Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/229 E. 2018/1233 K. 24.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/229 Esas
KARAR NO : 2018/1233 Karar

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/03/2017
KARAR TARİHİ : 24/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin vermiş olduğu 08.03.2017 tarihli dilekçesinde özetle; “Davalı alacaklı …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasından toplam değeri 104.740,00 TL olan 8 adet senedi ödenmediği gerekçesi ile fer’ileri ile birlikte icra takibine konu edildiğini, ödeme emri davacı 25.01.2017 tarihinde tebliğ edildiğini, 26.01.2017 tarihinde de ….İcra Hukuk Mahkemesi … Esas sayılı dosyadan borca itiraz davası açılmış olup ilgili davada dosya borcunun tamamının depo edilmesi durumunda takibin tedbiren durdurulmasına karar verildiğini, davacı borçlu davalı takibe konu toplam bedeli 104.830,00 -TL olan 8 adet senede karşılık olarak farklı tarihlerde toplam 68.550,00 TL ödemeyi banka kanalı ile davalı alacaklının banka hesabına açıklama yaparak yatırdığını, davacı davaya aralarındaki ticari ilişkiye istinaden verdiği ve icra takibine konu edilen bu senetler dışında başkaca herhangi bir borcu da bulunmadığını, sınırlı yetkili olan icra hukuk mahkemesi sundukları delilleri dikkate almamış olup matbu bir karar olan dosya borcunun tamamı üzerinden tedbir kararı verdiğinden mahkemeye müracaat zorunluluğu doğduğunu, zira davacı davalı tarafından yapılan ödemeler mahsup edilmeksizin icra takibine konu edilen 8 adet senedin toplam bedeli 104.830,00 TL olup faiz, vekalet ücreti ve tahsil harcı da ilave edildiğinde yaklaşık 135.000,00 TL civarında bir borç hesabı ortaya çıkacağını, ancak davacının davalıya kalan borcu 36.280,00 TL olduğunu, bu sebeple kalan borç üzerinden yapılacak bir icra takibinde ortaya çıkacak miktar ile hali hazırda hukuka aykırı olan icra takibi arasında neredeyse 100.000,00 TL civarında bir fark olduğunu, kötü niyetli bir şekilde ödendiği halde ödenmemiş gibi icra takibine konu edilen senetler nedeniyle işlemiş ve işleyecek faiz, tahsil harcı, vekalet ücreti ve fer ‘ileri takip çıkış miktarından hesaplanmış olup müvekkilinin mağdur edildiğini, taraflar karşılıklı ve şifahen anlaştığı için borcun ertelenmiş olunması ve borcun büyük bir kısmının şifahen yapılmış bu erteleme anlaşmasına riayet edilerek ödenmesi nedeniyle icra takibi yapılamayacağını, ancak kabul anlamına gelmemek kaydı ile kalan bakiye için icra takibi yapılabileceği kabul edilir ise ödenen 68.550,00 TL mahsup edildikten sonra kalan 36.280.00-TL üzerinden icra takibi başlatılması gerektiğini, Neticeten; davacının ödediği 68.550,00 TL dikkate alındığında tebliğ edilen ödeme emrinde belirtilen miktarda borcu olmadığının tespitine, icra takibinin teminatsız olarak tedbiren durdurulmasına, ödeme yapıldığı halde kötü niyetli bir şekilde ve ağır kusurlu olarak icra takibi başlatan davalının usulsüz icra takibindeki alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı ile cezalandırılmasına, yargılama neticesinde icra takibinin iptali ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini” talep ve dava etmişlerdir.
