Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/754 E. 2022/152 K. 25.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2016/754 Esas
KARAR NO :2022/152

DAVA:Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:12/07/2016
KARAR TARİHİ:25/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Davacı, 1975 yılında kurulmuş geçen zamanda dış giyim ve özellikle abiye kıyafet üretiminde aranan bir firma olduğunu, davacı şirket, tasarımlarından kumaşlara, el işlemesi detaylarından nakışa kadar yurt içinde ve yurt dışında tanınmış bir hale geldiğini, davacı kendi özgün tasarımlarıyla 27 ülkede ve Türkiye’de abiye sektörüne yön verdiğini, nitekim davalıya ait işyerinde …. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … değişik İş Sayılı dosyası ile tespit işlemi yapıldığını ve bu tespit neticesinde dosyaya sunulan raporda davalı tarafa ait … kod numaralı modellerinin sırasıyla davacıya ait… kod numaralı tasarımları ile benzerlik gösterdiği tespit edildiğini, davalıların eylemi, ticaret yasa uyarınca haksız rekabet oluşturduğunu, Türk Ticaret Kanununda davalının bu şekildeki eylemleri haksız rekabet ve iyi niyet kurallarına aykırı hareket olarak değerlendirildiğini ve bu tür davranışlara karşı davalı aleyhine haksız rekabet ve tazminat istemli davaların açılabileceği belirtildiğini, bu doğrultuda …. Sulh Hukuk Mahkemesinin … değişik iş sayılı dosyası kapsamında yapılan tespitler ile davacıya ait Özgün tasarımları taklit ettiği anlaşılan davalıların TTK uyarınca yargılanmasını istemesi zorunlu olduğunu, davalıların haksız rekabet eylemi içinde oldukları ….Sulh hukuk Mahkemesi nezdindeki tespit davası dosyasına sunulan raporla sabit olduğunu, davacı dilekçenin başında da belirttiği üzere kendi özgün tasarımlarını geliştirerek üretiminin her aşamasında birinci kaliteden malzemeler kullanarak hem yurt içinde ve hem de yurtdışında tanınan ve tercih edilen bir marka haline geldiğini, davacı, sürekli olarak tasarımlar ürettiğini, bu tasarımlarını geliştirdiğini ve hem yurt içinde hem de yurt dışında katıldığı moda etkinliklerinde çeşitli başarılara imza attığını, bu başarının en önemli nedeni, davacı ürün ve tasarım geliştirmeye harcadığı enerji, yatırım ve zaman olduğunu, davacı sermayesinin büyük bir kısmını tasarım geliştirmek üzere kurulan atölyesine vakfettiğini, davacı ürünlerinin tercih edilir olmasında davacının sürekli geliştirilen özgün tasarımlarının yanı sıra, ürünlerin üretilmesinde kullanılan kumaş, nakış, iplik gibi yan ürünlerinin birinci kalitede olması da etkili olduğunu, özetle, davacının bugün Türkiye’de ve yurt dışında 27 ülkede satış yapabilmesinin en önemli nedeni, davacı sürekli olarak geliştirilen tasarımları ile kullanılan birinci derecedeki ürünler ve ürünlerin tanıtımına harcanan sermaye olduğunu, ne var ki davacı tanıtıma harcadığı zaman, emek ve sermayeden haksız bir şekilde faydalanılarak davacıya ait özgün tasarımlar, oldukça düşük kalite kumaş ve en kötü kalite işleme kullanılarak taklit edildiğini, nitekim davalıdan elde edilen ürün örnekleri ile davacıya ait orijinal ürünlerin karşılaştırmalı olarak incelenmesinden de her iki ürün arasındaki kalite farkı açık bir şekilde ortaya çıkacağını, bu şekilde davacının yalnızca tasarımdan doğan haklarının ihlal edildiğinden bahsetmek mümkün olmadığını, davacının özgün tasarımlarının kötü kaliteli ürünler haline dönüştürülmesi dolayısıyla marka değeri düşmekte ve aynı zamanda davacı ticari yönden ciddi itibar kaybına uğradığını, bu nedenle davalıların davacıya karşı haksız rekabetleri dolayısıyla ortaya çıkan manevi zararın giderilmesini sağlamak üzere davalılardan 1.000 TL alınarak toplam 3.000 TL manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğini, davacı maddi zararının boyutunu şu an belirlemesi mümkün olmadığını, bu nedenle davalının ve davacının ticari defterlerinin incelenmesi ile gerçek zarar miktarı belirlenebileceğinden, şimdilik davalılardan 1.000′ er TL olmak üzere toplam 3.000 TL maddi tazminatın alınarak davacıya verilmesini dilediklerini, neticeten; Davacıya ait özgün tasarımlara karşı tecavüz ve haksız fiillerinin, haksız rekabetlerinin tespitine, durdurulmasına, haksız tecavüzlerinin önlenmesine ve kaldırılmasına, davacı tarafından tasarlanan ve üretilen ürünlere vaki tecavüz fiillerinin durdurulması ve önlenmesi için, davacıya ait tasarımların, davalıya ait her türlü basılı evrak, broşür, katalog, internet sitesi tanıtımı ile diğer ticari evraktan çıkartılmasına, silinmesine, silinmesi mümkün olmuyor ise imha edilmesine, davacının söz konusu tecavüz eylemlerinden doğan zararlarının tazmini için her bir davalıdan 1.000 TL olmak üzere toplam 3,000 TL manevi tazminat ile dava aşamasında oluşan maddi değerin hesaplanması halinde ortaya çıkacak zarar miktarı üzerinde müvekkillerin tazminat hakları saklı kalmak üzere şimdilik her bir davalıdan 1.000’er TL olmak üzere toplam 3.000 TL maddi tazminata hükmedilmesine, davacının tasarım hukuku ve ticaret hukukundan doğan haklarına vaki tecavüz fiillerinin durdurulması, önlenmesi ve iş bu davanın etkinliğini temin zımnında, davalıya ait davacı tasarımlarını içeren bütün materyallere, iş mahsullerine, ürünlerine, internet vasıtasıyla yapılanlar dahil, her türlü tanıtım ve reklam ürünlerine ve sair vasıtalara, davalıya ait gerek yukarıdaki ve gerekse tespit edilecek sair adreslerde el konulmasına ve toplanmasına dair uygun görülecek teminat mukabilinde veya teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesine, verilecek ihtiyati tedbir kararının verilecek karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştiğinde de bu emtiaların imhasına yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekilinin davaya karşı cevap dilekçesinde özetle; Davacı firmanın davaya mesnet gösterdiği ürünler özgün ve kendine ait olmayıp, sektörde uzun zamandır kullanılan harcı alem olmuş modeller olduğunu, haksız rakebet hükümlerinden faydalanabilmek için davaya mesnet ürünlerin kendisi tarafından geliştirildiğini ispat etmesi gerektiğini, piyasada var olan ürünlerse de, esasen davalı ürünleri ile davacının iş bu davaya mesnet gösterdiği ürünler arasında belirgin farklılık bulunduğunu, bu farklılığı değerlendirirken, bu ürünlerin alıcısı olabilecek kişilerin kim olduğu sorusunu sormak ve iltibas tehlikesi olup olmadığını buna göre değerlendirmek gerektiğim, dava konusu ürünler abiye ürünler olup, belli bir yaşın üzerindeki yetişkin kadınlara hitap ettiğini, bu ürünlerin alıcısı dikkat ve alıcısı algı seviyesi nispeten düşük sayılan çocuk ve yaşlılar olamayacağını, bununla beraber dava konusu ürünler günlük giyim değil abiye giyim olup, bu ürünler alıcılar tarafından özel günler için seçilip, seçim yaparken zaman ve para harcanan ürünler olduğunu, bu ürünler, penye, tişört gibi sıradan giysiler olmayıp daha pahalıya satıldığını, bu durum da alıcının ürünleri satın alırken harcadığı zaman, para ve sarf ettiği dikkat ve özeni artıracağından davacı ile davalı karıştırma ihtimali bulunmadığını, taraf ürünlerinin arasında motifler, motiflerin yerleştirilme şekli, renk, motif büyüklüğü başta olmak üzere belirgin düzeyde farklılık olduğunu, davacı firmanın davaya mesnet gösterdiği ürünler özgün ve kendine ait olmayıp, sektörde uzun zamandır kullanılan harcı alem olmuş modellerdir, davacının haksız rekabet hükümlerinden faydalanabilmek için davaya mesnet ürünlerin kendisi tarafından geliştirildiğini ispat etmesi gerektiğini, davacı kendi tarafından ilk kez yaratıldığını, özgün olduğunu iddia ettiği tasarımların davalı tarafından gizlice, izinsiz olarak ele geçirildiğini, kendi tasarımıymış gibi satıldığını, davalı tarafından davacının ticari sırlarının hukuka aykırı şekilde elde edilip kullanıldığı iddiasında bulunduğunu, öncelikle belirtmek gerekir ki, davacının iş bu davasına mesnet gösterdiği ürünler zaten piyasada uzun yıllardır var olan, harcı alem olduğunu, bir çok tekstil firması tarafından kullanılagelen özgün olmayan ürünler olduğunu, davacının yurtdışı veya yerel kaynaklı moda sitelerinden model alarak ürünlerine uyguladığını, dolayısıyla bu ürünlerin asıl tasarlayıcısı olmadığını, özgür ürün yaratıcısı olmadığı konularında tanıklık yapabilecek tanıkları dosyaya bildireceğini, davalılarında da davacı firmanın eski çalışanları olup, davacı firmanın yurt dışındaki firmalardan kopyalama mantığıyla oluşturduğu tasarım politikasını kendi tecrübelerinden bildiğini, yukarıda da belirttiği gibi, davacının haksız rekabet hükümlerine dayanabilmesi için davaya mesnet gösterilen ürünlerin kendisi tarafından geliştirildiğini ispat etmesi gerektiğini, bu konuda doktrinde ve Yargıtay Kararlarında da görüş birliği bulunduğunu, davacı tazminat talebine ilişkin zarara uğradığını ve davalı faaliyeti arasında illiyet bağı olduğunu ispat edememekte olup, tazminat talebi kabul edilemeyeceğini, neticeten; Haksız ve mesnetsiz davanın tüm taleplerle beraber reddine, … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.iş sayılı delil tespiti raporunun hukuka aykırı olduğundan yargılamada nazara alınmamasına, sektör moda-tasarım alanında uzman ve tasarım hukuku, haksız rekabet hukuku konularında uzman bir akademisyen oluşan heyet atanmasını ve bu heyete özellikle davaya mesnet gösterilen ürünlerin özgün, yeni olup olmadığım, ilk kez davacı tarafından yapılıp yapılmadığı konularında tespitte derinlikli araştırma yapması için resen araştırma yetkisi verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini” talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Davacı vekilinin dava dilekçesini özetle; davacıya ait özgün tasarımlara karşı davalıların tecavüz ve haksız fiilleri ile haksız rekabetlerinin tespitine, durdurulmasına, haksız tecavüzlerinin önlenmesine ve kaldırılmasına, davacı tarafından tasarlanan ve üretilen ürünlere vaki tecavüz fiillerinin durdurulması ve önlenmesi için, davacıya ait tasarımların, davalıya ait her türlü basılı evrak, broşür, katalog, internet sitesi tanıtımı ile diğer ticari evraktan çıkartılmasına, silinmesine, silinmesi mümkün olmuyor ise imha edilmesine, davacının söz konusu tecavüz eylemlerinden doğan zararlarının azmini için her bir davalıdan 1.000 TL olmak üzere toplam 3.000 TL manevi tazminat ile dava aşamasında oluşan maddi değerin hesaplanması halinde ortaya çıkacak zarar miktarı üzerinde davacıların tazminat hakları saklı kalmak üzere şimdilik her bir davalıdan 1.000’er TL olmak üzere toplam 3.000 TL maddi tazminata hükmedilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Huzurdaki davada uyuşmazlığının kaynağını; işçilerin hizmet akitlerinin devam ettiği sürece sahip oldukları sırları kullanarak, işbu akdin sona ermesinden sonra ayni iş kolunda iltibas yaratan faaliyetler gösterdiği iddiası oluşturduğu iddiasına dayalıdır. Ayrıca davacıya ait Özgün tasarımlara karşı tecavüz ve haksız fiillerin haksız rekabetin tespiti, durdurulması, tecavüzlerin önlenmesi, kaldırılması, müvekkile ait tasarımların davalıya ait basılı evrak, broşür, katalog, internet sitesi ve diğer ticari evraktan çıkartılması, silinmesi, silme mümkün olmuyorsa imha edilmesi, tecavüz eylemleri nedeniyle maddi manevi tazminat, dava konusu materyallere elkonulması ve toplatılması talebinden ibaret olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili delil ve belgelerini ibraz etmişler, Tarih İçeren Ürün Katalogları, Kataloglara Ait Faturalar, Davacıya Ait Ürün Örnekleri vs her türlü delile dayanmışlardır.
