Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/759 E. 2019/349 K. 17.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/759 Esas
KARAR NO : 2019/349
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/08/2015
KARAR TARİHİ : 17/04/2019
BİRLEŞEN … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2016/1021 ESAS 2016/805 KARAR SAYILIDOSYASI
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/10/2016
KARAR TARİHİ : 30/12/2016

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl dava dosyasında davacı vekili Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi ile, taraflar arasında 13/06/1997 tarihinde yetkili servis sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 03.09.2013 tarihli ihtarname ile haksız feshedildiğini, sözleşmenin 6.1 sona erme maddesine göre tarafların sözleşmenin feshini 1 ay önceden yazılı olarak bildirmeleri gerektiğini, davalı yanın 01.05.2009 tarihinden itibaren başka bir sisteme geçtiğini ve müşterilerin taleplerini merkezden almaya başladığını, bu nedenle müvekkilinin bu tarihten itibaren zarar etmeye başladığını, zararlarının 3 kalemden oluştuğunu beyanla, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak şartıyla, 01.05.2009 tarihinden itibaren servis taleplerinden dolayı uğramış oldukları zararların, davalı tarafından kurulan …i nedeni ile haksız rekabet koşulları gereği uğranılmış zararların, davalı tarafın sözleşmeyi haksız feshetmesi nedeniyle uğramış oldukları zararları şimdilik 10.000 TL’sinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Asıl dava dosyasında davalı vekili yanıt dilekçesi ile, taraflar arasında imzalanan 13.06.1997 tarihli servis sözleşmesinin 2012 yılı sonuna kadar devam ettiğini, davacanın vekil eden davalı şirkete borçlarını ödemede geciktiğini, yapılan tüm uyarılara rağmen borçlarını ödemeyen ve fiili olarak servis hizmeti sunmayı da bırakmış olan davacı ile imzalanan sözleşmenin kendiliğinden sona erdiğini, davanın İstanbul Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, davacı ile imzalanan yetkili servis sözleşmesinin davacının fiili olarak servis hizmeti sunmayı bırakması ve tarafların sözleşmeyi yenilememesi nedeni ile sona ermiş olup davacının iddia ettiği gibi sözleşme hükümlerine aykırı bir husus bulunmadığını, davacı yana herhangi bir fesih ihbarı gönderilmediğini, ihtarnamenin 1 numaralı bendinde açıkça taraflar arasında sözleşmenin kendiliğinden sona erdiği, 2 numaralı bendinde açıkça borcun ödenmesinin ihtar edildiğini, fiili olarak servis hizmeti sunmayı bırakan ve borçlarını ödemekten kaçınan davacının sözleşmenin haksız feshedildiği iddiasının hakkın kötüye kullanılması olduğunu, davalı vekil edenin standart servis hizmetleri yanında VIP servis ve Intern servis modellerini oluşturarak hizmet sunmaya başladığı, davacının bu yeni servis modelinden haberdar olarak vekil eden ile 2010 yılında yeni bir standart servis sözleşmesi imzaladığını, yeni modelin de sözleşmeli servis modeli olup standart servislerin aranan şartları yerine getirerek VIP servis olma imkanı bulunduğunu, sözleşmenin amacına aykırılık teşkil etmeyen bu değişikliği bilerek vekil eden şirket ile sözleşmeyi devam ettiren davacının açıkça hakkını kötüye kullandığını, sözleşmede standart servislerin öncelikli olacağına dair bir hüküm bulunmadığını, 2009 yılında tanıtımı yapılan ve 2010 yılında yürürlüğe giren servis hizmeti sisteminden davacı haberdar olup sözleşmeyi 2012 yıl sonuna kadar sürdürdüğünü, bu kadar süre geçtikten sonra dava açmasının dürüstlük ve hakkaniyet kurallarına aykırı olduğunu yeni servis yapılanmasından sonra 3 yıl boyunca sözleşmesini yenilediğini ve çalışmaya devam ettiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen dava dosyasında davacı vekili dava dilekçesi ile, davalı ile müvekkili arasında 13/06/1997 tarihli yetkili servis sözleşmesi imzalandığını, söz konusu sözleşme ile tarafların cari hesap usulü çalıştığını, cari hesaptan doğan 26.771,93 TL’lik borcun ödenmediğini, bunun üzerine davalıya … Noterliğinin 02/09/2013 tarihli … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile yetkili servis sözleşmesinin sona erdiği, borcun ödenmesini aksi halde yasal yollara başvurulacağının ve müvekkili … tarafından davalıya demirbaş olarak gönderilen her türlü eşyanın ihtarnamenin tebliğinden itibaren 7 gün içinde iade edilmesi hususlarının bildirildiğini, ancak davalı tarafın herhangi bir cevap vermediğini ve ödeme yapmadığını, … İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, ancak davalının borca ve ferilerine itiraz ederek takibi durdurduğunu belirterek davalının itirazının iptalini, takibin devamını, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve ücreti vekaleti davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen dava dosyasında davalı vekili cevap dilekçesi ile vekil eden, icra takibinin yetkisiz icra dairesinde başlatıldığını, yetkili icra dairesinin Ankara icra daireleri olduğunu, davacının müvekkili şirketten herhangi bir hak veya alacağının mevcut olmadığını, davacı tarafından haksız olarak icra takibi başlatıldığını, mahkemeye alacağını kanıtlar hiç bir belge sunmadığını, davacı şirketin hiç bir haklı sebep göstermeden sözleşmeyi tek taraflı feshettiğini, davacıya karşı sözleşmenin haksız yere feshedilmesi, haksız rekabet ve haksız fiillere dayalı tazminat davasını … Asliye Ticaret Mahkemesinde açtıklarını, mahkememizdeki dava ile … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E.sayılı dosyasının taraflarının aynı olduğunu ve davaların birinde verilecek kararın diğer davayı etkileyeceğini, davaların birleştirilmesini, haksız davanın reddini, % 20’den az olmamak üzere kötiiniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
Asıl dava dosyası ilk olarak Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesinde açılmış, yetkisizlik kararı üzerine Mahkememize tevzi edilmiştir. Ön incelemenin yetkisizlik kararı veren Mahkemece tamamlandığı anlaşılmıştır.
Birleşen dava dosyasına dayanak takip dosyası getirtilmiş incelenmesinde, davalı birleşen davacı tarafından davacı birleşen davalı aleyhine yetkili servis sözleşmesi, ihtarname ve cari hesap ekstresine dayalı olarak başlatılan genel haciz yolu ile takip olup takipde 26.771,93 TL asıl alacak, 8.438,66 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 35.210,59 TL alacağın tahsilinin talep edildiği, ödeme emrinin takip borçlusu birleşen davalıya 03/08/2016 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 04/08/2016 tarihli dilekçesi ile borca ve icra dairesinin yetkisine itiraz ettiği görülmüştür.
Asıl dava dosyası sözleşmeye dayalı tazminat istemini birleşen dava dosyası ise aynı sözleşmeye dayalı alacak istemini konu almaktadır.
Asıl dava dosyasında davacı, 01.05.2009 tarihinden itibaren servis taleplerinden dolayı uğramış oldukları zararların, davalı tarafından kurulan …i nedeni ile haksız rekabet koşulları gereği uğranılmış zararların, davalı tarafın sözleşmeyi haksız feshetmesi nedeniyle uğramış oldukları zararların tazminini talep etmiş, birleşen dava dosyasında ise davacı sözleşmeden kaynaklanan cari hesap alacağının tahsilini talep etmiştir.
Mahkememizce yürütülen tahkikat kapsamında istinabe yolu ile alınan bilirkişi raporunda davacı kayıtlarında davalı yana 26.771,93 TL borçlu olduğunun tespit edildiği, bu rakamın davalı kayıtları ile de mutabık olduğu tespit edilmiştir.
Davalı yanın dosyamıza sunduğu emsal kararların incelenmesinde, dosyamızdaki asıl dava ile benzer şekilde açılan davalara ilişkin olduğu ve davalının 01/05/2009 tarihinden itibaren başladığı satış sonrası servis hizmetleri uygulamasının rekabeti kısıtlayıcı bir yönünün bulunmadığının Rekabet Kurulu Kararı ile tespit edildiği, anılan uygulamaya geçildikten sonra davacı tarafça hiçbir ihtirazi kayıt sürülmeden sözleşme ilişkisine devam edildiği, üstelik bir sözleşme süresi sonunda karşılıklı anlaşmayla birer yıl daha uzatıldığı bu hali ile anılan uygulamanın davacı tarafça da örtülü olarak benimsenmiş olduğu ve dolayısı ile davacının bu uygulamanın sözleşmeye aykırılığına dayanarak tazminat talep etmesinin mümkün olmadığı belirtilerek davanın reddine karar verildiği ve kararın Yargıtay … Hukuk Dairesinin 08/11/2016 tarih, … esas ve … karar sayılı ilamı ile onandığı görülmüştür.
Tekmil dosya kapsamı birlikte incelenip değerlendirilmekle, asıl dava dosyasında davacı sözleşmenin haksız feshi nedeni ile tazminat isteminde bulunmuş ise de davalı tarafından davacıya gönderilen ihtarnamede sözleşmenin feshedildiğinin bildirilmediği, kendiliğinden sona erdiğinin bildirildiği, bu bildirimin fesih iradesinden ziyade mevcut duruma dair tespit içerdiği, bu durumda, ortada fesih iradesi olmadığına göre, haklı veya haksız olup olmadığını tespite gerek bulunmadığı gibi davacının haksız feshe dayalı talepte bulunma hakkı bulunmadığı; davacının haksız rekabet hükümlerine göre tazminat isteminin, taraflar arasında akdedilen sözleşmede davalının servis hizmetlerinde yenilik yapmasını yasaklayan bir hüküm bulunmaması, yeni hizmete davacının geçmesini engelleyen bir neden bulunmaması, davacının yine hizmetin faaliyete girmesinden itibaren devam eden yıllarda davalı ile akdi ilişkisini hiçbir itirazı olmaksızın devam ettirdiği nazara alındığında, haksız rekabet nedeni ile tazminat isteminin ve yeni servis hizmeti nedeni ile uğradığı iddia olunan zarar isteminin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Birleşen dava dosyası yönünden yapılan değerlendirmede, birleşen davacının takibe konu kıldığı alacak miktarının birleşen davalı defterleri ile teyit edildiği, taraflar ticari defterlerinin borç miktarı konusunda mutabık olduğu, davacı alacağını kendi defterlerine işleyen birleşen davalı yönünden borcun sübut bulduğu anlaşılmaktadır. Birleşen davacı tarafından birleşen davalıya gönderilen ve borcun ödenmesi talebini konu alan ihtarnameye davalı tarafından verilen cevap tarihi 19/09/2013 tarihinden ihtarname ile verilen 7 günlük süre sonunda davalının 27/09/2013 tarihinde temerrüde düştüğü, bu tarihten taleple bağlı kalınarak 28/06/2016 tarihine değin işlemiş faizin Mahkememizce resen yapılan hesaplamaya göre 8.208,58 TL olduğu anlaşılmaktadır.
Sonuç olarak, asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Asıl davanın reddine,
2-Birleşen davanın kısmen kabulü ile birleşen davacı tarafından birleşen davalı aleyhine başlatılan … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında vaki davalı itirazının kısmen iptaline, takibin 26.771,93 TL asıl alacak ve 8.208,58 TL işlemiş faiz üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine,
Hüküm altına alınan %20’si oranında hesaplanan 6.996,10 TL icra inkar tazminatının birleşen davalıdan alınarak, birleşen davacıya verilmesine,
3-Asıl dava dosyasında alınması gerekli 44,40 TL harcın peşin alınan harçtan mahsubu ile bakiye kısmın 492 sayılı Yasanın 31.maddesi gereğince karar kesinleştiğinde ve istem halinde Asıl dava dosyasında davacıya iadesine,
4-Asıl dava dosyasında davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesaplanan 1.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile Asıl dava dosyasında davalıya verilmesine, (Dava konusunun para alacağına ilişkin olup, doğrudan Tarifenin 3.Kısmına tabi olduğu, Tarifenin 13.maddesinde belirtilen ikinci kısım ikinci bölümde gösterilen hukuki yardımlardan olmadığından 13.madde kapsamında değerlendirilemeyeceği, zira anılan maddenin Tarifenin 2.Kısım 2.Bölümüne giren yani konusu para olmayan veya para ile değerlendirilemeyen davalara ilişkin olduğu, eldeki davanın ise doğrudan konusunun para olduğu nazara alınarak vekalet ücreti Tarifenin 3.Kısım hükümlerine göre hesaplanmıştır. )
5-Asıl dava dosyasında davalı vekili tarafından karşılanan 500,00 TL yargılama giderinin asıl dava dosyası davacısından tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Birleşen dava dosyasında, kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan alınması gerekli 2.389,51 TL harçtan peşin alınan 601,31 TL harcın mahsubu ile eksik kalan kısmın birleşen davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Birleşen dava dosyasında davacı tarafından yatırılan 29,20 TL başvuru harcı ve 601,31 TL peşin harç ile birleşen davacı tarafından karşılanan 33,00 TL yargılama giderinin kabul ret oranına göre hesaplanan 29,50 TL’sinin birleşen davalıdan tahsili ile birleşen davacıya verilmesine, bakiye kısmın birleşen davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Birleşen dava dosyasında davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesaplanan 4.197,66 TL vekalet ücretinin birleşen dava dosyası davalısından tahsili ile davacıya verilmesine,
9-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı. 17/04/2019

Katip …

Hakim …