Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/834 E. 2018/53 K. 01.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/834 Esas
KARAR NO : 2018/53
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/08/2016
KARAR TARİHİ : 01/02/2018
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; vekiledeni şirketin, A Grubu Acente Faaliyetlerini yapmaya yetkili Tursab Belgesi sahibi bir turizm acentesi olup, yurt içi ve yurtdışı tur organizasyonu, paket tatil ve paket tur, sağlık ve spor turizmi v s. her türlü tatil organizasyon işleri ile iştigal eden tanınmış bir turizm acentesi olduğunu, Turizm sektöründe bir sonraki yılın anlaşmalarının, bir önceki yılın Eylül-Ekim-Kasım aylarında yapıldığını ve bu anlaşmalar ile bir sonraki yılın tahmini değerleri doğrultusunda acente ve otel satabilmeyi düşündüğü oda sayılarının yaptıkları anlaşma ile belirlendiğini ve acentenin, sözleşme gereği ön ödemelerini ve ileri keşide tarihli çeklerini verdiğini ve bu odaların müşteri talepleri doğrultusunda müşterilere satmak suretiyle ticari hayatını devam ettirdiğini, vekiledeni ile davalı şirket arasında 09.10.2015 tarihinde sözleşmenin imzalandığını ve sözleşme kapsamında vekiledeni tarafından dava konusu çeklerin davalı şirkete verildiği, ancak sözleşmenin imzalanmasını müteakip ilerleyen dönemde Ülkemiz ve … arasında hiç beklenmedik şekilde ticari ilişkilerin bozulmasına sebebiyet verecek şekilde siyasi anlaşmazlıklar baş gösterdiğini ve vekiledeni şirketin hizmet verdiği pazarlardan olan … ve … turist pazarının önemli derecede sekteye uğradığını, ayrıca Ülkemizde ve bir çok Avrupa ülkesinde meydana gelen menfur ve malum terörist saldırılar ve meydana gelen patlamalar, bir diğer turizm kaynağını oluşturan Avrupa’lı turistin de neredeyse yok denecek kadar azalmasına sebep olduğunu, yaşanan 15 Temmuz “darbe girişimi” ve ilan edilen “Olağanüstü hal“ ve beraberinde önemli iç turist kaynağı olan kamu personelinin izinlerinin kaldırılmış olmasının da satışların durma noktasına gelmesine neden olduğu gibi, daha önce satılmış olan tatil turlarının da iptal edilmesinin gündeme geldiğini ve sürekli iptaller yaşandığını, turizm piyasasındaki durgunluğun hat safhaya çıktığını ve acente olarak vekiledeni şirketin iş yapamaz hale geldiğini, turizm alanında faaliyet yurütebilmenin temel unsuru olan turistin yok denecek kadar azaldığını, vekiledeninin her türlü mecrada reklam ve tanıtım faaliyetlerini yıllardır yaptığı gibi, bilboardlarda, … Büyükşehir Belediyesi Otobüs üzerlerinde, internet ortamında, basılı broşürler ile yaptığını, acenteler aracılığıyla yurtdışı pazarlama ve satış ağını kurduğunu, ama söz konusu yaşanan olumsuzluklar nedeniyle vekiledeninin iş yapamaz hale geldiğini, 6099 Sayılı Borçlar Kanunu’nda düzenlenen Ticari Sözleşmelere ilişkin ifa İmkansızlığı Hallerinin tipik bir örneğini oluşturduğunu, Turizm Sektöründe faaliyet yürüten bir Turizm Acentesi için Ülkedeki mevcut koşulların , vekiledeninin sorumluluğunu ortadan kaldırdığını, özel düzenleme içerir açıkça fesih hakkı tanıyan sözleşmenin 46. Maddesi yanında TBK nun 137 ve 138. Maddelerinin vekiledenine sözleşmeyi fesih hakkı verdiğini beyanla, taraflar arasında imzalanan 15.10.2015 tarihli akdin feshi ile vekiledeninin davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalıya ödenen ve dava tarihi itibariyle satışı yapılamayan odalara ilişkin 485.209,17-TL nin davalıdan tahsiline, … Bankası … Şubesi ne ait 01.08.2015 keşide tarihli … seri nolu çekin iptaline veya vekiledenine iadesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:Davalı şirket yetkilisi cevap dilekçesinde; davalı şirketin merkezi … olduğundan davayı görmeye … Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davacı şirketin anlaşmasının iç piyasayla sınırlı olup, dış piyasadan kaynaklı anlaşmazlıklara sağınmasının basirete uygun olmadığını, davacı şirket otellerinin satışını kendi sitesinde kapatmış ise de, diğer otellerin satışı ve turizm faaliyetlerini aktif olarak devam ettirdiğini, şirketleri ile yapılmış olan anlaşma neticesine diğer şirketlere de satışın açılması karşılığında bazı çeklerin kendilerine iade edildiğini ve iyi niyet gösterildiğini, davacının sezon ortasında otel satışlarını satışa kapatarak kötü niyetli ve ödemelerden kaçınma gibi bir pozisyona yöneldiğini, 15 Temmuz darbe girişiminin ekonomide olağanüstü bir durum yaratmadığını, davacı şirketin çeklerini ödemekle yükümlü olduğunu, davacı şirketin ekonomik sorunları turizm sezonu açılmadan önce gün yüzüne çıktığı için sezon öncesinde bankalardan kredi çekmeye başladığını, davacı şirketin basiretsiz davranarak davalı şirketi mağdur ettiğini, vermiş olduğu çeklerin büyük bir kısmını sattığını, ancak taahhüdünü daha fazla olmasına rağmen davacı ve davalı şirket yetkilileri arasındaki duygusal kırılmalardan dolayı satışlarına son verip , davalı şirketi zarara uğratma ve çekleri ödememe yolunu seçtiğini beyanla öncelikle usulü itirazların karara bağlanmasını ve esasa ilişkin olarakta menfi tespit davasının reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
GEREKÇE:
Dava; İİK 72 maddeye dayalı menfi tespit / istirdat davasıdır.
Dava davalı vekilinin talepleri doğrultusunda Milli Savunma Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı’na ihbar edilmiştir.
İş bu dosya kapsamında 2016 turizm sezonunun 2014, 2015 ve 2016 yılları mukayese edilmek suretiyle turizm şirketleri açısından nasıl geçtiğinin değerlendirilmesine dair rapor ve tespitlerin gönderilmesi için Kültür ve Turizm Bakanlığı’na teskere yazılmış, 9.1.2017 tarihli teskere ekinde Türkiye Sınır Kapılarından gelen yabancı ziyaretçilerin yıllara göre dağılımını gösteren tablo ( İl ayrımında ) yazı ekinde gönderilmiştir.
Aynı doğrultuda TÜRSAB ‘ a teskere yazılmış, gelen 02.03.2017 tarihli cevapta 2014-2015-2016 yıllarına ilişkin “Incoming Turizm raporu”, Yurtiçinde İkamet edip Yurtiçinde Seyahat Çıkan Kişi Sayısı Hakkında Rapor” ile T.C. … Valiliği Havalimanı Mülki İdare Amirli’nin Aralık Ayı Gelen yolcuların Milliyetlerine Göre Dağılımını Gösterir Rapor’u teskere ekinde göndermişlerdir.
Davalı yan, anlaşmanın iç piyasa ile sınırlı olup, dış piyasadan kaynaklı olaylara sığınılamayacağını savunmuşlardır.
Davacı ve davalı arasında bağıtlanan ve davaya dayanak edilen 9.10.2015 tarihli” Hotel Kontenjan Sözleşmesi” nin davalıya ait … Hotel … için bağıtlandığı ve 9.10.2015-15.10.2016 dönemini kapsadığı anlaşılmaktadır.
Toplanan tüm deliller ve bağıtlanan sözleşme kapsamında dosya, turizm sektör bilirkişisi ve mali müşavir bilirkişiden oluşturulan kurula verilmek suretiyle, sözleşmenin 46. Maddesi kapsamında FETÖ terör eylemininde değerlendirilmesi suretiyle piyasada faaliyet gösteren tüm turizm şirketlerinin durumu ve olayın sektöre etkileri, dönem itibariyle sözleşmeden dönmenin sektör yönünden zamanında ve doğru olup olmadığı, tarafların karşılıklı yükümlülükleri kapsamında dayanılan olayların davacı şirketin diğer 3. Şahıs şirketlerle (davacı şirketin reklam giderlerine ilişkin olmak üzere) ilişkilerine etkileri, davacı şirketin olay öncesi ve sonrasındaki sene bazında ekonomik durumunun tespiti hususunda rapor alınmış, 25.05.2017 tarihli raporda;
“… Davacının istirdadını talep ettiği 485.209,17 TL bedeli ödediğinin tespit edildiği, 01.08.2016 tarih ve … nolu 185.000-TL çekin davalıya verildiğinin kayıtlarda belirlendiği, Mahkemece feshin haklı kabulü halinde davaya konu edilen 485.209,17 TL davacının ön ödemesinin 46. Maddede belirlendiği şekilde istirdadının ve davalıya verilen 185.550 TL’lik çekin bedelsizliğinin ve dolayısıyla istirdadının söz konusu talep gibi değerlendirilebileceği” tespit ve rapor edilmiştir.
Taraflar arasında … Hotel … için bağıtlanan sözleşme kapsamında 1.800.000 TL miktarlı, 10 adet çekin 1 yıllık sezon ücreti için davacı tarafından davalıya verildiği, 371.100-TL tutarlı iki adet çekin davacıya iade edildiği, geriye kalan 1.428.900-TL miktarlı çeklerden 1.243.350-TL lik kısmının davalıya ödendiği, davacının 758.140,83-TL lik satış yaptığı, işbu dava ile davalıya ödediği 485.209,17-TL ile halen davalı yedinde bulunan 185.550-TL lik çekler olmak üzere 670.759,17-TL miktarınca borçlu olmadıklarının tespiti ve istirdat talebinde bulundukları anlaşılmaktadır.
