Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/233 E. 2020/578 K. 26.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/233 Esas
KARAR NO : 2020/578
DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/12/2016
KARŞI DAVA : Alacak
KARŞI DAVA TARİHİ : 12/04/2017
KARAR TARİHİ : 26/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkilinin akaryakıt sektörüne 2010 yılında girdiğini davalı ile aralarında akaryakıt bayilik sözleşmesiyle dikey ilişki kurulduğunu ve bu ilişkinin 2016 yılı aralık ayına kadar devam ettiğini, müvekkilinin 2014 yılında üçüncü Bir akaryakıt istasyonu daha satın aldığını, bu nedenle davalı ile ikinci kez dikey ilişki kurulduğunu buradaki risklerin önüne geçebilmek icin 100.000,00 TL değerinde iki adet banka teminat mektubu teslim ettiğini, müvekkilinin akaryakıt bedellerini hiç problemsiz ödediği halde, akaryakıt pazarındaki payını davalı 2,4 iken Havza pazarına kendi payınıda ekleyerek bu payı %140 lara çıkardığı halde miktarını yine 5.000 metre küpe çıkarttığı halde müşterilerin araçlarında arıza oluştuğunda itibarının sarsılmasına engel olmak için davalı tarafından araçların tamir bedellerinin ödendiği halde davalının davacıya ait olan satış alanına ikinci ve üçüncü bayilikleri verdiğini, buradaki ticari şartları müvekkiline tanımadığı için müvekkilinin müşterilerinin müvekkilinin bayilerini terkettiğini, bundan dolayı müvekkilinin ticari faaliyetlerini devam ettiremediğinden haklı nedenle sözleşmeyi feshetme zorunda kaldığını, davalı firmanın son aldığı akaryakıt bedeli için müvekkili aleyhine icra takibi açma ve teminat mektuplarını ayrıca tazmin etme ihtamelinin yüksek olduğunu, müvekkilinden satış bedellerinden tahsil etmesine rağmen müvekkiline bu yönde tehdit ettiğini, bu nedenle aleyhlerine icra takibi başlatılmadan evvel bu davanın açılmasında zaruret bulunduğunu, bayilik sözleşmesinin Havza ilçesinde bulunan bu iki istasyonda ifa edildiğini. Bu nedenle HMK 10. Madde gereğince mahkememzini de yetkili olabileceğini, izah edilenlerden dolayı doğacağı mutlak olan zararın önlenmesi için ihtiyati tedbir talebinde bulunulması gerektiğini, müşteri numarası belirten fatura kullanarak açılacak olan tedbirin durdurulmasına ihtiyati tedbiren karar verlimesi gerektiğini, iddia ederek öncelikle İİK 72. Madde gereğince ihtiyati tedbir kararı verilmesini, müvekkilinin davalıya borcu olmadığının tespit edilmesine ve yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili yeniden 03/01/2017 havale tarihli dilekçesi ile durumun ve şartların değiştiği iddiasıyla tedbir kararı verilmesini içerir dilekçinden özetle; 29/12/2016 tarihinde davalının talebi üzerine müvekkilinden 2 teminat mektubunun bedeli olan 200.000,00 TL yi tahsil ettiğini, bankaya sundukları tazmin taleplerinin incelenmesinde sözleşme hükümlerini yerine getirmediği ve borcunu ödemediğinden 100.000,00 TL bedelli mektubun ödenmesinin rica edildiğini, iddia edilen bu hususlar gereğince davalının icra takibi açma kararında sebahat ettiğinin sabit olduğunu, bankaların yazısı nedeniyle müvekkilinin kredi yönünden güvenilir olmayan tacir karalamasıyla karşılaşacağını, müvekkilini davalının böyle bir tahsilat yapması karşısında kredinin katledilebilceği hususunda uyardığını iddia ederek, fatura bedellerininde ödenmiş olması sebebiyle borçlu olmadığının sabit olduğunu, davalının halen daha bu faturalar kaynaklı icra takibi yaparak müvekkilini tehdit ettiğini, müvekkilinin tüm ihtisati faaliyetini yok olmasının engellemek amacıyla İİK 72/2 gereği ihtiyatid tedbiri kararı verilmesinin talep etmiştir.
CEVAP-KARŞI DAVA:
Davalı vekili cevap – karşı dava dilekçesinde; Davacıya iki ayrı istasyon için iki ayrı bayilik sözleşmesi ile bayilik hakkı tanındığını, vekiledeni şirketin , davacı tarafça verilmiş olan teminat mektuplarını davacı tarafın cari hesap borçlarına mahsup ettiğini, davacının vekiledeninden mal satın aldığını akabinde bedellerinin teminat mektuplarını nakde çevrilerek ödenmesini talep ettiğini, sonrada huzurdaki davayı ikame ettiğini keza davalının fatura muhteviyatına bir itirazı olmadığı gibi fatura konusu ürünlerinde davacıya teslim edildiğini, dolayısıyla davacının ürün bedellerinden sorumlu olduğunu, açılan asıl davanın usul ve yasaya aykırı olduğundan reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Karşı davaya yönelik olarak; Karşı davalı … Limited Şirketi ile davalı arasında Akaryakıt Bayilik Sözleşmeleri ve Protokolleri imzalandığını, Akaryakıt bayilik sözleşmesi davacı karşı davalının her bir istasyonu için ayrı ayrı olacak şekilde imza edildiğini, diğer davalı …, Petrolün davalı şirket nezdindeki doğduğunu ve doğacak borçlarına garantör olduğunu, İmzalanan sözleşmeler ile karşı davalı şirketin davahnm 2019 yılına kadar bayisi olması sağlandığını ve karşı davalıya 2 farklı istasyon için bayilik hakkı tanındığım, taraflar arasında akdedilmiş olan bayilik sözleşmeleri ile karşı davalının davalı bayisi olduğu yerler ise “Yenice Mahallesi … Sokak No: … Mahallesi … Caddesi No: … /Samsun’ adresleri olduğunu karşı davalı tarafa bayilik hakkı ile birlikte, karşı davacı davalı şirket tarafından uygun ticari koşullar sağlandığını, vade farksız ürünler ile sözleşme süresince kullanılmak üzere ariyet menkuller verildiğini, ayrıca karşı davacı davalı şirket tarafından karşı davalıya proaktif satış kapsamında … marjlı destekte bulunulduğunu, karşı davacı davalı tarafından karşı davalıya, taraflar arasında akdedüen kararlaştırılan karlılıktan çok daha fazlası tanındığım, fcarşı damalı aleyhine hiçbir işlem ve girişimde bulunulmadığını, ancak karşt davah tarafça iyi niyet ve ahde vefa ilkelerine aykırı olarak bayilik sözleşmeleri feshedildiğini, karsı davalı tarafça taraflar arasında akdedilmiş olan bayilik sözleşmelerine aykirt hareket ettiğini ve haksız olarak bayilik sözleşmeleri feshettiğim, karşı davalı tarafça 12.12.2016 tarihinde asıl davaya konu banka teminat mektubu miktarlarına denk gelecek şekilde asıl dava da menfî tespit talebinde bulunduğu faturalarda geçen ürünleri satın alındığım, yine ayru tarihîe karşı davalı tarafça bayilik sözleşmeleri haksız ve tek taraflı feshedilmiş olup söz konusu ihtar aynı gün içinde karşı davacı davah şirketin eline geçmesi için … Noterliğin’ den gönderildiğini, 13.12.2016 tarihinde karşı davah tarafça karşı davaa davalı şirkete verilen teminat mektubu tutarlarının 12,12.2016 tarihinde satın almış olduğu ürün bedellerinden mahsup edilmesi talep ettiğini, karşı davalı tarafça kronolojisini belirtmiş olduğu süreçte plantı ve fcöfti niyetli olarak bayilik sözleşmeleri feshedildiğini, bayi planlı bir şekilde teminat mektubu bedelleri kadar akaryakıtı davalıdan aldığını, akabinde bayilik sözleşmelerini haklı bir neden olmaksızın fesih ettiğini teminat mektubunun verdiği zararlar nedeni ile nakde çevrileceğini ve aldığı ürüne ilişkin cebri takip işlemlerinin yapılacağının farkına varması nedeni ile, teminat mektuplanmn nakde çevrilerek cari hesaba mahsup edilmesini istediğini, böylelikle davalının uğradığı zararları teminat mektuplarından karşılama imkanı açıkça ortadan kaldırıldığını, sırf bu durum dahi bayilik sözleşmelerinin kötü niyetli olarak fesih edildiğini gösterdiğini, karşı davah tarafça 12.12.2016 tarihinde asıl davaya konu banka teminat mektubu miktarlarına denk gelecek şekilde asıl dava da menfi tespit talebinde bulunduğu faturalarda geçen ürünleri satın alındığım, yine aı/ra tarihte karşı davah tarafça bayilik sözleşmeleri haksız ve tek tarafh feshedilmiş olup söz konusu ihtar aynı gün içinde karşı davaa, davalı şirketin eline geçmesi için … Noterliğin’den gönderildiğini, 13.12.2016 tarihinde karşı davalı tarafça karşı davacı davalı şirkete verilen teminat mektubu tutarlarının 12.12.2016 tarihinde satın atmış olduğu ürün bedellerinden mahsup edilmesi talep ettiğini karşı davah tarafça kronolojisini belirtmiş olduğu süreçte planlı ve kötü niyetli olarak bayilik sözleşmeleri feshedildiğini, bayi planlı bir şekilde teminat mektubu bedelleri kadar akaryakıtı davalıdan aldığım, akabinde bayilik sözleşmelerini haklı bir neden olmaksızın fesih ettiğini, teminat mektubunun verdiği zararlar nedeni ile nakde çevrileceğini ve aldığı ürüne ilişkin cebri takip işlemlerinin yapılacağının farkına varması nedeni ile, teminat mektuplarının nakde çevrilerek cari hesaba mahsup edilmesini istediğini, böylelikle davalının uğradığı zararları teminat mektuplarından karşılama imkanı açıkça ortadan kaldırıldığını, sırf bu durum dahi bayilik sözleşmelerinin kötü niyetli olarak fesih edildiğini gösterdiğini, taraflar arası akdedilmiş olan bayilik protokolünün konuyu düzenleyen ve şartı ceza uygulaması başhklı 4.maddesi aşağıdaki şekilde olduğunu, … ile bayi arasındaki akaryakıt bayilik sözleşmesinin, akaryakıt bayilik sözleşmesi için belirlenen süreden önce bayi tarafından haksız ve hukuka aykın bir sebep ve suretle feshedilmesi halinde, …’ in bayi eylemleri sebebiyle oluşan zarar ziyan ve tazminat hakları saklı kalmak ve …’ in akaryakıt bayilik ilişkisini feshedip etmemek seçimlik haklan saklı kalmak üzere, bayi veva Garantör, …’ in ilk yazılı talebinde ve …’ in hiçbir kanuni merasim yürütmesine gerek olmaksızın 50.000,00 USD tutarındaki parayı, …’ e nakden ve defaten ödemeyi kabul beyan ve taahhüt ettiğini, hükmü düzenlemiş olup karşı davalı tarafın toplam da 2 adet bayiliği bulunması sebebiyle davalı karşı davacı 100.000,00 USD haksız fesih nedeniyle ceza-i şart ödemek zorunda olduğunu, karşı davalı tarafın /çarşı davacı davalı şirkete taraflar arasında akdedilmiş bulunan bayilik sözleşmeleri ve bayitffc protokollerinden kaynaklanan 2,343,47 TL cari hesap borcu bulunduğunu, söz konusu bedelinde davalıya ödenmesi gerektiğini, bayi işbu sözleşme ile veya bu sözleşmeye ek protokollerle belirlenen cezai şarta ilaveten fesih tarihinden sözleşme sonuna kadar geçecek dönemde yıllık satış taahhüdüne göre satması gereken toplam petrol ürünleri miktarların t fesih işlemi nedeniyle satamaması sonucu …’ in uğradığt tüm zarar ve ziyanı bu mey anda fesih tarihinden sözleşme süresi sonuna kadar satması gereken beher m3 beyaz ürün, beher ton siyah ürün, beher ton madeni yağ ürünleri, beher ton otogaz LPG ürünlerindeki …’ in ilk talebi halinde derhal nakden ve defaten ödemeyi beyan kabul ve taahhüt ettiğini, hükmü düzenlenmiş olup karşı davalı tarafın 2 bayisi olması sebebiyle şimdilik her bir istasyon için 10.000,00 TL kar mahrumiyetinin davacı karşı davaltya ödenmesi gerektiğini beyanla, davalının üzerine düşen tüm yükümlülükleri ifa etmesi karşısında davalı imzalanan sözleşme ve taahhütnamelere aykırı davrandığını ve taraflar arasındaki sözleşmeleri haklı bir neden olmaksızın fesih ettiğini, bu nedenlerle davacının davasının reddine, karşı davanın kabulü ile davalıdan, ceza-i şart alacağının, cari hesap alacağı ve kar mahrumiyeti alacağının tahsiline karar verilmesini talep ve karşı dava etmişlerdir.
DELİLLER
Davacı vekili delil ve belgelerini ibraz etmiş, davada; bayilik sözleşmelerine, teminat mektuplarına, protokollere, ihtarnamelere dayanmışlardır.
Mahkememizce toplanan delillere, iddia ve savunmaya göre dosyanın karşı dava yönünden talep edilen alacaklar için tüm deliller ile yanlar arasında bağıtlanan 51. Maddesi uyarınca münhasır delil kabul edilen karşı davacı yanın defterleri üzerinde inceleme yaptırılarak alınan 03.10.2018 tarihli raporda: ”…Davalı yan vekili tarafından İncelemeye sunulan 2010 – 2011 -2012 – 2013 – 2014 – 2015 – 2016 yıllarına ait ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu kanaatine varıldığı, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin davacı … Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi tarafından haklj olarak fesih edilip edilmediği ile İlgili takdir Sayın Mahkemenize ait olmak üzere davalı … Ticaret A.Ş.’nin davacı yandan; davalı yanın incelenen ticari defterlerinde davacı yandan 31.12.2017 tarihi itibariyle cari hesap olarak borç ve alacağının bulunmadığı bakiyenin sıfır olduğu, taraflar arasında akdedilmiş olan bayilik protokolünün konuyu düzenleyen ve şartı ceza uygulaması başlıklı 4.maddesine göre. Davacı … Sanayi Ve Ticaret Limited şîrkefl tarafın toplam da 2 adet bayiliği bulunması sebebiyle davolf karşı davacı yanın (50.000,00 USD X 2 =) 100,000,00 USD haksız fesih nedeniyle ceza-i şart ödemek zorunda olduğu, taraflar arasında akdedilmiş olan bayilik sözleşmesinin 46. Maddesinin Fesih Sonuçları başlıklı d numaralı paragrafına göre, davalı … Ticaret A.Ş.’nin talep edebileceği kar mahrumiyeti bedelinin 256.360,00 TL olduğu…” tespit ve rapor edilmiştir.
05.11.2019 tarihli ek rapor ile de; “Davalı karşı davacı … Tic. AŞ’nin aynı bölgede başka bayilikler vermiş olduğu yönünde karar verilmesi durumunda Yargıtay içtihatları doğrultusunda (sonraki bayilik açtığı tarihe kadarki süre kadarki kar kaybı yapılabileceği) sadece 2017 yılı için yani 1 yıllık Kar mahrumiyeti talep edebileceği kanaati edinilmiş olup edebileceği 1 yıllık kar mahrumiyeti bedelinin 119.054,00 TL olduğu” tespit ve rapor edilmiştir.
Bu kez davacı – karşı davalı … … Ltd şti’nin 2010 – 2017 ticari defter ve belgeleri üzerinde özellikle cezai şartın davacının mahfına sebebiyet verip vermeyeceği yönünden ve davalı … tarafından aynı bölgede başka bayilikler verilmiş ise yargıtay kararları doğrultusunda kar mahrumiyeti yönünden yeniden inceleme yaptırılarak bilirkişiler kurulundan alınan 05.11.2019 tarihli ek raporda: ”… davalı karşı davacı … Tic. AŞ’nin aynı bölgede başka bayilikler vermiş olduğu yönünde karar verilmesi durumunda Yargıtay içtihatları doğrultusunda (sonraki bayilik açtığı tarihe kadarki süre kadarki kar kaybı yapılabileceği) sadece 2017 yılı için yani 1 yıllık Kar mahrumiyeti talep edebileceği kanaati edinilmiş olup edebileceği 1 yıllık kar mahrumiyeti bedelinin 119.054,00 TL olduğu, davacı karşı davalı … Ltd. Şti.’nin 2017 yılında özkaynaklannın 1.418.551,70 TL, 2018 yılında ise 1.814.003,33 TL olduğu görülmüş olup, davacı karşı davalı … Ltd. Şti. tarafından 100.000,00 USD (351.930,00 TL) Cezai şartın ödenmesi durumunda davacı karşı davalının mahfına sebebiyet vermeyeceği kanaati edinildiği…” tespit ve rapor edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asıl dava; haklı nedenle sözleşmenin feshi ve sözleşme nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, karşı dava ise sözleşmenin süresinden evvel feshi nedeniyle cezai şart, kar mahrumiyeti ve cari alacağın tahsiline ilişkindir.
Davacı yan, davalı karşı davacının bayisi olduğunu, davalı karşı davacından temin ettiği akaryakıt ürünleri nedeniyle müşteri araçlarında arıza meydana geldiğini, müşteri kaybetmemek için tamir giderlerini kendisinin karşıladığını, yine davalı karşı davacının iki yeni bayilik sözleşmesi tesis edilerek davacının karını düşürdüğünü, sözleşmeyi haklı nedenle feshettiğini, davalı karşı davacıda 200.000,00 TL. Tutarında teminat mektubu bulunup, cari borçlarını bu teminat mektupları karşıladığından davalı karşı davacıya borcunun bulunmadığının tespitini talep ettiği, davalı karşı davacı yan ise karşı davasında sözleşmenin süresinden evvel feshi nedeniyle iki sözleşme için ayrı ayrı 50.000 USD.den 100.000,00 USD cezai şart, her bir istasyon için ayrı ayrı 10.000,00 TL olmak üzere 20.000,00 TL kar kaybı ve ve 2.343,47 TL cari alacağınının tahsilini talep ettiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda taraflar arasında 04.07.2014 tarihli, 5 yıl süreli akaryakıt bayilik sözleşmesi ve bu sözleşmeye dayalı olarak Yenice Mahallesinde ve Ereli Köyünde bulunan istasyonlar için iki ayrı bayilik protokolü düzenlendiği, davalı …’ın da protokollerde garantör olarak yer aldığı, protokollerin 47. Maddesine 5 yıllık sürenin bitiminden evvel sözleşmenin feshi halinde ayrı ayrı 50.000 USD olmak üzere toplam 100.000,00 USD cezai şartın kararlaştırıldığı hususlarında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık davacının sözleşmeyi feshinin haklı olup olmadığı ve buna bağlı olarak tarafların karşılıklı hak ve alacaklarının tespiti noktalarında toplanmaktadır.
İspat kuralına ilişkin MK.m.6 hükmüne göre: “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür”. HMK.m.190/1 hükmüne göre: “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağianan hukukî sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir”. Bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf o vakıayı ispat etmeye mecburdur.
Davacı yan satılan ürünlerin standarda uygun olmaması nedeniyle yakıt alan müşterilerinin araçlarında arızalar meydana geldiğini, müşteri kaybetmemek için tamir giderlerini kendisinin karşıladığını ileri sürmüş ise de bu iddiasını ispata elverişli bir delil sunmamıştır. Yine davacı yan, davalı karşı davacının aynı bölgede ve yakın noktalarda iki yeni bayilik sözleşmesi daha tesis edilerek davacının karının düşmesine neden olduğunu ileri sürmüş ise de, incelenen sözleşmelerde davacının faaliyette bulunduğu bölgede başka bir bayilik tesis edilmeyeceğine dair bir hükmün bulunmadığı, davacının sözleşmeyi feshinde haklı bir nedene dayanmadığı, davacının ileri sürdüğü hususların sözleşmenin feshine veya dönülmesine gerekçe teşkil edemeyeceği, sözleşmede yer alan cezai şartın geçerli ve taraflar bakımından bağlayıcı nitelik taşıdığı, davalı karşı davacının kural olarak sözleşmede kararlaştırılan cezai şartın ödenmesini talep edebileceği sonucuna varılmıştır.
Kabule göre dosya davalı karşı davacının kar mahrumiyetinin tespiti hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, mahkememizce hükme elverişli bulunan 05.11.2019 tarihli ek bilirkişi heyeti raporuna göre; davalı karşı davacının aynı bölgede başka bayilikler vermiş olduğu, kar kaybının sonraki bayilik verdiği tarihe kadar hesaplanması gerektiği, buna göre sadece 2017 yılı için yapılan hesaplamaya göre 1 yıllık kar mahrumiyeti bedelinin 119.054,00 TL olduğu, davacı karşı davalının öz kaynakları dikkate alındığında cezai şartı yerine getirilmesinin davacı karşı davalıyı ekonomik yönden olumsuz bir duruma yol açmayacağı sonucuna varılmıştır.
Yargılama aşamasında davalı karşı davacının teminat mektuplarını bozdurarak davacıdan olan cari alacağını tahsil ettiği, asıl davanın konusuz kaldığı anlaşılmıştır. Asıl davanın konusuz kalması nedeniyle esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı karşı davalının talebi de bu yönde olmakla birlikte dava konusu teminat mektupları koşulsuz olup sözleşmeden doğabilecek tüm riskleri temin için tanzim edildiği dikkate alındığında, davacı karşı davalının davanın açıldığı tarihte dava açmakta haklı olmadığı anlaşıldığından asıl dava bakımından yargılama giderlerinin davacı karşı davalı üzerinde bırakılmasına, karşı dava ve ıslah talebinin kısmen kabulü ile, 119.054,00 TL kar mahrumiyetinin 20.000 TL’sine karşı dava tarihinden, kalan tutara ise ıslah tarihi olan 19.11.2018 tarihinden itibaren avans faizine 20 puan eklenerek bulunacak faiz oranı üzerinden işletilecek faizi ile birlikte, 100.000,00 USD cezai şartın ise karşı dava tarihinden itibaren 3095 sk.nun 4/a madesi gereğince işletilecek faizi ile birlikte davacı-karşı davalılardan müştereken ve müteselsilen (Davalı … yönünden 500.000,00-TL’lik garantörlük limiti ile sınırlı olmak üzere) tahsili ile davalı karşı davacıya verilmesine, davalı-karşı davacının cari alacak talebi ve fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Asıl davanın konusuz kalması nedeniyle esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 54,40-TL karar ve ilam harcının peşin alınan 3.415,50-TL harçtan mahsubu ile bakiye 3.361,10-TL harcın karar kesinleştiğinde davacı karşı davalı yana iadesine,
3-)HMK 331/1 maddesi uyarınca davacı karşı davalı yanca yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-)Davalı karşı davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 22.450,00-TL vekalet ücretinin davacı karşı davalıdan tahsili ile davalı karşı davacıya verilmesine,
5-)Davacı … davalı yanca yatırılan gider/ delil avansından artan bakiyelerinin karar kesinleştiğinde re’sen davacıya / davalıya/ vekillerine iadesine,
6-)Karşı dava ve ıslah talebinin KISMEN KABULÜ İLE,
119.054,00 TL kar mahrumiyetinin 20.000 TL’sine karşı dava tarihinden, kalan tutara ise ıslah tarihi olan 19.11.2018 tarihinden itibaren avans faizine 20 puan eklenerek bulunacak faiz oranı üzerinden işletilecek faizi ile birlikte, 100.000,00 USD cezai şartın ise karşı dava tarihinden itibaren 3095 Sk.nun 4/A madesi gereğince işletilecek faizi ile birlikte davacı-karşı davalılardan müştereken ve müteselsilen (Davalı … yönünden 500.000,00-TL’lik garantörlük limiti ile sınırlı olmak üzere) tahsili ile davalı karşı davacıya verilmesine,
Davalı-karşı davacının cari alacak talebi ve fazlaya ilişkin taleplerinin REDDİNE,
7-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 16.145,75-TL nisbi karar harcından başlangıçta peşin alınan 6.774,03-TL tamamlama harcının ve 4.036,44-TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 5.335,28-TL harcın davalı karşı davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
8-)Davacı tarafından yatırılan 6.774,03-TL tamamlama harcı ve 4.036,44-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 10.810,47-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
9-)Davacı karşı davalı tarafından yapılan 1.500,00-TL bilirkişi ücretinin red ve kabul oranına göre 775,54-TL’sinin davalı karşı davacıdan tahsili ile davacı karşı davalıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
10-)Davacı karşı davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 15.260,13-TL nisbi vekalet ücretinin davalı karşı davacıdan tahsili ile davacı karşı davalıya verilmesine,
11-)Davalı karşı davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 15.094,07-TL nisbi vekalet ücretinin davacı karşı davalıdan tahsili ile davalı karşı davacıya verilmesine,
12-) Davacının gider / delil avanslarından artan bakiyelerinin karar kesinleştiğinde
Davacı/karşı davalı vekilinin ve davalı/karşı davacı vekilinin yüzüne karşı tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/11/2020

Başkan …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Katip …
¸e-imzalıdır.