Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/861 E. 2018/1145 K. 12.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/861 Esas
KARAR NO : 2018/1145 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/08/2016
KARAR TARİHİ : 12/12/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin vermiş olduğu 16.08.2016 tarihli dilekçesinde özetle; “Davacı … Ltd. Şti.’nin … Noterliğinin 20.06.2016 gün ve … yevmiye sayılı 120.000TL’lik temliknamesi ile … Ticaret Limited Şirketi’nin, davalı … ve Tic. A.Ş.’de bulunan 20.05.2016 tarihli cari hesap mutabakatından doğan alacağının 120.000,00-TL’lik kısmını Borçlar Kanunu hükümlerine göre devir ve temlik aldığını, yapılan temlik işlemi borçlu- davalı … A.Ş.’ye de tebliğ edilerek haber verildiğini, davalı şirket aleyhine … Noterliğinin 20.06.2016 gün ve … yevmiye sayılı alacağın temliki sözleşmesine dayanılarak, … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız takip yapıldığını, ancak davalı itirazda bulunarak, böyle bir borcu olmadığından bahisle, takibe, borca ve takipteki tüm ferilere itiraz ederek, icra takibini durdurduğunu, alacağı Temlik eden dava dışı … San. Tic. Ltd. Şirketinin devir ve temlik ettiği … Noterliğinin 20.06.2016 gün ve … yevmiye sayılı, alacağın temliki sözleşmesine göre, davacı şirketin, davalıdan ana alacak olarak 120.000,00-TL alacağının olduğunu, tüm bu nedenlerden dolayı, itirazının iptali ile takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesinin talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin 20.09.2016 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacının iddiasının aksine, davalı şirketin gerek temlik tarihinde, gerek takip tarihinde, gerekse bugün itibarıyla temlik eden konumunda bulunan dava dışı … San. Tic. Ltd. Şti’ne muaccel bir “para borcu” bulunmadığını, davalının, temlik alan konumundaki davacıya karşı da bir para borcu bulunmadığını, temlik eden konumunda bulunan dava dışı şirket ile davalı arasında alım satım ilişkisinden doğan bir ticari ilişki bulunmadığını, bu ticari ilişki nedeni ile de dava dışı … A.Ş, satın aldığı veya sipariş ettiği malların bedelini ödemek amacı ile davalı şirket lehine keşide ettiği çekler ya da ciroladığı müşteri çekleri aracılığı ile ödeme taahhüdünde bulunduğunu, taraflar arasında yürüyen ticari ilişki sonucunda bugün itibarıyla müvekkili davalının alacaklı konumunda olduğunu, bu bağlamda, olmayan bir alacağın temliki söz konusu olamayacağından davacının da davalı şirket nezdinde bir alacak hakkının bulunmadığını, davacının dava dilekçesinde, 20.05.2016 tarihli cari hesap mutabakatından doğan alacağın 120.000,00-TL’lik kısmını temlik aldığını beyan etmekte ve bu iddialarına delil olarak da 20.05.2016 tarihli belgeyi delil olarak göstermekte ise de iş bu uyuşmazlığın çözümünde 20.05.2016 tarihli belge delil olarak nazara alınamayacağını, davalı şirketin çift imza ile temsil edildiğini, söz konusu belge gerçeğe aykırı bir şekilde tanzim edildiği gibi belgede yer alan el yazısı ile yazılı kısımlar davalı şirkettin yetkili temsilcileri tarafından imzalanmadığını, bu nedenlerle gerçeğe aykırı bir şekilde düzenlenen ve belgeye sonradan yazıldığı anlaşılan çıkıntılar, HMK 207 maddesi hükmü gereği geçersiz bulunduğundan belgedeki, “toplam borç miktarı”, “bakiyede mutabıkız” beyanı ve “20.05.2016 çek iadesi” gibi beyanlar kabul edilemeyeceğini ve aleyhe delil olarak nazara alınamayacağını, Taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığını, bu bağlamda belgenin cari hesap mutabakatı olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığını, söz konusu belge cari hesap mutabakatı olarak nitelendirilse dahi, bu belge incelendiğinde, temlik eden … San.Tic.Ltd.Şti’nin, satın aldığı ve sipariş ettiği mallardan doğan borçlarına karşılık davalı şirkete ileri tarihli çekler teslim ederek ödeme taahhüdünde bulunduğu, bugün itibarıyla muaccel bir alacağının bulunmadığını beyan etmiş, sonuç olarak davanın reddine karar verilmesini yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
… İcra Müdürlüğünün … Esaslı dosyası dosyamız içersine getirtilmiştir. Dosyanın incelenmesinde 120.000.-Tl asıl alacağa % 10,50 temerrüt faizi ile birlikte tahsili için takip yapıldığı, ödeme emrinin 23.06.2016 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içersinde 30.06.2016 tarihinde borca itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak icra takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 25.10.2017 taranma tarihli 10 sayfadan ibaret raporunda özetle; “Taraflar arasındaki ihtilafın davacıya temlik veren dava dışı şirketin davalıdan alacağı olup olmadığı varsa miktarı ve davacının takibe dayanak gösterdiği temliknamenin geçerliliği noktasında toplandığı, Davalı ve dava dışı şirketin borç – alacak miktarındaki farkın esas kısmının dava dışı şirketin davalı adına tanzim ettiği toplam 1.760.345,90 -TL tutarlı 4 faturadan kaynaklandığı, faturaların ya da içeriği malların davalıya teslim / tebliğ edildiği davalı aleyhine borç doğurduğu, Davalı ticari defterlerine göre 1.532.005,45- TL olan davalı alacağına dava dışı şirketin 1.760.345,90-TL tutarlı 4 adet faturası eklenmesi halinde davalı 228.340,45- Tl borçlu duruma geldiği, yine dava dışı şirket defterlerindeki 100.000,-TL alacak kaydı da dikkate alındığında 228.340,45-TL’den 100.000,-TL’nin tenzili durumunda da davalının 128.340,45-TL dava dışı şirkete borçlu olduğu, Ayrıca davalı şirket vekilinin 07.05.2017 havale tarihli dilekçesinde yer alan beyanları dikkate alındığında davalı vekili bu faturalardan haberdar olduğunu ikrar ettiği, Davacının alacak iddiasının benimsenmesi halinde, Merkez Bankası verilerine göre, 22.06.2016 takip tarihi itibariyle ticari faiz oranın %10,50 olduğu anlaşıldığından davacının belirlenen asıl alacağına, takip tarihinden itibaren %10,50 ve değişen oranlarda kademeli olarak ticari faizi yürütülebileceği,” kanaati ile raporunu sunmuştur.
Bilirkişi raporuna yapılar itirazlar üzerine bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilerek dosya tevdi edilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 28.11.2018 taranma tarihli 8 sayfadan ibaret ek raporunda özetle; “Davalının 2016 yılı ticari e-defterlerinin açılış ve kapanış beratlarının alındığı, ticari defterlerin düzenli, usulüne ve yasaya uygun tutulduğu görülmekle sahibi lehine delil olma özelliği taşıdığı. Dava dışı şirketin 2016 yılına ait ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin tam olduğu ve kapanış tasdiklerinin eksik olduğu, ticari defterlerin düzenli, usulüne ve yasaya uygun tutulmakla beraber kapanış tasdikindeki eksiklik nedeniyle sahibi lehine delil olma özelliği taşımadığı. Taraflar arasındaki ihtilafın davacıya temlik veren dava dışı şirketin davalıdan alacağı olup olmadığı varsa miktarı ve davacının takibe dayanak gösterdiği temliknamenin geçerliliği noktasında toplandığı. Davacının ibraz olunan 2014 – 2016 2014 – 2016 yılına ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdikinin zamanında ve eksiksiz yaptırıldığı sahibi lehine delil olma özelliği taşıdığı. Dava konusu temlik işleminin davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu. Kök raporda arz edilen görüş ve kanaatlerin aynı perspektif ile Kök Rapor’daki görüşün özünün muhafaza edildiği, ancak Sayın Mahkemenin HMK 282 gereği bilirkişi görüşü ile bağlı olmadığı gözetilerek, Sayın Mahkemenin davacı savları yönünde hüküm kurmakta muhtar olduğu mütalaa edilmiştir.” görüşü ile ek raporunu sunmuştur.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor, ek rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Davacı … Ltd. Şti.’nin … Noterliğinin 20.06.2016 gün ve … yevmiye sayılı 120.000 TL’lik temliknamesi ile … Ticaret Limited Şirketi’nin, davalı … ve Tic. A.Ş.’de bulunan 20.05.2016 tarihli cari hesap mutabakatından doğan alacağının 120.000,00-TL’lik kısmını Borçlar Kanunu hükümlerine göre devir ve temlik aldığı, yapılan temlik işlemi borçlu- davalı … A.Ş.’ye de tebliğ edilerek haber verildiği, temlik aldığı bu alacağın tahsili amacı ile … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhinde icra takibi başlattığı anlaşılmaktadır.