Davalı vekilinin vermiş olduğu 15.05.2017 tarihli davaya cevap dilekçesinde özetle; “Tarafların uzun süredir devam eden bir ticari alışverişi mevcut olup aralarında cari hesap ilişkisi oluşturduğunu, bu ticari alışveriş kapsamında bazı ödemeler de senet yoluyla yapıldığını, davacı borçlu, aldığı emtiaların ödemelerine ilişkin 29.03.2016 vade tarihli, 17.500,00 TL bedelli, 16.04.2016 vade tarihli, 8.500,00 TL bedelli, 30.04.2016 vade tarihli, 17.500,00 TL bedelli, 30.05.2016 vade tarihli, 13.895.00-TL bedelli, 06.06.2016 vade tarihli, 13.895,00 -TL bedelli, 30.06.2016 vade tarihli, 15.450,00 TL bedelli, 23.07.2016 vade tarihli, 9.000,00 TL bedelli, 06.08.2016 vade tarihli, 9.000,00 TL bedelli toplam 8 adet senedi düzenleyerek davalı şirkete verildiğini, Fakat söz konusu senetler vade tarihlerinde ödenmediğini, ödemeye ilişkin davalı şirketin tüm girişimleri sonuçsuz kalmış ve senetlerin tahsili talebiyle davacı borçlu aleyhine …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davacı borçlu, Mahkemenizin yukarıda numarası yazılı dosyası ile icra takibine konu senetlere ilişkin borcu olmadığı gerekçesiyle menfi tespit davası açtığını, bununla birlikte davacı taraf, …. icra Müdürlüğü … Esas sayılı dosya kapsamında borçlu olmadığının tespiti talep etmekte ise de, işbu davanın dava dilekçesi ve …. İcra Hukuk Mahkemesi … Esas sayılı dava dilekçesi içeriğinde borcu kabul ettiği görüldüğünü, böyle bir borcun olduğunu, tarafların şifahen anlaştığı ve bu anlaşma çerçevesinde senet bedellerinin gecikmeli olarak ödendiği iddia edildiğini, öncelikle, taraflar arasında böyle bir anlaşma bulunmadığını, aksine, davalı şirketin takibe konu senet borçlarının ödenmesine yönelik tüm girişimleri davacı borçlu şirket tarafından sonuçsuz bırakıldığını, neticeten; Kabul anlamına gelmemek kaydı ile dava dilekçesinde borcun bir kısmının ödendiğini, bakiye bedelin de bu şifahi anlaşma ile ödeneceğini, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini” talep etmişlerdir.
… İcra Müdürlüğü … Esaslı dosyası dosyamız içersine getirtilmiştir. Dosyanın incelenmesinde 104.740.-Tl asıl alacağa temerrüt faizi ve masrafları ile birlikte tahsili için takip yapıldığı anlaşılmıştır. Davacının ise ödediği miktar düşüldükten sonra bakiye 68.550.-Tl borçlu olmadığı yönünde bu menfi tespit davasını açtığı anlaşılmaktadır.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak icra takip tarihi itibarıyla davacının davalıya borçlu olduğu ve olmadığı miktarların saptanması için bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 30.04.2018 tarihli 10 sayfadan ibaret raporunda özetle; “Davacı yan vekili 23.02.2018 tarihli incelemeye gelmemiş ticari defter ve belgelerini ibraz etmediği, Davalı yan vekili 23.02.2018 tarihli incelemeye gelmemiş ticari defter ve belgelerini ibraz etmediği belirlenmiştir. Davacı borçlu, aldığı emtiaların ödemelerine ilişkin; 29.03.2016 vade tarihli, 17.500,00-TL bedelli, 16.04.2016 vade tarihli, 8.500,00-TL bedelli, 30.04.2016 vade tarihli, 17.500,00-TL bedelli, 30.05.2016 vade tarihli, 13.895,00-TL bedelli, 06.06.2016 vade tarihli, 13.895,00 TL bedelli, 30.06.2016 vade tarihli, 15.450,00 TL bedelli, 23.07.2016 vade tarihli, 9.000,00-TL bedelli, 06.08.2016 vade tarihli, 9.000,00 TL bedelli, Toplam 8 adet 104.740,00 TL tutarlı senedi düzenleyerek davalı şirkete verildiği, verilen bu senetlere karşılık davacı yan tarafından davalı yana yukarıda açıklandığı üzere toplamda 68.550,00-TL tutarlı ödeme yaptığı, davaya konu 8 adet 104.740,00-TL tutarlı senetten dolayı davacı yanın davalı yana …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasında (104.740,00 TL – 68.550,00 TL-) 36.190,00 TL asıl borçlu olduğu” kanaati ile raporunu sunmuştur.