Sözleşmenin 13. maddesinde Acente Türk Pazarı için almış olduğu fiyatları Türkiye’ deki satış ofislerine direk başvurarak rezervasyon yaptıran yabancı uyruklu yolcular içinde kullanabiliyeceği belirlenmiştir.
Sözleşmenin 15. maddesinde Tesis , iş bu sözleşme ile sözleşmenin geçerlilik süresi boyunca Acente’ye Yurt içi ve Kuzey Kıbrıs pazarında tek yetkilisi satıcı imtiazını verdiğini kabul ve taahhüt eder. …. hükmü ile,
Sözleşmenin 46. Maddesinde ise işbu sözmenin imzalandığı tarihte var olmayan, öngörülmeyen, kontrol dışı gelişen, ortaya çıkmasıyla sözleşme ile belirlendiği borç ve sorumluluklarını kısmen veya tamamen yerine getirmesini zora sokan, imkansızlaştıran hükümet veya ilgili birimleri tarafından deklare edilmiş veya edilmemiş, savaş hali , politik siyasi çatışmalar, miting ve gösteriler, ayaklanmalar, genel grev, doğal afetler, salgın hastalıklar gibi acentenin programlarını tehlikeye sokucu her türlü devlet müdahaleleri gibi zorunlu haller mücbir sebep olarak kabul edilecek olup, bu durumda acente sözleşmeyi tek taraflı fesh etme hakkına sahiptir. Sözleşmenin bu şekilde fesih olunması durumunda acentenın yapmış olduğu tüm ödemeler, konaklayan müşterilerin bedelleri düşülerek acenteye iade edilir. hükümleri düzenlenmiştir.
İncelenen sözleşme kapsamında, sözleşmenin iç pazara hitap ettiği ve mücbir sebep sayılan hallerin ayrıntılı olarak düzenlendiği görülmektedir. Davacı da işbu dava sebebini sözleşmenin 46. Maddesi ile TBK nun 137-138 maddelerine dayandırmıştır.
Davacının sözleşmenin 46. Maddesine dayandırdığı 15 Temmuz ” darbe girişimi”nin, bu madde kapsamına girdiği çekişmesiz ve davacı acenteya sözleşmenin feshi hakkı vermekte ise de, dosyada mevcut davacı tarafından davalıya gönderilen 10 Mayıs 2016 tarihli e-mail’de davacı, sözleşmenin sona erdirilmesi sebebini piyasa durumu ve şirketlerinin mali durumu olarak açıklamaktadır. Bu tarihte henüz darbe girişimi söz konusu değildir. O halde , davacının dava açtığı tarihte gerçekleşmiş olan darbe girişimine dayanması yasal ve haklı görülemez. Yine, genel olarak Türkiye’de yaşanan terör olayları sebebi ile yabancı turist sayısında diğer yıllara nazaran oldukça düşüklük olduğu sabit ise de, sözleşilen tarih aralığı itibariyle bu durumun her iki yanında bilgi ve malumu dahilinde olduğu, dış piyasayı ilgilendiren hususların aniden oluşmadığı gibi, sözleşmenin zaten iç piyasaya yönelik olarak düzenlendiği anlaşılmaktadır.
O halde basiretli tacir olan tarafların aralarındaki sözleşmenin ayakta ve geçerli sayılacağı, zaten tarafların mevcut ekonomik durum çerçevesinde anlaşmalı olarak sözleşmeden karşılıklı tavizler verdikleri, davacının talepleri ve sözleşme kapsamında sözleşmenin 46. maddesine dayanamayacağı, TBK 137. maddede tanımlanan kısmi ifa imkansızlığının somut olaya uygulanamayacağı, zira sezon itibariyla 15 Temmuz darbe girişimine kadar davacı yanın sektör uygulamasına göre zaten satış yapmış olacağı, aynı sebeple olaya TBK 138. maddenin de uygulanamayacağı, davacının sorumluluğunun ortadan kalkmadığı, ayrıca davacının sonradan rezervasyon iptalleri, otelinin layıkı veçile hizmet sunamaması ve bu hususunun rezervasyon iptalleri ve şikayetlerle sabit olmasına dayalı iddialarının da kanıtlanamadığı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek yerinde görülmüştür.Bu itibarla;
HÜKÜM:
1-) DAVANIN REDDİNE,
2-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 35,90-TL maktu red harcının, başlangıçta peşin alınan 11.454,89-TL harçtan mahsubu ile bakiye 11.418,99-TL harcın karar kesinleştiğinde davacı yana iadesine,
3-)Davacı yanca yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-)Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya/vekiline iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.01/02/2018

Başkan Üye Üye Katip