Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/145 E. 2019/612 K. 04.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/145 Esas
KARAR NO : 2019/612

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/02/2017
KARAR TARİHİ : 04/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; vekiledeni hakkında … 27. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile 15.06.2011 gün ve 06.02.2012 vade tarihli senede dayanılarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu icra takibine girişildiğini, vekiledeninin takibe dayalı senetten dolayı herhangi bir borcu bulunmadığını, vekiledeninin asıl mesleği mobilya oymacılığı olup, halen geçimini asgari ücret ile çaycılık yaparak sağladığını, 2012 senesi Mayıs ayında mobilya oymacısı olarak çalışmakta iken komşusu … vasıtası ile emlak işi yaptığını söyleyen davalı … ile tanıştığını ve davalının vekiledeninin tapulu evi ve işgalci olarak bulunduğu arazide kat karşılığı inşaat yapabileceğini, bu inşaat tamamlandığında 2 daire vereceği taahhüdünde bulunduğunu, vekiledeninin davalının beyanına güvendiğini, nitekim davalı da tapulu ev üzerinde çıkan düşük meblağlı bir ipoteğin fekki için gerekli avukat ücreti ile birlikte ecrimisil ödemelerini yapması için vekiledenine elden peyder pey 20.000 TL civarında ödeme yaparak vekiledenin güvenini kazandığını, 17.07.2013 tarihinde davalının vekili Av. …’ın ofisinde adi şekilde “Kat Karşılığı Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi” akabinde de 19.07.2013 tarihinde bu sözleşmeye ek Protokol bağıtlandığını ve davalının ecrimisil ödemelerini gerekçe göstererek vekiledenine boş bir senet imzalattığını, tüm bu süreçte yapılan sözleşmelerin geçerli olduğunu düşünen vekiledeninin, tapusunu devretmek ve Belediyeden ön alım hakkı bulunduğu araziyi satın alabilmek için davalıya başvurduğunu, ancak davalının esasen geçersiz olan sözleşmeler gereği edimini ifadan da kaçınarak vekiledeninden 2014 yılı Nisan ayında boş olarak ve kat karşılığı inşaat sözleşmesini gerekçe göstererek aldığı senedi 400.000-TL olarak doldurularak icraya koyduğunu, davalı, avukatının bir hata yapıldığını ve takibin geri çekileceğini bildirmesine rağmen; önce takipsiz bırakılan icra dosyasının 29.06.2016 tarihinde yenilendiğini ve bu kez vekiledenine yenileme emri tebliğ edildiğini, takip konusu senedin gerçek bir borç ilişkisinden doğmadığını ve vekiledeninin davalıya borçlu olmadığını, taraflar arasında gerçek bir borç ilişkisi mevcut olmayıp davalının vekiledeninin iradesini sakatlayacak eylemlerle senedi imzalattığını ve açığa aldığı imzayı kötü niyetle ve 400.000 TL gibi bir bedelle icraya koyduğunu, davalı hakkında suç duyurusunda bulunulmuş olup, soruşturmanın … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … sayılı dosyası üzerinden devam ettiğini beyanla, öncelikle teminatsız olarak takibin durdurulmasına karar verilmesini ve yargılama yapılarak vekiledeninin takip konusu senetten dolayı borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline kötü niyetli davalı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının vekiledenine Beyoğlu’nda mevcut olan bir arsayı vereceğini söyleyerek kendisinden 500.000-TL’ye yakın nakit para aldığını, ancak söz konusu arsanın “Vakıflara” ait olduğunu öğrenince, vekiledeninin davacıdan haklı olarak parasını istediğini, davacınında işbu senedi tanzim ederek vekiledenine verdiğini, vekiledeninin alacağının aslında daha çok olduğunu, senedin vadesi gelip ödenmemesi üzerine icra takibine konu edildiğini, davacıya zaman kazandırmak için üzerine fazla gidilmediğini, davacının”… Bir yerden param gelecek” diyerek vekiledenini aylarca oyaladığını, davacının kesinleşmiş bir icra takibinde tedbir istemesinin yasaya aykırı olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
GEREKÇE:
Dava; İİK. 72. Maddeye dayalı menfi tespit davasıdır.
