Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1019 E. 2020/335 K. 18.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/1019 Esas
KARAR NO:2020/335

DAVA:Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:16/11/2017
KARAR TARİHİ:18/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) talebinden ibarettir. davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekilinin vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; …, …, … ve … (“Müvekkilleri” veya “…”) ile …, …, … (“…”) ve … A.Ş (“Şirket”) nin ortakları olduğunu, söz konusu ortaklardan … %60 pay ile çoğunluk pay sahibi iken … Ailesi yaklaşık %40 pay ile azınlık pay sahibi olduğunu, gelinen aşamada şirketin çoğunluk pay sahibinin …’nin hâkimiyeti altında olup azınlık pay sahibinin müvekkillerinin şirketin işlerinden ve yönetiminden tamamen uzaklaştırıldığını, şirketin faaliyet konususunun, şirket ana sözleşmesinde başka işler de belirtilmekle beraber ağırlıklı olarak elektrikli ev aletleri-plastik ve metalden mamul yoğurt makinesi, mikser ve blender gibi karıştırıcı makineler ve benzeri elektrikli, elektriksiz ev ve mutfak araçlarının imali ve bu ürünlerin plastik ve melal hammaddelerinin, yedek parça, aksam ve edevatının kordonlarının, kayışlarının, bılya tekerleklerinin, motorlarının kayışlarının, ambalaj malzemelerinin alım satımı, imalatı, ithalatı, ihracatı ve benzeri işler şeklinde olduğunu, … … Başkanlığı tarafından Şirket hakkında 2009, 2010, 2011 ve 2012 yıllarına ilişkin olarak düzenlenen vergi inceleme raporlarında davalı yönetim kurulu üyeleri tarafından yurt dışında bırakılmak suretiyle Şirket kayıtlarına intikal ettirilmeyen gelir ve kazançlar tespit edildiğini, anılan vergi inceleme raporları uyarınca davalıların şirket kazancını transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtmak suretiyle kurum kazancım bu tutar kadar eksik beyan ettiği gerekçesiyle idare tarafından re’sen 1,718.510,15-TL vergi tarhiyatı yapıldığını ve 2,577,765.24-TL vergi ziyaı cezası tesis edildiğini, Şirket tarafından cezalı vergi tarhiyatlarının iptali talebiyle vergi mahkemesinde davalar açılmışsa da mahkeme söz konusu vergisel işlemlerin hukuka aykırı olmadığı gerekçesiyle davaların reddine karar verildiğini, şirketin 2016 yılına ilişkin bağımsız denetim raporunda hazineye vergi aslı ve cezası adı altında toplam 4,986.955-TL ödeme yapıldığının belirtildiğini, dolayısıyla idare tarafından tesis edilen işlemler ile birlikte denetçi firma tarafından hazırlanan bağımsız denetim raporuyla davalı yönetim kurulu üyelerinin hukuka aykırı işlem ve eylemleri nedeniyle şirketin zarara uğradığının sabit hale geldiğini, şirketin zararının doğumuna neden olan işlem ve eylemler doğrudan davalı yönetim kurulu üyelerin sevk ve idare ettiği işlerden kaynaklandığından TTK m,553 gereği davalıların söz konusu zarar nedeniyle müteselsil sorumlu olduğunun kabulünün gerektiğini, davalıların hukuka aykırı işlem ve eylemleri neticesinde şirket tarafından 2016 yılında hazineye ödenmek zorunda kalınan cezalı vergiler nedeniyle şirketin uğradığı zararın şimdilik 5.000 TL’sinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsil edilerek şirkete ödenmesini, davalıların hukuka aykırı işlem ve eylemleri neticesinde 2012 yılında yurt dışında bırakılan şirket kazancı nedeniyle şirketin uğradığı zararın şimdilik 5.000 TL’sinin şirketin zarara uğradığı tarihten itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalılardan tahsil edilerek şirkete ödenmesini, davanın kabulünü, yargılama harç ve giderleri ile vekâlet ücretinin davalılar üzeninde bırakılmasını talep ve dava etmişlerdir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu iddiaların 2019-2012 dönemine ilişkin olduklarını, davacı tarafça atıfla bulunulan raporlara ilişkin 2009, 2010, 1011 seneleri ile 2012 senesinin Mart ayı dönemine kadar davacılar … ve …’NIN da yönetim kurulu üyesi oldukları; davacılar tarafından dayanılan vergi inceleme raporlarında “Bu durumun firmadaki görevlerinden dolayı diğer diier yönetim kurulu üyeleri ve aynı zamanda şirket ortaktarı (davacı) …, (davacı) … ile diğer ortak (davacı) …’nın bilgisi dahilinde olduğu anlaşılmaktadır. ” tespitine yer verildiğin, hususları güz önüne alındığında, davacı taraf iddialarım kabul anlamına gelmemek kayıt ve şartı ile anılan dönemde yönetim kurulu üyesi bulundan davacılar … ve …’nın iddia konusu zarardan müteselsilen sorumluluğu olduklarını, davacı tarafın iddialarını ve hiçbir kabulü anlamına gelmemek kaydı ile, davacı tarafça iddia edilen hususlar doğrultsunda, davacılar … ve …’nın iddia konusu hususlardan haberdar yönetim korulu üyeleri olarak kabul edilmeleri gerektiğini, buna rağmen TTK. m.369 uyarınca görevlerini yerine getirmede özensiz davrandıkları ve şirket menfaatleri korumak üzere önleyici herhangi bir faaliyette bulunmadıklarının sabit olduğunu, bu nedenle, herhalükarda davacı … ve …’nın sorumluluğuna gidilmesi gerektiği ve tüm davacılar açısından TBK m.51-52 hükümlerinin re’sen uygulanması gerektiğini, haksız ve mesnetsiz iddiaları ile müvekkillerinin kabulünde bulunmamakla birlikte, hukuka aykırı yollardan elde edilen ve sonradan oluşturulan e-postalar dahilinde ortaklık aleyhine vergi ziyaı cezai kesilmesine davacıların sebep olduğu izahtan vareste bir durum olduğunu, açıklanan sebeple sırf davacıların mesnetsiz ihbarları neticesinde başlatılan vergileme inceleme raporları neticesinde tarh ettirilen vergi tutarları ile vergi zivaı cezalarının dava konusu edilmiş ve haklılıklarına inançları tam olan müvekkillerince vergi barışından faydalanılması yoluna dahi gidilmediğini, muvacehesinde anılan davalann bekletici mesele yapılarak sonuca göre karar verilmesi gerektiği, müvekkilleri aleyhine ikame edilen davanın zaman aşımı defi sair itirazlarda göz önüne alınarak reddine, aksi halde esasa ilişkin itirazlarının muvacehesinde davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmişlerdir.
Dava, cezalı vergi ödemeleri ve şirket kazancının yurt dışında bırakılması nedeniyle uğranıldığı iddia edilen zararlara ilişkin tazminat talebinden ibarettir.
Davacılar vekili vermiş olduğu 08/07/2020 tarihli dilekçesinde; davadan feragat ettikleri belirtilmiştir. Davacı vekilinin dosyaya ibraz edilen vekaletnamesi incelendiğinde davadan feragat yetkisinin açıkça yer aldığı görülmüştür.
Davadan feragat H.M.K.’nun 307.maddesi hükmü gereğince uyuşmazlığı ve dolayısıyla davayı sona erdiren, kesin mahkeme hükmünün hukuksal sonuçlarını doğuran bir taraf işlemidir. HMK’nun 309. maddesi hükmüne uygun olarak davacının davadan feragatinin mahkemece saptanması halinde feragat sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerekir.
Dava dilekçesi ekinde yer alan vekaletname uyarınca Av. … tarafından Av. …’e verilmiş yetki belgesi bulunduğu ve davacı vekiline vekaletnamede feragat yetkisinin tanındığı, yetki belgesi ile de vekaletnamede yer alan tüm yetkiler hakkında yetki verildiği anlaşılmakla, davanın feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda izah olunan nedenlerle;
1-Feragat nedeni ile davanın REDDİNE,
2-Davadan feragat ilk celseden sonra gerçekleştiğinden harçlar kanunu 22.maddesi uyarınca karar ve ilan harcının 2/3 ü olan alınması gereken 36.27-TL harcın peşin alınan 170,78-TL den mahsubu ile bakiye 134,51-TL harcın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
3-Davalılar duruşmalarda kendilerini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
4-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair tarafların yokluğunda ilamın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/09/2020

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.