Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1041 E. 2018/136 K. 28.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1041 Esas
KARAR NO : 2018/136 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/03/2014
KARAR TARİHİ : 28/02/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen 12.03.2014 harç tarihli dilekçesi ile; Davacı Şirket ile … Limited Şirketi arasında İmzalanan 19.03.2012. tarihli Değerleme/Ekspertiz Hizmet Sözleşmesi kapsamında … İli, … İlçesi … ada, … nolu parselde kayıtlı arsa için “Pazar Araştırması ve Proje Değerleme Raporu” hazırlandığını. Borçlunun sözleşmenin 8. maddesi gereği 7.500,-TL değerleme ücretinin yarısı olan 3.750,-TL’yi avans olarak ödediğini, fakat kalan 5.100,-TL fatura bakiyesini bugüne kadar ödenmediğini. Borçlu hakkında bakiye borcunu Ödememesi nedeniyle müvekkil şirket tarafından tanzim edilmiş 27.03.2012 tarih, ve 8.850,-TL bedelli bir adet faturaya istinaden başlatılan … 2. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı İlamsız icra takibine borçlu vekili tarafından itiraz edildiğini, haksız ve hukuka aykırı nedenlerden ötürü yapılan itirazın iptali gerektiğini, müvekkil Şirket ile borçlu arasında imzalanan 19.03.2012 tarihli Değerleme/Ekspertiz Hizmet Sözleşmesi’nin “Ücret ve Ödeme Şekli” başlıklı 8/2 maddesine göre ücretin yarısının sözleşmenin imza tarihinde kalan bakiyenin İse rapor teslim tarihinden l gün önce Ödenmesi gerektiğini, ücretin yarısının sözleşmenin imzalandığı tarihte avans olarak ödeneceğini, KDV dahil bakiye bedelin ise raporlar teslim edilmeden 1 (bir) işgünü önce ödeneceğini, ücretin tümü KDV dahil nakden ödenmediği sürece madde 6’daki raporun teslimine ilişkin teslim süresi maddesi geçerli olmadığını ücret teklifi raporların değer takdirleri ile hiçbir alakası olmadığını, bu hükme göre Borçlunun sözleşmenin 8. maddesi gereği 7.500.00 TL değerleme ücretinin yarısı olan 3.750,-TL’yi ödediğini, fakat kalan 5.100.-TL fatura bakiyesini de ödemesi gerekirken ödemediğinden hakkında İcra takibi başlatıldığını, icra takibine İtiraz eden borçlu vekili tarafından sözleşmenin süresinde ve koşullarına uygun olarak yerine getirilmediği iddia edildiğini. Yapılan yüzeysel itirazda sözleşmedeki hangi koşulların ihlal edildiğinden bahsedilmediğini, somut olayda sözleşmedeki yükümlülüklerini gereği gibi yerine getirip sözleşme konusu raporu tanzim eden müvekkil şirketin 8, madde uyarınca ücreti ödenmediğinden bu davaya konu İcra takibini başlatıldığınız davalının amacının itiraz ederek icra takibinin ve alacağın sürüncemede kalması ve böylelikle müvekkil şirketin zarara uğraması olduğunu, borçlu şirketin itirazı haksız ve kötü niyetli olduğunu bu sebeple itirazın iptali ¡çın dava açma gereği hasıl olduğunu, davalı borçlunun … 2.İcra Müdürlüğümün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazlarının iptaline ve takibin takip talebindeki şartlarla devamına, davalı -borçlunun % 20′ den az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine yargılama giderlerinin ve avukatlık ücretinin davalı borçluya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir,
Davalı … LTD.ŞTİ. ‘nin avukatı cevap dilekçesinde; Davacı şirketin … 2. İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası ile 5.100,00-TL lık kesilen ve 04.09.2012 tarihinde alıp kabul ettiği iade faturasının bedeli için 10.12,2012 tarihinde İcra takibinde bulunduğunu, müvekkil şirketin 14,12,2012 tarihinde borca ve tüm ferilerine iade faturası kesildiği ve hizmet taahhüt edildiği gibi yerine getirilmediği yani eksik ifa edildiği için itiraz ettiğini ve icra takibinin duruğunu, itirazın iptali davası açmak iç İn 14.12.2012 tarihinden itibaren bir yıllık hak düşürücü süre olduğunu, dolayısıyla davanın 14. 