Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/744 E. 2018/507 K. 01.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/744 Esas
KARAR NO : 2018/507

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/07/2016
KARAR TARİHİ : 01/06/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; … Bankası A.Ş. İle vekiledeni arasında bağıtlanan … 48. Noterliğinin 05.02.2016 tarih … yevmiye nolu alacak temlik sözleşmesi uyarınca , dava dışı … Bankası ile kredi borçluları … Seyahat Nakliyat A.Ş. İle … Otobüs İşletmeleri Turizm Seyahat ve Nakliyat… A.Ş. arasında bağıtlanan ve müteveffa …’un müşterek borçlu ve müteselsil ktefil olarak imzaladığı Genel kredi Sözleşmesinden kaynaklanan ve ihtarlara rağmen ödenmeyen kredi borcunun tahsili için … 9. İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından menkul rehninin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine girişildiğini ve rehinli araçların satılarak paraya çevrildiğini, ayrıca rehin takibi haricinde kefiller yönünden de … 6. İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından ilamsız icra takibine girişildiğini, ancak borçlular tarafından borcun tamamına itiraz edildiğini beyanla, itirazın rehinli araçların satış bedellerinin düşülmesinden sonra kalan bakiye 1.238.794,32.-TL ve 988.939,18.-EUR üzerinden iptali ile takibin devamına, borçluların alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:
Davalılar …, …, … ve … vekillleri cevap dilekçesinde; vekiledenlerinin işbu dava kapsamında pasif husumet ehliyeti bulunmadığını, müteveffa …’un genel kredi sözleşmesindeki imzasının kendisine ait olmadığı gibi müteveeffa …’un akli melekeleri yerinde olmadığından imzasının kendisini bağlamadığını beyanla , davanın öncelikle pasif husumet ehliyeti yönünden reddine, aksi taktirde esastan reddine , davacı yanın alacağın %20 sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde, davacının alacaklı sıfatı bulunmadığını, …’un Genel Kredi Sözleşmesindeki kefilliğinin geçerli olmadığını, genel kredi sözleşmesindeki müteveffanın imzasınına itiraz ettiklerini, müteveffa …’un şirketlerdeki yönetilcilik görevini bıraktığını, kredi sözleşmesinin imzalandığı tarihte müteveffadan sağlık raporu alınmadığını, kefilliğin şartlarının oluşmadığını, davacının tüm kanun yollarını tüketmeden kefile başvuramayacağını, vekiledeninin icra takibi açılmasına sebebiyet vermediğini, davacının herhangi bir zarara uğramadığını, davacının alacağının likit olmadığının kendi tarafından da ikrar edildiğini beyanla davanın reddine, davacı yanın alacağın %20 sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep etmişlerdir.
GEREKÇE:
Dava; banka genel kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsiline yönelik yapılan icra takibine itirazın İİK. nun 67. Maddesine göre iptali talebinden ibarettir
Davacı vekili 30.05.2018 tarihli dilekçesi ile itirazın iptaline konu borç davalı/borçlular ile vekiledeni arasında sulhen çözüme ulaştırıldığını, işbu sebeple davanın kanusuz kaldığını, karşılıklı olarak vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin olmadığını beyanla konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini talep etmişlerdir.
Bir kısım davalılar vekili 30.05.2018 tarihli dilekçesi ile, itirazın iptaline konu borç yönünden davacı/alacaklı ile vekiledenleri arasındaki sulhen çözüme ulaşıldığını, işbu sebeple davanın konusuz kaldığını, karşılıklı olarak vekalet ücreti ve yargılama gideri talepleri olmadığını beyanla, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalı … vekili de 30.05.2018 tarihli dilekçesi ile, itirazın iptaline konu borç yönünden taraflar arasında sulhen çözüme ulaşıldığını, işbu sebeple davanın konusuz kaldığını, karşılıklı olarak vekalet ücreti ve yargılama gideri talepleri olmadığını beyanla, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini talep etmişlerdir.
Mahkememizce yan vekillerinin vekalet kontrolü yapılmış, vekaletnamede sulh yetkilerinin olduğu anlaşılmıştır.
”HMK 313 (1) – Sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir.
HMK 314 (1) – Sulh, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir.
HMK 315 (1) maddesi : ”…Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir.” hükmü uyarınca, tarafların dava dışı haricen sulh olmaları sebebiyle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür.
Bu itibarla;
HÜKÜM:
1-) Tarafların dava dışı haricen sulh olmaları sebebiyle HMK 315 (1) madde uyarınca dava konusuz kalmakla, KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-)Harç peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
3-)Davacı ve davalı vekillerinin beyanları uyarınca lehlerine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmetmeye yer olmadığına,
4-)Davacı/davalılar tarafından yatırılan gider /delil avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı/davalılar/vekillerine iadesine,
Davacı vekilinin ve davalılar vekillerinin yokluğunda, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle, dosya üzerinden karar verildi. 01/06/2018

Başkan … Üye … Üye … Katip …