Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1082 E. 2019/368 K. 19.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1082 Esas
KARAR NO : 2019/368

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 27/06/2012
KARAR TARİHİ : 19/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili 27/06/2012 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile … arasında imzalanan sözleşme başlıkları taslağı uyarınca imzalanması gereken sözleşmenin imzalanamaması neticesinde oluşan ve henüz miktarı belli olmayan zararın öncelikle işbu belirsiz alacak davasıyla tespitine, zarar miktarı tam olarak ortaya çıktıktan sonra tamamının tahsilini talep etme hakkını saklı kalmak kaydıyla, müvekkili şirketin uğradığı zararın, derdest dava değerini arttırma ve tüm miktara dava tarihinden itibaren … sayılı kanunun 4/a maddesi uyarınca faiz işletilmesini talep etme hakkı saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 10.000 USD tutarındaki bölümünün, aynen veya fiili ödeme günündeki TCMB Efektif Satış kuru üzerinden hesaplanacak Türk Lirası karşılığının … S.A.’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline, ortak girişim ile imzalanan proje yönetimi sözleşmesi’nin ortak girişim’in ve…’ın kusurlu davranışları sebebiyle ortak girişim tarafından ihlal edilmesi neticesinde oluşan ve henüz miktarı belli olmayan zararın öncelikle işbu belirsiz alacak davasıyla tespitini, zarar miktarı tam olarak ortaya çıktıktan sonra tamamının tahsilini talep etme hakkı saklı kalmak kaydıyla, müvekkili şirketin uğradığı zararın derdest dava değerini arttırma ve tüm miktara dava tarihinden itibaren… sayılı kanunun 4/a maddesi uyarınca faiz işletilmesi talep etme hakkı saklı kalmak kaydıyla , şimdilik 10.000 USD tutarındaki bölümünün, aynen veya fiili ödeme günündeki TCMB Efektif Satış Kuru üzerinden hesaplanacak Türk Lirası karşılığının …, …S.A. ve Ortak Girişim’in ortaklarından müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve davalıların kötüniyeti dikkate alınarak, lehine AAÜT’nin 3.maddesinin 1.fıkrası gereğince 3 kat fazla hükmedilecek avukatlık ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalılar …ile … vekilinin 16/08/2012 havale tarihli cevap dilekçesi ile; huzurdaki davanın belirsiz alacak davasının HMK. 107 ve 114. Maddeleri uyarınca şartları oluşmadığından reddi gerektiğini, ortak girişim aleyhine açılan davanın reddi gerektiğini, davacı ile imzalanan sözleşme tasarı ve taslakları bağlayıcı olmadığını, davacı tarafın kusurlu davranıldığı iddiasının hukuki bir dayanağı bulunmadığını, davacı tarafın …ve Ortaklar davalı olarak gösterilmekte ise de ortak girişimi temsilen tek başına hiçbir ortağın imza yetkisi bulunmadığını, … ile davacı şirket arasında akdedilmiş , imzalanmış bir proje yönetimi sözleşmesi söz konusu olmadığını, öncelikle dava şartları oluşmayan davanın usulden reddini, haksız, kötüniyetli, maddi ve hukuki dayanaktan yoksun davanın esastan reddini , yargılama giderleri ,harç ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar …Tic.A.Ş. ile … Tic.Ltd. Şti. vekili 04/09/2012 havale tarihli cevap dilekçesi ile; davanın HMK 107.maddesine göre belirsiz alacak davası niteliğinde açılmasının açıkça hukuka aykırı olduğunu, davalının müvekkili … İnşaat ‘ın 10 Eylül 2008 tarihnde % 12 pay sahibi olarak diğer davalı müvekkili ….. Şirketinin % 3 pay sahibi olarak …A.Ş.-…-… Ltd.-…-…- … Girişim Sözleşmesi imzaladıklarını, Ortak Girişimin ayrı bir tüzel kişiliği bulunmadığını , taraf ehliyeti olmadığını, davacının dava dilekçesinde ve davasının dayanağı olan belgeleri incelenecek olursa davacı ile Viatrans arasında gizlilik sözleşmesi imzalandığını, …Ortaklarının taraf olmadığını, Stratejik İşbirliği ve Proje Geliştirme Sözleşmesine lişikni sözleşme başlıkları taslağının davacı ile … Arasında imzalandığını, hukuken ön sözleşme niteliğinde dahi olmayan adı ile menkul bir taslak olduğunu, stratejik işbirliği ve proje geliştirme sözleşmesinin imzalanacağına dair bir taahhüt içermediğini, …Ortaklarının da taraf olmadığını, davanın niteliği bakımından şartlar oluşmadığından ve yine müvekkil her iki şirket bakımından husumet nedeniyle usulden reddini, kötüniyetli , maddi ve hukuki dayanaktan yoksun davanın esasten reddine, yargılama giderleri ve her iki müvekkil lehine üvreti vekaletin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalılar … ile …-…-…-…-… Girişimi Adi Ortaklığı, ve … S.A. vekili tarafından verilen 03/09/2012 havale tarihli cevap dilekçesi ile; davac tarafın maddi vakıalara aykırı, hukuki dayanaktan yoksun ve haksız kazanç sağlamaya yönelik dava talebinin külliyen reddi gerektiğini, işbu davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağından HMK 107 ve 114. Maddeleri uyarınca şartları oluşmayan davanın reddi gerektiğini, …Girişim’in taraf gösterilmesinin HMK. 50. Maddesine ve Borçlar Kanununa aykırı olması sebebiyle … Girişim’in pasif dava ehliyeti bulunmadığından ve bu itibarla davanın şartları oluşmadığından davanın ortak girişim yönünden reddi gerektiğini, müvekkilleri tarafından davacı tarafından iddia edildiği üzere tarafı imzalı bir proje yönetimi sözleşmesi bulunmadığını, bu itibarla davanın essatan reddi gerektiğini, haksız, maddi ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … Ltd.Şti. vekili 04/09/2012 havale tarihli cevap dilekçesi ile; davacı tarafın maddi vakıalarına aykırı olup hukuki dayanağı bulunmayan ve haksız kazanç sağlamaya yönelik dava ve taleplerinin usul ve esas açısından reddi gerektiğini, davalı müvekkilinin ortaklık sözleşmesini imzaladığını, … A.Ş. … Ltd.-…- …-… Girişimi Adi Ortaklığı Sözleşmesi gereğince Ortak Girişim Borçlar Kanunu uyarınca tüzel kişiliği haiz bulunmadığından HMK 50 ve 114. maddeleri gereği taraf ehliyetine haiz olmadığını, bu nedenle Ortak Girişim’e husumet yöneltilemeyeceği gibi müvekkil şirkete de husumet yöneltilemeyeceğinhi, bu nedenle davanın husumet nedine ile davanın reddine karar verilmesini, Ortak girişim icra kurulu veyahut da bunun yetkilendirdiği bir ortak tarafından imzalanan bir sözleşme bulunmadığını, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağından dava şartlarının oluşmadığından, ortak girişim’in BK uyarınca düzel kişiliği bulunmadığından ve müvekkili şirketin davacı tarafın iddia ettiği sözleşme taslağı ve eklerinin tarafı olmaması sebebiyle davanın husumet ve usuli şartları oluşmaması nedeniyle reddine , haksız, maddi ve hukuki dayanaktan yoksun kötüniyetli davanın esastan reddine, yargılama masraf, harç ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir. talep ve dava etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, proje yönetimi sözleşmesi uyarınca sözleşmeye aykırılıktan doğan zararın tazmini istemine ilişkin alacak davasıdır.
Dava daha önce Mahkememizin 17/12/2013 tarih … Esas – …Karar sayılı kararı ile “…Stratejik İşbirliği ve Proje Geliştirme Sözleşmesine İlişkin Sözleşme Başlıkları Taslağında” sadece davalılardan …A.Ş.’nin imzasının bulunduğu, bu davalı dışındaki diğer davalıların imzasının bulunmadığı, adi ortaklık sözleşmesinin 10. maddesine göre, adi ortaklığı temsil yetkisinin … İnşaat A.Ş. yönetim kurulu başkan…ve…A.Ş. yönetim kurulu başkan yardımcısı…’ın ortak girişim kaşesi altında atacakları müşterek imzaları ile temsile yetkili oldukları, buna göre …A.Ş.’nin tek başına ortak girişimi temsile yetkili olmadığı, dolayısıyla … A.Ş. dışındaki diğer davalılar ile davacı arasında akti ilişki bulunmadığı, sözleşmelerde bu davalıların imzalarının bulunmadığı, …A.Ş.’nin kendisi dışındaki diğer davalıları temsil yetkisinin olmadığı, diğer davalıların …A.Ş.’yi kendilerini temsil etmesi hususunda yetkilendirmedikleri, bu nedenlerle davacı tarafın tazminat taleplerini bu davalılara yöneltemeyeceği, davacının ancak kendi akidi olan … A.Ş.’ye başvurabileceği; davalı … A.Ş. yönünden ise, davacı ile bu davalı arasında imzalanan 30.03.2011 tarihli “Stratejik İşbirliği ve Proje Geliştirme Sözleşmesine İlişkin Sözleşme Başlıkları Taslağının” bozucu şartlar maddesine göre, proje ruhsatının 6 aylık sürede alınmaması, ortak girişimin temsil ve ilzama ilişkin birlikte temsil kuralının sözleşmenin imzasından itibaren 60 gün içerisinde değiştirilmemesi, ortak girişim icra kurulunun sözleşmenin imzasını takiben 60 gün içerisinde değişmemesi sabit olduğundan ve bu bozucu şartlardan sadece birinin gerçekleşmesi halinde sözleşme kendiliğinden hükümsüz kalacağından, davacının hükümsüz sözleşme nedeniyle tazminat talep edemeyeceği; davacı tarafça dava dilekçesi ekinde sunulan “Proje Yönetim Sözleşmesi” “Stratejik İşbirliği ve Proje Geliştirme Sözleşmesine İlişkin Sözleşme Başlıkları Taslağının” eki olarak 30.03.2011 tarihinde hazırlandığı, Viatrans Gayrimenkul A.Ş. ve davacının sadece paraf imzalarının bulunduğu, anılan taslağın eki olarak hazırlandığı nazara alındığında, geçerli ve yürürlüğe girmiş bir “Proje Yönetim Sözleşmesinin” varlığından söz edilemeyeceği gerekçeleriyle, davalılardan … A.Ş. yönünden açılan davanın esastan, diğer davalılar yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine.”şeklinde hüküm tesis edilmiştir.
Bu Mahkeme kararını davacı vekili temyiz etmiş olup, temyiz incelemesinin görüldüğü Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 03/12/2014 tarih 2014/4848 Esas – 2014/7795 Karar sayılı ilamıyla, ” … Dava, tacirler arası hizmet sözleşmesine dayalı alacağın tespiti ile tahsili istemlerine ilişkindir.Davanın esası hakkında 17.12.2013 tarihli ön inceleme oturumunda karar verilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile usul hukukumuzda ilk derece yargılamasının beş temel aşamadan oluşması öngörülmüştür. Bunlar sırası ile; dilekçelerin karşılıklı verilmesi, ön inceleme, tahkikat, sözlü yargılama ve hükümdür. Bu aşamalar içerisinde yeni olan ise ön inceleme aşamasıdır. Yargılamanın gereksiz yere uzamasının engellenmesi; mahkemenin ve tarafların yargılamada gereken hazırlığı davanın başında yapmasının sağlanması bakımından, Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile dilekçelerin verilmesinden sonra ve tahkikat aşamasından önce gelmek üzere “ön inceleme” adıyla yeni bir yargılama aşaması kabul edilmiştir. (H.Pekcanıtez/O.Atalay/M.Özekes, Medeni Usul Hukuku, Yetkin Yayınları, 11 Bası, 2011, s.375-376). 6100 sayılı HMK’nun 137. maddesinde, ön incelemenin kapsamı, HMK 138. maddesinde ön inceleme aşamasında dosya üzerinden dava şartları ve ilk itirazlar hakkında verilecek kararlar, HMK 139. maddesinde ön inceleme duruşmasına davet, HMK 140. maddesinde ise yapılması zorunlu olan ön inceleme duruşması düzenlenmiştir. 6100 sayılı HMK ön incelemenin kapsamı başlıklı 137. maddesinde; dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılacağı, 138. madde dikkate alınarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verileceği, dava şartları ve ilk itirazlar hakkında gerektiği takdirde kararını vermeden önce, bu konuda tarafları ön inceleme duruşmasında dinleyebileceği, ön inceleme duruşmasında tarafların iddia ve savunmaları kapsamında uyuşmazlık konularını tam olarak belirleyebileceği, hazırlık işlemleri ile tarafların delillerini sunmaları ve delillerin toplanması için gereken işlemleri yapacağı, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği davalarda onları sulhe veya arabuluculuğa teşvik edeceği ve bu hususların tutanağa geçirileceği belirtilmiştir. Ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar ile sınırlı olmak üzere tanık dinleme, belge inceleme, bilirkişi görüşü alma, keşif yapma ve yemin teklif etme gibi işlemler yapılabilir, ancak tahkikata yönelik işlemler yapılamaz. HMK 137. maddenin ikinci fıkrasında ise ön inceleme tamamlanmadan ve gerekli kararlar alınmadan tahkikata geçilemeyeceği ve tahkikat için duruşma günü verilemeyeceği düzenlenmiştir. Gereksiz duruşmalara ilişkin uygulamadaki eski alışkanlıkların devam etmesinin kesin olarak önüne geçilmesi amacıyla Kanun koyucu, ön inceleme aşaması tamamlanmadan ve bu aşamada alınması gereken kararlar alınmadan tahkikat aşamasına geçilmesini ve tahkikat için duruşma günü belirlenmesini kesin bir ifade ile (emredici nitelikteki bir düzenlemeyle) yasaklamıştır. (H.Pekcanıtez/O.Atalay/ M.Özekes, Medeni Usul Hukuku, Yetkin Yayınları,11. Bası, 2011, s.375-376). Tüm bu hususlar dikkate alındığında, dilekçeler aşaması tamamlandıktan sonra öncelikle dosya üzerinden dava şartları ve ilk itirazların incelenmesi; bu konularda yine dosya üzerinden olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi, dosya üzerinden karar verilemeyen dava şartları ile ilk itirazlar hakkında karar verilmek ve diğer ön inceleme işlemlerini yapmak üzere tarafların ön inceleme duruşmasına davet edilmesi, 6100 sayılı HMK’nın 137 ve 140. maddelerine göre ön inceleme duruşmasında gerekli usul işlemleri yapıldıktan sonra, tahkikat duruşmasına geçilmesi gerekirken, 17.12.2013 tarihli ön inceleme oturumunda, ön inceleme duruşmasına son verilerek, tahkikat aşamasına ise hiç geçilmeden işin esası hakkında karar verilmiştir.Bu durumda, mahkemece, yukarıda anılan yasal düzenlemeler çerçevesinde ön inceleme duruşması yapıldıktan sonra, tarafların HMK’nın 147/1. maddesi uyarınca duruşmaya davet edilmesi, bu davetle duruşmada dinlenecek taraflara HMK’nın 144/2. maddesi doğrultusunda en az iki haftalık süre verilmesi, yapılacak tahkikat duruşması sonrasında da işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, bu lazimeye uyulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Bozma nedenine göre, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir. Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına bozulmasına…”şeklinde verilen bozma ilamı doğrultusunda dosya yeniden esas numarasına kaydı yapılıp incelemeye alınmıştır.
Mahkememizce toplanan delillere, iddia ve savunmaya göre bilirkişiden rapor alınmış, bilirkişi 03/12/2018 tarihli raporunda: “Stratejik İşbirliği vc Proje Geliştirme Sözleşmesine İlişkin Sözleşme Başlıkları Taslağı” sözleşmesinin Ortak Girişim içerisinde yer alan şirketler tarafından imzalanmadığı, bu şirketlerden (davalılardan) sadece … Geliştirme Kir. Tic. A.Ş. firmasının imzasının bulunduğu, bu sebeple söz konusu sözleşmenin sadece imzası bulunan şirketler bakımından hükümlerini icra edebileceği, 30.03.2011 tarihli ”Proje Yönetimi Sözleşmesinin taraflarca imzalanmadığı, bu sebeple “Sözleşme Başlıkları Taslağı”nın ilk bozucu şartının gerçekleştiğinin değerlendirilebileceği, aynı şekilde bozucu şartları içeren maddede düzenlenen proje ruhsatının 6 ay içerisinde alınamaması hükmünün de gerçekleştiği, bu sebeplerle Stratejik İşbirliği ve Proje Geliştirme Sözleşmesine İlişkin Sözleşme Raşlıkları Taslağı’nm öngörülen bozucu şartların gerçekleşmesi sebebiyle geçersiz olduğu vc sözleşmeye dayalı olarak ileri sürülen taleplerin hukuken geçerli bir zemine dayanmadığının düşünülebileceği, HMK md. 282 hükmü gereği bilirkişi görüşünün sayım mahkemeyi takyit etmediği değerlendirilecek olursa, delillerle doğrudan temas eden yüce Mahkemenin tamamen davacı savları veya davalılar savunmaları yönünde hüküm kurmakta muhtar olduğu tespit ve rapor edilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama, tarafların beyanları, sunulan sözleşme örnekleri ve içerikleri ve tüm dosya kapsamına göre ; davacı şirket ile davalı … A.Ş. arasında 30/03/2011 tarihli Stratejik İşbirliği ve Proje Geliştirme Sözleşmesine ilişkin Sözleşme Başlıkları Taslağının imzalandığı, bu sözleşme taslağının ekinde de aynı tarihli Proje Yönetim Sözleşmesi taslak metninin bulunduğu, davacı tarafın bu sözleşmelere dayanarak davalılardan sözleşmelere aykırılık nedeniyle tazminat talep ettiği anlaşılmaktadır. Öncelikle sözleşme taslağında sadece davalı … A.Ş.’ nin imzasının bulunduğu, bu davalı dışındaki diğer davalıların imzasının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Adi ortaklık sözleşmesinin 10. Maddesine göre adi ortaklığı temsil yetkisinin… A.Ş yönetim kurulu başkanı …ve …yönetim kurulu başkan yardımcısı …’ ın ortak girişim kaşesi altında atacakları müşterek imzaları ile temsile yetkili oldukları, buna göre …A.Ş’ nin tek başına ortak girişimi temsile yetkili olmadığı açıktır. Dolayısıyla … Dışındaki diğer davalılar ile davacı arasında yazılı veya sözle herhangi bir akti ilişki bulunmadığı, sözleşmelerde bu davalıların imzalarının bulunmadığı, …’ nin kendisi dışındaki diğer davalıları temsil yetkisinin olmadığı, diğer davalıların … ‘ yi kendilerini temsil etmesi hususunda yetkilendirmedikleri, bu nedenlerle davacı tarafın tazminat taleplerini bu davalılara yöneltemeyeceği, davacının ancak kendi akidi olan … A.Ş’ ye başvurabileceği, …dışındaki diğer davalılara husumet düşmediği ve bu davalıların pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı anlaşılmakla davanın bu davalılar yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
Davanın davalı … A.Ş. Yönünden ise esastan reddi gerekmiştir. Davacı ile bu davalı arasında imzalanan 30/03/2011 tarihli taslak sözleşmenin bozucu şartlar maddesi başlığı adı altında taslak sözleşmenin bozucu şartları sayılmıştır. Bu bozucu şartlara göre proje ruhsatının dava tarihi itibariyle halen alınamadığı dolayısıyla 6 aylık süe içerisinde ruhsatın alınmamış olduğu, ortak girişimin temsil ve ilzama ilişkin birlikte temsil kuralının sözleşmenin imzasından itibaren 60 gün içerisinde değiştirilmediği, ortak girişim icra kurulunun sözleşmenin imzasını takiben 60 gün içerisinde değişmediği sabit olup, bu hususlar taraflarında kabulünde olup, bu hususlarda ihtilaf yoktur. Buna göre her iki taraf bu bozucu şartlardan sadece birinin gerçekleşmesi halinde sözleşmenin kendiliğinden hükümsüz kalacağı konusunda anlaştıklarına göre bu taslak metin tarafların serbest iradeleri ile kendiliğinden hükümsüz hale gelmiştir. Dolayısıyla davacının bu taslak sözleşme nedeniyle tazminat talep etmesi mümkün değildir. Öte yandan davacı ile davalı …arasında imzalanmış ve yürürlüğe girmiş bir proje yönetim sözleşmesi de mevcut değildir. Davacı tarafça dava dilekçesi ekinde sunulan proje yönetim sözleşmesi taslak sözleşmenin eki olarak 30/03/2011 tarihinde hazırlanmış olup, bu proje yönetim sözleşmesinde davalı … A.Ş.’ nin ve davacının sadece paraf imzaları bulunmaktadır. Şirket isimleri ve kaşeleri mevcut olmayıp, bu taslak sözleşmeye ek olarak hazırlandığından geçerli ve yürürlüğe girmiş bir proje yönetim sözleşmesinin varlığından söz edilemez. Ayrıca proje yönetim sözleşmesinin tarafı davacı ile … ile …-…-…-…-…Ortak Girişimi Adi Ortaklığı olup, davalı …A.Ş. ‘ nin paraf imzası mevcut ise de, proje yönetim sözleşmesinde taraf konumunda değildir. Açıklanan tüm bu nedenlerle davacının hem Stratejik İşbirliği ve Proje Geliştirme Sözleşmesine ilişkin Sözleşme Başlıkları Taslağına ve hem de Proje Yönetim Sözleşmesi Taslağına göre tazminat talepleri yerinde görülmediğinden davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın davalı … A.Ş. yönünden esastan REDDİNE ,
2-Davanın diğer tüm davalılar yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
3-Alınması gereken 44,40 TL maktu red harcının peşin alınan 270,85 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 226,45 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davalı … .A.Ş. yönünden davanın esastan reddine karar verildiğinden bu davalı kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
5-Davalı … S.A, … Ltd. Şrk., …-…-…-…-… Girişimi Adi Ortaklığı, …A.Ş. , …Ltd. Şti., …ile … kendilerini vekille temsil ettirdiğinden ve bu davalılar yönünden davanın ret gerekçesi farklı olduğundan AAÜT uyarınca hesaplanan 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine ,
6-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına
7-Tarafların yatırdığı gider avansının kullanılmayan kısmı olan miktarın karar kesinleştiğinde ve başkaca masraf yapılmadığı takdirde taraflara iadesine,
Dair, Taraf vekillerinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren onbeş gün içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile Yargıtay İlgili Hukuk Dairesine temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.19/04/2019
Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.