Davalı ise davacının alacağına dayanak gösterdiği temliknamede adı geçen dava dışı … Ltd. Şti’ye borcu olmadığını aksine alacaklı olduğu ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Dolayısı ile taraflar arasındaki ihtilafın davacıya alacak temlik eden dava dışı şirketin davalıdan alacağı olup olmadığı varsa miktarı ve davacının takibe dayanak gösterdiği temliknamenin geçerliliği noktasında toplanmaktadır.
Taraflardan Davalı … A.Ş. 2016 yılı ticari defterler, yardımcı defter kayıtları incelenmiştir.
Davalı ticari defterlerine göre 1.532.005,45 TL olan davalı alacağına dava dışı şirketin 1.760.345,90 TL tutarlı 4 adet faturası eklenmesi halinde davalı 228.340,45 borçlu duruma düşmektedir. Yine dava dışı şirket defterlerindeki 100.000,00 TL alacak kaydı da dikkate alındığında 228.340,45 TL’den 100.000,00 TL’nin tenzili durumunda da davalı 128.340,45 TL dava dışı şirkete borçlu olacaktır.
Davalı borcu 128.340,45 TL olup Davalının defterlerindeki iade alınan çekler 295.000,00- TL ile birlikte dava dışı şirketin kayıtlarında olmayan iade alınan çeklerin davalı borcuna ilave edilmesi durumunda davalı borcu 423.340,45 -Tl olmuştur.
Dava dosyasına sunulan deliller ve Ticari defterler incelemesi sonucu verilere göre takip tarihi itibariyle dava dışı şirketin 128.340,45 TL davalıdan alacaklı olduğu dolayısı ile davacının temlik alacağının geçerli olduğu kanaati hasıl olmuştur.
Davalı ve dava dışı şirketin borç – alacak miktarındaki farkın esas kısmının dava dışı şirketin davalı adına tanzim ettiği toplam 1.760.345,90 TL tutarlı 4 faturadan kaynaklandığı, faturaların ya da içeriği malların davalıya teslim / tebliğ edildiği davalı aleyhine borç doğurduğu, Davalı ticari defterlerine göre 1.532.005,45-TL olan davalı alacağına dava dışı şirketin 1.760.345,90 TL tutarlı 4 adet faturası eklenmesi halinde davalı 228.340,45 borçlu duruma geldiği, Yine dava dışı şirket defterlerindeki 100.000,00 TL alacak kaydı da dikkate alındığında 228.340,45 TL’den 100.000,00 TL’nin tenzili durumunda da davalının 128.340,45 TL dava dışı şirkete borçlu olduğu belirlenmiştir.
Tüm bu nedenlerle bu davanın kabulü ile davalının … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin talep gibi 120.000 Tl üzerinden devamına, takipten sonra asıl alacak olan bu miktara Yasal faiz uygulanmasına karar vermek gerekmiştir.
Davalı likit bir borcunun varlığını bildiği halde sadece alacağın tahsilini geciktirmek için itirazda bulunduğu anlaşıldığından İİK 67/2 maddesi uyarınca alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminat tutarı olan 24.000.-Tl nin davalıdan alınarak davacıya vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- İş bu davanın kısmen kabulü ile davalının … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin talep gibi 120.000,00-TL üzerinden devamına, takipten sonra asıl alacak olan bu miktara yasal faiz uygulanmasına,
% 20 icra inkar tazminatı tutarı 24.000,00- Tl nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
2- Karar ve ilam harcı 8.197,20-TL nin peşin alınan 1.449,30-TL den düşümü ile kalan 6.747,90-TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3- Davacı tarafından yatırılan 1.482,80-TL peşin ve başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4- Davacı tarafından yapılan 893,50-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Davacı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 12.350,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
7- Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
Dair taraf vekillerinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/12/2018

Katip …

Hakim …