Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/874 E. 2018/429 K. 18.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/874 Esas
KARAR NO : 2018/429
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/08/2016
KARAR TARİHİ : 18/05/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’ın babası muris …’ın 15/11/2014 tarihinde vefat ettiğini, veraset ilamının dilekçeleri ekinde sunulduğunu, murisin vefatı sonrası evinde yapılan temizlik esnasında davalı banka nezdinde muris adına açılmış 2 adet vadeli tasarruf mevduat hesabı ile ilgili hesap cüzdanlarının bulunduğunu, bunun üzerine davalı bankaya ihtarname keşide edilerek söz konusu hesaplara ait bakiyelerin sorulduğunu, davalı bankaca gönderilen cevabı yazıda murise ait hesaplara rastlanmadığını, hesap tarihinden itibaren 32 yıl geçmiş olması nedeniyle zamanaşımı itirazında bulunulduğunu, başkaca bir belge sunulmadığını, gerek mevduat hesabı açılış tarihinde yürürlükte olan 3182 sayılı Bankalar Kanunun 36. Maddesi ve gerekse 2005 yılında yürürlüğe giren 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 62. M.si gereğince bankalar nezdindeki mevduat alacağından hak sahibinin en son talebi, işlemi, herhangi bir yazılı talimatı tarihinden başlayarak on yıl içinde aranmayanlar zamanaşımına tabi olduğunu, zamanaşımına uğrayan her türlü mevduat banka tarafından hak sahibine ulaşılamaması halinde yapılacak ilanı müteakiben fona gelir kaydedilir hükmünü içermesine rağmen davalı bankanın hesap sahibine yapılan bildirimi ve ilanı belgeleyemediğini, ayrıca fona gelir kaydedildiği bilgisinin de mevcut olmadığını, bu nedenle davaya konu hesap bakiyeleri taraflarınca belirlenemediğinden belirsiz alacak davasının kabulü ile söz konusu mevduat hesaplarında belirlenecek alacak miktarı bakımından fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 2.000,00-TL alacağın davalı bankadan dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte veraset ilamındaki pay oranında davalı bankadan dava tarihinden itibaren faizi ile tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın belirsiz alacak davası olarak açılabilmesi için davanın açıldığı tarih itibariyle uyuşmazlığa konu alacağın miktar ve değerinin tam ve kesin olarak davacı yanca belirlenememesi gerektiğini, alacağın belirli veya belirlenebilir olması durumunda belirsiz alacak davası açılamayacağını, davaya konu hesapların açılış tarihinden itibaren 32 yıl geçtiğini, bu süre zarfında hesaplardaki paranın çekilmemiş olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, hesap cüzdanlarının kıymetli evrak vasfında olmaması nedeniyle hesap cüzdanı ibraz etmeksizin hesaplardan para çekilebileceğini, bankacılık kanunu gereği 10 yıl süre ile aranmayan her türlü hesabın TMSF’ye devredildiğini, davacının hesap cüzdanı ibraz etmeksizin 10 yıllık süre içinde parayı çektiğinin anlaşıldığını, hesaplarla ilgili müvekkili bankanın belge saklama yükümlülüğünün işlem tarihinden itibaren 10 yılla sınırlı olduğunu, bu nedenle ödeme belgelerinin mevcut olmadığını, davacının hesabın TMSF’ye devrinden önce mevduatını çekebileceği azami tarihin 08/11/1994 tarihi olduğunu, bu nedenle azami 08/11/1994 tarihinde gerçekleştirilen işlemle ilgili olarak müvekkili bankanın ödeme belgelerini saklama süresinin 08/11/2004 tarihinde dolduğunu, bu nedenle davacının söz konusu tutarın halen bankada olduğunu, tutarın izni dışında 3. Kişiye ödendiğini ispatlamak zorunda olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının faiz talep edemeyeceğini, dosyaya sunulan hesap cüzdanlarının gerçek olmama ihtimali olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini talep etmiştir.
GEREKÇE:Dava; Bankacılık işlemlerinden kaynaklı alacak davasıdır.
Davacı vekili delil ve belgelerini ibraz etmişler, davada; … 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin … E. – … K. Nolu veraset ilamına, … 10. Noterliğinin 21/04/2016 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesine, davalı banka şubesinin 04/05/2016 tarihli cevap yazısına, Banka Hesap Cüzdanları fotokopilerine, Merkez Bankası Kayıtlarına, Bilirkişi incelemesi vs her türlü yasal delile dayanmıştır.
Mahkememizce toplanan delillere, iddia ve savunmaya göre davacının, davalı bankadan alacaklı olup olmadığı hususunda bilirkişiden rapor alınmış, bilirkişi 09/03/2017 tarihli 1.ön raporunda bildirmiş olduğu eksikliklere istinaden müzekkere yazıldığı, müzekkere cevabı olarak, …bank T.A.Ş. Genel Müdürlüğünün 11/04/2017 tarihli ve 25193 sayılı cevabi yazısı ile TMSF Hukuk Daire Başkanlığının 24/03/2017 tarihli cevabi yazılarının dosyaya sunulduğunu, tekrar yapılan incelemede davalı …bank T.A.Ş. Genel Müdürlüğüne müzekkere yazılarak, cevabi yazıda … müşteri numaralı … adlı müşteriye ait … şubesi nezdindeki … nolu ve … nolu TL hesapların 2007 yılında TMSF’ye devredildiği, TMSF’ye devredilmeden önce … nolu hesabın bakiyesinin 2.073,93-TL, … nolu hesabın bakiyesinin ise 1.302,57-TL olduğu bildirilmiş olmakla söz konusu vadeli mevduat hesaplarına hangi tarihe kadar 1 yıl vadeli mevduata uygulanan faiz tahakkuk ettirilerek ve tahakkuk eden faiz ilave edilmek suretiyle söz konusu tutarlara ulaşıldığının, bu hesaplardaki tutarların hangi tarihte vadesiz hesaba/hesaplara aktarıldığının, 2007 yılının hangi tarihinde devir işleminin yapılmış olduğunun, 1985 yılından itibaren yazı ekinde bildirilen cari faiz oranlarına istinaden tahakkuk edecek faiz tutarlarından kaynakta kesilen vergi oranlarının, 24/11/2015 tarihinden davanın açıldığı 18/08/2016 tarihine kadar 1 yıllık vadeli TL mevduata fiilen uygulanmış olan faiz oranlarının sorulması, … ve … nolu hesaplarla ilgili olarak açılış ve son işlem tarihleri itibariyle kasa yevmiye defter kayıtlarında açılış – kapanış kayıtlarının olup olmadığının ve bunlara ait belgelerin sunulması, müşteri ile banka arasında imzalanmış olan bankacılık hizmet sözleşmesi ve bireysel müşteri sözleşmelerinin bulunup bulunmadığının sorulması, varsa birer örneklerinin sunulması gerektiğini bildirmiştir.
Buna istinaden müzekkere yazılmış olup gelen cevap ile birlikte dosya bilirkişiye verilerek rapor tanzim edilmiş, bilirkişi 09/03/2018 tarihli raporunda; davacının dava tarihi itibariyle davalı bankadan olan alacağının 1.983,15-TL olduğunu, bu tutara dava tarihinden itibaren ileride değişebilecek oranlarda kademeli olarak 3095 sayılı kanunun 2/2 m.si uyarınca avans faizi yürütülmek suretiyle alacağın tahsilinin talep edilebileceğini, tarafların diğer taleplerinin de değerlendirilmesinin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğunu tespit ve rapor etmiştir.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen evraklar, davacının belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere; davacının dava tarihi itibariyle davalı bankadan olan alacağının 1.983,15-TL olduğu, bu tutara dava tarihinden itibaren ileride değişebilecek oranlarda kademeli olarak 3095 sayılı kanunun 2/2 m.si uyarınca avans faizi yürütülmek suretiyle alacağın tahsilinin talep edilebileceğinin tespit edildiği anlaşılmakla, denetlemeye ve hükme dayanak etmeye elverişli bilirkişi raporuna göre davanın kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
Davacının davacının kısmen kabulü ile,
1-1.983,15 TL alacağın dava tarihi olan 18/08/2016 tarihinden 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesi uyarınca ileride değişebilecek oranlarda kademeli olarak avans faizi yürütülmek suretiyle, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 135,46-TL harçtan peşin alınan 34,16-TL harcın mahsubu ile bakiye 101,30-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
-Davacı tarafından dava açıldığı sırada yatırılan 34,16-TL peşin nispi harcın davalılardan tahsiline, davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 29,20-TL başvurma harcı, 700,00-TL bilirkişi ücreti ve 115,00-TL davetiye gideri olmak üzere toplam 844,20-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 1.983,15-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacının gider / delil avanslarından artan bakiyelerinin davacı / vekillerine iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzünde; miktar yönünden kesin olarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 18/05/2018

Katip Hakim