Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/912 E. 2018/420 K. 17.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/912 Esas
KARAR NO : 2018/420
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/09/2016
KARAR TARİHİ: 17/05/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; vekiledeni ile davalı şirket arasında, vekiledeni şirketin marka ve logosu altında ticari faaliyette bulunmak üzere bayilik sözleşmesi bağıtlandığını, vekiledeni şirketin akaryakıt bayilik sözleşmesinden kaynaklanan yükümlülüklerini eksiksiz olarak ifa ettiğini, ancak davalı şirketin alacaklarını ödemeyi kabul ve taahhüt etmesine rağmen ödemede bulunmadığını, cari hesap dökümü ile de sabit olduğu üzere davalı şirketin takip tarihi itibarıyla vekiledenine 2.509.193,52-TL borçlu olduğunu, davalı şirket aleyhine muaccel olan borçlara istinaden Bayilik Sözleşmesinin 40. Maddesi uyarınca yetkili İstanbul …. İcra müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasıyla icra takibine girişildiğini, borca ve tüm ferilerine itiraz ettiğini beyanla, itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış olmasına rağmen davaya cevap vermemişlerdir.
GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında bağıtlanan 15/05/2013 tarihli bayilik sözleşmesi uyarınca cari hesap alacağından kaynaklı alacağın tahsili için girişilen icra takibine yapılan itiraz üzerine İİK. nun 67. Maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
Davacı yan işbu davada 15.05.2013 tarihli bayilik sözleşmesine, ticari defter ve kayıtlarına, cari hesap ekstresine , İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına, bilirkişi incelemesine, tanık ve yemin deliline dayanmışlardır.
Davaya dayanak İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takip dosyasında; alacaklı Lukoıl Eurasia Petrol A.Ş. tarafından borçlu …. aleyhine 2.509.193,52-TL asıl alacağın tahsili için 24.11.2015 tarihinde ilamsız genel haciz yoluyla takibe girişildiği, borçluya ödeme emrinin 26.11.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun vekili tarafından 17.12.2015 tarihinde süresinde borcun tamamına, faize ve faiz oranı ile ferilerine itiraz ettikleri, takibin durduğu, işbu davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında bağıtlanan standart bayilik sözleşmesinin 15.05.2013 tarihli ve 5 yıl süreyle geçerli olmak üzere düzenlendiği, sözleşmenin 40.maddesinde tüm anlaşmazlıkların çözümünde … Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili kılındığına dair anlaşma olduğu, takipte bayilik sözleşmesi ve cari hesaba dayalı alacağın tahsilinin talep edildiği, çekişmenin borcun varlığına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında bağıtlanan 15.05.2013 tarihli bayilik sözleşmesi ve tarafların 2013, 2014, 2015, 2016 yılları ticari defter ve belgeleri, dosyada mevcut tüm deliller incelenerek takip tarihi, arada ödeme var ise dava tarihi itibariyle davacı yanın davalıdan alacaklı olup olmadığı var ise miktarının tespiti için sektör bilirkişisi ve mali müşavirden oluşturulan kuruldan rapor alınmış; 18.07.2017 tarihli raporda;
“…İncelenen davacı şirkete ait 2013-2014-2015 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırılmış olduğu, bu anlamda ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu,
Davacı yanın kendi ticari defter kayıtlarına nazaran 24.11.2015 takip tarihi itibarıyla
davalı yandan 2.509.193,52 TL alacaklı olduğu,
Davalı yan incelemeye gelmeyip, ticari defterlerini ibraz etmediğinden, davacı yan alacağının davalı defterlerindeki durumu yönünden herhangi bir tespit ve değerlendirme yapılma imkanının bulunmadığı,
Davacı yanın 2.509.193,52 TL takip alacağı için takip tarihinden itibaren ticari avans faizi talep edebileceği,” tespit ve rapor edilmiştir.
Bilirkişi raporu yan vekillerine tebliğ edilmiş, davalı vekili dosyaya vekaletname sunmuşlar ve bilirkişi raporuna karşı yazılı itiraz dilekçesi vererek davacı tarafın fauralara konu hangi hizmetleri sunduğunu / malları teslim ettiğini ayrıntılı ve açık şekilde belirtmediğini, bu nedenle fatura içeriğindeki bedellerin rayiç değerlere uygun veya fahiş olup olmadığının araştırılması gerektiğini, raporda sadece davacı tarafın cari hesap bakiyesi referans alınarak kanaat belirtilmesinin hüküm kurmaya elverişli olmadığını, itirazın içeriği dikkate alındığında, itiraza konu takip miktarındaki borcun varlığının tespitinin ancak iki tarafın ticari defterlerinin incelenmesi ile ispat olunabileceğini, bilirkişi raporunda, davacı tarafından varlığı iddia edilen fatura alacaklarına konu mal ve hizmetin vekiledeni şirkete sunulup sunulmadığı, fatura bedellerinin talep edilebilir olup olmadığına ilişkin herhangi bir değerlendirme yapılmadığını beyanla, tek taraflı inceleme ile oluşturulduğundan bahisle bilirkişi raporuna itiraz etmişlerdir.
Mahkememizce tarafların ticari defterlerinin incelenmesine dair 30.03.2017 tarihli ara kararda açıkça bilirkişi inceleme kararının davalıya tebliğine ve defter ibrazının sağlanmasına karar verilmiş olmasına rağmen, bilirkişi inceleme kararının davalıya tebliğ edilmediği ve raporun salt davacı yanın ticari defterleri incelenerek verildiği davalı vekilinin öncelikle bu husustaki itirazlarının yerinde olduğu anlaşılmakla, bu kez davalı yanın 2013-2014- 2015- 2016 yılları ticari defterleri ve belgeleri ile itirazları incelenerek ek rapor düzenlenmesi için bilirkişiler kurulundan ek rapor alınmış, 20.04.2018 tarihl ek raporda ;
“…İncelenen davalı şirkete ait 2013-2014 yılı ticari defterlerinin açılış tasdikleri ile yılsonu kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptılmış olduğu, 2015 ve 2016 yıllarında davalı şirketin e-defter tutmaya başladığı anlaşılmakla, anılan yıllara ait açılış beratları ile 2015 yılı yevmiye defteri kapanış beratlarının yasal süresinde alındığı, 2016 yılı kapanış beratlarının ise yasal süresinde alınmadığı, yine ilgili yıllar envanter defterlerinin ise açılış tasdiklerinin yasal süresi içerisinde yaptırıldığı, bu anlamda 2013-2014-2015 yılı ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu, 2016 yılı ticari defterlerinin ise usulüne uygun tutulmadığı,
Davalı yanın kendi ticari defter kayıtlarına nazaran, 24.11.2015 takip tarihi itibanyla davacı yana 2.510.937,25 TL, 06.09.2016 dava tarihi itibarıyla da 2.512.423,37 TL borçlu göründüğü,
Davalı yanın, kök rapora karşı itirazları kapsamında yapılan incelemelerde, takip dosyasında davacı yanın takip talebini cari hesap alacağına dayandırmış olması, alacağa spesifik olarak hangi faturalardan kaynaklandığına dair dosyada bir açıklama ya da fatura örneğinin yer almaması karşısında, cari hesap alacağını oluşturan fatura muhteviyatlarının, davalı yana teslim edilip edilmediği hususunda herhangi bir tespit ve değerlendirme yapma imkanının bulunmadığı,
Bununla birlikle, taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığı, yoğunluğu, içeriğinin akaryakıt olması, ayrıca davalı yanın kendi ticari defter kayıtlarından da tespit edildiği şekilde borç-alacak bakiyesinin büyüklüğü, aynca yine davalı yanın kendi ticari defter kayıtlarına göre, 31.12.2014 tarihi itibanyla davacı yan lehine 2.678.774,50 TL tutarındaki borç bakiyesi dikkate alındığında, davalı yanın söz konusu borcun varlığından haberdar olmamasının düşünülemeyeceği, bu durumda da takip tarihinden önceki bir dönemde, var olmadığını iddia ettiği bir borç için mutabakat talep etmesi ya da bakiyeye itiraz etmesi gerektiğini,
Bunların dışında kök raponda yer verilen tespitlere dayalı görüşlerin aynen muhafaza edildiği, ” tespit ve rapor edilmiştir.
Toplanan tüm delillere, tarafların iddia ve savunmalarına, bilirkişiler heyeti raporuna ve tüm dosya kapsamına göre;
Takibe, cari hesap bakiyesine dayalı olarak girişildiği ve bilirkişi raporlarıyla sabit olduğu üzere davacı ve davalı yanın ticari defter ve belgelerinin alacak-borç bakiyesi yönünden birbirini teyit ettiği, takip konusu alacağın her iki yan defterleri ile de sabit olduğu, davacı yanın incelenen tüm defterlerinin, davalı yanın 2016 yılı hariç diğer defterlerinin HMK 222 madde uyarınca usulüne uygun tutulduğu ve tarafların lehine & aleyhine delil teşkil ettiği, en son 20.04.2018 tarihli bilirkişi raporunun davalı vekiline tebliğine rağmen herhangi bir itirazları olmadığı anlaşılmaktadır. Hernekadar ilk rapor üzerine davalı vekili 08.09.2017 tarihli dilekçelerinde rapora itiraz başlığı altında süresinde cevap vermedikleri davaya ilişkin savunma sebepleri de ileri sürmüşler iseler de , başlangıçta yasal sürede davaya cevap verilmediğinden, HMK.128(1) madde uyarınca davalı yanın, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkar etmiş sayıldığı, bu doğrultuda sunulan deliller ve dosya kapsamına göre, davacının takipte faturaya değil, cari hesap ilişkisine dayandığı ve bilirkişiler tarafından da cari hesabın denetlendiği ( Yargıtay 19 HD 2013/341-5453 E.K. Sayılı kararı) , taraflar arasındaki alım satım ilişkisine konu malın akaryakıt olduğu ve tarafların incelenen cari hesaplarına göre yoğun ilişki içinde bulundukları, davalı yanın takipteki itirazında ve sonrasında malın teslim edilmediğine dair hiçbir itirazları olmadığı gibi, kendi ticari defterlerinde de davacı lehine 1.743,73 -TL farkla davacı alacağının defterlerinde kayıtlı olduğu, bu durumun akaryakıt emtiasının davalı tarafından teslim alındığının kanıtı sayılacağı anlaşılıp kabul edilmekle, davanın kabulüne, taraflar tacir olup, borç miktarı ticari defterleri ile sabit ve muayyen olmakla davalının alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür.
Bu itibarla;
HÜKÜM:
DAVANIN KABULÜNE,
1-) Davalının İstanbul … İcra Müd … E sayılı takip dosyasında itirazının 2.509.193,52-TL asıl alacak üzerinden İPTALİNE, takibin koşullarıyla DEVAMINA,
2-) Alacağın %20 si oranında 501.839-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 171.403,04-TL karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 30.304,79-TL harcın mahsubu ile bakiye 141.098,25-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-)Davacı tarafından yapılan 29,20-TL başvuru harcı, 30.304,79-TL peşin harç, 4,30-TL vekalet harcı, 1.600-TL bilirkişi ücreti, 278,50-TL davetiye ve teskere gideri olmak üzere toplam 32.216,79-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-)Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 87.837,90-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-)Davacı/davalı yanca yatırılan gider/delil avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı/davalı /vekillerine iadesine,
Davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle oybirliğiyle karar verildi. 17/05/2018

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …