Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1049 E. 2022/145 K. 23.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/1049 Esas
KARAR NO: 2022/145

DAVA:Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ:24/11/2017
KARAR TARİHİ:23/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Davalı … ile müvekkili banka arasında imzalanmış olan Genel Kredi Sözleşmesi ve Çek Taahhütnamesi uyarınca kendisine verilen çek hesabını kullandığını, muhataplar çekler ile bankamıza başvurarak çek tutarının ödenmesini istediklerini, borçlunun hesabında herhangi bir bakiye olmaması üzerine (karşılığı bulunmaması) muhataplara 4 adet çekin yasal yükümlülük tutarı müvekkilince ödendiğini, yine, 3 adet çek yaprağı sorumluluğundan kaynaklanan tutarın da bankamıza depo edilmesi veya çeklerin borçlu tarafından temin edilerek müvekkili bankaya iadesi gerekirken çekler iade edilmediğini, çek yaprak bedelleri müvekkili bankaya depo edilmediğini, bunun üzerine ,… 1. Noterliği tarafından 10.02.2009 tarih ve 1620 yevmiye numaralı ihtarname ve … 1. Noterliği tarafından 24.08.2012 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname ile çek yaprağından kaynaklanan çek yapraklarının iadesi ya da yasal yükümlülük tutarının depo edilmesi gerektiğinin bildirildiğini, ihtarnameye rağmen ödeme yapılmaması, çek yapraklarının da iade edilmemesi üzerine borçlu hakkında …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile borçlu hakkında çek yapraklarından kaynaklanan borç sebebiyle icra takibi başlatıldığını, borçlu icra dosyasına sunduğu dilekçe ile borcun aslına, faizlerine ve diğer bütün ferilerine itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiğini, işbu itiraz tamamiyle haksız ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu, Davalı borçlu müvekkili bankadan aldığı 3 çek yaprağını iade etmemiş ve halen davalı borçlu yedinde veya üçüncü şahıslarda bulunan 4 adet çek yaprak bedelini müvekkili Banka’ya nakden depo etmediğini, İtiraz edilen icra takibi borçlunun imzalamış olduğu sözleşmeye dayanmakta olup banka tarafından ödenen çek yaprak bedelleri ve iade edilmesi ya da bedelleri depo edilmesi gereken çek yaprakları banka defter ve kayıtlarında sabit olduğunu, Çek Taahhütnamesi’nin 10. Maddesi ile Genel Kredi Sözleşmesinin 27. Sayfası Madde 43.1 de banka defter ve kayıtları kesin delil niteliğinde olduğu davalı borçlu tarafından kabul edildiğini, sözleşmeye binaen müvekkil bankanın alacağının varlığı ve ulaştığı meblağ ticari defter ve kayıtlarımız üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi neticesi sabit olacağını, davalı borçlu, Çek Taahhütnamesi’nin 2. Maddesi ile, her çek yaprağı için ödemekle yükümlü olduğu meblağ için temerrüt faizi ödemeyi kabul etmiş ve çek yapraklarına bu şekilde sahip olduklarını, TTK 8. maddesi ve aynı yasanın 9. madde ve 3095 sayılı yasanın 1. maddesi ile taraflar arasında yapılmış mukavelelerde belirlenen faiz oranları geçerli sayıldığını, bu nedenle borçlunun temerrüt faizi ile ilgili itirazı da haksız ve mesnetsiz olduğunu, yukarıda arz ve izah edildiği üzere davalı(borçlu) kötü niyetli olarak icra takibine itiraz ettiğini, müvekkilinin banka kayıtları üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi neticesinde davamızın haklılığı ortaya çıkacağını, yukarıda açıklanan sebeplerle itiraza uğrayan alacağımız için işbu itirazın iptali davasını açmak zarureti hasıl olduğunu, yukarıda maruz sebeplere binaen, haksız ve kötü niyetli itirazın iptaline, icra takibinde talep edilen meblağ ve faiz oranı üzerinden takibin devamına, %20 inkar tazminatına, vekalet ücreti ve dava masraflarının karşı tarafa tahmiline karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Davalının davaya karşı sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Hakkında yapılan …. İcra dairesinin … esas sayılı dosyasında takip tarihinin 22/08/2013 olduğunu, bu takibe 02/10/2013 tarihinde itiraz ettiğini, itirazı üzerine takibin durduğunu, gerek dava dilekçesinde gerekse bu dava dilekçesinde itirazın iptali talep edildiğini, …. İcra dairesinde açılan icra dosyasında … Bankasının benden alacaklı olduğunu iddia ettiğini, hangi nedenle alacaklı olduğunun iddiası net olarak anlaşılamadığını, dava dilekçesinin öncelikle davacı tarafa açıklatılmasını talep ettiğini, dava dilekçesindeki beyanlardan anlaşılacağı üzere bankaya iade etmediğim çek yaprağının saysının 3 yada 4 olduğunu anlayamadığını, bankaya iade etmediği çek yaprağının olmadığını, temerrüdünün olmadığını, dava dilekçesindeki iddiaya göre 3+4 olmak üzere toplam 7 adet çek teslim etmediğinin iddiasının asılsız olduğunu, davacı bankaya teslim etmediği çekin bulunmadığını, dava dilekçesinde zikredilen ve harcı yatırılan davacı vekilinin talebi olan benden talep edilen 3.457,95-TL’nin alacaklı olduğunu iddia eden bankaca ne şekilde belirlendiğinin belli olmadığını, bu nedenle aleyhime açılan davanın reddinin gerektiğini, ayrıca davalı vekilinin dava dilekçesinde %20 oranından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatını talep ettiğini, bu talebinde yersiz olduğunu, böyle bir borcunun olmadığını, icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini, bu nedenlerden dolayı davacı vekilince açılmış olan bu davanın maruz sebeplerden reddine, mahkeme giderlerinin davacıya yükletilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davanın davacı yanın davalı ile yaptığı Genel Kredi sözleşmesinden kaynaklanan çek hesabı borcunun ödenmemesi üzerine yapılan takibe itiraz edilmesi üzerine açılan itirazın iptali davası olduğu anlaşıldı.
…. İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyası celp edilerek dosyamız arasına alınmış olup, incelendiğinde; alacaklının … Bankası A.Ş. borçlunun … olduğu takibin 1.902,95-TL alacağa ilişkin ilamsız takip olduğu, 22/08/2013 tarihli ödeme emrinin borçluya 25/10/2013 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 02/10/2013 tarihinde süresi içerisinde borca itiraz ettiği görüldü.
Davacı vekili 02/02/2022 tarihli dilekçesinde özetle; davaya konu borcun dava açıldıktan sonra yapılan faiz indirimi neticesinde ödendiğini, bu nedenle davanın konusuz kaldığını ve davalı taraftan yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesini talep ettiklerini beyan etmiştir.
Davacı vekili 23/02/2022 tarihli duruşma sırasındaki beyanında da; beyan dilekçelerinde belirttikleri üzere dava konusu borç ödendiğinden davanın konusuz kaldığını ve davalı taraftan yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını belirtmişlerdir.
Davacı vekilinin dilekçesi ve beyanları dikkate alındığında eldeki itirazın iptali davasında dava konusu ödendiği belirtildiğinden ve davacının davalı taraftan işbu dava nedeniyle yargılama gideri veya vekalet ücreti gibi sair başkaca talebi bulunmadığını beyan ettiğinden davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Dava konusuz kaldığından davanın esası hakkına karar verilmesine yer olmadığına,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 80,70-TL harcın peşin alınan 49,56-TL harçtan mahsubu ile bakiye 31,14-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davacı vekili açıkça vekalet ücreti talepleri olmadığını belirttiğinden davacı lehine vekalet ücreti takdir edilmesine yer olmadığına,
4-Yatırılan avanstan artan kısmının yatırana/vekiline iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/02/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır