Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1056 E. 2018/303 K. 16.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/265 Esas
KARAR NO : 2018/451 Karar

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 06/10/2009
KARAR TARİHİ : 23/05/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından … İş Mahkemesine verilen 06.10.2009 tarihli dava dilekçesinde özetle;.”davacının davalı borçlu şirketin %20 hissedarı ve bu şirketin genel müdürü olduğunu, genel müdürlük maaşının bugüne kadar ödenmediğini, davacının aylık maaşının 4.000 TL olup, şirketin ilk kuruluşu olan 2005 yılı Eylül ayından icra takibi yapılan 2009 yılı 4. ayına kadar maaşların ödenmediğini, takipten sonraki aylara ait maaş ödemesinin de yapılmadığını, davacının maaş alacağı için … 13. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi yapıldığını davalı borçlu tarafından takibe itiraz edildiğini, davalı borçlu şirketin bugüne kadar davacıya muhasebe kayıtları ile ilgili olarak bilgi vermediği gibi faaliyeti nedeni ile doğmuş maaşları ile kar payını da vermediğini, davalı şirketin davacının taahhüt ettiği sermayeyi ödenmediğinden bahisle davacı aleyhine 11. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi yaptığını ve itiraz üzerine … 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açtığını, davalının haksız ve dayanaksız olarak takibe itiraz ettiğini belirterek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, … 13. icra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, haksız ve kötüniyetli itiraz nedeni ile davalının %40 icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davalı şirketin %20 hissedarı ve yönetim kurulu üyesi olduğu, temsil yetkisinin bulunduğu, şirketin tüzel kişiliği ile yönetim kurulu üyeleri arasındaki ilişkinin iş sözleşmesini değil vekalet sözleşmesine dayandığını, iş mahkemelerinde dava açılamayacağını, görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davacının aylık 4.000,00 TL maaş ödenmesini talep ettiği halde böyle bir maaşın belirlenmediğini, şirkete taahhüt ettiği sermayeyi koymadığını, toplantılara kasıtlı olarak katılmayarak şirketi zarara uğrattığını, kendisine karşı sermayenin tahsili için alacak davası açıldığını, bu nedenle davacının bu davayı açtığını belirterek davanın reddi ile %40 dan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyamız içersine getirtilen 11/08/2005 tarihli ticaret gazetesinde davalı şirketin ana sözleşmesinde davacının şirket kurucu ortaklarından olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca davacının 25/08/2005 ile 14/04/2006 tarihleri arasında şirkette genel müdür olarak çalıştığına dair yazının davacı tarafından dosyaya ibraz edildiği, 08/08/2005 tarihli … Uluslararası Moda ve Tekstil Sanayi ve Tic. AŞ. De yönetim kurulu kararında görev bölümünde davacının yönetim kurulu başkan vekili ve genel müdürü olarak yetkili kılındığı, 18 şubat 2008 tarihli ihtarname ile davalı şirket tarafından davacıya olağan genel kurul toplantısının yapılabilmesi için genel kurul kararı alınması gerektiği bu nedenle yönetim kurulu toplantısı yapılacağı bildirilerek toplantıya katılması için davet edildiği,
… 13. Asliye Ticaret Mahkemesine ve … 7. Asliye Ticaret Mahkemesine azınlık sıfatıyla toplantıya davetin yapılması yetkisinin …’a verilmesi ve şirkete denetci seçilmesi talebi ile davaların açıldığı,
… 11. İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyasında … Uluslar arası Moda veTekstil Tic. A.Ş. tarafından davacı aleyhine 144.187,00 liralık takip yapıldığı,
Davacı tarafından … 13. İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyada 44 aylık maaş alacağı için 284.161,00 TL ücret alacağı için takipte bulunulduğu görülmüştür.
Mahkememizce tüm deliller toplandıktan sonra ; “Davanın REDDİNE,” karar verilmiştir.
Bu karar taraflarca süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
… 22. Hukuk Dairesinin … E, … K sayılı 13.05.2014 tarihli ilamı ile bozulmuştur.
Mahkemesince bozma ilamına uyularak 2014/640 E kaydedilen bu dosyada yargılamaya devam edilerek bozma ilamı doğrultusunda … K numarası ile 17.12.2014 tarihli ilamı ile görevsizlik kararı verilerek dosya mahkememize gönderilmiştir.
… 22. Hukuk Dairesinin … E, … K sayılı 23.02.2015 tarihli ilamı ile mehkemenin verdiği görevsizlik kararını onaylayarak kesinleştirmiştir.
Dosya mahkememiz esasına alınarak incelenmiştir.
Dosya içersinde İş mahkemesince alınmış bilirkişi raporunun bulunduğu görülmüştür.
Bilirkişi tarafından düzenlenen 21/02/2013 tarihli rapor bulunmaktadır
Mahkememizce tüm deliller toplandıktan sonra ; “İş bu davanın Kısmen Kabulü ile davalının … 13. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 26.546,00-Tl üzerinden devamına, takipten sonra asıl alacak olan bu miktara yasal faiz uygulanmasına, fazla istemin reddine, %20 icra inkar tazminatı tutarı 5.309,00-Tl nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir.
Bu karar taraflarca süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
… 11.Hukuk Dairesinin … E, … K sayılı 19.01.2018 tarihli ilamı ile bozulmuştur.
Bozma ilamında özetle ; “Uyuşmazlık, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri nitelikte olup davadan feragat hüküm kesinleşinceye değin yapılabilir ve karşı tarafın kabulüne bağlı olmadığı gibi yapıldığı anda kesin hükmün sonuçlarını doğurur. Davacı vekilinin davadan feragate (vazgeçmeye) ilişkin 21.12.2017 havale tarihli beyanının usulen tevsik olunduğu ve HMK’nın 74 ve 307 vd. maddeleri uyarınca sonuç doğurucu nitelikte olduğu kanısına varılmış, … İBK’nın 11.04.1940 gün ve 70 sayılı ve HGK’nun 21.11.1981 gün ve 1981/2-551 sayılı kararları uyarınca, öncelikle, davadan feragate ilişkin bir hüküm verilmesini teminen yerel mahkeme kararının bozulmasına, verilen hükmün temyizinden feragate ilişkin taraf vekillerinin beyanları ile ilgili olarak bu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.” gerekçesi ile mahkememiz hükmünü bozmuştur.
Mahkememizce bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiştir.
Mahkememizce belirlendiği üzere, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 342. maddesindeki düzenleme gereğince, anonim şirket genel müdürleri, yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğunu düzenleyen hükümlere tabiidir ve yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu da Türk Ticaret Kanununda özel olarak düzenlenmiştir. Bu uyuşmazlıklara ilişkin davalar Türk Ticaret Kanununun 4/1. madde uyarınca mutlak ticari davadır.
Dosyamızda davacının, davalı şirketin ortağı olduğu ve bir süre de şirket yönetim kurulu üyeliği görevini icra ettiği anlaşılmıştır. Davacı, aynı zamanda şirket genel müdürlüğü görevini de yürütmüştür. O halde aylık 4.000,-TL ücretinin bulunduğu kabulü edilerek 30.666,-TL ücret alacağı olduğu bu miktardan avans olarak ödenen 4.120,-TL düşüldüğünde 26.546,00-TL alacak tutarının bulunduğu belirlenmiş olup bu doğrultuda bozma öncesi karar kurulmuştur.
Mahkememizce verilen bu karar taraf vekillerince temyiz edildiğinden dosya …a gönderilmiştir.
Dosyamız …da iken davacı vekilince …a verilen dilekçe ile davadan feragat edilmiştir. Uyuşmazlık, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri nitelikte olup davadan feragat hüküm kesinleşinceye değin yapılabilir ve karşı tarafın kabulüne bağlı olmadığı gibi yapıldığı anda kesin hükmün sonuçlarını doğurur. Davacı vekilinin davadan feragate (vazgeçmeye) ilişkin 21.12.2017 havale tarihli beyanının usulen tevsik olunduğu ve HMK’nın 74 ve 307 vd. maddeleri uyarınca sonuç doğurucu nitelikte olduğu kanısına varılmıştır.
… İBK’nın 11.04.1940 gün ve 70 sayılı ve HGK’nun 21.11.1981 gün ve 1981/2-551 sayılı kararları uyarınca, … mahkeme yerine geçerek hüküm kuramayacağından davadan feragate ilişkin bir hüküm verilmesini teminen mahkememizin kararının bozarak Feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirlemiştir.
Mahkememizin 23/05/2018 tarihli duruşmasında, davacı vekili beyanında davadan feragat ettiklerini, davalı taraftan yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını beyan etmişmiştir. Davalı vekili de davacı ile anlaştıklarını, davacı taraftan yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını beyan etmiştir.
Tüm bu açıklamalardan belirlendiği üzere davacı vekilinin davadan feragate (vazgeçmeye) ilişkin 21.12.2017 havale tarihli beyanı dikkate alınarak, davanın feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- Davanın FERAGAT nedeniyle Reddine,
2-35,90-TL karar harcının, peşin alınan 2.415,40-TL den düşümü ile kalan 2.379,50-TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, ( Mahkememizin 22/11/2017 tarih … Esas … Karar … nolu harç tahsil müzekkeresinin işlem yapılmaksızın iadesine,)
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflar karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediklerinden bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-Davalının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren onbeş gün içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile … yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/05/2018

Katip … Hakim …