Getirtilip incelenen … 27. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takip dosyasında; alacaklı … tarafından borçlu … aleyhine; 15.06.2011 düzenleme ve 06.02.2012 ödeme tarihli 400.000-TL bedelli senede dayalı olarak 400.000-TL asıl alacak ve 84.000-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 484.000-TL alacağın tahsili için 24.04.2014 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine girişildiği, takibin kesinleştiği, dosyanın takipsizlikle düştüğü ve 29/06/2016 tarihinde yenilerek borçluya yenileme emrinin gönderildiği, takibin derdest olduğu anlaşılmaktadır.
Davalı yanca zamanaşımı def’inde bulunulmuş ise de, menfi tespit davasına konu bonoya dayalı olarak yapılan takip halen derdest olmakla; zamanaşımına dair süreler işlemediğinden (Yargıtay 19. HD. 2016/6580 E.sayılı 02/11/2016 tarihli karar) zamanaşımı def’i yerinde görülmemiştir.
Dayanak senet sureti incelendiğinde borçlu keşideci … tarafından … lehine 15/06/2011 düzenleme tarihinde 06/02/2012 ödeme günlü 400.000-TL bedelli ve MALEN kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.
Davacının … Cumhuriyet Başsavcılığın’nın … soruşturma dosyasında dolandırıcılık, güveni kötüye kullanma, açığa imzanın kötüye kullanılması eylemlerinden dolayı davaya konu edilen bonoya dayalı olarak yaptığı şikayet sonunda 02/03/2017 tarihli karar ile “kovuşturmaya yer olmadığına” karar verildiği, karara itirazın İstanbul 8 Sulh Ceza hakimliğinin 29/03/2017 tarihli kararı ile reddedildiği anlaşılmaktadır.
Davalı cevap dilekçesinde; davacının Beyoğlunda mevcut bir arsayı komşusu olması hasebiyle kendisine vereceği vaadi ile kendisinden 500.000-TL’ye yakın nakit para aldığını, parayı ödeyemeyince kendisine dava konusu senedi verdiğini beyanla, senet metnini talil etmiştir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2016/4597-9366 E.K.sayılı 25/05/2016 tarihli kararında; “…. Dava konusu bono malen kayıtlı olup, davalı, beyanı ile bono metnini talil ederek ispat yükünü üzerine almıştır…” ,
Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2016/10573 – 2017/231 E.K. Sayılı 18/01/2017 tarihli kararında; “…bu senedin bankadan çekilen kredi karşılığında kendisine verildiğini bildirmiştir. Davalı bu beyanı ile malen düzenlenmiş senet metnini, senedin ihdas nedenini talil etmiştir. Senedin ihdas nedenini talil edilmesi halinde davalı bu savunmasını kanıtlamak zorundadır, ispat yükümlülüğü davalıya geçmiştir. Bu senet yönünden ispat yükünün davalı tarafta olduğu kabul edilerek davalının bu yönündeki delilleri toplanıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken….” şeklindeki ilamları, senet ihdas sebebinin talili halinde ispat külfetinin kimde olduğuna işaret etmektedir. Somut olayda da senet ihdas sebebi talil edildiğinden ispat yükü davalıda olup, davalı savunması doğrultusunda davacıya 500.000-TL’ye yakın para verdiğini ispatlamak zorundadır. Bu konuda dosyada para verildiğine dair yazılı belge bulunmadığı, davalıya yargılama sırasında yazılı delillerini ibraz için ayrıca süre verildiği, ancak yazılı delil/belge sunulmadığı, zaten davalının parayı peyderpey elden verdiğini beyan ettiği, para miktarına göre bu hususun hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi, yine miktar itibariyle ispatın yazılı belge ile yapılması zorunludur.
Ayrıca taraflar arasında bağıtlanan 17/07/2013 tarihli kat karşılığı gayrimenkul satış sözleşmesi ve bağlı 19/07/2013 tarihli protokolde; “satış vadinde bulunan …’ın halen tapu ile malik vede mutasarrıfı bulunduğu … 550 Ada 5 Parsel sayılı ahşap ev vasıflı gayrimenkulünü kat karşılı olarak inşaa etmek üzere, alıcısı …’e 5.000-TL bedel ile satmayı vaat ve kabul ettiği, tapudaki devir işleminin 10 gün içinde gerçekleşeceği, alıcı tarafından kendisine hiçbir satış bedeli ödenmeyeceği, buna karşılık vasıfları açıklanan gayrimenkulde kendisine ön tarafta en üst kat hariç istediği 2 daire verileceği, komşu aynı yer 550 ada 14 parsel sayılı taşınmazın ise halen Beyoğlu belediyesi mülkiyetinde olduğu, belediyece yapılacak tapu ve ferağı satışında bu taşınmaz için takdir edilecek bedelin tamamen … tarafından ödeneceği ve onun tarafından satın alınacağı ve bu şekilde arka kısımda oluşacak 90 m² yerde yapılacak binanın tamamen … adına tapu ve tescil edileceği, anlaşma şartlarına uymayan tarafın 100.000-TL cayma bedeli ödeyeceği ” öngörülmüş olup, davacı iddiasında dava konusu edilen 400.000-TL bononun, kat karşılığı inşaat sözleşmesi ve davacının zilyetliğinde olup, belediyeye ait yer için ödenen ve peyderpey davalıdan alınan 20.000-TL ecrimisil bedeline karşılık, üzeri tamamen boş ve imzalı olarak alındığını bildirmişlerdir. Davalı yan sözleşme altındaki imzalarını inkar etmemişler, ayrıca bononun …’ndaki arsa için verildiğini ikrarla, davacı iddialarını da tevil yollu kabul etmişlerdir. Ancak, davacının da iddia ettiği üzere açığa imza suretiyle alınan bononun taraflar arasındaki 17/07/2013 tarihli sözleşmeye ve 19/07/2013 tarihli protokole aykırı doldurulduğu, sözleşme tarihi 2013 iken bono üzerine tanzim tarihinin 2011, ödeme tarihinin 2012 olarak yazıldığı, davalının, davacı ile başka türlü bir ticari ilişki yada münasebetini de ileri sürmediği, yargılama sırasında davacı ve davalının sosyal ve ekonomik durumlarının araştırılması için … ve … İlçe Emniyet Müdürlüklerine teskere yazıldığı, … İlçe Emniyet Müdürlüğünden gelen teskere cevabında; davacı …’nin işçi olarak çalışıp emekli olduğu, 25 m² dükkanı ve 35 m² evi olduğu, bunların kirası ile oturduğu evinin kirasını ödediği, bakmakla yükümlü olduğu eşi olduğu, aylık ortalama 3.000-TL geliri olduğu, davalı için yazılan teskerenin ise olumsuz cevaplandırıldığı, keza SGK’na yazılan teskereye verilen cevapta davacının işçi olup 2007’den beri emekli olduğunun bildirildiği ve gerekli belgelerin gönderildiği, davacının ekonomik durumuna ilişkin araştırmalarında iddiasını doğruladığı, zira gerek sözleşme konusu yerin gerek sosyal ve ekonomik durumunun bono bedeli 400.000-TL hatta savunmaya göre 500.000-TL nakit borç almaya elverişli bulunmadığı, tüm bu hususlar bir arada değerlendirildiğinde davalının, geçersiz olduğunu bildiği gayrimenkul satış sözleşmesi ve davacıya yaptığı çok cüz’i ecrimisil bedelleri karşılığında davacıdan açığa imza aldığı senedi aralarındaki sözleşmeye aykırı doldurarak, kambiyo senedi/bono haline getirdiği, bunu da takibe koyarak davacıya ait … 25 m² eve haciz koydurduğu, ihdas sebebi malen düzenlenen bonodan dolayı davacıya peyderpey nakden para verdiğini savunduğu ancak iddialarını ispatlayamadığı, davacının, dava konusu bonodan dolayı davalı yana borçlu olmadığı anlaşılıp kabul edilmekle davanın kabulüne ve davalı yanın İİK 72 madde uyarınca kötüniyet tazminatına mahkumiyetine karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür.
Bu itibarla;
HÜKÜM:
1-)Davacının … 27 İcra Müd … E. sayılı takip dosyasına dayanak edilen 15.06.2011 düzenleme tarihli, 06.02.2012 ödeme günlü, 400.000-TL bedelli bonodan dolayı davalıya BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
2-)İİK 72/5 madde uyarınca dava konusu alacağın %20’si oranında 80.000-TL kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 27.324,00-TL nispi karar harcından, peşin alınan 6.831,00-TL harcın mahsubu ile bakiye 20.493,00-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-)Davacı tarafından yapılan 31,40-TL başvuru harcı, 6.831,00-TL peşin harç, 4,60-TL vekalet harcı, 114,00-TL davetiye/teskere gideri olmak üzere toplam 6.981,00-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-)Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 29.950,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-) Davacının gider avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde davacıya / vekiline iadesine,
Davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/07/2019

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …