Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1153 E. 2019/217 K. 13.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1153 Esas
KARAR NO : 2019/217
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/12/2017
KARAR TARİHİ : 13/03/2019

Mahkememizde gören Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi ile, müvekkilinin, davalı şirket adına taşıma işleri yaptığını ve bu doğrultuda taraflar arasında bir ticari ilişkinin mevcut olduğunu, dava dışı … Ltd. Şti.’ne ait ürünlerin yine dava dışı … A.Ş.’nin Sivas’taki şubesine taşınması işinin davalı tarafından müvekkiline teklif edildiğini, ancak müvekkiline ait araçların bu taşıma işine uygun olmaması sebebi ile bu teklifin müvekkili tarafından reddedildiğini, akabinde ise bu konuda müvekkilinin yazıhanesinin camına yapıştırılan ilan neticesinde dava dışı … ve … isimli şahıslar tarafından müvekkiline ulaşıldığını, söz konusu şahısların da müvekkili tarafından davalıya yönlendirildiğini, dava dışı şahıslar ile davalı arasında yapılan anlaşma neticesinde 16/05/2017 tarihinde taşımaya konu ürünlerin yine dava dışı şahıslar tarafından Bursa’dan teslim alındığını, ancak 30/05/2017 tarihinde davalı şirket çalışanı tarafından yapılan bildirim ile söz konusu ürünlerin teslim edilmediğinin anlaşıldığını, davalının haksız olarak bu hususta müvekkilini sorumlu tuttuğunu ve müvekkili şirkete 2 adet hasar yansıtma faturası düzenlendiğini, söz konusu faturaların müvekkili tarafından iade edildiğini ve 80.451,27.-TL lik alacaklarının ödenmesinin davalıya ihtar edildiğini, davalının ise herhangi bir ödeme yapmadığım beyanla neticeten müvekkilinin davalıdan olan 80.451,25.- TL’lik alacağının, … Noterliği’nin 08/09/2017 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarname tarihinden itibaren temerrüt faizi uygulanarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalması kaydıyla davalıdan tahsil edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize sunduğu yanıt dilekçesi ile, taşıma işleri nedeni ile taraflar arasında bir ticari ilişkinin mevcut olduğunu, bu ticari ilişki kapsamında 16/05/2017 tarihinde dava dışı … firmasından çıkan emtiaların yine dava dışı … A.Ş. adlı alıcı firmaya ulaştırılması işinin davacı tarafından üstlenildiğini, söz konusu taşıma işlemlerine ilişkin olarak taraflar arasında e-posta yazışmaları yapıldığını, ancak söz konusu ürünlerin davacı tarafından dava dışı firmaya ulaştırılmadığını, bu sebeple dava dışı … firması tarafından müvekkiline toplamda 80.451,25.-TL tutarında 2 adet hasar tazmin faturası keşide edildiğini ve müvekkilinden bu tutarın tahsil edildiğini, bu bedelin işini usulüne uygun olarak yerine getirmeyen davacıya rücu edildiğini ve davacının müvekkili nezdinde bulunan alacaklarından bu tutarın takas ve mahsup edildiğini, bu hususun … Noterliği’nin 21/08/2017 tarihli ve … numaralı ihtarnamesi ile davacıya bildirildiğini, iddiaların aksine davacı ile vekil eden şirket arasında taşıma işine ilişkin sözleşme kurulduğunu, vekil edenin taşımaya ilişkin fiyat bilgisini ve ödemenin kendisine yapılacağı hususunda bilgi verdiğini, hizmet faturasının bizzat davacı tarafından vekil eden şirkete kesildiğini, bizzat davacı tarafından taşıma işi için araç tanıtım yükleme fişi düzenlendiğini ve dava dışı … tarafından taşımaya konu emtiaların davacının talimatı ile teslim edildiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Dilekçe teatisinin tamamlanmasından sonra ön inceleme yapılmış, taraflar arasındaki uyuşmazlık tespit edilmiş, tahkikat aşamasına geçilmiş ve bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi heyeti dosyaya sunduklar rapor ile davacı ticari defterlerine göre dava tarihi itibari ile 82.064,51 TL borç bakiyesi verdiği, göre davacının kendi defterlerine göre bu miktar alacaklı olduğu, davalı defterlerine göre dava tarihi itibari ile davacıya 7,59 TL borçlu göründüğü, taraf defterleri arasındaki farkın davalı tarafından davacıya düzenlenen 80.451,25 TL tutarındaki iki adet faturadan kaynaklandığını, davacı ve davalı arasında bir takım mail yazışmalarının mevcut olduğu, 16/05/2017 tarihinde davacı tarafından davalıya “… ödeme …” şeklinde mail gönderildiği, davacı tarafından davalıya düzenlenen 25/05/2017 tarih ve … numaralı bir adet faturanın mevcut olduğu, faturanın açıklama kısmında 16 adet taşıma işinin ve karşılarında taşıma bedellerinin yazılı olduğu, açıklama kısmında 14.maddede “…-…” yazısının mevcut olduğu ve bu taşıma işinin bedelinin 2100 TL olarak belirtildiği, araç tanıtım yükleme fişinde belirtilen plaka ve şoför adı bilgilerinin davacı tarafından davalıya gönderile maildeki bilgiler ile örtüştüğü, nakliye bedelinin yine 2100 TL olarak belirtildiği, yükleme yerinin … varış yerini ise Sivas olarak belirtildiği, dava dışı … tarafından davalıya ürünlerin çalınmasına istinaden kesilen tanzim bedeli açıklaması ile 11/07/2017 tarih 4346,01 TL bedelli fatura ile aynı tarih 76.105,24 TL bedelli faturanın düzenlendiği, dava dışı şirket tarafından davacıya düzenlenen faturalar karşılığında davalı tarafından davacıya 31/07/2017 tarih 75.105,24 TL bedelli fatura ile aynı tarih 4346,01 TL bedelli iki adet hasar tazmin yansıtma bedeli faturası düzenlendiğini bildirmişlerdir.
Dava taşıma sözleşmesi kapsamında zayi olan ürün bedelinin davacı alacağından mahsup edilmesi nedeni ile, mahsup edilen kısmın ödenmesi istemini konu almaktadır.
Davacı, taşıma işini kendisinin yapmadığını, taşıma işini yapacak kişileri davalıya yönlendirdiğini, zayiattan sorumlu olmadığını, taşıyıcının kendisi olmadığını iddia etmiş davalı ise taşıma işinin davacı tarafından yapıldığı, davacı tarafından fatura kesildiğini, yükleme fişinin davacı tarafından düzenlendiğini savunmuştur.
Bilirkişi incelemesi ile ve taraflarca sunulan deliller ile tespit edildiği üzere, dava dışı şirkete ait ürünlerin yine dava dışı şirkete teslimi hususunda taşıma işi söz konusu olup, uyuşmazlık taşıma işini davacının üstlenip üstlenmediği, dolayısı ile ürünlerin zayi olmasından davacının sorumlu olup olmadığı noktasındadır.
Her ne kadar davacı, taşıma işini kendisinin üstlenmediğini, yalnızca taşıma işini yapacakları davalıya yönlendirdiğini beyan etmiş ise de, davalı delilleri ve özelikle bu taşıma işi hizmeti karşılığı davacı tarafından davalıya fatura düzenlenmiş olması, yükleme fişi fatura ve maillerdeki bilgilerin birbiri ile örtüşmesi ve hizmet karşılığının davacı tarafından fatura ile talep edilmesi nedeni ile, davacının taşıyıcı olmadığı savunması Mahkememizce yerinde görülmemiştir.
Taşıma konusu ürünlerin zayi olduğu konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmayıp, dava dışı firma, zayi olan ürünler nedeni ile davalıya hasar faturası tanzim etmiş, bilirkişi incelemesine göre bu miktar dava dışı şirkete ödenmiş ve davalı tarafından da aynı miktarlarda yansıtma faturası davacıya düzenlenmiş, ancak davacı tarafından ödenmemiştir. Fatura içeriklerine taraflarca itiraz ileri sürülmemiştir.
6102 sayılı Yasanın 875.maddesi ve devam maddeleri uyarınca taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur. Zıya, hasar ve gecikme, taşıyıcının en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği sebeplerden meydana gelmişse, taşıyıcı sorumluluktan kurtulur. Taşıyıcı; kendi adamlarının, taşımanın yerine getirilmesi için yararlandığı kişilerin, görevlerini yerine getirmeleri sırasındaki fiil ve ihmallerinden, kendi fiil ve ihmali gibi sorumludur.
Taşıyıcı, eşyanın tamamen veya kısmen zıyaından dolayı tazminat ödemekle sorumlu tutulduğunda, bu tazminat, eşyanın taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki değerine göre hesaplanır. Eşyanın hasara uğraması hâlinde, onun taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki hasarsız değeri ile hasarlı değeri arasındaki fark tazmin edilir. Zararı azaltmak ve gidermek için yapılacak harcamaların birinci cümleye göre saptanacak değer farkını karşıladığı karine olarak kabul edilir. Eşyanın değeri piyasa fiyatına göre, bu yoksa aynı tür ve nitelikteki malların cari değerine göre tayin edilir. Eşya, taşımak üzere teslimden hemen önce satılmışsa, satıcının faturasında taşıma giderleri mahsup edilerek gösterilen satış bedelinin piyasa fiyatı olduğu varsayılır.
Gönderinin tamamının zıyaı veya hasarı hâlinde, 880 ve 881 inci maddeler uyarınca ödenecek tazminat, gönderinin net olmayan ağırlığının her bir kilogramı için 8,33 Özel Çekme Hakkını karşılayan tutar ile sınırlıdır. Gönderinin münferit parçalarının zıyaı veya hasarı hâlinde taşıyıcının sorumluluğu gönderinin tamamı değerini kaybetmişse tamamının, gönderinin bir kısmı değerini kaybetmişse, değerini kaybeden kısmının, net olmayan ağırlığının her bir kilogramı için 8,33 Özel Çekme Hakkını karşılayan tutar ile sınırlıdır. Taşıyıcının, taşıma süresinin aşılmasından doğan sorumluluğu, taşıma ücretinin üç katı ile sınırlıdır.
Zarara, kasten veya pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiilinin veya ihmalinin sebebiyet verdiği ispat edilen taşıyıcı veya 879. maddede belirtilen kişiler, bu Kısımda öngörülen sorumluluktan kurtulma hâllerinden ve sorumluluk sınırlamalarından yararlanamaz.
Taşıyıcının yardımcılarından birine karşı, eşyanın zıyaı, hasarı veya geç teslimi sebebiyle, sözleşme dışı sorumluluktan doğan istemler ileri sürülmüşse, o kişi bu Kısımda öngörülen sorumluluktan kurtulma sebeplerine ve sorumluluk sınırlamalarına dayanabilir. Zarara, kasten veya pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiille veya ihmalle sebebiyet verilmişse birinci cümle hükmü uygulanmaz.
Bu yasal çerçevede somut olay değerlendirildiğinde, davacı taşıyıcı, 6102 sayılı Yasanın 879.maddesi uyarınca, dava dışı gerçek kişilerin fiil ve ihmallerinden, kendi fiil ve ihmali gibi sorumludur. Taraflar arasında taşınanın zayi olduğu hususunda uyuşmazlık bulunmayıp, davacı zıyaa, kendisini sorumluluktan kurtaracak veya sorumluluğunu sınırlandıracak bir açıklama getirememektedir. Bu durumda, 6102 sayılı Yasanın 886.maddesi uyarınca sorumluluktan kurtulma hâllerinden ve sorumluluk sınırlamalarından yararlanamayacaktır. (Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 25/01/2018 tarih, 2016/7146 esas ve 2018/647 karar sayılı ilamı). Taşınanın zayi olması nedeni ile oluşan zarara ilişkin fatura içeriklerine itiraz olmadığından, davalı tarafından davacıya yansıtılan zararın tamamından davacının sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Varılan bu kanaat ile davanın reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın reddine,
2-Alınması gerekli 44,40 TL harcın peşin alınan harçtan mahsubu ile bakiye kısmın 492 sayılı Yasanın 31.maddesi gereğince karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacı yana iadesine,
3-Davacı tarafından karşılanan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, harçlandırılan dava değeri üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesaplanan 9.186,10 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı. 13/03/2019

Katip …

Hakim …