Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/909 E. 2018/1146 K. 12.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/909 Esas
KARAR NO : 2018/1146 Karar

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/09/2016
KARAR TARİHİ : 12/12/2018
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin vermiş olduğu 05.09.2016 tarihli dilekçesinde özetle; “Müvekkilinin Peyzaj işleri ile uğraştığını, davalıya sözleşme kapsamında ön ödemeli 40.000,00-TL’lik iki adet olan, toplamda 80.000,00 TL’lik avans çekleri verdiklerini, davalı şirketin işe başlamaması nedeniyle çeklerin iadesi için ihtarname gönderdiklerini, davalının çekleri geri göndermediği gibi üçüncü kişilere devrederek müvekkillerini zor duruma düşürdüklerini beyan etmiş, sonuç olarak, çekler hakkında üçüncü kişileri kapsayacak şekilde ödemeden men tedbiri konulmasına, dava konusu çeklerden dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, çeklerin iadesi ve iptaline, davalının%20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmelerine, yargılama gider ve ücreti vekaletin davalı şirket üzerine bırakılmasına karar verilmesini…” talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından verilen 04.10.2016 tarihli davaya cevap dilekçesinde özetle; “Öncelikle Yetki itirazları olduğunu, davacı ile sözleşme yaparak Kastamonu …’nda bulunan …un ahşap işi ve Demir doğrama işlerinin işçiliği ve malzemelerinin temini için anlaştıklarını, bu işlerin bitirilmesi için 1,5 Trilyon alacaklarını, malzeme alımı için davacı şirketin kendilerine 80.000,00-TL avans verdiğini, alınan bu bedelin malzeme ve işçilik için harcandığını, davacı yanın taraftarına başkaca ödeme yapmadığından işi bitiremediklerini, alınan çeklerin çalışmalarının karşılığı olduğunu beyan etmiş sonuç olarak, açılan mesnetsiz davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini” talep etmişlerdir.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak temerrüt tarihi itibarıyla davacının davalıya söz konusu çeklerden dolayı borcu varsa miktarının saptanması için bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 24.07.2017 tarihli 6 sayfadan ibaret raporunda özetle; “Davacı yanın Davalı yana aralarında imza altına alınmış Alt Yüklenici sözleşmesine göre Avans mahiyetinde 30.09.2016 vadeli 40.000,00-TL, 20.11.2016 vadeli 40.000,00 TL, toplamda 80.000,00 TL çekler verdiği, Bahsi geçen çeklerin ödenip ödenmediği veya Davalı yanca hangi işlere kullanıldığının taraf ticari defterleri incelenmediğinden net bir sonuca ulaşılamadığı, huzurdaki davanın net bir sonuca ulaşbilmesi için Tarafların 2016 yılına ait ticari defterlerinin incelenmesi veya yine tarafların HMK.219/2’ye göre; Davacı ve Davalı yanın 2016 Yılına ait Yevmiye, Kebir ve Envanter defterlerinin Açılış ve kapanış sayfalarının Noter veya Şirket Mali müşaviri ve Şirket müdürü onaylı suretlerini, Davacı ve Davalı yanın, Davacı tarafından düzenlenen 30.09.2016 vadeli 40.000,00 Tl 20.11.2016 vadeli 40.000,00 TL, çeklerin kayıtlı olduğu Yevmiye defterinin sayfasının Noter veya Şirket Mali müşaviri ve Şirket müdürü onaylı suretini, Davalı yanın varsa ilgili çeklerle aldıktan sonra yapmış oldukları harcamaların kayıtlı olduğu Yevmiye defterinin sayfasının Noter veya Şirket onaylı suretini, sunmaları halinde sonuca ulaşabileceği.” belirlenmiştir.
Bilirkişinin saptadığı bu bulgular taraf vekillerince dosyaya ibraz edilmesi için bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 20.06.2018 tarihli 5 sayfadan ibaret ek raporunda özetle; “Davacı yan vekili tarafından incelemeye sunulan 2016 yılına ait “icari defterlerinin 6102 sayılı TTK, ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu belirlenmiştir. Davalı yan incelemeye gelmemiş, ticari defter belgelerini ibraz etmediği, Davacı yanın davalı aralarındaki imza altına alınmış Alt Yüklenici sözleşmesine göre Avans mahiyetinde 30.09.2016 vadeli 40.000,00 TL, 20.11.2016 vadeli 40.000,00 TL, toplamda 80.000,00 TL çek verdiği, Davacı yan tarafından düzenlenip davalı yana verilen 30.09.2016 vadeli 40.000,00 TL, 20.11.2016 vadeli 40.000,00 TL tutarlı çeklerin davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı yanın davalı yandan 31.12.2016 tarihi itibariyle cari hesap olarak 84.984,00 TL alacaklı olduğu ve bu alacağım 31.12.2016 tarihi itibarıyla … no’lu Verilen Sipariş avans hesabına aktarıldığı, Davalı vekilinin sözleşme kapsamındaki işlerle ilgili yaptığına ilişkin dosyada somut bir belge ve verinin mevcut olmadığı görüldüğünden davacı yanın davalı yana sözleşme karşılığı verdiği 40.000,00 TL’lik 2 adet toplam 80.000,00 Tl.lık çeklerden dolayı borçlu olmadıkları” sonuç ve kanaati ile ek raporlarını sunmuşlardır.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen deliller, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor, ek rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Davacı şirketin Peyzaj işleri ile iştiğal ettiği anlaşılmaktadır. Huzurdaki davada temel İhtilaf; Davacı yanın davalı yana Sözleşme karşılığı verdiği 40.000,00 TL’lik 2 adet toplam 80,000,00 TL’lik çeklerden dolayı borçlu olmadıkları ve çeklerin iptal ve iadesine karar verilmesi gerektiği iddiası üzerine çıkmış bulunmaktadır.
Davacı şirket ile davalı şirket arasında 25,06.2016 tarihinde 10 sahifelik ve 16 maddelik bir Alt Yüklenici Sözleşme yapıldığı anılan Sözleşmede Özetle; Yüklenicisinin Davacı yan, Taşeronun ise Davalı yan, İşin Adının ise … yapımı olup “… yapımı işi kapsamında ahşap ve yapımının çelik işlerinin tamamını kapsadığı” anlaşılmakta olup ödeme şartlarında ise “Taşerona iş avansı olarak 80.000,-TL tutarında çek verilmiştir”, ifadelerinin olduğu anlaşılmaktadır. Davacı yanın Davalı yana iki adet çek keşide ettiği bu çeklerin 30.09.2016 vadeli 40.000,00 TL, 20.11.2016 vadeli 40.000,-TL, çekler oldugu anlaşılmaktadır.
Her ne kadar bilirkişi davalı yanın sözleşme kapsamındaki işleri yaptığına ilişkin dosyada somut bir belge ve verinin mevcut olmadığı görüldüğünden davacı yanın davalı yana Sözleşme karşılığı verdiği 40.000,00 TL’lik 2 adet toplam 80.000,00 Tl lik çeklerden dolayı borçlu olmadıkları, yönünden görüş beyan etmişler ise de davacı tarafta bu işlerin yapılmadığını kanıtlayabilmiş değillerdir.
Davacı yanın davalı aralarındaki imza altına alınmış Alt Yüklenici sözleşmesine göre Avans mahiyetinde 30.09.2016 vadeli 40.000,00 TL, 20.11.2016 vadeli 40.000,00 TL, toplamda 80.000,00 TL çek verdiği sabittir.
Taraflar arasında kararlaştırıldığı tarihte yürürlükte bulunan TBK’nın 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık sözleşmenin kapsamı işin yapılıp yapılmadığı ve söz konusu çek bedellerinin yapılan işi karşılayıp karşılamadığı konusundadır. Davacı taraf davaya konu çeklerin eser sözleşmesi kapsamında verildiğini bildirmiş, davalı ise sözleşme gereği Kastamonu …’nda bulunan …un ahşap işi ve Demir doğrama işlerinin işçiliği ve malzemelerinin temini için anlaştıklarını, bu işlerin bitirilmesi için 1,5 Trilyon alacaklarını, malzeme alımı için davacı şirketin kendilerine 80.000,00-TL avans verdiğini, alınan bu bedelin malzeme ve işçilik için harcandığını, davacı yanın taraftarına başkaca ödeme yapmadığından işi bitiremediklerini bildirmiştir.
Davacı taraf imzalayar davalıya verdiği çekler için talep ettiği çek bedelin malzeme ve işçilik için harcandığı böylece işlerin yapılmadığını kanıtlayamadığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- Davanın Reddine,
2- 35,90-TL karar harcının peşin alınan 1.366,20-TL den düşümü ile kalan 1.330,30-TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/12/2018

Katip …

Hakim …