Bu rapora yapılan itiraz üzerine itirazların değelrlendirilmesi için dosya ek rapor düzenlenmek üzere yeniden bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 12.10.2018 tarihli 10 sayfadan ibaret ek raporunda özetle; “Davacı yan vekili tarafından incelemeye sunulan 2015, 2016 ve 2017 yıllarına ait Yevmiye, Kebir ve Envanter defterinin 6102 sayılı TTK. Mad. 64 hükmü uyannca açılış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, Yevmiye defterinin 6102 sayılı yeni TTK. Mad. 64/3 hükmüne göre bulunması gereken kapanış (görüldü) tasdikinin mevcut olduğu görüldüğünden, davacı yanın Ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu kanaatine varılmıştır. Davalı yan vekili tarafından incelemeye sunulan 2016 ve 2017 yıllarına ait Yevmiye, Kebir ve Envanter defterinin 6102 sayılı TTK. Mad. 64 hükmü uyarınca açılış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, Yevmiye defterinin 6102 sayılı yeni TTK. Mad. 64/3 hükmüne göre bulunması gereken kapanış (görüldü) tasdikinin mevcut olduğu görüldüğünden, davalı yanın Ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu kanaatine varılmıştır. Davalı Yanın kendi Cari hesabından çıkanlan ve Davacı yanın Senetlere karşı ödediği bedeller aşağıda tablo halinde sunulmuştur. 30.04.2018 tarihli Kök raporumuzda belirtmiş olduğumuz gibi Davacı yanın Davalı yana kendi Cari hesaplarından çıkanlan ödemelere göre 68.550,00 TL ödeme yaptığı ve Davaya konu 8 adet 104.740,00 TL tutarlı senetten dolayı davacı yanın davalı yana …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasında (104.740,00 TL – 68.550,00 TL=) 36.190,00 TL asıl borçlu olduğu” Sonuç ve kanaati ile ek raporunu sunmuştur.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor, ek rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Taraflar arasındaki hukuki ihtilaf, davalı yan tarafından davacı aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile yapılan takibe davacının ödediği iddia edilen 68.550,00-TL’nin dikkate alınarak ödeme emrinde belirtilen miktarda borcu olmadığı iddiası üzerine çıkmış bulunmaktadır.
Tarafların ticari alışverişi mevcut olup aralarında cari hesap ilişkisi oluşturduğu, bu ticari alışveriş kapsamında bazı ödemeler de senet yoluyla yapıldığı. Davacı borçlu, aldığı emtiaların ödemelerine ilişkin; 29.03.2016 vade tarihli, 17.500,00 TL bedelli, 16.04.2016 vade tarihli, 8.500,00 TL bedelli, 30.04.2016 vade tarihli, 17.500,00 TL bedelli, 30.05.2016 vade tarihli, 13.895,00 TL bedelli, 06.06.2016 vade tarihli, 13.895,00 TL bedelli, 30.06.2016 vade tarihli, 15.450,00 TL bedelli, 23.07.2016 vade tarihli, 9.000,00 TL bedelli, 06.08.2016 vade tarihli, 9.000,00 TL bedelli.Toplam 8 adet 104.740,00 TL tutarlı senedi düzenleyerek davalı şirkete verildiği,
Davalı tarafından senetlerin tahsili talebiyle davacı borçlu aleyhine …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı görülmüştür.
Dava dosyasına Türkiye Halk Bankası tarafından sunulan 05.02.2018 tarihli 36 sayılı yazılarında, Davacı şirket tarafından yapılan ödemelere ait onaylı Banka dekontlarının sunulmuş olduğu görülmüştür.
Sunulan banka dekontları incelendiğinde; Ödeme emrinin 1.sırasında ver alan 29.03.2016 vadeli 17.500 TL bedelli senede ilişkin olarak da davacı tarafından 4 farklı tarihte banka kanalı ile davalı şirkete ödeme yapıldığı, Bunlar; 22.04.2016 Tarihinde … Orman Ürünleri ödenmeyen 29.03 vadeli senede istinaden” açıklaması ile 15.000,00 -TL ödeme yapıldığı, 27.04.2016 tarihînde … orman ürünle ödenmeyen 29.03 vadeli senede istinaden açıklaması ile 7.500,00 TL ödeme yapıldığı, 01.07.2016 tarihinde … orman ürünle ödenmeyen 29.03 vadeli senede istinaden açıklaması ile 1.300,00 TL ödeme yapıldığı, 02.12.2016 tarihinde … orman ürünle ödenmeyen 29.03 vadeli senede istinaden açıklaması ile 1.750,00 TL ödeme yapıldığı, 29.03.2016 vadeli 17.500 TL bedelli senede ilişkin davacı şirket tarafından davalı yana toplamda 25.550,00-TL ödeme yapıldığı, bu senede ilişkin (25.550 – 17.500=) 8.050,00-TL fazla ödeme yapıldığı anlaşılmıştır. 29.03.2016 vadeli 17.500 TL bedelli senede ilişkin davacı davalı tarafından fazla ödenen 8.050,00 TL’nin diğer senetlere mahsup edilmesi gerekmektedir. Ödeme emrinin 3. sırasında yer alan 30.04.2016 vadeli 17.500 TL bedelli senede ilişkin 2 farklı tarihte banka kanalıyla davalının hesabına ödeme yapıldığı, Bunlar: 20.12.2016 tarihinde “… orman ödenmeyen 30.04.2016 vadeli 17.500 TL’lik senede istinaden” açıklaması ile 4.000,00 TL ödeme yapıldığı, 22.12.2016 tarihinde … “orman ürünleri ödenmeyen 30.04.2016 vadeli 17.500 TL’ lik senede istinaden” açıklaması ile 7.500,00-TL ödeme yapıldığı, 30.04.2016 vadeli 17.500 TL bedelli senedin davacı yan tarafından 11.500,00 TL’ sinin ödendiği görülmüştür. Davacı van tarafından davalı vana yapılan diğer yapılan ödemeler ise; 29.07.2016 tarihinde … orman ödenmeyen senetlere istinaden” açıklamalı 4.500,00-TL, 02.09.2016 tarihinde “… orman ödenmeyen senetlere İstinaden” açıklamalı 7.000,00 TL, 23.09.2016 tarihinde “… orman ödenmeyen senetlere istinaden” açıklamalı 20.000,00 TL tutarlı ödeme yapıldığı, Davacı yan tarafından toplamda 31.500,00 TL tutarlı ödeme yapıldığı görülmüştür.
Davalı tarafından Toplam 8 adet 104.740,00-TL tutarlı senedi düzenleyerek davalı şirkete verildiği, verilen senetlere karşılık davacı yan tarafından davalı yana yukarıda açıklandığı üzere toplamda 68.550,00-TL tutarlı ödeme yaptığı, Davaya konu 8 adet 104.740,00-TL tutarlı senetten dolayı davacı yanın davalı yana … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasında (104.740,00 TL – 68.550,00 TL=) 36.190,00 TL asıl borçlu olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Tüm bu açıklamalardan belirlendiği üzere davanın kabulü ile davacının davalıya …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından yürütülen takip nedeniyle 68.550,00-Tl borçlu olmadığının, borcunun 36.190.-Tl olduğunun tespitine karar vermek gerekmiştir.
Davalının elinde bulundurduğu senetleri icra takibine koymasında kötü niyetli olduğu kanıtlanamadığından % 20 kötüniyet tazminatı isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- İş bu davanın Kabulü ile davacının davalıya …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından yürütülen takip nedeniyle 68.550,00-Tl borçlu olmadığının, borcunun 36.190.-Tl olduğunun tespitine,
Davalının kötü niyetli olduğu kanıtlanamadığından % 20 kötüniyet tazminatı isteminin reddine,
2-Karar ve ilam harcı 4.682,65-TL nin peşin alınan 1.170,67-TL den düşümü ile kalan 3.511,98-TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 1.206,67-TL peşin ve başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 840,50-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Davacı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 7.890,50-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/12/2018

Katip …

Hakim …