Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/250 E. 2018/667 K. 10.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/250 Esas
KARAR NO : 2018/667
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/10/2016
KARAR TARİHİ : 10/07/2018
İstanbul …. Tüketici Mahkemesinin …-… E.K. Sayılı 10.11.2016 tarihli kararı ile menfi tespit davası, görevsizlik kararı ile Mahkememize tevzii gedilmekle yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı banka tarafından vekiledeni ve diğer borçlular aleyhine …. İcra müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası ile 01.04.2016 vade tarihli 500.000-TL bedelli senede dayalı olarak icra takibine girişildiğini, müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla vekiledenine gönderilen ödeme emri ile 63.493,97-TL nin ödenmesi talep edilmiş ise de, takip konusu bonoda imzası bulunanlardan hiçbirisinin bonoda yazılı olan 500.000-TL’yi davalı bankadan almadığını, dolayısıyla söz konusu bononun gerçek bir borç karşılığı düzenlenmediğini, isbat külfetinin davalıda olduğunu ayrıca bono içeriğinde ihdas sebebi nakit olarak belirtilmiş ve bononun bu kayıtla bağlı olduğunu, bedel kaydının alacaklı tarafından ta’lili halinde de ispat yükünün temel borç ilişkisine dayanan alacaklı yanda olduğunu , davalı bankanın davaya konu bonoya dayalı olarak keşideci ve diğer müşterek borçlulara bu bedeli nakten ödediğini makbuz ya da hesaplarına aktarılmış havale, EFT yada virman işlem belgesi ile kanıtlaması gerektiğini beyanla, takibe konu olan bonodan dolayı borçlu olmadığının tespiti ile, takibin ve takibe konu bononun iptaline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:
Davalı vekili davaya süresinde cevap vermemişler, Ön inceleme duruşmasında davaya dayanak edilen bononun bütün şartlara haiz olduğunu, ayrıca icra takibinin 500.000.-TL miktarlı icra takibi olmayıp, bonoda borçlu olarak gözükenlere sadece 60.000.-TL verildiğini ve dolayısıyla 60.000.-TL ve işleyen faiz ve komisyonu için takibe giriştiklerini, vekiledeni bankanın, borçlulara genel kredi sözleşmesine dayalı olarak 60.000.-TL kullandırdığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
GEREKÇE:
Dava ; İİK. 72. maddesine dayalı menfi tespit davasıdır.
Getirtilip incelenen …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyasında; alacaklı …bank A.Ş. Tarafından borçlu … ve diğer borçlular … Uluslararası Dış tic. Ltd. Şti., … ve … aleyhine 28.04.2010 tanzim, 01.04.2016 vade tarihli 500.000-TL miktarlı bonoya dayalı olarak 60.000-TL asıl alacak, 3.313,97-Tl işlemiş faiz ve 180,00-TL %0,30 komisyon alacağı olmak üzere toplam 63.493,97-TL alacak için kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe girişildiği, davalı-borçluya ödeme emrinin 20.10.2016 tarihinde tebliğ edildiği, takibin kesinleştiği ve takibin derdest olduğu anlaşılmaktadır.
