Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/957 E. 2021/25 K. 06.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/957 Esas
KARAR NO : 2021/25
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 16/09/2014
KARAR TARİHİ : 06/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize verdiği 11/09/2013 tarihli dava dilekçesinden özetle; Müvekkili … Tekirdağ ili … ilçesi, … Tapu Sicil Müdürlüğünün … Mah … Mevkii,… Ada … parselde kain tarla vasfındaki taşınmazı 06.03.2012 tarihinde satın alma yolu ile iktisap ettiğini, satın aldığı taşınmaz üzerinde bazı hacizler ve özellikle … Bankası’nın alacaklısı olduğu ipoteğin olduğunu gören müvekkilinin zamanaşımına uğradığını ve ödenmiş hacizler ilgili icra dairelerine başvurmak suretiyle kaldırıldığını, ve ipoteğin tapu kaydından fekki içinde iş bu ipotek alacağını sırasıyla … Bankasından temlik alan … ‘ın TMSF ye devri neticesinde bu ipoteğin alacaklısı TMSF den de temlik alan davalı … A.Ş’ne vekili olan şahsım vasıtasıyla başvurduğunu, müvekkilinin tapu dairelerinde işlerini takip eden … adlı emlakçı da defalarca davalı şirket merkezine ipoteğin kaldırılması için gittiğini, ve o da bu konuda bir sonuç alamadığını,bunun üzerine müvekkilin iktisap ettiği taşınmaz üzerindeki ipotek borcu çok evvel ödenmesine rağmen kaldırılmayan ipoteğin kaldırılması için,davalı şirketin kendisinden talep ettiği masraflarıyla birlikte 4.650,00-TL tutarındaki bedeli,15.10.2012 tarihinde ödemek suretiyle mağdur olduğunu ve haksız yere alınan bu bedelin tahsili için davalı hakkında …. İcra Müdürlüğünün 2013/… Esas sayılı icra dosyası ile takip başlatıldığını, bu nedenlerle davalının haksız ve kötüniyetli itirazının iptaline, itiraz üzerine duran … İcra Müdürlüğünün 2013/… Esas sayılı icra takibinin devamına, kötü niyet tazminatı yargılama giderleri ve ücreti vekaletin de davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin Mahkememize verdiği 03.02.2014 tarihli cevap dilekçesinden özetle; müvekkili firmanın TMSF’nin &100 iştiraki olduğunu ve bu dosyada temlik alacaklısı olmakla halef olduğunu, bu sebeple 5411 sayılı Kanun ile ”Fon Alacaklarına” tanınan nitelikli durumlardan tamamı ile faydalandığını, müvekkili firmaya davacının başvurduğunu ve taraflar arasında yapılan sözleşme ile bu bedeli ödemeyi kabul ettiğini, müvekkili kurumu da ibra ettiğini, taraflar arasında yapıaln sözleşme müvekkili kurumdan talep edildiğini,dava dilekçesinde ismi geçen emlakçı … ‘in ”herşey tamam” beyanı üzerine Av. … ile Şarköy’e gidildiğini, fakat tapu üzerindeki takyidatların kaldırılmamış olması sebebi ile tekrar geri dönüldüğünü, bu nedenlerle davanın görevli mahkemeye gönderilmesini, taraflar arasında yapılan bir sözleşme bulunduğundan bu sözleşme uyarınca davanın reddini,karşı taraf lehine zaten icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğine,buna mukabil müvekkil lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesini,yargı masraflarının karşı taraf üzerine yükletilmesini talep etmiştir.
Dava, … İcra Dairesinin 2013/… esas sayılı dosyasında başlatılan takibe yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Dava, … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/… esas sırasına kayıtlı iken … Asliye Ticaret Mahkemesinin kapatılması üzerine dosya Mahkememizin 2014/… esas sırasına kaydedilmiştir.
Mahkememizin 2014/… esas sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde, 01/10/2014 tarihinde davanın kısmen kabulü ile davalının … İcra Dairesi 2013/… Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itiraza ilişkin 4.000-TL bedel üzerindeki itirazın iptali ile takibin 4.000-TL üzerinden kaldığı yerden devamına, davacı tarafın fazlaya ilişkin talebinin ve icra inkar tazminat talebinin reddine karar verilmiş, Mahkememizin 2014/… esas 2014/… karar sayılı 01/10/2014 tarihli kararının davalı vekilince süresi içerisinde temyiz edilmesi üzerine dosya temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtay ilgili Hukuk Dairesine gönderilmiştir.
Yargıtay 19.HD 23/05/2016 tarih 2014/… esas 2014/… karar sayılı ilamında; “…Davacı, davalı banka lehine tesis edilen ipotekle yükümlü olan taşınmazı satın aldığını ve taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılması için 15/10/2012 tarihinde ödemede bulunduğunu, oysa ipoteğin teminat altına aldığı herhangi bir alacak bulunmadığından ödenen bedelin davalı açısından sebepsiz zenginleşme teşkil ettiğini iddia etmiştir. İncelenen dosya kapsamından davacının 15/10/2012 tarihinde yapmış olduğu ödeme sırasında herhangi bir ihtirazi kayıt koymadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının edimi kendi isteği ile yerine getirdiği ve asıl borçlunun da kendisi olmadığı dikkate alındığında BK’nun 78. maddesi nazara alınarak bir karar verilmek gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir…” gerekçesi ile Mahkememizin 2014/… esas 2014/… karar sayılı 01/10/2014 tarihli kararının bozulmasına karar vermiş, bozma üzerine dosya Mahkememizin 2016/… esas sırasına kaydedilmiştir.
Mahkememizin 2016/… esas sayılı dosyasında usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilen Yargıtay … HD 23/05/2016 tarih 2014/… esas 2014/… karar sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş, bozma ilamı doğrultusunda inceleme yapmak üzere dosya … ve … ‘e verilmiş olup 13/05/2019 tarihli Bilirkişi raporunda özetle; bozma karannda değinildiği üzere, davacının, bu davaya ve ona mukaddem takibe konu ettiği meblağı öderken ihtirazı kayıt dermeyan ettiğini teyit eden bir belgeyi ortaya koyamadığı, bu sebeple yüce Yargıtay’ın Özel Dalresi’nin, davacının yaptığı ve bu davaya konu ettiği ödemeyi rızaen yapılmış bir ödeme olarak kabul ettiği, bozmaya sayın Bidayet Mahkemesinin uyduğu gözetildikte, davanın kabul koşullarının oluşmadığı değerlendirildiği tespit ve rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde ve değerlendirildiğinde;
Borçlanılmamış edimin ifasını düzenleyen 6098 sayılı TBK’nın 78.maddesi uyarınca Borçlanmadığı edimi kendi isteğiyle yerine getiren kimse, bunu ancak, kendisini borçlu sanarak yerine getirdiğini ispat ederse geri isteyebilir.
Eldeki davada davacı, davalı Banka lehine tesis edilen ipotekle yükümlü taşınmazı satın aldığını ve taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılması için 15/10/2012 tarihinde ödemede bulunduğunu belirtmiş olup, davacının bu husustaki beyanından da açıkça anlaşıldığı üzere burada davacı kendini borçlu sanarak ödeme yapmamıştır. Davacı taraf burada ipotekli olarak satın aldığı taşınmazın üzerindeki ipoteğin kaldırılması amacıyla ödemede bulunmuştur. Burada davacının kendini borçlu sandığından bahsedilemeyeceği gibi, davacının kendi beyanından borçlu olmadığını bilerek ödeme yaptığı kanaatine varılmıştır. Bu durumda herhangi bir ihtirazı kayıt koymadan kendi isteğiyle ödeme yapan davacı açısından 6098 sayılı TBK 78.maddede belirtilen koşullar gerçekleşmediğinden ödenen bedelin iadesi istenemeyecektir. Sonuç olarak davacının takip konusu miktarı isteme hakkı bulunmadığından davalı borçlunun itirazının iptaline ilişkin eldeki davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah olunan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 54,40 TL harcın peşin alınan 79,45 TL harçtan mahsubu ile bakiye 25,05-TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine ,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatıralan gider avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde yatırana/ vekiline iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde Temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/01/2021

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

¸”5070 sayılı yasanın 5. Ve 22. Maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”¸

“Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır”