Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/801 E. 2018/885 K. 16.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/801 Esas
KARAR NO : 2018/885
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 26/07/2016
KARAR TARİHİ: 16/10/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; 10.01.2016 tarihinde, Aksaray istikametinden … istikametine giden modeli ve plakası bilinmeyen bir aracın, …Caddesi üzerinde karşıdan karşıya geçen vekiledenine çarpması sonucu yaralandığını ve … Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tedavi gördüğünü, diz kapağına ve sağ omzuna platin takıldığını, söz konusu araç çarptıktan sonra olay yerini terk ettiğinden kaza tespit tutanağının bulunmadığını, meçhul şüpheli hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Soruşturma Numarası ile Taksirle Yaralama suçundan dolayı soruşturma başlatıldığını ve kaza nedeniyle meydana gelen maddi zararın karşılanması amacıyla doğrudan doğruya davalı Güvence Hesabı’na 11.06.2016 tarihinde başvurulduğunu , ancak yapılan ihtara rağmen 15 günlük süre içinde cevap verilmediğini, vekiledeni 20.04.1983 doğumlu olup kaza tarihi itibariyle 33 yaşında olduğunu ve garson olarak çalıştığını, kaza nedeniyle işgücü kaybına uğradığını beyanla , fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla; işgücü kaybından doğan 1.000,00 TL daimi sakatlık tazminatının davalı sigorta şirketine başvuru tarihi olan 11.06.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu trafik kazasına sebebiyet verdiği iddia edilen plakası tespit edilemeyen aracın varlığının ve trafik kazasına plakası tespit edilemeyen aracın sebebiyet verdiğinin ispatı gerektiğini, vekiledeni kurumun geçici iş göremezlik tazminatından sorumlu olmadığını, dava konusu trafik kazasında malül kaldığını iddia eden davacı yaya olup, sürücü olmadığını, bu nedenle öncelikle yaya olan ve malül kalan davacı Ömer Baz’ın dava konusu trafik kazasında kusurunun olup olmadığının ve maluliyet zararının ispatlanması gerektiğini; vekiledeninin sorumluluğu teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlı olup, dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
GEREKÇE:
Dava, yaralamalı trafik kazasından dolayı kalıcı sakatlık / maluliyet tazminatı talebinden ibarettir.
Adli Tıp Kurumu …İhtisas Kurulundan maluliyet oranının ve Adli Tıp kurumu Trafik İhtisas Kurulundan da kusur oranın tespiti istenmiş, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas dairesinin 14.11.2017 tarihli ön raporu doğrultusunda mahallinde kaza yeri olarak tespit edilen yerde teknik bilirkişi Makine Mühendisi Hasan Seyis vasıtasıyla keşif yapılıp bilirkişiden 26.03.2018 tarihli rapor alınmıştır.
Davacı vekili 16/10/2018 tarihli oturumuna gelmeyerek mazaret beyan etmişler ise de, 11.10.2018 tarihli dilekçesi ile davalı Güvence Hesabı’na karşı, trafik kazasından dolayı meydana gelen kalıcı sakatlık / maluliyet tazminatı nedeniyle açılan davada, tarafların sulh olduğunu ve bu nedenle davanın konusuz kaldığını, yargılama gideri, vekalet ücreti taleplerinin olmadığını beyan etmişler, davalı vekili de yargılamaya katılmamışlardır.
”HMK 313 (1) – Sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir.
HMK 314 (1) – Sulh, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir.
HMK 315 (1) maddesi : ”…Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir.” hükmü uyarınca, tarafların dava dışı haricen sulh olmaları sebebiyle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür. Bu itibarla;
HÜKÜM:
1-) Tarafların sulh olmaları sebebiyle HMK 315 (1) madde uyarınca dava konusuz kalmakla, KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-)Harç peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
3-) Davacı vekilinin talepleri doğrultusunda lehine yargılama giderine ve vekalet ücretine hükmetmeye YER OLMADIĞINA,
4-)Davacı/davalı tarafından yatırılan gider /delil avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde davacı/davalı/vekillerine iadesine,
Davacı ve davalı vekilinin yokluğunda, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle karar verildi..
Katip
Hakim