Davacının, … Uluslararası Dış Tic Ltd Şti’nin borçlu olarak imzaladığı bonoda müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzasının bulunduğu, davacının imza itirazı bulunmadığı, davanın öncelikle harç yatırılmadan Tüketici Mahkemesine açıldığı ve …. Tüketici Mahkemesince verilen görevsizlik kararı üzerine dosyanın Mahkememize tevzii edildiği, davacı vekili tarafından dava konusu edilen 63.493,97-TL üzerinden Harçlar Kanunu uyarınca harcın tamamlattırıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce dosyaya ibraz edilen tüm deliller, iddia ve savunmalar davalı vekilinin borçlulara genel kredi sözleşmesine dayalı kredi kullandırıldığı beyanı doğrultusunda banka tarafından kredi sözleşmesine dayalı kredi borçlusuna yapılan ödemeler, borç miktarı ve dava konusu bononun teminat fonksiyonunu devam ettirip ettirmediği yönünden bankacı bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, bankacı bilirkişi 27.11.2017 tarihli ön raporunda, davalı banka tarafından sunulması gereken tüm belgeleri sıra numarası ile bildirmişler ve belgelerin sunulması halinde rapor düzenlenebileceğini beyan etmişlerdir,
Bilirkişi ön raporu doğrultusunda, davalı vekiline eksiklikleri tamamlaması için 2 hafta süre verildiğine dair uyarılı tebligat yapılmış, ancak verilen sürede eksiklikleri giderilmemiş, davada ispat külfeti davalı yanda olmakla ön rapor doğrultusunda eksiklikleri tamamlamaları için eksik olan belgelerin fazlalığı ve talep doğrultusunda 27.03.2018 tarihli celsede ayrıca 3 hafta daha kesin süre verilmiş, celse arası davalı vekilinin 17.04.2018 tarihli talepleri ile 1 hafta daha ek süre talebinde bulunmaları üzerine mahkememizce 26.04.2018 tarihli kararla davalıya 17.04.2018 talep tarihinden geçerli olmak üzere 1 hafta ek süre daha verilmiş, ön rapordaki eksikliklerin 4 ay içerisinde davalı tarafından tamamlanmadığı anlaşılmmıştır.
Davalı vekili bu kez yeniden ek süre talebi ile birlikte davalı bankaya teskere yazılmasını talep etmişler, banka ile görüşmelerinde kopukluk olduğunu, gerekli evrakların tamamını temin edemediklerini, temin edebildiklerini sunduklarını beyan etmişlerdir . Bu talep birden çok fazla verilen süreden sonra davayı uzatmaya yönelik addedilmiştir. Zira ne dosyaya ne icra dosyasında davalı yanın dayanak ettiği kredi sözleşmesi dahi sunulmamıştır.
Davacı vekili usul yasasının açık olduğunu, ispat külfetinin davalıda olduğunu, mahkemece verilen kesin sürelere uyulmadığını beyanla, davanın kabulüne, bonodan dolayı vekiledeninin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Somut olayda ispat yükü MK ‘nun 6. maddesindeki genel kural gereği davalı – alacaklıdadır. Dosyada davalı tarafından ibraz edilmiş kredi işlemleri talep formu sureti, asıl ve kefil borçlulara gönderilen … 8. Noterliğinin 07.04.2016 tarihli ihtarnamesi (ekleri hesap özeti ve tebliğ şerhi yoktur) ve bono aslı mevcut olup, verilen uzun süreli kesin mehillere rağmen davalı banka vekili ön rapor doğrultusunda istenilen ve davanın ispatı için zorunlu belgeleri ibraz etmemişlerdir.
Kambiyo senetleri kural olarak sebepten mücerret iseler de, tek başına alacağın varlığını ispata yeterli değillerdir. Bononun hangi alacak sebebiyle verildiği ve dayanağı davalı yanca kanıtlanmalıdır. Davalı yana HMK uyarınca tanınmış süreler ve mahkemece verilen sürelere rağmen davayı ispata dair delillerini sunmadıkları, davaya cevap vermedikleri, yemin deliline de dayanmadıkları, sonuç itibariyle davalının ispat yükünü yerine getirmediği, takip konusu bononun gerçek bir borcu temsil ettiğinin ve dava konusu bonoya dayalı olarak davalı bankanın alacaklı olduğunun kanıtlanamadığı anlaşılmakla, davacının takibe dayanak edilen bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitine karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür.
Bu itibarla
HÜKÜM:
DAVANIN KABULÜNE,
1-) Davacının … İcra Müd … takip dosyasına dayanak edilen; 01.04.2016 ödeme günlü, 500.000-TL bedelli, 28.04.2010 tanzim tarihli bonodan dolayı davalıya BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
3-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 4.337,21-TL karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 1.085,00-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.252,21-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-)Davacı tarafından yapılan 31,40-TL başvuru harcı, 1.085,00-TL peşin harç, 4,60-TL vekalet harcı, 119,00-TL davetiye gideri olmak üzere toplam 1.240,00-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-)Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 7.334,34-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-)Davacının gider avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya/ vekiline iadesine,
Davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle karar verildi. 10/07/2018

Katip Hakim