Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/234 E. 2018/577 K. 25.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/234 Esas
KARAR NO : 2018/577
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/03/2017
KARAR TARİHİ: 25/06/2018
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıya 08/02/2010 tarihinde …, … ilçesi, … mah. … pafta, … ada, … parselde kayıtlı üzerinde ev inşaatı bulunan arsasını 142.000,00-TLye sattığını ve parasını peşin aldığını, daha sonra davalının müvekkilini arayarak arsanın imar izninde belediyeden kaynaklanan imar probleminin olduğunu bildirerek sorunu çözmek üzere bir araya gelmelerini teklif etmesi üzerine müvekkilinin davalı ve davalının oğlu ile birlikte kahvehanede buluştuklarını, davalının oğlu ve tanımadığı bir şahıs tarafından tehdit edilerek ve cebir uygulanarak 142.000,00-TL’lik senet imzalatıldığını, akabinde belediyeden imar ile ilgili problemin çözülmesi üzerine zorla imzalatılan senedi davalıdan talep ettiğinde davalının senedi yırtıp attığını beyan etmesine rağmen daha sonra İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ve müvekkilinin maaşının dörtte birine haciz onulduğunu, müvekkilinin suç duyurusunda bulunması üzerine … 15 Sulh Ceza Mahkemesince bedelsiz senedi kullanma suçundan cezalandırıldığını, bu karar üzerine icra dosyasından maaşı üzerine konulan haciz tek taraflı olarak fek ettirildiğini, müvekkilince ihtarname ile kesintilerin iadesine yönelik ihtarat gönderilmesine rağmen icra dosyasından tekrar maaşa haciz konulduğunu, bu güne kadar menfi tespit davasını gerekli harçları yatırma imkanı bulunmadığından açılamadığını, bu kez borç bulunarak bu davanın açılması zorunlu hale geldiğini belirterek, davanın kabulü ile yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini bilvekale talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının tamamen kötüniyetli olup aslında eylemleri ile müvekkilini mağdur ettiği, davacının bonoya ilişkin müvekkilinden nakit olarak aldığı davacının taleplerinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek, davanın reddi ile yagrılama giderleri ve ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini bilvekale arz ve talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, kambiyo senedine dayalı menfi tespit davasıdır.
Davacı vekili delil ve belgelerini ibraz etmiş, davada; İstanbul Anadolu 15. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2012/1181 Esas sayılı dosyası ve içeriğine, duruşma tutanaklarına, ifadelere, … 4. Noterliğinin 22/05/2014 tarih ve … yevmiye no’lu ihtarına, İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ve içeriğine, 142.000-TL’lik bono aslına, takip talebine, 31/03/2014 tarihli maaştan haczin fekkine dair müzekkereye, bilirkişi incelemesi, tanık ve her türlü delaile dayanmıştır.
Mahkememizin 22/02/2016 tarihli … E. … K. Sayılı kararında; “…Öncelikle satışa konu taşınmaz üzerinde satış tarihinde bazı imar sorunlarının bulunduğu, bu hususun her iki tarafında bilgisinde bulunduğu, davalının da ceza dosyasındaki beyanlarında açıkça belirttiği üzere imar sorunlarını bilerek taşınmazı satın aldığını beyan ettiği, bu sorunların çözümü amacıyla dava dava konusu senedin düzenlendiği, senedin teminat amaçlı olarak davacı tarafından davalıya verildiği kanaatine varılmıştır. Öncelikle senedin tanzim tarihi ile tapudaki satış tarihi 08/02/2010 tarihi olup, aynı tarihtir. Satış bedeli ile senet bedeli de 142.000,00 TL olup aynı miktara tekabül etmekle uyumludur. Dolayısıyla davacının aynı gün taşınmazını davalıya peşin olarak satıp bedelini alıp, davalıdan tekrar üstelik satış bedeli ile aynı miktarda 142.000,00 TL borç para alması hayatın olağan akışına aykırı bir durumdur. Davalı ceza dosyasında polisteki 03/02/2012 tarihli ifadesinde parayı verdiği tarihi, elden mi yoksa banka havalesi yoluyla mı verdiğini hatırlamadığını beyan ettiği, ancak daha sonra parayı elden verdiğini iddia ederek çelişkili beyanlarda bulunduğu anlaşılmaktadır. Ceza dosyasında da davalının bedelsiz senedi kullanma suçundan mahkumiyetine karar verilmiş ve karar HAGB kararı ile 12/02/2014 tarihinde kesinleşmiştir. Davalı senedin 08/02/2010 tarihi olan tanzim tarihinin geriye dönük olarak yazıldığını iddia etmiş ise de, bu iddiasını ispata elverişli yazılı herhangi bir delil ileri sürememiştir. Tüm bu nedenlerle senedin davacı tarafından davalıya satılan taşınmazdaki imar sorunlarının çözümü için teminat olarak verildiği, senedin gerçek bir alacağı içermediği, bu nedenle senetten dolayı davacının davalıya borcunun bulunmadığı anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı senedin lehdarı konumundadır. Dolayısıyla senedin teminat amaçlı olduğunu ve bedelsiz olduğunu bilebilecek durumda olmasına rağmen senedi takibe koyarak tahsil yoluna gitmesi nedeniyle takipte kötüniyetli olduğu anlaşılmakla davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiştir. Açıklanan tüm bu gerekçelerle; davanın Kabulüne, davacının davalıya 08/02/2010 tanzim tarihli 15/04/2011 vadeli, 142.000,00 TL bedelli, lehtarı davalı ve borçlusu davacı olan senet nedeniyle borçlu olmadığının Tespitine…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Davalı tarafın Mahkememizin … E…. K. Sayılı kararını temyiz etmesi üzerine dosya Yargıtay …. Hukuk Dairesinin 01/12/2016 tarih … E. … K. Sayılı ilamı ile “…Somut olayda, cevaba cevap dilekçesinin tebliğ edilmediği ve ön inceleme yapılmadığı görülmüştür. Bu hal yukarıda belirtilen usul kurallarına aykırılık oluşturduğundan hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün Bozulmasına, bozma nedenine göre davalının öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına…” şeklinde bozularak, Mahkememizin … sayılı yeni Esas sırasına kaydı yapılmıştır.
Mahkememizce Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda gerekli işlemler yapılarak eksiklikler giderilmiş, davacının davalıya 08/02/2010 tarihinde İstanbul ili Sancaktepe ilçesi, Yenidoğan mah. … pafta … ada … parselde kayıtlı üzerinde ev inşaatı bulunan arsasını 142.000,00-TL bedelle sattığı, bedelini peşin aldığı , davacının taraflar arasında düzenlenen 08/02/2010 tanzim tarihli 15/04/2011 vadeli, 142.000,00 TL bedelli, lehtarı davalı ve borçlusu davacı olan senet nedeniyle borçlu olmadığının tesbitini talep ettiği anlaşılmaktadır. Öncelikle satışa konu taşınmaz üzerinde satış tarihinde bazı imar sorunlarının bulunduğu, bu hususun her iki tarafında bilgisinde bulunduğu, davalının da ceza dosyasındaki beyanlarında açıkça belirttiği üzere imar sorunlarını bilerek taşınmazı satın aldığını beyan ettiği, bu sorunların çözümü amacıyla dava dava konusu senedin düzenlendiği, senedin teminat amaçlı olarak davacı tarafından davalıya verildiği kanaatine varılmıştır. Öncelikle senedin tanzim tarihi ile tapudaki satış tarihi 08/02/2010 tarihi olup, aynı tarihtir. Satış bedeli ile senet bedeli de 142.000,00 TL olup aynı miktara tekabül etmekle uyumludur. Dolayısıyla davacının aynı gün taşınmazını davalıya peşin olarak satıp bedelini alıp, davalıdan tekrar üstelik satış bedeli ile aynı miktarda 142.000,00 TL borç para alması hayatın olağan akışına aykırı bir durumdur. Davalı ceza dosyasında polisteki 03/02/2012 tarihli ifadesinde parayı verdiği tarihi, elden mi yoksa banka havalesi yoluyla mı verdiğini hatırlamadığını beyan ettiği, ancak daha sonra parayı elden verdiğini iddia ederek çelişkili beyanlarda bulunduğu anlaşılmaktadır. Ceza dosyasında da davalının bedelsiz senedi kullanma suçundan mahkumiyetine karar verilmiş ve karar HAGB kararı ile 12/02/2014 tarihinde kesinleşmiştir. Davalı senedin 08/02/2010 tarihi olan tanzim tarihinin geriye dönük olarak yazıldığını iddia etmiş ise de, bu iddiasını ispata elverişli yazılı herhangi bir delil ileri sürememiştir. Tüm bu nedenlerle senedin davacı tarafından davalıya satılan taşınmazdaki imar sorunlarının çözümü için teminat olarak verildiği, senedin gerçek bir alacağı içermediği, bu nedenle senetten dolayı davacının davalıya borcunun bulunmadığı anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı senedin lehdarı konumundadır. Dolayısıyla senedin teminat amaçlı olduğunu ve bedelsiz olduğunu bilebilecek durumda olmasına rağmen senedi takibe koyarak tahsil yoluna gitmesi nedeniyle takipte kötüniyetli olduğu anlaşılmakla davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiştir. Açıklanan tüm bu gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davacının davalıya 08/02/2010 tanzim tarihli 15/04/2011 vadeli, 142.000,00 TL bedelli, lehtarı davalı ve borçlusu davacı olan senet nedeniyle borçlu olmadığının TESPİTİNE,
3-Davalı tarafça İstanbul …. İcra müdürlüğü … Esas sayılı dosyasından tahsil edilen 9.761,00 TL nin davalıdan dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine ,
4-Senet bedeli üzerinden % 20 olarak hesaplanan 28.400,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 10.366,79-TL harçtan peşin alınan 2.591,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 7.775,09-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafından bozma öncesinde yapılan 2.620,70 TL(başvurma harcı, peşin harç, vekalet harcı), 72,00 TL tebligat ile posta gideri bozma sonrası yapılan 161,75-TL tebligat gideri olmak üzere toplam; 2.854,45-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine ,
7-Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 14.890,88-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Tarafların gider avansından artan bakiyelerinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzünde; tarafların gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren on beş günlük süre içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/06/2018

Katip e-imza Hakim e-imza