Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/964 E. 2019/147 K. 22.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/964 Esas
KARAR NO : 2019/147
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/09/2012
KARAR TARİHİ : 22/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Davacı vekili 28/09/2012 harç tarihli dava dilekçesi ile, davalı borçlu aleyhine …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, takibe borçlu tarafından 02/08/2012 tarihinde itiraz edildiğini, müvekkili şirket ile davalı borçlu arasında ticari ilişki mevcut olduğunu buna istinaden birçok fatura kesildiğini, bunlardan bazılarının takip konusu yapılan … ve … irsaliye nolu faturalarının olduğunu, davalının yaptığı itirazının haksız ve iptali için iş bu davanın açıldığını belirterek, davanın kabulü ile davalının haksız ve dayanaksız itirazının iptali ve takibin devamına, davalının %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini bilvekale talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili 29/11/2012 havale tarihli dava dilekçesi ile, davacı şiketin 30/11/2010 tarihli 2.721,00 TL bedelli ve 18/12/2010 tarihli 2.268,00 TL bedelli iki adet faturayı müvekkilinin ödemediği gerekçesi ile …. İcra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından takibe konu ettiğini, müvekkili davacı şirketten mal almış karşılığında da bedellerini ödemiş olduğunu, davacının da belirtildiği üzere taraflar arasındaki ticari iş gereği birden çok faturanın mevcut olduğunu, 22/10/2010 tarihli 5.000,00 TL bedelli ve 07/12/2010 tarihli 5.000,00 TL bedelli tahsilat makbuzlarında ödemelerin şirketin yetkilisi …’ya imzası karşılığında ödendiğini, bu nedenle davacının iddialarının asılsız olduğunu belirterek, davanın reddi ile davacının yapmış olduğu haksız takip nedeniyle %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin de davacıya yükletilmesine karar verilmesini bilvekale arz ve talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle yapılan takibe itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
…. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası celp edilerek incelenmiştir.
Taraflarca bildirilen deliller toplanmış ve bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Alınan bilirkişi raporu gerekçeli, denetime elverişli ve hüküm vermek için yeterli kabul edilmiş olup, usul ekonomisi gereği başkaca araştırma yapılmasına gerek görülmemiştir.
Dava daha önce Mahkememizin … Esas – … Karar sayılı 29/06/2015 tarihli kararı ile, davacı şirket ile davalı arasında ticari ilişki mevcut olduğu, buna istinaden davacı tarafından takip konusu yapılan … sayılı 2.721,60 TL bedelli ve … irsaliye nolu 2.268,00 TL bedelli faturaların da bulunduğu, davacının bu iki fatura için takip yaptığı, dinlenen tanık beyanları ve 07/12/2010 tarihli ve 24/10/2010 tarihli tahsilat makbuzlarından da anlaşıldığı üzere davalının toplam 10.000,00 TL ödemesinin bulunduğu, bu ödemelerin davalı tarafından yapıldığının sabit olduğu, davalının ödemesinin fatura bedellerinden daha fazla olduğu, davacının başkaca aralarında ticari ilişki bulunduğunu gösteren ve davalı ödemesini aşan fatura vs. belge sunamadığı, davalının ödemelerinin başka bir ticari ilişkiye veya faturalara ilişkin olduğunun davacı tarafından ispatlanamadığı, dolayısıyla davalının ödenmeyen borcunun bulunmadığı, incelenen davacının ticari defterlerinin ise usulüne uygun tutulmadığı ve bu nedenle HMK.nun 222. Maddesi uyarınca lehine delil olarak kabul edilemeyeceği anlaşılmakla davanın reddine karar …” şeklinde hüküm tesis edilmiştir.
Bu Mahkeme kararını davacı vekili temyiz etmiş olup, temyiz incelemesinin görüldüğü Yargıtay … Hukuk Dairesinin … Esas – … Karar sayılı 04/04/2016 tarihli ilamıyla, ” … Dava faturadan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Dava konusu faturaların her iki tarafın da ticari defterlerinde kayıtlı olduğu sabit olup, bu durumda davalı fatura bedelinin ödendiğini ispatla yükümlüdür. Dosyada bulunan tahsilat makbuzlarında imzası bulunan …’nun davacı çalışanı olduğu, ancak davacı adına para tahsilatı yapmaya yönelik yetkisi olmadığı ileri sürülmüştür. Mahkemece, bu durumda tahsilat makbuzunda imzası bulunan anılan kişinin davacı adına para tahsilat yetkisi bulunup bulunmadığının ve daha önce para tahsilatı yapıp yapmadığı hususlarının davacı kayıt ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi bozmayı gerektirdiği açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına bozulmasına…” şeklinde verilen bozma ilamı doğrultusunda dosya yeniden esas numarasına kaydı yapılıp incelemeye alınmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama, tarafların beyanları, Yargıtay Bozma İlamı ve tüm dosya kapsamına göre; Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda … Asliye Ticaret mahkemesine talimat yazıldığı, 03/10/2018 tarihli bilirkişi raporunda ; Davacı şirket kayıtları üzerinde yaptığı incelemeler neticesinde tasdik şerhi yazılı defterlerin 213 sayılı VUK’un 221-222-223-224-225 sayılı maddelerinde belirlenen süre ve şekillere uygun olarak açılış tasdiklerinin yaptırılmadığı, ayrıca TTK’nın 64. Ve 222. Maddesine uygun olarak kapanış tasdiki işleminin de yaptırılmamış olduğu, bu defterlerin VUK’un 215. Ve 219. Maddelerinde belirtilen kayıt nizamına göre ve genel kabul görmüş muhasebe standartları, muhasebe sistemi uygulama genel tebliğ hükümlerine uygun olarak tutulmadığı ve sahibi lehine delil niteliği taşımadığı, dava dosyası kapsamına göre taraflar arasında ticari ilişkinin mevcut olduğu dava dosyasına sunulan ve davalının defterini inceleyen bilirkişi raporuna göre takip ve dava konusu edilen faturanın davalı defterinde yer aldığı bu bağlamda takibe konu fatura ve fatura içeriği malların davalı tarafından davacıdan alınmış olduğu, taraflar arasındaki ihtilafın, takip ve dava konusu edilen fatura bedellerinin ödenip ödenmediğine dayalı olduğu, davalı taraf taraflar arasındaki ticari ilişkiden dolayı ödeme yaptığını ve 2 adet 5.000,00 TL olmak üzere toplam 10.000,00 TL ödeme makbuzu ibraz ettiği, dava konusu ödeme makbuzlarının davacı şirketin çalışanı gözüken, ancak tahsilat makbuzlarının düzenlendiği tarihte davacı şirkette çalışıp çalışmadığı belli olmayan …’nun düzenlediği ve imzasının olduğu konusunda tanık olarak …’nun mahkemeye ifade verdiği, bu bağlamda dava dosyası ve tanık ifadesine göre davalı tarafın dava ve takip konusu fatura bedellerini ödemiş olduğu, dolayısıyla davacının davalıdan alacağının kalmadığı tespit ve rapor edilmiştir.
Yargıtay bozma ilamındaki hususlar da göz önüne alındığında dosyada bulunan tahsilat makbuzlarında imzası bulunan …’nun davacı çalışanı olduğu, davacı adına para tahsil yetkisinin olmadığının ileri sürüldüğü, mahkememizce davacının kayıt ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak davacı adına para tahsilatı yetkisinin bulunup bulunmadığı ve daha önce para tahsilatı yapılıp yapılmadığı hususunda rapor aldırılmış, davacı şirket ile davalı arasında ticari ilişki mevcut olduğu, buna istinaden davacı tarafından takip konusu yapılan … sayılı 2.721,60 TL bedelli ve … irsaliye nolu 2.268,00 TL bedelli faturaların da bulunduğu, davacının bu iki fatura için takip yaptığı, dinlenen tanık beyanları ve 07/12/2010 tarihli ve 24/10/2010 tarihli tahsilat makbuzlarından da anlaşıldığı üzere davalının toplam 10.000,00 TL ödemesinin bulunduğu, bu ödemelerin davalı tarafından yapıldığının sabit olduğu, davalının ödemesinin fatura bedellerinden daha fazla olduğu, davacının başkaca aralarında ticari ilişki bulunduğunu gösteren ve davalı ödemesini aşan fatura vs. belge sunamadığı, davalının ödemelerinin başka bir ticari ilişkiye veya faturalara ilişkin olduğunun davacı tarafından ispatlanamadığı, dolayısıyla davalının ödenmeyen borcunun bulunmadığı, incelenen davacının ticari defterlerinin ise usulüne uygun tutulmadığı ve bu nedenle HMK.nun 222. Maddesi uyarınca lehine delil olarak kabul edilemeyeceği, Davacı şirket kayıtları üzerinde yaptığı incelemeler neticesinde tasdik şerhi yazılı defterlerin 213 sayılı VUK’un 221-222-223-224-225 sayılı maddelerinde belirlenen süre ve şekillere uygun olarak açılış tasdiklerinin yaptırılmadığı, ayrıca TTK’nın 64. Ve 222. Maddesine uygun olarak kapanış tasdiki işleminin de yaptırılmamış olduğu, bu defterlerin VUK’un 215. Ve 219. Maddelerinde belirtilen kayıt nizamına göre ve genel kabul görmüş muhasebe standartları, muhasebe sistemi uygulama genel tebliğ hükümlerine uygun olarak tutulmadığı ve sahibi lehine delil niteliği taşımadığı, dava dosyası kapsamına göre taraflar arasında ticari ilişkinin mevcut olduğu dava dosyasına sunulan ve davalının defterini inceleyen bilirkişi raporuna göre takip ve dava konusu edilen faturanın davalı defterinde yer aldığı bu bağlamda takibe konu fatura ve fatura içeriği malların davalı tarafından davacıdan alınmış olduğu, taraflar arasındaki ihtilafın, takip ve dava konusu edilen fatura bedellerinin ödenip ödenmediğine dayalı olduğu, davalı taraf taraflar arasındaki ticari ilişkiden dolayı ödeme yaptığını ve 2 adet 5.000,00 TL olmak üzere toplam 10.000,00 TL ödeme makbuzu ibraz ettiği, dava konusu ödeme makbuzlarının davacı şirketin çalışanı gözüken, ancak tahsilat makbuzlarının düzenlendiği tarihte davacı şirkette çalışıp çalışmadığı belli olmayan …’nun düzenlediği ve imzasının olduğu konusunda tanık olarak …’nun mahkemeye ifade verdiği, bu bağlamda dava dosyası ve tanık ifadesine göre davalı tarafın dava ve takip konusu fatura bedellerini ödemiş olduğu, dolayısıyla davacının davalıdan alacağının kalmadığı, … nun davacı çalışanı olduğu ancak tahsilat makbuzlarının düzenlendiği tarihlerde ekim kasım aralık 2010 aylarında “…” nun davacı şirkette çalışıp çalışamadığının tespit edilemediği, …’nun tanık olarak mahkemede dinlendiği, tanık sıfatıyla 2010 yılı Ekim Aralık aylarında davacı şirketin İstanbul Şubesinde tahsilat ve pazarlama işlerinde sorumlu olarak çalıştığını beyan ettiği, tahsilat makbuzlarındaki imzalardan bir tanesinin kendisine ait olduğu, ekim ayındaki 2. Makbuzda imzanın kendisine ait olabileceğini, beyan etmesi üzerine davacı şirketin bu tahsilatları yaptığı, şirket kayıtları tanık beyanları göz önüne alındığında davacının davasının reddine karar verilmek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının tazminat talebinin şartları oluşmadığından reddine,
3-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 44,40-TL karar ve ilam harcının başlangıçta alınan 82,80 TL den mahsubu ile 38,40 TL nin davacıya istek halinde iadesine,
4-Davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 2.725,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
5-Davacı ve davalılarca yatırılan gider/delil avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı/davalılar/vekillerine iadesine,
6-Yapılan tüm yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına,
Dair taraf vekilerinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren onbeş gün içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile Yargıtay İlgili Hukuk Dairesine temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.22/02/2019

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.