Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/11 E. 2021/202 K. 10.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/11 Esas
KARAR NO:2021/202

DAVA:Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:16/12/2016
KARAR TARİHİ:10/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı, Müvekkilimiz aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile kambiyo senedine dayalı alacak iddiası ile icra takibi başlatmıştır. Söz konusu alacak hukuka ve gerçeklere aykırı olup takibin iptaline, takip dayanağı yapılan 60.000 TL meblağlı 07.10.2015 vade tarihli senet Müvekkili tarafından doldurulmadığını ve imza altına alınmadığını, müvekkilin ne böyle bir senetten ne böyle bir alacaktan ne de alacaklı olduğunu iddia eden kişiden bilgisi bulunmadığını, bu nedenle müvekkilin imza örneklerinin alınarak takip konusu senet üzerindeki imzanın bilirkişi marifeti ile incelenmesini davalının işbu takiple kötü niyetli hareket etmiş olduğundan ayrıca davalının %20 den aşağı olmamak üzere icra kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafa karşı geçen yıl mart ayı içerisinde oğlunun kefil sıfatıyla verdiği kambiyo senedini …. İcra Müdürlüğünün … numaralı dosyası ile icra işlemlerini başlattığını, davacı tarafın yasal süresi içeresinde gerek itiraz hakkını gerekse hakkında asılsız suçlamalarla suç duyurusunda bulunulduğunu ama nedeni bilinmeyen bir yıllık süreden sonra bu davacı açtığını, satışta geciktirici sebep yarattığını bu davayla durdurmasını ve mağdur ettiklerini, icra dosyasındaki malvarlığını satışı çıkardığı an harekete geçtiğini, davacı tarafın haksız olduğunu, davanın reddine, yargılama giderlerinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın davacı yanın davalı tarafından yapılan takipteki senetteki imza ve yazıların davacının eli mahsulü olmaması nedeniyle …. İcra Dairesinin … esas sayılı takibe konu 11/06/2015 tanzim, 07/10/2015 vade tarihli 60.000,00-TL bedelli bono nedeniyle borçlu olmadığı yönünde açılmış menfi tespit davası olduğu anlaşıldı.
Mahkememizce, takip dosyası aslı, ….Ağır Ceza Mahkemesinden dava konusu bono aslı, ayrıca … Bankası … ve …’tan bono tarihine yakın tarihli olan davacının ıslak imzalarını içerir evrak asılları celp edilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Başkanlığının 16/12/2020 tarihli raporunda özetle; Tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derece bakımından yapılan incelemede, inceleme konusu senette … adına atılı imzalar ile …’ın mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği hususlarını bildirir kanaat raporu tespit ve rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde ve değerlendirildiğinde;
Dava ve takip konusu 11/06/2015 tanzim, 07/10/2015 vade tarihli 60.000,00-TL bedelli bono incelendiğinde; …’ın keşideci olarak, davacının ise kefil olarak yer aldığı, davalının ise lehtar olduğu, eldeki dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası olup, davalının, davacı ile dava dışı … aleyhine bonoya dayalı takip başlattığı görülmüş, davacı bonodaki imzanın kendisine ait olmadığını iddia etmiş, davalı ise davanın reddini talep etmiştir.
Bonoda bulunan kefil imzasının sahte olduğu iddiası mutlak def’ilerden olup hamilin iyi niyetli olup olmadığına bakılmaksızın her hamile karşı ileri sürülebilir.
Mahkememizce alınan ATK Fizik İhtisas Dairesi tarafından sunulan 16/12/2020 tarihli raporunda özetle; Tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derece bakımından yapılan incelemede, inceleme konusu senette … adına atılı imzalar ile …’ın mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği hususlarını bildirir kanaat raporu tespit ve rapor edilmiş olup, imzanın borçluya (kefile) ait olduğunun anlaşılması koşulu gerçekleşmediğinden senette yer alan imzanın borçluya ait olduğunu ispat külfeti, senedi elinde bulundurup takibe girişen ve imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıya düşeceğinden bu ispat külfetini borçluya yüklemek ve ispat edemediğinden imzaya itirazını reddetmek olanaklı değildir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 06/02/2008 tarih, 2008/12-77 Esas, 2008/90 Karar sayılı dosyası) Sonuç olarak bonodaki imzanın davacıya ait olduğu sabit olmadığından, davacının menfi tespit talebinin kabulü ile davacının 11/06/2015 tanzim, 07/10/2015 vade tarihli 60.000,00-TL bedelli bono ve dava konusu takip nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiştir.
Ayrıca davacı tarafça kötüniyet tazminatı talep edilmiş olup, bonoda davacının kefil, davalının ise lehtar olduğu, bu durumda davalının davacıya atfen atılan imzanın davacı eli ürünü olup olmadığını bilmesi gerektiği ve dolayısıyla takipte kötüniyetli olduğu kanaatine varılmakla, davacının kötü niyet tazminat talebi haklı görüldüğünden davacının kötü niyet tazminatı talebinin kabulü ile asıl alacağın %20’si oranında 12.000,00-TL kötüniyet tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın kabulüne,
Davacı …’ın …. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında takip dayanağı 11/06/2015 tanzim, 07/10/2015 vade tarihli 60.000,00-TL bedelli bono nedeniyle davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE,
2-Davaya konu bonodaki imzanın davacı eli ürünü olmadığı tespit edildiğinden ve davalı/alacaklı icra takibinde kötüniyetli olduğundan davacının kötüniyet tazminatı talebinin kabulü ile asıl alacağın %20’si oranında 12.000,00-TL kötüniyet tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 4.098,60 TL harçtan peşin alınan 29,20-TL harcın mahsubu ile bakiye 4.069,40 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 29,20-TL başvurma harcı, 4,30 -TL vekalet harcı, posta masrafı 257,75 TL olmak üzere toplam 291,25 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 8.600,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Yatırılan gider avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde yatırana/vekiline iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/03/2021

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.