Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1062 E. 2018/1122 K. 07.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1062 Esas
KARAR NO : 2018/1122

DAVA : Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/11/2017
KARAR TARİHİ : 07/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; … İcra Müdürlüğü tarafından düzenlenen ödeme emrinin taraflarına 31.07.2017 tarihinde tebliğ edildiğini, söz konusu ödeme emrine yönelik olarak takip tarihi itibariyle muaccel olan herhangi bir borç bulunmaması sebebiyle borca süresi içerisinde itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, duran takibe karşı itirazın iptali davası yoluna gidilmediğinden, takip halen durmuş durumda olduğunu, dava dilekçesi ile müvekkili aleyhinde başlatılan haksız takip uyarınca menfi tespit davası açtıklarını beyanla; takibe konu edilen tutar davalı bankanın sağlamış olduğu kredi kartı hizmetinin kullanımından doğan borç miktarı olduğu, davanın kabulüne, davalı Bankanın haksız icra takibini tüm diğer bankalar ile paylaşması ve 6698 sayılı yasa sebebiyle, bu hususta tazminat hakklarını saklı tutmak ile birlikte, öncelikle takibe konu edilebilecek likit bir borcun bulunmadığının tespiti ile ana para üzerinden uygulanan haksız faiz miktarlarından müvekkilinin sorumlu tutulmamasına, buna bağlı olarak da davalı vekiline ait avukatlık ücretinin doğmadığının kabulü ile, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde;Müvekkili bankanın … şubesi kredi kartı müşterisi davacı tarafından yapılan başvuru ve imzalanan kredi kartı üyelik sözleşmesi ile adı geçen muhataba talebi üzerine … nolu kredi kartı tahsis edildiğini, davacının kendisine tahsis edilen kredi kartlarını kullanmış ve neticesinde aylık ekstreler halinde ödemesi gerekli tutarları sözleşme ile kendisine tanınan süreler içerisinde ödemediğini ve alacak bakiyeye dönüştüremediğini, bunun üzerine davalının kredi kartı üyelik sözleşmesi müvekkil bankaca görülen lüzum üzerine müvekkili banka tarafından keşide edilen 12.03.2017 tarihli ihtarname ile kredi kartına ait geciken asgari tutarlar toplamı olan 2,748,88-TL tutarın 30 iş günü içerisinde ödenmesini,ödemenin yapılması halinde sözleşmenin devam edeceğini,ödemenin belirtilen süre içerisinde yapılamaması halinde kredi kartı sözleşmesinin fesh edilerek kredi kartı hesabının ikinci bir bildirime gerek kalmaksızın kat edilmiş sayılacağını,kredi kartının iptal edileceğini ve bu tarihte 9,827,94-TL olan banka alacağının muaccel hale geleceğini ve hakkında yasal takip işlemlerine başlanacağı kendisine ihtar edildiğini, davacının ihtarname ile belirlenen sürede borcunu ödemediğini, bunun üzerine …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile gönderilen ödeme emrine karşı da davacı itirazda bulunarak takibin durmasına sebebiyet verdiğini, bu takip sebebiyle … Tüketici Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında itirazın iptali davası açıldığı, davanın derdest olduğu, davaların birleştirilmesini talep ettiği, davacının davasında haksız olduğunu, söz konusu davanın yasal dayanağı bulunmadığı beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; davacının kredi kartı kartı borcunun ödendiğinden bahisle, borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
… Tüketici mahkemesinin … E. Sayılı dosyasının ve içerisindeki … icra dairesinin … E. Sayılı dosyasının incelenmesinde; Tüketici mahkemesindeki dosyada davacısının …, davalısının … olduğu,… İcra müdürlüğünün … e. Saylı dosyası ile açılan itirazın iptali davası olduğu, ön inceleme duruşmasının yapıldığı, icra dosyasında ise alacaklısının …, borçlusunun … olduğu anlaşılmıştır. (… İcra daireisnin … E. Sayılı dosyasının yetkisizlikle … İcra müdürlüğünün … Esas numarası aldığı anlaşıldı.)
Davada alacağın dayanığı kredi kartı ve bu kredi ve kredi kartının verilme dayanağı olan bankacılık hizmetleri sözleşmesi ile kredi kartı üyelik sözleşmeleridir.
Mahkememizce yapılan değerlendirmede öncelikle, HMK 1. maddesi uyarınca kamu düzeninden olan görev hususu açısından ve HMK 114/c ve 115/1. maddesi uyarınca yapılan incelemede;
28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/1-k maddesinde tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi ve 3/1-l maddesinde tüketici işlemi de; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek ve tüzel kişiler ile tüketici arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak tanımlanmıştır.
Aynı Kanun’un 73/1.maddesinde; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevli kılınmıştır.
Yine, 6502 sayılı Kanun 83/2.maddesine göre; taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasına ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği düzenlenmiş bulunmaktadır. Açıklanan bu düzenlemelere göre tüketici sıfatını haiz davalıya karşı açılan ve kredi kartından kaynaklanan iş bu dava da görevli mahkeme; (6502 sayılı Kanun Geçici 1. maddesi 2. bendinde yer alan düzenleme ise görevli mahkemece sözleşme ve sonuçları bakımından uygulanacak hükümlere ilişkin bulunmakta olup, 6502 sayılı Kanun Geçici-1/1.maddesi uyarınca ve dava tarihi de dikkate alınarak), tüketici mahkemesidir.
HMK 114/1-c maddesi gereğince, mahkemenin görevli olup, olmadığına ilişkin dava şartının, HMK 115. maddesi gereğince davanın her aşamasında re’sen dikkate alınması zorunlu olup, mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK 114/1-c ve 115/2. maddesi uyarınca mahkememizin görevsizliğine, dava dilekçesinin görev yönünden usulden reddine ilişkin aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Mahkememizin HMK’nun 114/(1) – c maddesi gereğince görevsiz olması nedeniyle davanın HMK’nun 115/2.maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine,
-Dosyanın, karar kesinleştiğinde ve H.M.K’nun 20. maddesi gereğince iki haftalık yasal sürede talep edildiği taktirde, görevli ve yetkili İSTANBUL TÜKETİCİ MAHKEMESİNE gönderilmesine,
-Karar kesinleştiğinde, HMK nun 20/1 maddesi gereğince; dosyanın gönderilmesi iki haftalık yasal sürede talep edilmediği takdirde, davanın açılmamış sayılmasına dair ek karar yazılmasına ve ek kararda harç hesaplamasının yapılmasına,
2-Dava esastan sonuçlandırılmadığından dolayı, 6100 sayılı HMK’nun 331/2 maddesi gereğince; harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin, yetkili mahkemede değerlendirilmesine,
3-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde, HMK nun 331/2 maddesi gereğince davacıya iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzünde; tarafların gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/12/2018

Katip …

Hakim …

**Bu belge 5070 sayılı Kanun Kapsamında Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.**