Görüldüğü üzere kanun koyucu tescilli tasarım ürünlerinin yanı sıra SMK m. 55 kapsamında tescilsiz tasarım ürünlerini de taklide karşı korunmasını sağlamaktadır. Dava dosyasında yer
Al alan katalogların kapak sayfalarının arkasında ise özetle; söz konusu katalaglarda yer alan tasarım hak sahibinin, davacı … Giyim San. Tic. Ltd. Şti olduğu, tasarımların Türk
Patent Enstitüsünde kayıtlı olup, hukuken korunduğu, izin alınmadan aynı ya da benzerlerinin üretilemeyeceği, teşhir edilemeyeceği, satılamayacağı belirtilmektedir.
SMK m. 55 uyarınca; “Tasarımdan doğan haklar münhasıran tasarım sahihine aittir. Üçüncü kişiler, tasarım sahibinin izni olmadan koruma kapsamındaki tasarım veya tasarımın uygulandığı ürünü üretemez, piyasaya sunamaz, satamaz, ithal edemez, ticari amaçlı kullanamaz veya bu amaçlarla elde bulunduramaz ya da bu tasarım veya tasarımın uygulandığı ürünle ilgili sözleşme yapmak için önerlde bulunamaz (1). Tescilsiz tasarım, sahibine birinci fikrada belirtilen fiilleri engelleme hakkını sadece korunan tasarımın aynısmın veya genel izlenim itibarıyla ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kopyalanarak alınması hâlinde verir. Korunan tasarımın kendi tasarımından önce kamuya sunulduğunu makul yollarla bilmesi mümkün olmayan bir tasarımcı tarafından bağımsız olarak yapılan tasarımın koruma kapsamındaki tasarımdan kopyalanmış olduğu kabul edilmez (2).”
Dava, hukuki niteliği itibariyle davacıya ait Özgün tasarımlara karşı davalılar tarafından iltibas yaratan faaliyetler göstermesi sebebiyle haksız rekabetin korunmasına ilişkindir.
Davacıya ait “; söz konusu katalaglarda yer alan tasarım hak sahibinin, davacı … Giyim San. Tic. Lld. Şti olduğu, tasarımların Türk Patent Enstitüsünde kayıtlı olup, hukuken korunduğu, izin alınmadan aynı ya da benzerlerinin üretilemeyeceği, teşhir edilemeyeceği, satılamayacağı belirtilmesi hususu göz önüne alınmıştır. Marka SMK 4. Vd maddelerinde düzenleniştir. Tescil edilen marka SMK kapsamında korunmaktadır. Tescil edilmeyen markalar TTK 54 vd maddeleri gereğince haksız rekabet hükümlerine göre korunmaktadır. Bu kapsamda marka tescilli olduğu ve SMK kapsamında hükümsüzlük ve diğer davalara bakmakla görevli Mahkeme ihtisas mahkemesi kurulan yerlerde Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesinin görevi alanında kaldığı anlaşıldığından görevsizlik kararı verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-İş bu davaya bakmaya Mahkememiz görevli olmadığından HMK ‘nun 114/1-c ve 115/2 madde uyarınca Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ sebebiyle davanın dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
HMK 20 madde uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın GÖREVLİ VE YETKİLİ İSTANBUL İSTANBUL FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
2-H.M.K.’nun 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren taraflardan herhangi birinin iki hafta içerisinde Mahkememize başvurarak dosyanın görevli ve yetkili Mahkemesine gönderilmesi talebinde bulunmaması halinde dosyanın Mahkememizce resen ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-Yargılama giderleri, harç ve vekalet ücreti hususunun H.M.K’nun 331. maddesi uyarınca davaya görevli ve yetkili mahkemede devam edilmesi halinde o mahkemede, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde dosya ele alındığında davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde mahkememizce değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı 25/02/2022

Katip Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır