Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1086 E. 2019/202 K. 08.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1086 Esas
KARAR NO : 2019/202
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 16/07/2014
KARAR TARİHİ : 08/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Taraflar arasındaki ticari ilişkiler çerçevesinde müvekkilinin davalı şirketten fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 13.649,56 TL alacaklı olduğunu, taraflar arasında imzalanmış olan 06.08.2009 tarihli Tedarikçi Listeleme Formu ile 27.11.2009 müzakere, 27.11.2009 geçerlilik tarihli Tedarikçi Sözleşmesi ile taraflar arasındaki ticari ilişkinin standartlarının belirlendiğini, müvekkili şirketin davalı hakkında … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davalının yetkiye ve borca itiraz ettiğini, takip konusu alacağın para alacağı olması nedeniyle BK 89’a göre ödeme yeri adresi olan müvekkilinin adresi itibariyle Bakırköy İcra Dairelerinin yetkili olduğunu beyanla itirazın iptaline, davalının % 40’dan az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Yetki İtirazı Açısından : Davacı tarafından Bakırköy icra müdürlüğünden müvekkiline gönderilen ödeme emrine yetki ve borca itiraz ettiklerini, davacının dava dilekçesinde delil olarak eklediği sözleşmede İstanbul mahkemelerinin yetkili kılındığını, davacının yetkisiz icra dairesinden gönderilen ödeme emrine karşı yetki itirazını ancak icra mahkemelerinde öne sürebileceğini ifade etmiştir. Esasa İlişkin Savunmasında: müvekkili ile davacı şirketin arasında ne gibi ticari ilişkinin olduğu dava dilekçesinden anlaşılmadığını ifade ederek, Davacı davasının yetkisizlik nedeniyle usulden reddine haksız takip nedeniyle alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere İcra inkar tazminatına hükmedilmesini belirterek, davanın reddi ile yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini bilvekale arz ve talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava İİK ‘nun 67. Maddesine istinaden açılmış itirazın iptali davasıdır.
… İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasının tetkikinden davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında 13.649,56 TL asıl alacak üzerinden icra takibi başlatıldığı, davalı borçlu vekilinin müvekkilinin Çekmeköy adresi itibariyle İstanbul Anadolu İcra Dairelerinin yetkili olduğunu beyanla icra müdürlüğünün yetkisine, ayrıca takip borcuna itiraz ettiği görülmüştür.
Dava daha önce Mahkememizin … Esas – … Karar sayılı 29/02/2016 tarihli kararı ile “…davalının itirazı kısmen haksız olmakla davalının … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazının iptaline, takibin takip tarihi itibariyle 11.629,61 TL asıl alacak miktarı üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden ödeme tarihine kadar arada ticari ilişki bulunmakla 3095 SK.nun 2/2 maddesi uyarınca avans faizi uygulanmasına , davacı lehine kabul edilen miktar üzerinden %20 olarak hesaplanan 2.325,92 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine , davalının icra inkar tazminatı talebinin ise davacının takipte kötüniyeti sabit olmadığından reddine…”şeklinde hüküm tesis edilmiştir.
Bu Mahkeme kararını davalı vekili temyiz etmiş olup, temyiz incelemesinin görüldüğü Yargıtay … Hukuk Dairesinin … Esas – … Karar sayılı 18/04/2017 tarihli ilamıyla, ” …Davacının talebinin 15/06/2011 tarihli … nolu 13.462,62 TL bedelli faturadan kaynaklandığı bilirkişi incelemesi ile belirlenmiştir. Tek başına fatura düzenlenmiş olması alacağın varlığını göstermez. Davacı sözleşme gereği faturanın dayanağı olan alacağını kanıtlamakla yükümlüdür. Mahkemece bu yön gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, mahkeme kararının bozulmasına…”şeklinde verilen bozma ilamı doğrultusunda dosya yeniden esas numarasına kaydı yapılıp incelemeye alınmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama, tarafların beyanları, Yargıtay Bozma İlamı ve tüm dosya kapsamına göre; Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda davacı vekiline delilerini ve evraklarını ibraz etmesi için iki haftalık kesin süre verildiği bu süreden sonra dosyanın önceki bilirkişilere tevdii edilerek bilirkişi raporunun tanzim edildiği 18/01/2019 tarihli bilirkişi heyet raporunda “Taraflar arasındaki tedarik sözleşmesi ve uygulamalara göre mağaza açılış raf bedeli uygulamasının yer aldığı, ancak 13.462,62-TL bedelli faturaya dayanak davacı tarafın dosyaya sunduğu mağaza açılış belgelerinin fatura tarihi olan 15.06.2011 tarihi ile uyuşmadığı, taraflar arasında sözleşme olmasına rağmen “Mağaza Açılış Raf Bedeli “ içerikli faturanın Davalı şirkete tebliğ edilmiş olduğuna dair de belge sunulmadığından davacının ispat yükünü yerine getiremediği mütalaa edildiği yönünde tespit ve rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendiğinde; Yargıtay bozma ilanımda Tek başına fatura düzenlenmiş olması alacağın varlığını göstermeyeceği mahkemenin eksik inceleme ile hüküm kurması gerekçe gösterilerek karar bozulduğu, davacı taraf, davalıya 15.06.2011 tarih, … seri numaralı, 13.462,62 TL bedelli fatura düzenleyerek bu faturayı kayıtlarına işlediği, davalı tarafın ticari defterlerinde bu fatura işlenmediği tespit edildiği, ilindiği gibi, salt fatura düzenlenmesi adına fatura düzenlenen kişiyi, fatura düzenleyene, karşı borçlu duruma düşürmediği, adına fatura düzenlenen kişinin borçlu sayılabilmesi için, VUK.nun 230. Md.ne göre hazırlanmış faturayı usulüne uygun biçimde tebellüğ ettiği halde, TTK. 21/2.maddesine uygun süre olan 8 gün içinde itiraz etmemiş olması, ya da fatura konusu Mal veya hizmetin adına fatura düzenlenen kişi veya kuruma tesliminin belgelenmesi gerektiği bu iki teslim veya tebliğden biri varit olmadan düzenlenen fatura borç doğurmadığı, taraflar arasındaki ticari ilişkiye konu davacı tarafından davalı adına düzenlenen faturanın, davalıya teslimi ile ilgili olarak her hangi bir kaydı bilgiye rastlanmadığı, mal satış faturası ile ilgili olarak davacı tarafından düzenlenen faturada, mal/hizmet teslimine ilişkin teslim alan bölümünde İsim ve imza bulunmadığı, malların/hizmetin/faturanın davalıya teslim edildiğinin davacı tarafından kanıtlanması gerektiği sonucuna varıldığı, Taraflar arasındaki tedarik sözleşmesi ve uygulamalara göre mağaza açılış raf bedeli uygulamasının yer aldığı, ancak 13.462,62-TL bedelli faturaya dayanak davacı tarafın dosyaya sunduğu mağaza açılış belgelerinin fatura tarihi olan 15.06.2011 tarihi ile uyuşmadığı, taraflar arasında sözleşme olmasına rağmen “Mağaza Açılış Raf Bedeli “ içerikli faturanın davalı şirkete tebliğ edilmiş olduğuna dair de belge sunulmaması hususu da göz önüne alındığında davacının davasının reddine karar verilmek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davacının davasının reddine,
-Davalının kötü niyet tazminatı taleplerinin şartlar oluşmadığından reddine,
2-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 44,40-TL karar ve ilam harcının başlangıçta alınan 164,95 TL den mahsubu ile 120,55 TL nin davacıya istek halinde iadesine,
3-Davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 2.725,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
4-Davacı ve davalılarca yatırılan gider/delil avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı/davalılar/vekillerine iadesine,
5-Yapılan tüm yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan 28,15 TL masrafın davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Dair,taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile Yargıtay yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/03/2019

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.