Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1141 E. 2022/942 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1141 Esas
KARAR NO : 2022/942

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 23/12/2017
KARAR TARİHİ : 28/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 27/08/2017 tarihinde sürücü Harun Güzel’in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motorsikleti ile havaalanı istikametine seyir halinde iken bir aracın kendisine sağ ön taraftan çarpması sonucunda yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiştir. Meydana gelen trafik kazasında sürücü olarak bulunan müvekkili ağır derecede yaralanmıştır. Kaza sonucunda müvekkili… Hastanesi’nde tedavi görmüş olduğunu ve söz konusu kazanın… Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından… soruşturma,…karar sayılıdosyası ile soruşturması yürütüldüğünü ve kaza sonrasında kaza tespit tutanağı düzenlenmediği için kusur durumu ile ilgili bilgiye ulaşılamadığını, kazaya sebebiyet veren aracın firari olması nedeniyle plakası belirlenemediği için davanın Güvence Hesabı’na karşı yöneltmiş bulunduğunu ve belirtilen kazadan kaynaklı geçici ve kalıcı maluliyetinin tespiti ile bu maluliyete tekabül eden maddi zararının davalıdan tazmini talep olunduğunu ve 14/04/2016 tarihinde kabul edilen 6704 sayılı yasanın MADDE 5- 2918 sayılı Kanunun 97 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.“MADDE 97- Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” gereğince davalı sigorta şirketine 15/11/2017 tarihinde yazılı başvuruda bulunulduğunu ve 15 günlük yasal süre içerisinde sigorta şirketi tarafından verilen cevapta bir takım evraklar eksik olduğu gerekçesiyle tarafından talep edildiğini ve ancak kaza tarihi dikkate alındığında kesin ve tam rapor alınabilmesi, tedavi sürecinin bitmesi ve en azından kaza tarihi üzerinden 1 yıl geçmesi ile mümkün olduğunu ve bundan başka; Yargıtay içtihatlarına göre söz konusu sağlık kurulu raporunun adli tıp uzmanı tarafından Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü ya da Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği ve ekleri esas alınarak düzenlenmesi gerektiğini ve fazlaya ilişkin tüm dava ve tazminat talep hakları saklı kalmak kaydıyla, yasaca yapılacak tüm indirimlerden sonra; arz ve izah edilen nedenler ve sayın mahkemece resen nazara alınacak hususlarla: fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydı ile 100,00 TL kalıcı iş göremezlik tazminatı 100,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 200,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden kusuru oranında tahsili ile ödenmesine karar verilmesini talep ve dava edilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı maluliyet tazminatı talebi ile davalı kuruma başvuruda bulunduğu, yapılan inceleme sonucunda, davacı Harun Güzel’in talebinin değerlendirilebilmesi için “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” esasları çerçevesinde resmi ve yetkili bir hastaneden sağlık kurulu raporu alınması ve alınacak bu raporda varsa trafik kazasından kaynaklanan arazların ve bu arazlarla ilgili maluliyet oranınm belirlenmesi ve arazların kesin ve kalıcı olduğunu gösterir sağlık kurulu raporu ile Kaza Tespit Tutanağı ve ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturma kararı belgelerinin kuruma gönderilmesi halinde mümkün olacağının belirtildiği, davacı vekili dava dilekçesinde dahi eksik evrakı Kuruma göndermediklerini ikrar ettikleri, ne yazık ki davacının kaza tarihinden itibaren 1 yıllık sürenin dolmaması nedeniyle eksik evrakın temin edilememesi hususu yasanın aradığı anlamda geçerli sebeplerden olmayıp davacının da dava yoluna gitmeden önce başvuru şartını tükettiği anlamına gelmediği, söz konusu başvurunun değerlendirilebilmesi için belirtili evrakların müvekkili kuruma teslim edilmesi gerekmekteyken davacı vekili işbu belgelerin teslimini zorunlu olmadığlından bahisle Dava yoluna gittiği, davacı vekilinin açıkça başvuru şartını yerine getirmediği, 2918 sayılı kanunun 97. maddesi gereğince müvekkili kurumun yasal cevap süresinin 15 gün olduğu, davalı kurumun karşı tarafa vermiş olduğu cevap yasanın aradığı sürede gerçekleştiği ve ret cevabı olmadığı, zaten davacı tarafın başvurusunun açıkça ya da zımnen reddedilmediğinin de açık olduğu, buna rağmen dava açılmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, Trafik Sigortası Genel Şartları’na göre ibrazı zorunlu belgeler arasında yer alan Sağlık Kurulu Raporunu kuruma göndermeden açılan iş bu davanın dava şartı yokluğundan reddi gerektiği, başvuru şartı yerine getirilmeden haksız yere açılan işbu davanın reddi gerektiği, başvuru konusu trafik kazasına sebebiyet verdiği iddia edilen plakası tespit edilemeyen aracın varlığının ve trafik kazasına plakası tespit edilemeyen aracın sebebiyet verdiğinin başvuran tarafça ispatının gerektiği, dosya münderecatında bulunan Olay Yeri Görgü ve Tespit Tutanağı’nda bahse konu olay yerinde olaya karışan … plakalı motosikletin ve yeşil gri renkli …marka kamyonetin olmadığı, olay yerinde olayla alakalı iz ve emarenin olmadığı, olayı gören görgü şahidinin bulunmadığı, olay anını gösteren mobese ye güvenlik kamerasının olmadığının tespit edildiği, bu bağlamda, ispat külfeti başvuran tarafta olup, hem başvuru konusu trafik kazasının oluşunu hem de oluşumunda başvuru dışı kimliği belirlenemeyen sürücünün kusurunun bulunduğunu kanıtlamak durumunda olduğu, bu sebeple maddi ve hukuki olgular ışığında, karşı taraf dava konusu trafik kazasının oluşumu ve dava konusu trafik kazasında dava dışı kimliği belirlenemeyen sürücünün kusurundan ileri geldiğini kanıtlaması hususunda olanak sağlanarak, gösterilen deliller toplandıktan sonra; kimliği tespit edilemeyen araç sürücüsüne atfedilebilecek kusur tespit edilmesi durumunda, anılan kusur oranında ancak olay tarihinde geçerli zorunlu mali sorumluluk sigorta limiti ile sınırlı olmak üzere Güvence Hesabının sorumluluğuna karar verilmesi gerektiği, davacı tarafın zararına sebebiyet veren olayın plakası tespit edilemeyen kusurlu bir aracın sebebiyet verdiğinin ayrıca olayın trafik kazası olduğunun karşı tarafça ispatının gerektiği, sürücü zararlarının karşılanmasının hukuken mümkün olmadığı, davacının geçici iş göremezlik tazminatı talebi Güvence Hesabı’ndan karşılanacak zararlar arasında yer almadığından dolayı, davacının geçici iş göremezlik tazminatını Güvence Hesabı’ndan talep edemeyeceği, …’in sürücüsü olduğu motosiklette koruyucu ekipman (kask, dizlik vs.) kullanmamış olması halinde mütefarik kusurlu olduğu, bu sebeple öncelikle komisyonun …’in müterafık kusurunun olup olmadığını, trafik kazası esnasında koruyucu ekipman takıp takmadığını araştırması ve bu hususa göre … açısından da kusur oranının belirlemesi gerektiği, aleyhlerine hüküm tesis edilmesi halinde; davacının maluliyet ile ilgili tazminat talebinde bulunabilmesi için davacı maluliyet oranını ve malül kaldığını tam teşekküllü hastane raporları ile belgelendirmesi ve kazaya karıştığı iddia edilen …sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklet ile plakası ve sürücilsü tespit edilemeyen aracın kusurun ve bunun sonunda bir zararın oluştuğunu ispatlaması, kusur oranın da bilirkişilerce belirlenmesinin, Sosyal Güvenlik Kurumunun ödemiş olduğu tazminat varsa tespit edilerek ödenecek tazminattan düşülmesi gerektiği, Güvence Hesabı’nın sorumluluğunun teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğu, davacı vekilinin belirttiği gibi kaza tarihinde temerrüde düşmediği, muaccel bir alacak olmadığı, hak sahiplerinin Güvence Hesabı Yönetmeliği’nin ilgili maddelerine göre istenen belgelerle birlikte Güvence Hesabına başvurması ile birlikte temerrüt durumu oluşacağı, bu yüzden de davacının kaza tarihi itibariyle faiz talep etmesinin yersiz olduğu, davacının alacağına faiz yürütüleceği düşünülse bile faizin de ancak bu tarihten aleyhimize açılan dava tarihinden itibaren yürütülmesi gerektiği, bu nedenlerle; davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, aksi durumda, kusur ve tazminat yönünden bilirkişi incelemesi yapılmasına; karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.

Dava; 27/08/2017 tarihinde gerçekleşen trafik kazası neticesinde yaralanan davacının geçici iş göremezlik ve sürekli iş göremezlik zararlarına ilişkin tazminat davası olduğu anlaşıldı.
Davacının tıbbi kayıtları, kazaya karışan araçların tescil kayıtları, davalı nezdindeki hasar dosyası, dava konusu kazaya dair Gaziantep CBS … soruşturma sayılı dosyası sureti celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
ATK Trafik İhtisas Dairesinin 06/07/2021 tarihli kusur raporunda özetle; dava dosyası incelendiğinde; Mahal özellikleri ve olayın oluş şekli ile iz ve emareleri içerir kaza tespit tutanağının bulunmadığı anlaşılmış olup, sağlıklı bir irdeleme yapılabilmesi için mümkünse olay yerinde tanık ve taraflarında da katılımı ile keşif yapılarak, çarpma noktasının yeri, yol genişliği, çarpma noktasının yol kenarlarına olan mesafesi, araçların istikameti, trafik işaret levhasının bulunup bulunmadığı, bulunuyor ise trafik işaret levhasının mahiyeti ve çarpma noktasına olan mesafesi, mahalin özellikleri ile olayın oluş şeklinin belirtildiği ayrıntılı ve ölçekli krokiye ihtiyaç duyulmuş olup, eksiklikler giderilerek mevcutlar ile birlikte yeniden gönderilmek üzere dosya işlem görmeksizin mahalline iadesine karar verildiği görülmüştür.
ATK Trafik ihtisas dairesinin kusura ilişkin 06/07/2021 tarihli ön raporu doğrultusunda Gaziantep … Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış olup, Gaziantep … Asliye Ticaret Mahkemesinin… talimat sayılı dosyasında davacı asilin de katılımı ve Adli Trafik Uzmanı bilirkişinin refakatinde 17/05/2022 tarihinde kaza mahallinde keşif icra edilmiş olup Adli Trafik Uzmanı bilirkişi … 23/05/2022 tarihli talimat raporunda özetle; kimliği tespit edilemeyen sürücünün ağır ihlal ve ihmalinin bulunduğu, davacı sürücü …’in ihlal ve ihmalinin olmadığı, devam eden köprülü kavşak çalışmaları nedeniyle, köprülü kavşak yan yol olarak tabir edilen taşıt yolunun gerekli işaretlemeler yapılarak (orta kısımları plastik dikme dubalar ile bölünerek) gidişli/gelişli taşıt trafiğine açık olduğu, sürücüsü ve plakası tespit edilemeyen yeşil gri renkli Mitsubishi marka kamyonet sınıfı aracın davacının beyanına göre karşı yönden gelen araç yoğunluğu nedeniyle kamyonetin önünde seyir eden aracın solundan geçerek seyrine devam etmek istediği esnada motosikletin seyir şeridine girerek taşıt yolu kenarında bulunan …Fabrikası girişine yakın bölümde aracının ön kısımları ile motosikletin ön kısımlarına çarpması sonucu sürücünün motosiklet üzerinden savrularak taşıt yolu kenarına düşmesi neticesi yaralanması ile sonuçlanana kaza olayının meydana geldiği tespit ve rapor edilmiş, rapor içeriği ve ekinde ATK kusur ön raporunda istenen mahal fotoğrafı ve krokilerin bulunduğu görülmüştür.
ATK Trafik İhtisas Dairesinin 06/07/2022 tarihli kusur raporunda özetle; dava dosyası incelendiğinde; Mevcut verilere göre; Kimliği belirsiz sürücü idaresindeki plakası belirsiz araç ile seyrini; olay mahalli özelliklerini dikkate alarak şeridi içerisinde kalacak şekilde müteyakkız olarak sürdürmesi yine önündeki aracı geçmesini; karşı yön şeridinin müsait olduğu bir zamanda kontrollü bir şekilde yapması gerekirken bu hususlara riayet etmeyip, davacı sürücü idaresindeki aracın seyir halinde bulunduğu karşı yön şeridine kontrolsüzce girip bu aracın seyir yönünü kapatması ve şerit ihlali yaparak kazanın oluşumuna sebebiyet verdiği olayda asli kusurlu olduğu, Davacı sürücü … sevk ve idaresindeki motosiklet ile seyri sırasında kontrolsüzce şeridine doğru yönelen kimliği belirsiz sürücü idaresindeki araca karşı alabileceği bir önlem bulunmadığından meydana gelen olayda atfı kabil bir kusuru bulunmadığı, sonuç olarak dava konusu olayda; Kimliği belirsiz sürücünün, %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu, Davacı sürücü …’in, kusursuz olduğu kanaati bildirilmiştir.
ATK 2. İhtisas Dairesinin 26/06/2020 tarihli maluliyet raporunda özetle; mevcut tıbbi belgelere göre; Ahmet oğlu, 1995 doğumlu …’in 27.08.2017 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasının, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak; Gr1 X (1C………..10)A %14 E cetveline göre %11.0 (yüzdeonbirnoktasıfır) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 1.5 (birbuçuk) aya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa edilmiştir.
ATK 2. İhtisas Dairesinin 30/11/2020 tarihli maluliyet raporunda özetle; Mevcut tıbbi belgelere göre; Ahmet oğlu, 1995 doğumlu …’in 27.08.2017 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasının, 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu raporları hakkında yönetmeliği, Kas İskelet Sistemi Tablo 1.7 %5,%5,%5,%5,%5; Baltazard formülüne göre %22.62 olduğuna göre; Kişinin tüm vücut engellilik oranının %23 (yüzdeyirmüç) olduğu, İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 1.5 (birbuçuk) aya kadar uzayabileceği, Kişinin muayene olmak üzere randevusunu gelmediği, muayene olmak üzere yeniden randevu talep edilmesi halinde dosyanın yeniden değerlendirilebileceği oy birliği ile mütalaa edilmiştir.
Aktüer bilirkişi … 16/03/2021 tarihli hesap raporunda özetle; hukuki değerlendirmesi mahkemeye ait olmak üzere, AYM iptal kararı nedeni ile özürlülük ölçütü yönetmeliğinin uygulanma ihtimalinin kalmadığı ve çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı yönetmeliğine göre hazırlanan 26/06/2020 tarihli maluliyet raporu dikkate alınarak davacının davalı güvence hesabından talep edeceği %11 sürekli kısmi iş göremezlik zararının talebinin 100 TL olduğu ve hesaplanan miktarın 184.240,52 TL olacağı, 27.08.2017 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmadan dolayı 1,5 aylık geçici iş göremezlik zararının 3.135,70 TL olduğu ve talebin 100 TL olduğu, 14.06.2007 Tarih, 26552 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. Maddesi uyarınca kurulan Güvence Hesabı; Güvence Hesabı Yönetmeliği’nin ilgili maddesinde belirtilen durumlarda zarar görenler ve yakınlarına Destekten Yoksun Kalma Tazminatı ve maluliyet halinde Maluliyet Tazminatı ödemekte olduğu, davacının geçici iş göremezlik tazminatı talebi Güvence Hesabı’ndan karşılanacak zararlar arasında yer almadığından dolayı, davacı Geçici İş Göremezlik Tazminatını Güvence Hesabı’ndan talep edemeyeceği, davacının geçici iş göremezlik zararının SGK kapsamında tahsilinin yapılmamış olduğu tespit ve rapor edilmiştir.
Aktüer bilirkişi … 05/12/2022 tarihli ek raporunda özetle; kök ve ek raporun hukuki değerlendirmesi Mahkemeye ait olmak üzere, Davacının %23 oranında sürekli iş göremezliğinin ve Kimliği belirsiz sürücünün, %100 (yüzde yüz) kusurlu olduğuna göre sürekli iş göremezlik zararının 876.307,5 TL olacağı, davacının 1,5 aylık geçici iş göremezlik zararı %100 malul olduğuna göre 2897,31 TL olacağı ve davalı güvence şirketinin temerrüt tarihinin Davacı vekilinin güvence hesabına 15.11.2017 tarihinde müracaatının olduğu ve bir ödemenin yapılmamış olduğu görülmekte olup güvence hesabının temerrüt tarihinin müracaattan 15 gün sorasının 30.11.2017 tarihinin temerrüt tarihi olacağı tespit ve rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde ve değerlendirildiğinde;
27/08/2017 tarihinde davacının sevk ve idaresindeki …plaka sayılı motorsiklet ile sürücüsü ve plakası belirlenemeyen aracın çarpışması neticesinde meydana gelen yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazasında talimat Mahkemesi aracılığıyla yapılan keşif neticesinde düzenlenen talimat raporu ve ATK Trafik ihtisas Dairesinin 06/07/2022 tarihli raporunda, plakası belirsiz aracın kimliği belirsiz sürücüsünün %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu, Davacının ise kusursuz olduğu belirlenmiş,
Yargıtay 17.HD 04/02/2021 tarih 2020/11295 esas 2021/780 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere Kaza tarihi olan 27/08/2017 tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde alınan ve hükme esas almaya uygun olan dosyada mevcut ATK 2. İhtisas Dairesinin 30/11/2020 tarihli maluliyet raporuna göre davacının tüm vücut engellilik oranının %23 (yüzdeyirmüç) olduğu, İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 1.5 (birbuçuk) aya kadar uzayabileceği belirlenmiş,
Güncel asgari ücret esas alınarak TRH 2010 yaşam tablosu ve progresif rant yöntemine göre düzenlenen 05/12/2022 tarihli ek hesap raporunda davacının maluliyet oranı ile kazada tarafların kusur durumuna göre davacının sürekli iş göremezlik zararının 876.307,50-TL olduğu, yine davacının 1,5 aylık geçici iş göremezlik zararının 2.897,31 TL olduğu belirlenmiş, Anılan bu 05/12/2022 tarihli ek raporun emsal Yargıtay 17.HD 24/02/2021 tarih 2019/3292 esas 2021/1848 karar sayılı ilamına uygun olduğu değerlendirilmiş olup hesaplanan tazminat miktarları yönünden hükme esas alınabileceği kanaatine varılmıştır.
05/12/2022 tarihli ek raporda davacı vekilinin güvence hesabına 15.11.2017 tarihinde müracaatının olması ve herhangi bir ödemenin yapılmamış olması nedeniyle güvence hesabının temerrüt tarihinin müracaattan 15 gün sorasında 30.11.2017 tarihi olduğu belirlenmişse de davalı yönünden temerrüt tarihi başvurudan itibaren 8 iş günü sonrasında gerçekleşeceğinden aktüer raporundaki bu tespitin hatalı olduğu değerlendirilmekle Mahkememizce davalının temerrüt tarihi resen başvuru tarihi olan 15.11.2017 tarihinden itibaren 8 iş günü sonrası 28/11/2017 olarak belirlenmiş, ayrıca hesap raporunda işleyecek faiz türüne ilişkin değerlendirme bulunmamakla birlikte davalının sorumluluğu kanun gereği olduğundan işleyecek faiz türünün yasal faiz olduğu belirlenmiştir.
Davacı vekili 16/12/2022 tarihli talep artırım dilekçesinde özetle; Davacı için talep etikleri 100-TL kalıcı işgöremezlik tazminatını 329.900,00 TL arttırmak suretiyle 330.000,00-TL, 100-TL geçici işgöremezlik tazminatı ise 2.797,31-TL arttırmak suretiyle 2.897,31-TL olmak üzere toplam 332.897,31-TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek AVANS faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Bilirkişi kök raporunda davacının geçici iş göremezlik zararlarından davalı Güence hesabının sorumlu olmadığı belirtilmişse de emsal niteliğindeki güncel İstanbul BAM 9. HD 21/12/2022 tarihli 2020/2065 esas 2022/2280 karar sayılı ilamı, benzer yönde Yargıtay 4. HD 2021/6911 esas 2021/10351 karar sayılı ilamı, yine Yargıtay 4. HD 2021/5305 esas 2021/7685 karar sayılı kararlarında da değinildiği üzere geçici iş göremezlik ve tedavi gideri yönünden davalı Güvence hesabının sorumluluğu devam ettiğinden bilirkişi kök raporundaki bu tespitin isabetsiz olduğu ve davalı vekilinin geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin itirazlarının yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Netice olarak davacının yaralanması ve kusur durumu ile maluliyet oranı ve iyileşme süresi göz önünde bilindirildiğinde davacının sürekli iş göremezlik zararının 876.307,50-TL olduğu, geçici iş göremezlik zararının ise 2.897,31-TL olduğu, davalının temerrüt tarihinin yukarıda açıklandığı üzere 28/11/2017 olduğu, işleyecek faiz türünün yasal faiz olduğu tespitleri ile davalının sakatlık için teminat limitinin 330.000,00-TL olduğu ve sürekli iş göremezlik zararının poliçe teminat limitinin üzerinde olduğu anlaşılmakla davalının sürekli iş göremezlik zararı yönünden poliçe teminat limiti ile sınırlı olarak 330.000,00-TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiş, tedavi için teminat limitinin de 330.000,00-TL olduğu ve davalının geçici iş göremezlik zararının poliçe teminat limiti altında kaldığı anlaşıldığından geçici iş göremezlik zararı için 2.897,31-TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın kabulüne,
Davacının geçici iş göremezlik zararı için 2.897,31-TL ve sürekli iş göremezlik zararı için 330.000,00-TL olmak üzere toplam 332.897,31-TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 28/11/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 22.740,22-TL harçtan peşin alınan 31,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 22.708,82-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 31,40-TL başvurma harcı, 31,40-TL peşin harç, 4,60-TL vekalet harcı, 571,90-TL keşif harcı, 449,50-TL tebligat/ posta gideri, 200,00-TL araç/ulaşım ücreti, 1.800,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.088,80-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Kendini vekille temsil ettiren davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 49.605,62-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yatırılan avanstan artan kısmın karar kesinleştiğinde yatırana/ vekiline iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/12/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır