Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/767 E. 2018/233 K. 28.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/767 Esas
KARAR NO : 2018/233 Karar

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/07/2016
KARAR TARİHİ : 28/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize verdiği 18.07.2016 tarihli dava dilekçesinde özetle; “Müvekkili müflis şirketin borca batık olması sebebi ile hakkında başlatılan iflas yolu ile takip akabinde, … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. Ve … K. Sayılı karan ile 10.06.2015 günü saat 15:17 itibari ile iflasına karar verildiğini, tasfiye işlemlerinin, … İflas Müdürlüğü’nün … İflas dosyası ile yürütülmüş olduğunu, mal varlıklarının paraya çevrilmesi akabinde, daha önce müvekkili şirkete karşı, … İcra Müdürlüğü’nün … E. dosya numarası ile İpoteğin Paraya Çevrilmesi Yolu ile takibe girişmiş olan davalıya ait icra dosyasından güncel borç bilgisinin sorulduğunu ve 04.04.2016 tarihi itibariyle borç miktarının 282.597,22- TL olduğunun bildirilmesi üzerine bu bedelin, iflas masası tarafından 13.04.2016 günü işbu icra dosyasına ödenmiş olduğunu, taraflar arasında, 2009 yılında imzalanan, … numaralı kredi sözleşmesi ile müvekkilinin, 300.000,00 TL borcunun, 120 taksitte ödemesinin kararlaştırıldığını, ancak davalı bankanın, hesap kat’ı ve son kapak hesabında yansıttığı bedelin, haksız, dayanaksız ve fazla olduğunu, ödenmek zorunda kalınan bu fazla bedelin faizi ile birlikte iadesi gerektiğini, sözleşmeye istinaden ödemeleri yapan müvekkilinin verdiği otomatik ödeme talimatına rağmen 3 ayrı taksit, gecikme ile 26/11/2014 günü, 3 ayrı dekont ile 4.753,17 -TL 4.788,09 TL- 4.820,17 TL olmak üzere müvekkilinin mevduat hesabından tahsil edildiğini, tamamen kötü niyetli davranan davalı banka tarafından, hesap müsait olmasına rağmen ödemeleri gününden sonra tahsil ederek müvekkilini temerrüde düşürdüğünü ve hesap kat’ı yoluna gittiğini, bu kez bahsi geçen bu ödemeleri hesaba katmadığını, takip sonunda yeniden tahsil ettiğini, ödeme konusunda aksaması bulunmayan müvekkilinin borcunun, davalı bankanın re’sen yapılandırma yapması üzerine daha da yükseldiğini, 09.12.2011 günlü yapılandırma öncesinde 262.005,32 -TL. borçlu görünmekte iken, yapılandırma sonrasında 265.005,76 TL. borçlu hale geldiğini, aynı şey 09.07.2014 günlü yapılandırmada da yaşandığım, yapılandırma öncesinde 203.214,93 -TL. borçlu görünen müvekkilinin yapılandırma sonrasında 206.065,30 -TL borçlu hale geldiğini, bu yapılandırma öncesi, tahsil edilen faizli bakiye toplamı 77.219,17 TL iken, yapılandırma sonrası tahsil edilen faizli bakiye toplamının 78.062,12 TL olduğunu, tüm bu işlemlerin gayri kanuni olduğunu, kredi hesabından değil, mevduat hesabından çekilen bu 3 taksitin, kredi hesabından düşülmediğini, 91 taksit kalması gerekmesine rağmen, 94 taksit üzerinden yapılandırma yapıldığını, bu durumun dahi yukarıda bahsedilen 3 taksitin, müvekkilinden mükerrer tahsil edildiğinin ortaya çıktığını, Davalı banka tarafından gönderilen hesap kat ihtarının sözleşmede belirtilen adrese gönderilmeyerek kesinleşmeden icra yoluna başvurulduğunu, ödemeye konu hesap yapılırken de Temerrüde düşürülmüş olmamasına rağmen temerrüd faizi hesaplandığını, talep edilen faiz oranının fahiş olduğunu, ayrıca müvekkilinin usulüne uygun şekilde temerrüde düşürülmeden talep edilen temerrüd faizinin de yasal dayanağının bulunmadığını beyan etmiş, dilekçesinde geniş bir biçimde açıklamalarda bulunarak sonuç olarak; Tahsil edilen 5 taksitin dikkate alınmaması, faiz oranının fahiş olması, müvekkilinin temerrüde düşürülmeden temerrüt faizi hesaplanması, faize faiz yürütülmesi ve muvafakatname tanzimi için özelgeye rağmen 1.500 TL tahsil edilmesi, İpotek takibi anapara ve ferilerinin fazla hesaplanması nedeniyle, müvekkilinden fazla tahsil edilen tüm bu alacak kalemlerinin ve fazla tahsil edilen tüm sair bedellerin bilirkişi marifetiyle tespit edilmesine, Hesaplanan tüm bedellerin alacağın türü ve dönemine göre, banka tarafından uygulanan akdi ve/veya temerrüd faizleri ile birlikte, fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere şimdilik 10.000.-TL’nin taraflarına iadesine, Yargılama harç ve masrafları ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin vermiş olduğu 30.09.2016 tarihli davaya cevap dilekçesinde özetle; Davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığını, davacı vekilinin dilekçesinde de belirttiği üzere … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E., … K. sayılı ilamı ile 10.06.2015 günü saat 15:17 itibarı ile davacı şirketin iflasına karar verildiğini, tasfiye işlemlerinin, … İcra İflas Müdürlüğü’nün … İflas dosyası ile devam etmekte olduğunu, İcra İflas Yasasına göre müflis firmanın aktif dava ehliyetinin bulunmadığını, davanın İflas Müdürlüğünce ikame edilmesi gerektiğini, husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, Müvekkili Bankanın … Şubesi tarafından kredili müşterisi …’a 08/09/2009 tarihli, 300.000.-TL bedelli Tüketici Kredisi Sözleşmesi gereğince bireysel kredi kullandırıldığını, iş bu kredinin teminatı olarak; … adına kayıtlı, … …, … Mahallesi, … pafta, … ada, … parselde kayıtlı ….kat … ve … nolu bağımsız bölüm taşınmazlar üzerine 1.derecede 300.000-TL bedelli ipotek tesis edildiğini, kredi borcunun zamanında ödenmemesi üzerine, … Noterliğinin 28.11.2014 tarihli, … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile 207.829,18 TL olarak hesap kat’ı yapıldığını, ihtara rağmen borç ödenmediği için, … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatıldığını, iş bu takibin … İcra Hukuk Mahkemesinin 07.05.2015 tarihli, … E., … K. Sayılı ilamı ile iptal edildiğini, bu arada taşınmazın huzurdaki davacı şirkete devredildiği anlaşılmış olup, borçlu ve yeni malike, … Noterliğinin 09.04.2014 tarihli, … yevmiye sayılı ihtarnamesi gönderilmiş ve … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takip başlatıldığını, ödeme emrinin davacı şirket iflas ettiğinden 09.10.2015 tarihinde, … İcra İflas Müdürlüğüne tebliğ edildiğini, borçlu …’a gönderilen ödeme emrinin her ne kadar bila tebliğ iade edilmiş ise de 02.11.2015 tarihinde bir dilekçe sunarak icra dosyasının tamamından fotokopi alarak takibe muttali olduğunu, ayrıca borçlu … vekilince, … İcra Hukuk Hakimliği’nin … E. Sayılı dosyası ile takibin ve ödeme emrinin iptali istenmiş ise de, Mahkemece icra müdürlüğüne itiraz edilmesi gerektiği gerekçesi ile şikayetlerin red edildiğini, takibe yasal süre içinde itiraz edilmediğinden her iki borçlu açısından da kesinleşmiş olduğunu, borçlunun ödemelerini gününde yaptığı iddialarının tamamen gerçeğe aykırı olduğunu, takibe konu kredi borcuna mahsuben en son Temmuz 2014’de taksit ödemesi yapıldığını, bu zamana kadar ödenen 32 taksitten 10 adedinin de geç ödenmiş olduğunu, ödendi iddialarının haksız ve kötü niyetli olduğunu, beyan etmiş, dilekçesinde açıklamalarda bulunarak sonuç olarak; davacının haksız ve yasal dayanaktan yoksun davasının reddi ile masraf ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak ödeme tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 21.08.2017 tarihli 45 sayfadan ibaret raporunda özetle; “Davacı vekilinin istirdat talebine ilişkin tutar belirlenememiştir. Diğer taraftan, davacı vekili tarafından, dava dilekçesindeki; “….banka lehine ipotek tesis edilmiş gayrimenkullerin, müvekkili şirkete sermaye olarak devrinin yapıldığını, davalı bankanın bu hususta muvafakatine başvurulmadığım, Gelir İdaresi Başkanlığı’nın … Sayılı, 16.01.2009 tarihli, Kısmi Bölünme konulu özelgesine göre, ..banka lehine ipotekli bulunan taşmmazin yeni kurulacak anonim şirkete Kurumlar Vergisi Kanununun 19 ve 20 nci maddelerine istinaden kısmi bölünme suretiyle ayni sermaye olarak konulmasına ilişkin olarak düzenlenen muvafakatnamenin 492 sayılı Harçlar Kanununun 123 üncü maddesi hükmü çerçevesinde harçtan müstesna tutulması gerektiğini, buna rağmen müvekkilinden 1.500 TL haksız olarak tahsil edildiğini, bu ödeme belgesinin taraflarına verilmemiş olup, banka kayıtlarında mevcut olduğunu, haksız olarak tahsil edilen bu bedelin taraflarına iadesi gerektiğini,..” belirten iddiası ile ilgili olarak; [Uzmanlık alanımı aşan bu hususta,] Konunun hukuki nitelemesi Sayın Mahkemenizin takdirlerinde mütalaa edilmektedir. Mahkemenizce, Davacı alacağına karar verilmesi halinde ise, dava tarihinden itibaren, istenecek faiz tutarının ise; Taraflar tacir ve işin niteliği ticari olduğundan, yukarıdaki tabloda dökümleri gösterilen Avans faizi istenebileceği düşünülmektedir.
Bilirkişi raporuna yapılan itiraz üzerine itirazların değerlendirilmesi için ek rapor düzenlenmek üzere dosya bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 12.02.2018 tarihli 12 sayfadan ibaret ek raporunda özetle; “Davalı banka vekilinin, Bilirkişi raporuna karşı, açık ve net bir itirazına rastlanmamış, dava konusu süreç hakkında ve davacı tarafa yönelik beyanlarda bulunulmuş olup, Mahkemenizin takdirlerinde mütalaa edilmektedir” kanaati ile ek raporunu sunmuştur.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. Ve … K. dosyası, davalı bankanın ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor, ek rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Davacı şirketin borca batık olması sebebi ile hakkında başlatılan iflas yolu ile takip akabinde, … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. Ve … K. Sayılı karan ile 10.06.2015 günü saat 15:17 itibari ile iflasına karar verildiğini. İflas ve tasfiye işlemlerinin, … İflas Müdürlüğü’nün … İflas dosyası ile yürütülmüştür. Davacının mal varlıklarının paraya çevrilmesi akabinde, daha önce davacı şirkete karşı, … İcra Müdürlüğü’nün … E. dosya numarası ile İpoteğin Paraya Çevrilmesi Yolu ile takibe girişmiş olan davalıya ait icra dosyasından güncel borç bilgisinin sorulduğunu ve 04.04.2016 tarihi itibariyle borç miktarının 282.597,22- TL olduğunun bildirilmesi üzerine bu bedelin, iflas masası tarafından 13.04.2016 günü işbu icra dosyasına ödenmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında, 2009 yılında imzalanan, … numaralı kredi sözleşmesi ile davacının 300.000,00 TL borcunun, 120 taksitte ödemesinin kararlaştırıldığını, ancak davalı bankanın, hesap kat’ı ve son kapak hesabında yansıttığı bedelin, haksız, dayanaksız ve fazla olduğunu, ödenmek zorunda kalınan bu fazla bedelin faizi ile birlikte iadesi gerektiğini, sözleşmeye istinaden ödemeleri yapan davacının verdiği otomatik ödeme talimatına rağmen 3 ayrı taksit, gecikme ile 26/11/2014 günü, 3 ayrı dekont ile 4.753,17 -TL 4.788,09 TL- 4.820,17 TL olmak üzere davacının mevduat hesabından tahsil edildiğini, tamamen kötü niyetli davranan davalı banka tarafından, hesap müsait olmasına rağmen ödemeleri gününden sonra tahsil ederek davacının temerrüde düşürdüğünü ve hesap kat’ı yoluna gittiğini, bu kez bahsi geçen bu ödemeleri hesaba katmadığını, takip sonunda yeniden tahsil ettiğini, ödeme konusunda aksaması bulunmayan davacının borcunun, davalı bankanın re’sen yapılandırma yapması üzerine daha da yükseldiğini, 09.12.2011 günlü yapılandırma öncesinde 262.005,32 -TL. borçlu görünmekte iken, yapılandırma sonrasında 265.005,76 TL. borçlu hale geldiğini, aynı şey 09.07.2014 günlü yapılandırmada da yaşandığım, yapılandırma öncesinde 203.214,93 -Tl borçlu görünen davacının yapılandırma sonrasında 206.065,30 -TL borçlu hale geldiğini, bu yapılandırma öncesi, tahsil edilen faizli bakiye toplamı 77.219,17 TL iken, yapılandırma sonrası tahsil edilen faizli bakiye toplamının 78.062,12 TL olduğunu, tüm bu işlemlerin gayri kanuni olduğunu, kredi hesabından değil, mevduat hesabından çekilen bu 3 taksitin, kredi hesabından düşülmediğini, 91 taksit kalması gerekmesine rağmen, 94 taksit üzerinden yapılandırma yapıldığını, bu durumun dahi yukarıda bahsedilen 3 taksitin mükerrer tahsil edildiği iddiası ile açılmış kısmi istirdat davası olduğu anlaşılmaktadır.
Dosyanın incelenmesinde davacı … ile … … Şubesi arasında, 08.09.2009 tarihli, 300.000,00 TL. Bedelli, *Tüketici Kredisi Sözleşmesi* imzalandığı anlaşılmaktadır. Ayrıca kredi teminatı olarak; Dava dışı; …’ın maliki bulunduğu, … ili, … ilçesi, … mahallesi mevkiinde kain, Tapu’da; … Pafta, … Ada, … Parsel’de kayıtlı, ö.ncı Kat, … No.lu Bağımsız Bölüm Mesken, Tapu Sicil Müdürlüğü’nce düzenlenen 09.09.2009 tarih ve … Yevmiye No.lu, 300.000 TL. Bedelli, 1.nci Derecede ipotek, tesis edilmiştir.
Sözü geçen Tüketici Kredisi Sözleşmesi ve İpotek Resmi Senedine istinaden, davalı banka’nın … şubesi tarafından, dava dışı kredili müşterisi; … lehine, 120 Ay vadeli, Aylık eşit 4.970,94 TL. Bedelli, aylık % 1,19 Akdi Faizli, 09.09.2009 tarihinde, 300.000,00 TL. tutarında, nakit Bireysel İhtiyaç Kredisi … Ref. No.lu Kredi hesabından yapılan nakit ödeme ile Kredi Kullandırılmıştır.
Borçluların borcu ödemekte sıkıntıya düşmeleri üzerine … Noterliğinin 28.11.2014 tarihli, … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile 207.829,18 TL olarak hesap kat’ı yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu ihtara rağmen borç ödenmediği için, … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatıldığını, iş bu takibin … İcra Hukuk Mahkemesinin 07.05.2015 tarihli, … E., … K. Sayılı ilamı ile iptal edilmiştir. Bu arada taşınmazın huzurdaki davacı şirkete devredildiği anlaşılmış olup, borçlu ve yeni malike, … Noterliğinin 09.04.2014 tarihli, … yevmiye sayılı ihtarnamesi gönderilmiş ve … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takip başlatıldığını, ödeme emrinin davacı şirket iflas ettiğinden 09.10.2015 tarihinde, … İcra İflas Müdürlüğüne tebliğ edildiğini, borçlu …’a gönderilen ödeme emrinin her ne kadar bila tebliğ iade edildiği anlaşılmıştır. Takip kesinleştikten sonra kredi davacı şirketten tahsil edilmiştir.
… Hukuk Dairesi … Esas, … Karar, 13.05.2013 Tarihli ilamında özetle; “Ancak, taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinin 9. maddesi uyarınca alacaklı banka tarafından kredi hesabının kat edilerek … Noterliği’nin 17.01.2013 Tarih ve … Yevmiye nolu hesap kat ihtarının karşı taraf borçlulara tebliğe çıkarıldığı ve talep dilekçesi ekinde de hesap kat ihtarının bir suretinin dosyaya sunulduğu anlaşılmıştır. Alacağın muaccel hale gelebilmesi için kredi hesabının kat edilmesi yeterli olup, ayrıca buna ilişkin ihtarnamenin borçlulara tebliği gerekli değildir. Bu durumda, ihtiyati haczin şartları oluştuğundan mahkemece, talebin kabulüne karar vermek gerekirken yazılı şekilde borçlulara noter aracılığı ile ihtarname gönderildiğine dair bilgi ve belge bulunmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir….” Denilmiştir.
Davacı vekili her ne kadar. “müvekkilinin borcunun, davalı bankanın RE’SEN YAPILANDIRMAYAPMASI ÜZERİNE, daha da yükseldiğini, 09.12.2011 günlü yapılandırma öncesinde 262.005,32 TL. borçlu görünmekte iken, yapılandırma sonrasında 265.005,76 TL. borçlu hale geldiğini, aynı şey 09.07.2014 günlü yapılandırmada da yaşandığını, yapılandırma öncesinde 203.214,93 TL. borçlu görünen müvekkilinin yapılandırma sonrasında 206.065,30 TL borçlu hale geldiğini, bu yapılandırma öncesi, tahsil edilen faizli bakiye toplamı 77.219,17 TL iken, yapılandırma sonrası tahsil edilen faizli bakiye toplamının 78.062,12 TL olduğunu, tüm bu işlemlerin gayri kanuni olduğunu,./’ iddiası ile ilgili olarak; Bu raporun, 6.ncı sahifesinden, 27.nci sahifesine kadar olan bölümde, müteselsil sıra takip ederek, tek tek yeniden yapılan Yapılandırmalara ilişkin, ödeme planlan, davalı bankanın ekstre kayıtlarına göre, tahsilatlar yapılarak hesaplanmış ve en son 09.11.2011 tarihli yapılandırmadan tarihli taksit ödemesi sonucu kalan anapara tutan; 203.602,60 TL. olarak belirlenmiş, ancak, 30.08.2014 KAT tarihi itibariyle, aylık %1,02 akdi faiz ve fer’ileri tahakkuk ettirilerek, davalı banka talebi gibi, 207.305,34 TL. Asıl alacak tutarı belirlenmiştir. Dolayısıyla, davacı … Ltd. Şti nin iddiası yerinde bulunmadığından, davacıdan mükerrer veya fazla tahsilat yapıldığı kanıtlanamadığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- Kanıtlanamayan Davanın Reddine,
2- 35,90-TL karar harcının peşin alınan 170,78-TL den düşümü ile kalan 134,88-TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3- Davalı tarafından yapılan 50,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4- Davalı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 2.180,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/03/2018

Katip …

Hakim …