Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/806 E. 2018/599 K. 02.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/806 Esas
KARAR NO : 2018/599
DAVA : Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 27/07/2016
KARAR TARİHİ: 02/07/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …’nın, davalı bankanın … Caddesi Şubesi’nin müşterisi olduğunu, aynı şubede 31/10/2007 tarihinden beri … no.lu hesabının bulunduğunu, aynı semtte bankaya çok yakın bir adreste … isminde şahıs şirketi bulunan güvenilir ve dürüst bir tacir olarak hem çevresi hem de belirtilen şube çalışanlarınca tanındığını, 29 Haziran 2016 tarihinde müvekkilin hesabından bilgisi, rızası ve talimatı dışında EFT işlemleri gerçekleştirildiğini, vekil edenin … Bankası’ndan mail adresine gönderilen EFT yapıldığına dair bilgi mailini görür görmez hesabını incelediğini, davalı banka şubesinden işlemler yapıldığını anlayınca bu bankayı aradığını, ancak banka görevlisinin işlemlere başlandığını, durdurulmasının mümkün olmadığını belirterek işlemlere devam ettiği, vekil edenin koşarak şubeye geldiğini ancak ve bir kısım işlemleri durdurabildiğini, Hesaptan …bank’ta … isimli bir hesaba toplam 46.000-TL EFT işlemi yapıldığını, bunun 20.000-TL’sini hesap sahibinin çektiği kalan 26.000-TL’sinin vekil edenin yetişmesi üzerine çekemediğini, hesap üzerine bloke konulduğunu ve Noter ihtarından sonra kalan kısmın müvekkile iade edildiğini, İş bankasında … isimli hesaba 38.000-TL EFT yapıldığını, hesaptaki paranın tamamının çekildiğini, … Bankası’ndaki …’nın kendi hesabına da 12.000-TL EFT olarak gönderildiğini, bu paranın çekilemediğini, üzerine bloke konulduğunu, Noter ihtarından sonra bloke konulan kısmın müvekkiline ödendiğini, bankanın bu hususta ihmalinin çok büyük olduğunu, 96.000-TL gibi bir rakam aynı anda birden fazla bankaya gönderildiğini, vekil edenden ne sözlü ne de yazılı talimat alınmadığını, vekil edenin telefonunun arandığı belirtilmiş ise de vekil edenin aranmadığını, tüm bu yaşananların bayram öncesinde maddi olduğu kadar manevi olarak da yıpranmasına neden olduğunu, vekil edenin tatil öncesi 3 gününü karakol ve savcılıkta olayın araştırılması için harcadığı, 9 günlük Ramazan Bayramı tatili öncesi işyerinde ve işinin başında olması gerekirken işlerinden geri kaldığını, keza böyle bir olay yaşamış olmasından ve ödemelerini yapamadığından hem ruhsal olarak yıprandığını hem verdiği sözleri tutmadığından itibar kaybettiğini, 1 Temmuz 2016 günü davalı bankaya ihtar gönderildiğini, aciliyet de belirtilerek bayram öncesi vekil edenin ödemelerini yapabilmesi için en azından bloke konulan rakam üzerindeki blokenin kaldırılmasını istediğini, ancak ilgili bankanın bayramdan sonra noter marifetiyle matbu bir cevap vererek kendilerinin sorumlu olmadığını belirttiğini, blokenin kaldırılması işleminin de muhatabının da kendileri olmadığını ileri sürdüğünü, sözleşmen var, şifreni verdin gibi standart cevaplarla yetindiğini, vekil edenin işe ayırması gereken mesaisini bu işlere ayırdığı maddi zararının arttığı manevi olarak da yıprandığını, davalı bankanın tam kusurlu olduğunu, davalı bankanın hesapta bulunan paranın tam güvenliğini sağlamadığı, kötü niyetli kişilerin işlemlerine karşı korumadığını, bu kişilerin eylem ve işlemlerine karşı koruyacak etkili mekanizmayı, güvenlik önlemlerini geliştirmediğini, bu önlemleri kullanmayı müşterileri için zorunlu hale getirmediğini, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2012/11-550 E. 2012/820 K. sayılı kararına göre, internet baknacılığı faaliyeti yürüten bankaların, bankadaki paranın internet ortamında üçüncü kişilerce usulsüz olarak havale edilmesi durumunda mudinin parasını mevzuat çerçevesinde iade etmekle yükümlü olduklarını, usulsüz işlemlerle çekilen paraların aslında doğrudan doğruya bankanın zararı niteliğinde olduğunu, mevduat sahibinin bankaya karşı alacağının aynen devam ettiğini, bankanın usulsüz işlemin gerçekleşmesinde mevduat sahibinin müterafik kusurunun bulunduğunu ispat etmesi halinde tazminatta indirim isteyebileceğini, müvekkilin ne internet bankacılığı yoluyla bu işlemleri yaptığı ne bankadan cep telefonuna bir mesaj geldiği ne de iddia edildiği gibi banka yetkilisinin vekil edeni aramadığı öne sürülmekte ve çekilen 58.000-TL’nin yasal faizden aşağı olmayacak şekilde işlem tarihi olan 29/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile ve vekil edenin yaşamış olduğu elem ve ızdırabı bir nebze olsun hafifletebilmek için 10.000-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren başlayacak yasal faizi ile birlikte ve davalı tarafa gönderilen noter ihbarı sebebiyle yapılan 249-TL noter masrafının ihtarnamenin tebelliğ tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline dair karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu edilen EFT işlemlerinin internet bankacılığı kullanılarak gerçekleştirildiğini, bu EFT işlemleri hususunda müvekkil bankanın yerine getirilmesi gereken tüm operasyonel ve güvenli işlem adım ve yükümlülüklerini eksiksizce yerine getirdiğini, EFT talimatı verilmesi üzerinde davacı yanın müvekkil banka sistemlerinde kayıtlı güncel telefon numarasından davacı yan ile erişimi sağlayarak EFT işlemleri hususunda teyit aldığını, davacı yanın telefon onayından sonra, gerçekleştirilen EFT işlemleriyle internet dolandırıcılığına maruz olduğunu müvekkil bankaya bildirmesi akabinde EFT gönderimlerinin yapıldığı karşı bankalara ivedilikle bilgi verilerek hesaptaki bedellerin blokeye alınmasının sağlandığını, iddia edildiğinin aksine zararı arttırıcı değil mağduriyeti azaltmayı amaçlayan tutumlar sergilendiğini, sözleşme ile “Kurumsal Ticaret İnternet Bankacılığı Başvuru Formu” içeriği doğrultusunda internet bankacılığı EFT işlemi nedeniyle bir zarara uğranmış olunması durumunda bu zararın doğrudan doğruya davacı yanın ihmal ve kusurundan kaynaklandığının belirtildiğini, davacı yanın güvenlik şifresini ve diğer güvenlik bilgilerini ve kart şifrelerini gizli tutmak, işbu şifre ve diğer güvenlik bilgilerini yazılı olarak saklamamak ve vekili dahi olsa bir başka kimseye ve müvekkil bankaya yetkilileriyle dahi paylaşmamak yükümlülüğü altına girdiğini, sözleşmede ayrıca, davacı yanın işbu yükümlülüklere uymaması durumunda oluşabilecek zararlardan, kayıplardan müvekkil bankanın sorumlu olmayacağı ve ayrıca davacının bu şifreleri bir başka kişiye ifşa etmesi halinde aynı zamanda o kişinin davacının müvekkil banka nezdindeki hesaplarına erişim imkanı da tanımış olacağının davacı yan tarafından peşinen kabul olunacağı hükümlerinin de yer aldığını, davaya konu EFT işlemlerinin yapılması hususunda internet bankacılığı vasıtasıyla gelen talimat üzerine, müvekkil banka çalışanlarınca davacının müvekkil banka sistemlerinde güncel tutmakla yükümlü olduğu telefon numarası aranarak işlemleriyle ilgili onay alınması ile davacı yanın zarara uğramasında herhangi bir kusur bulunmadığını da açıkça gözler önüne serdiğini, davacının, şifre ve bilgileri gizli tutmak yükümlülüğü altında olduğunu, ayrıca davacının işbu şifre ve kullanıcı bilgilerinin herhangi bir üçüncü şahıs tarafından kullanımının sonuçlarından tamamıyla kendisinin sorumlu olduğunu, işbu işlemlerin kendisi tarafından yapılmadığı yolundaki itiraz ve defi haklarından peşinen feragat ettiğini, sözleşmelerin kendisi de tacir olan davacının hür istek ve iradesi doğrultusunda akdolunduğunu, haliyle basiretli davranma yükümlülüğü altında olan davacının, davaya konu taleplerini müvekkil bankaya yöneltmesinin iyi niyetle bağdaşmadığını, somut olayda müvekkil bankanın kusurlu olduğunu ortaya koyacak hiçbir delil bulunmadığını, müvekkil banka şubesinin operasyon bölümünün 38.000-TL’lik EFT işlemi için davacı müşteriyi şirket telefonundan aradığını, ulaşamayınca GSM numarasından arayarak teyit aldığını akabinde üç parti halinde eft çıkışları yapıldığını, davacı müşterinin saat 16:20 civarında şubeye gelip bilgisi dışında EFT’lerin yapıldığını, ofisteki bilgisayarına virüs bulaştığını ve GSM numarasının farklı bir numaraya yönlendirildiğini bildirmesi üzerine EFT işleminin 36.000-TL’sinin blokeye alınarak kurtarıldığını, müvekkil bankanın, işlemin yapıldığı sırada davacının telefonunun başka bir numaraya yönlendirildiğini fark etmesinin mümkün olmadığını, davacı yanın telefon onayından sonra gerçekleştirilen EFT işlemleriyle internet dolandırıcılığına maruz olduğunu müvekkil bankaya bildirmesi akabinde EFT gönderimlerinin yapıldığı karşı bankalara ivedilikle bilgi verilerek hesaptaki bedellerin blokeye alınmasının sağlandığını, zararı arttırıcı değil mağduriyetleri azaltmayı amaçlayan tutumlar sergilendiği öne sürerek davanın reddini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; Bankacılık işlemlerinden kaynaklı maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Davacı vekili delil ve belgelerini ibraz etmiş, davada; dava dilekçesinde belirtilen işlemlerin gerçekleşme biçimine ilişkin ilgili bankada ve eft yapılan bankalardaki tüm belge ve kayıtlara, banka kayıtlarına, işlemlere ilişkin dekontlara, … 8. Noterliği … yevmiye nolu ihtarı ve dekontuna, bu ihtarların ayrıca faks ile gönderildiğine dair faks teyidine, …. 47. Noterliği 13 Temmuz 2016 tarih …. yevmiye nolu cevabi ihtarına, noter masrafını gösterir dekonta, bilirkişi incelemesine, tanık, gereği halinde keşif, … Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma dosyasına, Yüksek Mahkeme kararlarına ve sair delillere dayanmıştır.
Mahkememizce İddia, savunma ve toplanan delillere göre ve dava konusu hesabın işlem öncesi ve sonrası durumlarını, işlemleri, işlem miktarları ve niteliğini gösterir şekilde ayrıntılı hesap hareketlerini, dava konusu işlemin gerçekleştiriliş biçimini, işlem sonucunu, paranın başka hesaplara aktarılmış olması ve çekilmesi halinde, bu işlemler ile bankanın hesap açımı ve para ödeme işlemlerinde yaptığı uygulamanın değerlendirilmesi, dava konusu işlemlere ilişkin internet bankacılığı güvenlik sistemleri yönünden, o tarihteki sistemin işleyiş şekli, EFT İşleminin sesle teyidi, gerçekleşip gerçekleşmediği, hangi telefon numarasının banka tarafından arandığı, güvenlik sistemlerinin nitelikleri, güvenlik önlemleri ve dava konusu işlem tarihi sonrasında banka tarafından yeni güvenlik sistemlerinin devreye alınıp alınmadıkları, alınmış ise bu yeni sistemlerin özellikleri ile, o tarihte mevcut olması halinde dava konusu işleme etkisi, eylem sonrasında paranın akıbeti ve bu işlemlerin de tümüyle değerlendirilmesi suretiyle ve banka defter ve kayıtları üzerinde inceleme yaptırılarak bilirkişilerden rapor alınmış, bilirkişiler 08/09/2017 tarihli raporunda davacı …’nın, davalı bankanın … Caddesi Şubesi nezdinde bulunan …. no.lu mevduat hesabından toplam 96.000-TL’nin 29/06/2016 tarihinde internet bankacılığı üzerinden başka bankalarda bulunan hesaplara EFT yoluyla aktarıldığını, aktarılan paralardan 38.000-TL’sinin bilahare davacının hesabına iade edildiğini, 58.000-TL’nin ise aktarma yapılan hesaplardan … ve … adlı kişiler tarafından çekilmiş olduğunu, SMS gönderim raporundaki bilgilere göre EFT işlemleriyle ilgili tek kullanımlık şifrelerin, davacı …’nın … no.lu cep telefonuna gönderilmiş olduğunu, davacıya ait cep telefonu hattının olay gününde … no.lu telefon hattına yönlendirilmiş olduğunu, yönlendirme işleminin cihaz üzerinden yapılmış olduğunu, yönlendirilen … no.lu telefon hattının Nasyatullah Tangerigul adlı bir kişi adına kayıtlı olduğunu, 29/06/2016 tarihinde ihtilaflı işlemlerde internet bankacılığına bağlanma saatinin 14:11 olduğunu, dolayısıyla ilk tek kullanımlık şifrenin Saat 14:11’de gönderilmiş olduğu nazara alındığında, davacının; “… 29/06/2016 günü saat 16:00 sıralarında hesapları kontrol ettiğim sırada bir anda cep telefonum kilitlendi ….com mail adresime hesabımdan 12.000-TL transfer yapıldığına dair elektronik posta geldi hemen bankalara muhasebecim ile gittik… daha sonra iş yeri bilgisayarına kimliğini bilmediğim şahısların virüs gönderdiklerini iş yerimde çalışan … isminin hatırlamadığım personelimin virüslü programı açmaya çalışında bilgisayarımızdaki tüm verilere ulaştıklarını hesaba bağlı telefon numaralarının değiştirildiğini öğrendim, galiba cep telefonuma da virüs gönderilmiş…” şeklindeki beyanının (müşteki beyan tutanağından) olayın akışıyla pek çakışmadığı, zaten, … tarafından Mahkemeye verilmiş olan cevapta da yönlendirme işleminin cihaz üzerinden yapılmış olduğu bilgisinin verilmiş olduğunu, keza, Savcılık dosyasındaki bilgilere göre, 1 milyonu aşkın kişinin – davacı … dahil – kişisel ve banka bilgilerini elinde bulunduran ve yakalanan çetenin esas yönteminin mağdurları ikna ederek tek kullanımlık şifrelerin bir şekilde ele geçirilmesi şeklinde olduğunu, raporda atış yapmış oldukları Yargıtay Genel Kurul Kararının, bankaların, internet baknacılığı işlemlerinde dinamik şifre kullandırmadığı dönemdeki davalarla ilgili olduğunu, bankaların, internet bankacılığı işlemlerinde zorunlu olarak dinemik şifre uygulamaya başlayıp dinamik şifreyi hesap sahiplerinin cep telefonlarına sms mesajı olarak göndererek tedbir almalarından sonra, dolandırıcıların bu defa cep telefonlarının SIM kartlarını sahte kimlikle klonlayıp dinamik şifreyi gene ele geçirdiklerini, raporda atıf yapmış oldukları Yargıtay …. Hukuk Dairesinin örnek kararının bu tür dolandırıcılık hadiseleriyle ilgili olduğunu, bankaların, cep telefonlarına ait SIM kartlarının klonlanmasını engelleyen tedbirinden sonra, dolandırıcıların, bu defa, artık hesap sahiplerine ait cep telefonlarını hedef aldıklarını, kullandıkları yöntemlerden birisinin, hesap sahiplerini bankadan arıyormuş intibaı vererek çeşitli hile ve kandırmalarla, cep telefonuna gelen dinamik şifreyi hesap sahibinden öğrenerek veya cep telefonunun yönlendirilmesini sağlayarak tek kullanımlık şifreleri ele geçirerek hesapları boşaltmaya devam ettiklerini, somut olayda, müşteri (davacı) kişisel bilgilerinin kullanıcı bilgisayarı ile banka sistemi arasında 3. kişilerin eline geçmemesi için bankaların sisteminde tüm dünyada kullanılan 128 bit’lik SSL şifreleme tekniğinin kullanılması, bu nedenle şifrelenerek giden kişisel bilgilerin iletişim ortamında ele geçirilip çözülmüş olması ihtimalinin bulunmaması, dava konusu EFT işlemleriyle ilgili tek kullanımlık şifrelerin davacı …’nın … no.lu cep telefonuna gönderilmiş olması, davacıya ait cep telefonu hattının olay gününde … no.lu telefon hattına yönlendirilmiş olması, yönlendirme işleminin cihaz üzerinden yapılmış olması, bankanın bu yönlendirmede herhangi bir güvenlik zafiyetinin bulunmaması gibi hususlar birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu EFT işlemleri nedeniyle davalı bankanın sorumluluğuna gidilemeyeceğini tespit ve rapor etmişlerdir.
Davacı vekili rapora itiraz etmiş, itiraz doğrultusunda dosya önceki bilirkişilere verilerek ek rapor alınmış, bilirkişiler 11/12/2017 tarihli ek raporunda; kök raporda yapmış oldukları tespitlerde herhangi bir değişiklik bulunmadığını, somut olayda, müşteri davacı kişisel bilgilerinin kullanıcı bilgisayarı ile banka sistemi arasında 3. Kişilerin eline geçmemesi için bankaların sisteminde tüm dünyada kullanılan 128 bit’lik SSL şifreleme tekniğinin kullanılması, bu nedenle şifrelenerek giden kişisel bilgilerin iletişim ortamında ele geçirilip çözülmüş olması ihtimalinin bulunmaması, dava konusu EFT işlemleriyle ilgili tek kullanımlık (her işlemde değişen-dinamik) şifrelerin davacı …’nın … no.lu cep telefonuna gönderilmiş olması, davacıya ait cep telefonu hattının olay gününde … no.lu telefon hattına yönlendirilmiş olması, yönlendirme işleminin cihaz üzerinden yapılmış olması, bankanın bu yönlendirmede herhangi bir güvenlik zafiyetinin bulunmaması gibi hususlar birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu EFT işlemleri nedeniyle davalı bankanın sorumluluğuna gidilemeyeceğini, şeklindeki görüşlerinin muhafaza edilmesi ve davacı, müşteki ifade tutanağındaki anlatımlarına göre gerek bilgisayarına gerekse telefonuna virüs bulaşmasında kusurlu olmakla birlikte, kök rapordaki giriş kısmında; “…yeni yöntemde, artık SIM kart değişikliği ile uğraşmak yerine, hesap sahiplerinin elindeki Cep Telefonu hedeflenmekte ve günümüzün teknolojik gelişmeleri paralelinde küçük bir bilgisayar haline gelen Cep Telefonları – hesap sahiplerine ait bilgisayarı ele geçirilmesinde kullanılan yöntemlerde olduğu gibi – dolandırıcılar tarafından cep telefonuna yüklenmesini sağladıkları çeşitli programlar (… Mobile) tarafından ele geçirilmekte ve dinamik şifre bilgisi alınmakta…” bilgisi çerçevesinde, bu defa; bankaların, tek kullanımlık şifreyi cep telefonuna sms olarak göndermelerinin BDDK yönetmeliğine uygun, ancak, elektronik imza kanununda tariflenen e-imza veya tek kullanımlık şifre üreten (şifrematik) cihazlar kadar güvenli olmadığını, bankaların yeni tekniğin güvenlik şartlarına göre e-imza’yı kullanmayı şart koşarak işlemin kimin tarafından yapıldığını daha güvenli olarak sorgulamak mümkün iken, bunu şart koşmayarak güvenliği tekniğin getirdiği yeniliklere göre güncellemediğini, zira, bankaların tek kullanımlık şifreyi cep telefonuna sms ile gönderirken başkasına (… / …. / … v.s) ait bir alt yapıyı kullandıklarını, bu alt yapı geçmişte sahte kimlikle SIM kartların klonlanma yoluyla çok sayıda ihtilafa yol açmış iken, bu defa yönlendirme veya virüs problemlerinin yaşanmaya başladığı, dolayısıyla, olaydan davalı bankanın sorumlu olduğu kanaatine de varılabileceğini tespit ve rapor etmişlerdir.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen evraklar, tarafların belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere; somut olayda, müşteri (davacı) kişisel bilgilerinin kullanıcı bilgisayarı ile banka sistemi arasında 3. kişilerin eline geçmemesi için bankaların sisteminde tüm dünyada kullanılan 128 bit’lik SSL şifreleme tekniğinin kullanılması, bu nedenle şifrelenerek giden kişisel bilgilerin iletişim ortamında ele geçirilip çözülmüş olması ihtimalinin bulunmaması, dava konusu EFT işlemleriyle ilgili tek kullanımlık şifrelerin davacı …’nın … no.lu cep telefonuna gönderilmiş olması, davacıya ait cep telefonu hattının olay gününde … no.lu telefon hattına yönlendirilmiş olması, yönlendirme işleminin cihaz üzerinden yapılmış olması, bankanın bu yönlendirmede herhangi bir güvenlik zafiyetinin bulunmaması gibi hususlar birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu EFT işlemleri nedeniyle davalı bankanın sorumluluğuna gidilemeyeceğinin tespit edildiği anlaşılmakla, denetlemeye ve hükme dayanak etmeye elverişli bilirkişi raporuna göre davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 35,90-TL harcın peşin alınan 1.165,53-TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.129,63-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 7.857,39-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Tarafların gider avansından artan bakiyelerinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzünde; tarafların gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/07/2018

Katip Hakim ..