12.2013 tarihine kadar açılması gerektiğini, bu tarih geçtikten çok sonra açıldığı için davanın öncelikle süre yönünden reddi gerekti ğini, müvekkil i ile davacı şirket 19,03,2012 tarihli hizmet sözleşmesi yaptıklarım, bu sözleşmeye istinaden müvekkil şirketin 3,75Û,Û0-TL ödediğini, sözleşmenin 7. Maddesi gereğince çalışmanın teslim edilmesi gereken sürede leslİm edilmediğini ve müvekkil Şirket müşterisine karşı son derece müşkül durumda kaldığını, sözleşmeye göre Türkçe çalışma 10 işgünü sonunda bütünüyle teslim edileceğini bu teslimi takiben 3 işgünü içinde de İngilizce versiyonu tamamlanacağını, ancak sözleşmeye göre böyle olması gerekirken bunların süresinde yapılmadığını, ayrıca Sözleşmenin 3. Maddesinde Gayrimenkulun bulunduğu bölgenin analizinde; gayrimenkulun yeri, konumu, yakın çevre bilgisi, tapu kayıt bilgileri, mevcut imar durumu bilgileri, ,,,vs.” yerine getirilmediğini,ada parsel bilgileri özellikle sorulmasına rağmen cevap verilemeyeceğinin bildirildiğini, davacı şirketin bu şekilde zamanında ve taahhüt ettiği koşullarda işini yapmaması nedeniyle Müvekkil Şirket müşterisi ile bahse konu işi yapamadığını, davacının kestiği 8.850,00-TL bedelli 27,03.2012 tarihli faturayı gönderdiğini ve Müvekkil Şirketin de 17.08.2012 tarihli 136455 seri nolu 5.100,00-TL bedelli eksik hizmet bedeli İade faturası kestiğini ve davacı şirkete gönderdiğini, bu faturanın 04.09.2012 tarihinde davacı Şirkete teslim edildiğim» bundan dolayı Müvekkil şirketin zarara uğradığını. Davacı tarafın gerçekte var olmayan ve yargılamaya muhtaç bir alacak için % 20 icra inkar tazminatı istediğim,alacağın likit olmadığını, bu nedenle icra İnkar tazminatına hükmedilemeyeceğini, ayrıca davalı şirketin kötü niyetle ve haksız olarak bu davayı açtığını,yasal olarak dava açma süresi geçmesine, iade faturasını alıp kabul etmesine ve sözleşmeyi eksik ifa etmesine rağmen, sözleşmeden yaklaşık 2 yıl sonra bu davayı açmasının bunu gösterdiğini, bu nedenle HMK. 329, maddesinin uygulanmasını dolayısıyla karşı tarafın avukatı ile arasında yaptığı sözleşmeye göre ödemesi gereken vekalet ücreti ve disiplin para cezasına da hükmedilmesini talep etmiştir.
… 2. İcra Müdürlüğünün … Esaslı dosyası dosyamız içersine getirtilmiştir. Dosyanın incelenmesinde 5.100.-Tl asıl alacağın temerrüt faizi ile birlikte tahsili için takip yapıldığı, ödeme emrinin 13.12.2012 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içersinde 14.12.2012 tarihinde borca itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak icra takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiştir. Bilirkişinin düzenlediği 01.01.2004 tarihli 7 sayfadan ibaret rapor alınarak rapor doğrultusunda karar kurulmuştur.
Mahkememizce tüm deliller toplandıktan, bilirkişi raporu alındıktan sonra ; “Davanın Reddine, davalının kötü niyet tazminatı isteminin de reddine” karar verilmiştir.
Bu karar davacı tarafca süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Yargıtay 15.Hukuk Dairesinin 2016/3888 E, 2017/2954 K sayılı 12.09.2017 tarihli ilamı ile bozulmuştur.
Bozma ilamında özetle ; “Davacı tarafından yapılan iş karşılığı düzenlenen 8.850,00 TL’lik fatura davalının ticari defterlerine kayıtlı olup fatura karşılığı 3.750,00 TL’nin ödendiği, bakiye miktarın (KDV dahil) 5.100,00 TL olduğu, bu miktarın ödendiğine dair belge bulunmadığı gibi davalı tarafından 5.100,00 TL’lik iade faturası düzenlendiği anlaşılmaktadır. Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (TTK 21/2). Süresi içinde itiraz edilmeyerek kesinleşen ve ticari defterlere de işlenen faturadaki alacak miktarı kadar iade faturası düzenlenmesi, borçtan kurtulmayı sağlayan ve alacağı tartışmalı hale getiren geçerli bir araç değildir. Aradan uzun zaman geçtikten sonra 17.08.2012 tarihli iade faturası davacı tarafa gönderilmiş ise de, bu işlemin alacağın varlığını ortadan kaldıran bir hukuki sonuç doğurmayacağı, takip konusu miktar nedeniyle davacının alacaklı olduğunun da saptanmış olması nedeniyle bu miktar üzerinden davanın kabulü gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır” gerekçesi ile mahkememiz hükmünü bozmuştur.
Mahkememizce bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiştir.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor, bu rapora dayanılarak verilen mahkememiz hükmü, bu hükmün davacı tarafından bozulmasına ilişkin Yargıtay ilamı ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Davacı Şirket ile … Şirketi arasında İmzalanan 19.03.2012. tarihli Değerleme/Ekspertiz Hizmet Sözleşmesi kapsamında … İli, … İlçesi … ada, … nolu parselde kayıtlı arsa için “Pazar Araştırması ve Proje Değerleme Raporu” hazırlandığını. Borçlunun sözleşmenin 8. maddesi gereği 7,500,-TL değerleme ücretinin yarısı olan 3.750,-TL’yi avans olarak ödediğini, fakat kalan 5.100,-TL fatura bakiyesini bugüne kadar ödenmediği gerekçesi ile davalı hakkında yaptıkları … 2. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasına davalının haksız itiraz ettiğinden itirazın iptali için iş bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Davalı …ŞTt, davacı … AŞ. adına ticari defterlerinde yukarıda dökümü bulunan 8,850,00-TL fatura düzenleyerek alacak kaydı yaptığı ve karşılığında 3.750,-Tl tahsilat ve 5.100,-TI iade faturası kaydı ile toplam 8.850,-Tl borç kaydı yaptığı, bunun sonucunda herhangi bir borcunun kalmadığı belirlenmiştir.
Dava konusu anlaşmazlığın davalı tarafından davacı adına düzenlemiş olduğu 17,08.2012 tarih 136455 nolu 5.100,-TL tutarındaki İADE FATURASIN’ dan kaynaklandığı sabittir.
Davacı tarafından yapılan iş karşılığı düzenlenen 8.850,00 TL’lik fatura davalının ticari defterlerine kayıtlı olup fatura karşılığı 3.750,00 TL’nin ödendiği, bakiye miktarın 5.100,00 TL olduğu, bu miktarın ödendiğine dair belge bulunmadığı gibi davalı tarafından 5.100,00 TL’lik iade faturası düzenlendiği anlaşılmaktadır. Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır. Süresi içinde itiraz edilmeyerek kesinleşen ve ticari defterlere de işlenen faturadaki alacak miktarı kadar iade faturası düzenlenmesi, borçtan kurtulmayı sağlayan ve alacağı tartışmalı hale getiren geçerli bir araç değildir. Aradan uzun zaman geçtikten sonra 17.08.2012 tarihli iade faturası davacı tarafa gönderilmiş ise de, bu işlemin alacağın varlığını ortadan kaldıran bir hukuki sonuç doğurmayacağı, takip konusu miktar nedeniyle davacının alacaklı olduğu anlaşılmaktadır.
Davalı …ŞTİ tarafından düzenlenen 17.08,2012 tarih 136455 nolu 5.100,00-TL tutarındaki İADE FATURASI 04.09.2012 tarihinde PTT aracılığı ile davacı … AŞ.’ne tebliğ edilen fatura davacının düzenlyip davalıya tebliğ ettirdiği, süresinde itiraz edilmeyerek kesinleşene ve davalının defterlerine işlediği faturadan çok sonra düzenlenerek gönderildiği anlaşılmış olmakla, davalının itirazının yerinde olmadığı kanaatine varılmış olmakla davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Taraflar tacir olduklarından ilişkilerinde faiz esas olup, önceden kararlaştırılmasa bile faiz istenebilir. Bir alacağa faiz istenebilmesi için, ödeneceği tarihin net olarak belli olması veya belli değilse alacaklı tarafından çekilerek bir ihtar veya ihbar ile borçlunun temerrüde düşürülmesi veya icra takibine başvurulması gerekir. Dosyamızda davalının temerrüdüne dair bir belge ve iddia yoktur. Bu nedenle temerrüt takiple oluşmuştur. Zaten talepte bu yöndedir.
Dosyamızdaki bu açıklamalardanda belirlendiği üzere davanın Kabulü ile davalının … 2. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 5.100 Tl üzerinden devamına, takipten sonra asıl alacak olan bu miktara avans faizi uygulanmasına karar vermek gerekmiştir.
Davalı likit bir borcunun varlığını bildiği halde sadece alacağın tahsilini geciktirmek için itirazda bulunduğu anlaşıldığından İİY 67/2 maddesi uyarınca alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminat tutarı olan 1.020.-Tl nin davalıdan alınarak davacıya vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- İş bu davanın Kısmen Kabulü ile davalının … 2. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 5.100 Tl üzerinden devamına, takipten sonra asıl alacak olan bu miktara avans faizi uygulanmasına, % 20 icra inkar tazminatı tutarı 1.020,-Tl nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar ve ilam harcı 348,38-TL nin peşin alınan 87,10-TL den düşümü ile kalan 261,28-TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 116,10-TL peşin ve başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 747,50-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Davacı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 2.180,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Tarafların gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren onbeş gün içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/02/2018

Katip …

Hakim …