Bankacılık işlemlerinde müşteri kişisel bilgilerin doğrulanmasında, kullanıcı kodu, internet şifresi gibi statik kişisel bilgiler yanında bunlara ilave olarak her işlemde müşteri GSM hattına (cep telefonu) SMS ile gönderilen tek kullanımlık cep şifre kullanılmaktadır. Bu kişisel bilgilerle yapılan işlemler davalı banka Internet bankacılığı işlemlerinde o müşteriye ait yazılı talimat yerine geçtiğini, Internet birden fazla haberleşme ağının (Network) birlikte meydana getirdikleri bir iletişim platformudur. Bilgisayar yardımı ile kullanıcının yarattığı veriler yine bu araçlar yardımı ile belirlenen yerlere Internet yapısı kullanılarak ulaşır. Internet in bu çok taraflı sınırlar ötesi erişim karakteri, güvenlik sorunları başta olmak üzere hukuksal ve teknik sorunları da beraberinde getirdiğini, Internet üzerinden aktarılan bilgilere ulaşmak, web sitesi üzerinden yapılan işlemlerin mahiyetini öğrenebilmek, İnternet bağlantısı olan bilgisayarlarda saklı bilgilere ulaşmak, belli bir güvenlik standartları sağlanmadığı taktirde, gelişen teknolojik olanaklardan ve trojan tipi casus programlardan yararlanmak suretiyle, kötü niyetli kişilerce kolaylıkla gerçekleştirilebilecek bir durum olduğunu, Internet Bankacılığı hizmeti sunan bankaların asli borcu elektronik bankacılık işlemlerinin güvenle yapılabilmesini sağlamaktır. Bankanın bu borcu süreklilik arz ettiği gibi, onun bu borcu yerine getirmesinde ihmale düşmesi halinde müşteri ile yaptığı sözleşmeye sorumsuzluk kaydı koyarak elektronik bankacılık işlemlerinden doğacak zararlardan sorumlu tutulamayacağına yönelik sözleşme kayıtları da bankalar açısından hükümsüz sayılması gerektiğini, elektronik Bankacılık işlemlerinin gerçekleştirilmesinde kullanılan müşteriye ait kullanıcı kodu ve şifre gibi statik kişisel bilgilerin kötü niyetli 3. kişilerce ele geçirilme ameliyesi; yeterli güvenlik önlemleri alınmadan kullanılan bilgisayarlara e-postalarla internet üzerinden gönderilen …,… tipi casus programlar (virüs yazılımları) vasıtası ile gerçekleştirmek mümkün ve büyük bir olasılık dahilinde olduğu gibi, banka tarafından gönderilmiş gibi görünen sahte e-postalarda verilen linkler aracılığı ile, kötü niyetli kişiler tarafından düzenlenmiş sahte banka internet sitesine yapılan girişlerle elde edilebildiğini, İnternet bankacılığı dolandırıcılık işlemlerinde bir şekilde müşterinin kullanıcı kodu ve internet şifresi gibi statik kişisel bilgilerini yukarda söz konusu edilen yöntemlerle ele geçiren dolandırıcıların, her şubesiz bankacılık işleminde müşterinin banka sistemine kayıtlı GSM hattına, banka sistemi tarafından otomatik olarak kısa mesajla (SMS) gönderilen tek kullanımlı cep şifreyi ele geçirmek için; önceleri banka müşterisinin bu GSM hattı cep telefonunun Sim kartının ilgili GSM Operatörleri bayileri kanalı ile sahte kimlikle değiştirip, bu şekilde GSM hattını ele geçirip, tek kullanımlık dinamik cep şifrenin kendi cep telefonlarına gelmesini sağladıkları, GSM operatörleri ile birlikte bankaların bu dolandırıcılık eylemine karşı önlem alınması (sim kartı değişen GSM hatları ile site oluşturulup, en azından 48 saat bu hattın internet bankacılık işlemlerinde kullandırılmamasının sağlanması gibi) üzerine günümüzde dolandırıcıların müşterinin banka sistemine kayıtlı GSM hattına, banka sistemi tarafından otomatik olarak kısa mesajla (SMS) gönderilen tek kullanımlı cep şifreyi ele geçirmek için, müşteri cep telefonuna trojen tipi yönlendirici yazılım yüklenmesini sağlayarak, bankanın müşteri cep telefonuna gönderdiği tek kullanımlık cep şifrenin, müşteriden habersiz müşteri cep telefonundan anında kendi telefonlarına yönelmesini sağladıklarının bilinen bir gerçek olduğunu, dolayısıyla Elektronik bankacılık sistemini daha güvenli kılmak açısından bankaların yeni teknolojilerden faydalanmalarının bir zorunluluk olduğunu, bu sebeple elektronik bankacılık sistemine her girişte kullanılacak kullanıcı kodu ve internet şifresi gibi kişisel statik bilgiler ile müşterinin kayıtlı GSM hattına (cep telefonuna) kısa mesajla gönderilecek tek kullanımlık dinamik şifre yanında Havale, EFT gibi şubesiz bankacılı işlemlerinde, her işlem için değişik bir şifre üreten “şifrematik” yada günümüzdeki internet bankacılık dolandırıcılık uygulamaları ve yöntemleri dikkate alındığında, biyometrik tanımlama, elektronik imza gibi işlem yapanın gerçek müşteri olduğunu belirleyici tedbirlerin alınmasının bir zorunluluk olduğunu,
Davaya konu olayda davacı kendisine tanımlı kullanıcı kodu, internet şifresi gibi statik kişisel bilgileri ile banka sistemine kayıt ettirdiği cep telefonu GSM hattına banka tarafından kısa mesajla her işlem için gönderilen dinamik cep onay şifresini kullanarak hesabı ile ilgili Özgür Bankacılık kalanlarında yararlanarak dilediği bankacılık işlemlerini yapabilmekte olup, doğru şifre girildiğinde bugün için_ mevcut banka sistemi güvenlik uygulamalarının, bu şifrelerin gerçek hesap sahibi mi yoksa 3.kişiler tarafından mı kullanıldığını anlamasının, teknik perspektif ile bugün için mümkün olmadığını, İnternet bankacılığı uygulamalarında kişisel bilgilerle yapılan işlemler yazılı talimat yerine geçtiğinden davacı müşterinin de üzerine düşen bazı yükümlülükleri bulunduğunu, müşteriye tanımlı ve yalnızca müşteri tarafından bilinmesi gereken şifre ve parola gibi kişisel bilgilerle elektronik ortamda 3. kişi hesaplarına yapılan para transfer işlemlerinde tüm zararın bankaya yüklenebilmesi için olayın, sırf bankaya düşen yükümlülüklerin ihlalinden doğduğunun anlaşılması gerektiğini, davaya konu olayda davacıya ait kullanıcı kodu, internet şifresi gibi statik kişisel bilgileri ile davacı müşterinin banka sistemine kayıtlı GSM hattına (cep telefonuna) hesaba her giriş aşamasında banka sistemi tarafından kısa mesajla otomatik olarak gönderilen tek kullanımlık dinamik cep şifrenin, davaya konu işlemi gerçekleştiren dolandırıcılar tarafından, davacını sorumluluk alanından ne şekilde ele geçirildiği dava dilekçesindeki beyanlarından anlaşılarak, bu konuda raporun 4.maddesinde gerekli açıklamalar yapıldığını ve davacı yanın şubesiz bankacılık işlemleri için kullandığı kendisine tanımlı kullanıcı kodu, internet şifresi ve GSM hattına banka sistemi tarafından her hesaba girişte otomatik olarak kısa mesajla gönderilen tek kullanımlık dinamik cep şifrenin davaya konu işlemi yapan dolandırıcıların eline geçmesine sebebiyet verdiği kanaatinin belirtildiğini, bunun sonucu olarak da bu verilerin huzurdaki davaya konu işlemi gerçekleştiren dolandırıcılar tarafından kullanılması sonucu da davaya konu zarar oluştuğundan, oluşan bu zararda davacı yanında müterafîk kusurunun ve sorumluluğunun bulunduğunu,
İnternet bankacılığını müşterilerine sunan ve özendirenin davalı banka olup İnternet ‘ Bankacılığını kullanan banka müşterisi profili de göz önüne alındığında, bu müşterilerden büyük bir bölümünün kullandıkları bilgisayarın ve akıllı cep telefonlarının güvenliği sağlayamadıkları, güvenliklerle ilgili dolandırıcılık yöntem ve teknik terimlerden bir haber oldukları, sorumluluk alanlarından internet bankacılığı işlemlerinde kullandıkları şifre gibi kişisel bilgilerini bir şekilde 3.kişilere (dolandırıcılara) çaldırdıkları ve davalı bankanmda bunu bildiği dikkate alındığında, davalı bankanın objektif özen yükümlülüğü gereği, işlem yapanın gerçek müşteri olup olmadığını belirleyici tek kullanımlık dinamik şifre üreten cihaz, biyometrik tanımlama ve elektronik imza gibi güvenlik önlem ve tekniklerini internet bankacılığım kullanan müşterilerine karşı zorunlu olarak uygulaması gerektiğini, özel yasa ile kurulan ve ekonomik alanda çeşitli imtiyazlar tanınan kuruluşlar ve güven kuruluşları olan bankaların, topladıkları mevduatı sahtecilere karşı özenle korumak zorunda olduklarını, objektif özen borcu altında olan bankaların, hafif kusurlarından dahi sorumlu olduklarını, B.K’nun 99.maddesi uyarınca yapmış oldukları sorumsuzluk anlaşmalarının da geçerli olmadığını, somut olayda davacının kasıtlı olarak şifresini 3.kişiye verdiği asıl fail ile birlikte hareket ettiğinin de, iddia ve ispat edilmediğini, davacının internet bankacılık işlemlerinde kullandığı kendisine tanımlı kişisel bilgileri iradesi, bilgisi ve rızası dışında dolandırıcılar tarafından elde edilip kullanılarak, iradesi ve izni dışında hesabından davaya konu EFT işleminin gerçekleştirildiğini, İnternet bankacılığı yoluyla yapılan işlemlerde işlem yapanın gerçek müşteri olup olmadığı konusunda gerekli önlemleri almayan bankanın, kural olarak özen yükümlülüğünü ihlal ettiğinden oluşan bu zararda, davalı yanın da müterafık kusurunun ve sorumluluğunun bulunduğunu bildirmişlerdir.
Taraf vekilleri rapora karşı itirazlarını yazılı olarak sunmuşlar, itirazların değerlendirilmesi için bilirkişi heyetinden ek rapor alınmıştır.
Bilirkişi heyeti ek raporlarında da büyük bir olasılıkla davacı şirket yetkilisinin şubesiz bankacılık işlemlerinde kullandığı kendisine tanımlı, yalnız kendisinin bilmesi gereken kullanıcı kodu, internet şifresi gibi statik kişisel bilgilerini oltalama adı verilen dolandırıcılık yöntemi ile dolandırıcıların hazırladığı ve davalı banka sitesine benzer bir siteye girerek dolandırıcılara çaldırdığı, yine hesaba her giriş aşamasında banka sistemi tarafından banka sistemine kayıtlı GSM hattında gönderilecek tek kullanımlık cep şifreyi de dolandırıcıların gönderdiği SMS yönlendirici yazılımı cep telefonuna indirerek tek kullanımlık cep şifrenin davaya konu işlemi yapan dolandırıcıların eline geçmesine sebebiyet verdiği kanaatine varıldığı, banka tarafından gönderilmiş gibi görünün sahte e postalarda verilen linkler aracılığı ile kötü niyetli kişiler tarafından düzenlenmiş sahte banka internet sitesine müşteri tarafından yapılan girişlerle elde edilebildiği, oluşan zararda tarafların müterafik kusurlu oldukları yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Dava, davalı banka nezdinde açılmış olan hesaptan davacının bilgisi ve izni dışında internet yolu ile yapılan işlemler sonucu dava dışı gerçek kişi hesabına EFT yapılması suretiyle aktarılan paranın iadesi istemine ilişkindir.
Bankalar kendilerine yatırılan paraları mudilere istendiğinde veya belli bir vadede ayni veya misli olarak iade etmekle yükümlüdür. (4491 sayılı Yasa ile değişik 4389 sayılı Bankalar Kanunu’nun 10/4 ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 61. maddesi). Bu tanımlamaya göre, mevduat ödünç ile usulsüz tevdi sözleşmelerinin niteliklerini taşıyan kendine özgü bir sözleşmedir. BK’nın 306 ve 307. maddeleri uyarınca ödünç alan, akdin sonunda ödünç verilen parayı eğer kararlaştırılmışsa faizi ile iadeye mecburdur. Aynı Yasa’nın 472/1. maddesi uyarınca usulsüz tevdide paranın nef’i ve hasarı mutlak şekilde saklayana geçtiği için ayrıca açıklamaya gerek kalmadan saklayan bu parayı kendi yararına kullanabilir. Bu açıdan değerlendirildiğinde, usulsüz işlemle çekilen paralar aslında doğrudan doğruya bankanın zararı niteliğinde olup, mevduat sahibinin bankaya karşı alacağı aynen devam etmektedir. Usulsüz işlemlerin gerçekleşmesinde ispatlandığı takdirde mevduat sahibinin müterafık kusurundan söz edilebilir ve banka bu kusur oranı üzerinden hesap sahibinin alacağından mahsup talebinde bulunabilir.
Somut olayda dava konusu işlem, davacıya ait paranın, davalı bankaya karşı gerçekleştirilen sahtecilik işlemleri neticesinde, internet bankacılığı yolu ile hesaptan para aktarımı işlemi olup, bu durum davalı bankayı aldığı mevduatı iade etme yükümlülüğünden kurtarmayacağı gibi, bilirkişi heyetinin, davacıyı ait kullanıcı kodu, internet şifresi, cep şifrenin dolandırıcılar tarafından davacının sorumluluk alanından ne şekilde ele geçirildiğinin dava dilekçesindeki beyanlar ve soruşturma aşamasında verilen ifade tutanağından anlaşılmakla, tarafların eşit oranda müterafik kusurlu oldukları yönündeki görüşü Mahkememizce de yerinde görülmekle, zararın meydana gelmesinde tarafların müterafik kusurlu oldukları kanaati ile davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM:
1-Davanın kısmen kabulü ile 18.250,00 TL’nın temerrüt tarihi 15.08.2016 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi oranında tarihi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine,
2-Kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan alınması gerekli 1.246,65 TL harçtan peşin alınan harcın mahsubu ile eksik kalan kısmın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından karşılanan 1.943,00 TL yargılama giderinin kabul ret oranına göre hesaplanan 971,50 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine; bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesaplanan 2.190,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından karşılanan 13,00 TL yargılama giderinin kabul ret oranına göre hesaplanan 6,50 TL’sinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine;
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesaplanan 2.190,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, (Dava konusunun para alacağına ilişkin olup, doğrudan Tarifenin 3.Kısmına tabi olduğu, bu itibarla, Tarifenin 13.maddesinde belirtilen ikinci kısım ikinci bölümde gösterilen hukuki yardımlardan olmadığından 13.madde kapsamında değerlendirilemeyeceği, zira anılan maddenin Tarifenin 2.Kısım 2.Bölümüne giren yani konusu para olmayan veya para ile değerlendirilemeyen davalara ilişkin olduğu, eldeki davanın ise doğrudan konusunun para olduğu nazara alınarak vekalet ücreti Tarifenin 3.Kısım hükümlerine göre hesaplanmıştır. )
7-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.

Katip

Hakim