Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/975 E. 2020/195 K. 17.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/975 Esas
KARAR NO: 2020/195

DAVA: Alacak
DAVA TARİHİ:16/09/2014
KARAR TARİHİ: 7/06/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili tarafından verilen 11.07.2011 tarihli dava dilekçesinde özetle; “Müvekkili ile davalı arasında imzalanan sözleşmeler gereği müvekkili şirketin 31.02.2002 tarihi itibariyle davalı taraftan cari hesap alacağı bulunduğunu, sözleşmelerde İstanbul Mahkemelerinin yetkili kılındığını, davalı tarafın ödenmemiş borçları olduğunu, davalı aleyhine …İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasıyla 27.648,82.TL asıl alacak üzerinden takip yaptıklarını ve itiraz üzerine …Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasıyla itirazın iptali davası açtıklarını, ancak davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, dava dosyasında yapılan bilirkişi incelemelerinde müvekkilinin alacağının tespit edildiğini, …vs.” belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak 27.648,82.TL’nin 31.12.2002 tarihinden itibaren ticari avans faiziyle birlikte bu faiz talebinin kabul edilmemesi halinde icra takip tarihinden itibaren ticari avans faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 16.04.2012 havale tarihli cevap dilekçesiyle özet olarak;”Davacı şirketin haksız ve kötü niyetle ikame ettiği bu davada sebepsiz zenginleşme amacı güttüğünü, davacının müvekkili şirketten alacağının bulunmadığını, alacağın zamanaşımına uğradığını, …Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında dava açılmamış sayıldığından o dosya içeriğindeki alacak kalemleri açısından zamanaşımı kesilmemiş olmakla alacağın zamanaşımına uğradığını, bu nedenle davanın zamanaşımı yönünden reddi gerektiğini, müvekkili şirketin cari hesap kayıtları itibariyle de sabit olduğu üzere davacı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını, aksine müvekkili şirketin davacı şirketten alacaklı olduğunu, müvekkili şirketin davacıya borcu olmamakla birlikte aksi yönde karar verilmesi ihtimaline binaen davacı şirketten olan alacağının bu dava tarihinde hüküm altına alınacak tutar ile takas ve mahsubunu talep ettiklerini, davacının talep ettiği faizin fahiş olduğunu, davalı şirketin davacıya borcu bulunmamakla beraber Mahkemece davacı taraf lehine bir alacak tespit edilmesi halinde bu alacağa kanuni faiz oranının uygulanması gerektiğini,…vs.” beyanla,davanın öncelikle zamanaşımı yönünden reddine, aksi yönde kanaat oluşması halinde esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Dava, …Asliye Ticaret Mahkemesinde açılmış olup, yeni Ticaret Mahkemelerinin kuruluşu nedeniyle yapılan dosya paylaşımı sonucunda dava dosyası … Asliye Ticaret Mahkemesine aktarılmış ve … esas sırasına kaydedilmiştir.
Davalı tarafça her ne kadar zamanaşımı def’inde bulunulmuşsa da, taraflar arasındaki alacak ilişkisinin sözleşmeye dayalı olması ve 19.03.2004 icra takip tarihi ile bu davanın açıldığı 11.07.2011 tarihi itibariyle henüz 10 yıllık zamanaşımı süresi dolmamış olmakla, davalı vekilinin zaman aşımı def’inin reddine karar verilmiştir.
…İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyası kapsamından; davacı tarafça davalı aleyhine 19.03.2004 tarihinde 27.648.824.390.TL(27.648,82.TL) cari hesap alacağının tahsili amacıyla ve genel haciz yoluyla takip yapıldığı, 49 örnek numaralı ödeme emrinin davalıya 26.03.2004 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin 29.03.2004 tarihli süresindeki itirazı üzerine takibin İİK’nun 66.maddesi uyarınca durduğu anlaşılmıştır.
…Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dava dosyasının incelenmesinde; davacı tarafça davalı aleyhine …İcra Müdürlüğünün… sayılı takip dosyasındaki itirazının iptaliyle ve %40 icra inkar tazminatı talebiyle 13.08.2004 tarihinde dava açıldığı, yapılan yargılama sırasında taraf defterleri incelenerek bilirkişi raporları alındığı ve davalı tarafça …Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan … Esas sayılı itirazın iptali davasının sonucunun beklenmesine karar verildiği, taraflarca takip edilmemesi nedeniyle davanın 25.05.2009 tarihinde HUMK’nun 409/5 maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verildiği ve verilen bu kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
…Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı davasına ilişkin dosya fotokopilerinden; dosyamız davalısı …Ltd.Şti.tarafından … A.Ş.aleyhine …İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasıyla ilgili olarak itirazın iptali davası açıldığı, yapılan yargılama sonunda davanın reddine ilişkin olarak verilen 06.03.2007 tarih, … Esas, … Karar sayılı kararın Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 31.01.2008 tarih, 2007/6531 Esas, 2008/577 Karar sayılı kararıyla onanmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne, 27.648,82-TL alacağın 19/03/2004 takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiş, Yargıtay 19.HD 06/05/2014 tarih, 2013/11450 esas 2014/8276 karar sayılı ilamında “Davacının daha önce açtığı ve takipsiz bırakılması nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilen … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas, … Karar sayılı itirazın iptali davasında alınan ve davalı tarafça itiraza uğrayan bilirkişi raporunu, görülmekte olan bu davada hükme esas alınması doğru değildir. Mahkemece yapılacak iş davalının süresinde zamanaşımı def’inde bulunduğu da dikkate alınarak her bir alacağın kaynaklandığı tarih, yeni muaceliyet tarihleri saptanarak, konusunda uzman bilirkişi kurulundan Yargıtay denetimine açık, anlaşılır bir rapor alınarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” gerekçesiyle … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas … karar sayılı kararının bozulmasına karar vermiştir. Bozma üzerine dosya …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sırasına kaydedilmiş,… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin kapatılması üzerine dosya Mahkememizin … esas sırasına kaydedilmiştir.
Mahkememizce Yargıtay 19.HD 06/05/2014 tarih, 2013/11450 esas 2014/8276 karar sayılı bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiş, bozma ilamı doğrultusunda Bilirkişi kurulundan 21.04.2015 tarihli rapor alınarak dosyamız içerisine konulmuştur.
Davacı taraf bu davada aralarında cari hesap şeklinde ticari ilişki bulunduğu çekişmesiz olan davalıdan, cari hesaptan kalan bakiye alacağının tahsili talep etmektedir. Davalı ise, davacı şirkete borçlu olmadıklarını, aksine alacaklı olduklarını savunmaktadır. ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dava dosyasında yapılan yargılama sırasında davalının kendi ticari defterlerine göre davacıya 26.407,71.TL borçlu bulunduğu belirlendiği gibi, ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dava dosyasında alınan 23.03.2007 tarihli ek bilirkişi raporunda da davalının kendi defterlerine göre davacıya 26.407,71.TL borcunun bulunduğu belirlenmiştir. Diğer yandan aynı raporda davacının kendi defterlerine göre davalıdan olan alacağının 27.648,82.TL olduğu da saptanmıştır. Bahsi geçen bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi, davacının ticari defter ve kayıtları usulüne uygun olarak tutulmuş olup, buna göre davalıdan 27.648,82.TL alacaklıdır. Davalının ticari defterleri ise usulüne uygun tutulmamış olup kendi defterlerinde davacıya 26.407,71.TL tutarında borçludur. Davadan sonra yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nun 222/2.maddesine göre ticari defterlerin ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için kanuna göre eksiksiz ve uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Aynı maddenin 4.fıkrasına göre de açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları sahibi aleyhine delil olur.Yukarıda da belirtildiği gibi, davalı şirket usulüne uygun tutulmayan kendi ticari defterlerine göre davacıya 26.407,71.TL tutarında borçlu olup, bu kayıt kendi aleyhine delil teşkil eder.Davacının ticari defterleri usulüne uygun olarak tutulmuş olduğundan ve kendi defterlerine göre davacı taraf davalıdan 27.648,82.TL alacaklı olduğundan, bu durum HMK 222/3.maddesi uyarınca davacı lehine delil teşkil ettiğinden davacının cari hesaptan dolayı davalıdan 27.648,82.TL alacaklı olduğunun kabulü gerekir. Her ne kadar davalı zamanaşımı itirazında bulunmuş isede alacak 31.12.2002 tarihinde muaccel hale gelmiş olup, … Ticaret Mahkemesinde açılan bu dava ise 11.07.2011 tarihinde açıldığı, böylece davanın 10 yıllık zamanaşımı süresinde açıldığı belirlenmiştir. Davalı bu miktar alacak için 19.03.2004 takip tarihi itibariyle temerrüde düşmüş olduğundan, taraflar arasındaki ilişkinin ticari niteliği gereğince davacının saptanan alacağına 19.03.2004 takip tarihinden itibaren talebi gibi avans faizi uygulanması gerekmektedir. Tüm bu nedenlerle Mahkememizin … esas sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde davanın Kabulü ile 27.648,82-TL nin takip tarihi olan 19/03/2004 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Yargıtay 19.HD 13/06/2016 tarih 2016/2603 Esas, 2016/10545 Karar sayılı ilamında “Taraflar arasında, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nın 87. maddesi anlamında bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığı ve somut olayda cari hesap sözleşmelerine ilişkin aynı Kanunun 99. maddesinde öngörülen zamanaşımı hükmünün uygulanması mümkün olmadığından yerel mahkemenin bu yöndeki gerekçelerinde isabetsizlik yoksa da davaya konu bazı faturaların dava tarihinden geriye doğru 10 yıllık zamanaşımının dolması nedeniyle her bir kalem için ayrı ayrı değerlendirme yapılmalıdır. Kuşkusuz bu değerlendirme sırasında sözleşmede yer alan 125 günlük muacceliyet tarihleri gözetilmeli ve davalı defterlerinde 26.407,71 TL borç kaydı bulunduğu ve kendi defterindeki bu kaydın davalının aleyhine delil teşkil edeceği gözetilerek deliller hep birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesi ile Mahkememiz … esas … karar sayılı kararı bozulmuştur. Bozma ilamı üzerine dosya Mahkememizin 2016/975 esas sırasına kaydedilmiş, Mahkememizce bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiştir.
Yargıtay 19.HD 13/06/2016 tarih 2016/2603 Esas, 2016/10545 Karar sayılı bozma ilamı doğrultusunda Bilirkişi kurulundan 29/04/2019 tarihli rapor alınarak dosyamız içerisine konulmuştur.
Bozma sonrası alınan 29/04/2019 tarihli bilirkişi raporunda bozma ilamında belirtildiği gibi her bir fatura için ayrı ayrı değerlendirme yapılmış, değerlendirme sırasında sözleşmede yer alan 125 günlük muacceliyet tarihleri gözetilmiş ve bilirkişi raporunun sonuç kısmında dava tarihinden 10 yıl evvel düzenlenmiş 2 adet fatura olduğu ve bu iki fatura yönünden 125 günlük muacceliyet süresi olduğundan ve zamanaşımı muacceliyet tarihinden itibaren işlemeye başlayacağından bu iki fatura için alacağın zamanaşımına uğramadığı belirlenmiştir.
Nitekim bozma ilamında da “… değerlendirme sırasında sözleşmede yer alan 125 günlük muacceliyet tarihleri gözetilmeli…” diye açıkça belirtilmiş olup 27/06/2001 tarihli faturaların 125 günlük muacceliyet tarihi de dikkate alındığında dava tarihi olan 11/07/2011 tarihi itibariyle alacağın zamanaşımına uğramadığı, bu hususta bilirkişi raporundaki tespitin isabetli olduğu sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenlerle Davanın kabulü ile 27.648,82-TL’nin takip tarihi olan 19/03/2004 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah olunan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE,
27.648,82-TL’nin takip tarihi olan 19/03/2004 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 1.888,69 TL harçtan peşin alınan 410,60TL’nin mahsubu ile bakiye 1.478,09TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-kendini vekille temsil ettiren davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 3.400,00TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere, posta masrafı ve bilirkişi ücreti toplamı 1.570,00TL ile 410,60TL peşin harç olmak üzere toplam 1980,60TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan avansın kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatırana/vekiline iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/06/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır