Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/72 E. 2022/28 K. 21.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/72 Esas
KARAR NO : 2022/28

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/01/2016
KARAR TARİHİ : 21/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacı şirketin, müşterilerine güvenlik hizmeti sunan bir şirket olduğunu davalı şirkete, 08.06.2005 tarihli Anahtar Teslimi Özel Güvenlik Hizmeti Sözleşmesi ve Anahtar Teslimi Özel Güvenlik Hizmeti Sözleşmeleri ve protokolleri uyarıca güvenlik hizmeti verdiğini, bu sözleşme ve protokol hükümleri kapsamında, davacı şirketin 2005 yılından itibaren davalının … ilçesinde yer alan projede 15.04.2010 tarihine kadar, … ve … illerinde yer alan projelerde ise 31.05.2012 tarihine kadar özel güvenlik hizmeti verdiğini, davalının 2012 yılında yapmış olduğu özel güvenlik hizmetleri ihalesinin davacı şirket üzerinde kalmaması nedeniyle 31.05.2012 tarihi itibariyle davacı şirketin hizmetinin son bulduğunu, sözleşmeler kapsamında davalıya toplam miktarı 202.862,00 TL olan altı adet kesin ve süresiz teminat mektubu verildiğini, davalıya verilen hizmetlerin son bulmasına ve davacı tarafından banka teminat mektuplarının iadesi için tüm yükümlülükler yerine getirilmesine rağmen, teminat mektuplarının halen davalı bünyesinde bulunduğunu ve bu sebeple davacının bankaya komisyon ödemek zorunda kaldığını, davacı tarafından davalıya keşide edilen … 10. Noterliği’nin… tarih ve … yevmiye no.lu ihtarnamesi ile, hizmet sunuları birimlere ait SGK ilişiksiz yazılarının asılları da tebliğ edilmek suretiyle teminat mektuplarının 7 gün içinde iadesinin istendiğini, davalı tarafından keşide edilen … 4. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye no.lu cevabi ihtarnamesinde, talebin İş Kanunu’nun 6. maddesi gereğince yerine getirilemeyeceğinin, davacının güvenlik hizmeti verdiğini, 01.06.2005 – 31.05.2012 tarihleri arasında istihdam edilen işçilerin tüm işçilik haklarının ödendiğine ilişkin belgeleriyle davalıdan hiçbir alacakları olmadığına dair noterlikçe düzenlenmiş ibranamelerin ibrazı halinde konunun yeniden değerlendirileceğinin belirtildiğini, davacı tarafından keşide edilen … 10. Noterliği’nin …tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile, iadeye ilişkin gerekçelerin hukuka uygun olmadığının belirtildiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin sona ermesi neticesinde, davacı şirket tarafından başka bir projede görevlendirilen ancak görevlendirmeye icabet etmeyerek davalı işyerinde çalışmaya devam eden ve devamsızlık suretiyle iş sözleşmesi feshedilen personelin, davacı şirket aleyhine açtığı kıdem ve ihbar tazminatına ilişkin davanın reddedildiğini, kesinleşen bu emsal kararın İş Kanunu hükümleri çerçevesinde doğması muhtemel bir risk olmadığını gösterdiğini, davalı tarafından keşide edilen … 4. Noterliği’nin… tarih ve … yevmiye no.lu cevabi ihtarnamesinde, davacının güvenlik hizmeti verdiği 01.06.2005- 31.05.2012 tarihleri arasında istihdam edilen işçilerin tüm işçilik haklarının ödendiğine ilişkin belgeleriyle davalıdan hiçbir alacakları olmadığına dair noterlikçe düzenlenmiş ibranamelerin ibraz edilmedikçe teminat mektuplarının iade edilemeyeceğinin tekrarlandığını; davalının bir riski olmadığının somut verilerle ortaya konduğunu, sözleşme kapsamında davalı tarafından hukuka aykırı şekilde davacı şirkete ait hizmet alacaklarının ödenmediğini, toplam miktarın 42.724,92 TL olduğunu, davalı tarafından alacağa ilişkin fatura ve fatura alacaklarına itiraz edilmediğini, davalı şirketin teminat mektuplarını iade etmeme sebebinin fatura konusu alacaklar için de ileri sürdüğünü, taraflar arasındaki sözleşmelerin eki olan Özel ve İdari Teknik Şartnamenin 1.1/a hükmü uyarınca, davacının, davalıya bu sözleşme hükümlerine uygun olarak vereceği hizmetler karşılığını fatura edecek olup, ödemelerin 15 gün içinde yapılacağını, davalının, davacıdan güvenlik hizmeti satın aldığını, taraflar arasında müteselsil sorumluluk doğuracak taşeron ilişkisinin bulunmadığını, davacının işçilerini sadece davalı işyerinde çalıştırmak zorunda olmadığını, değişik projelerde de çalıştırdığını, başka işverenlere ait işyerlerinde işçilerini değiştirerek çalıştıran alt işverenle asıl işveren arasındaki ilişkide müteselsil sorumluluğun düşünülemeyeceğini, az miktarda sorumluluk riski için yüksek miktarda teminata ve alacağa el koymanın haksız olduğunu, davalının riski olduğunu kabul etmemekle beraber, bir an için aksi düşünülse dahi karar verilirken davalının riskine ilişkin olarak riskli işçiler riski ortadan kalkan işçiler ayrımı yapılması gerektiğini, riski bulunan işçiler için de risk miktarı tespit edilerek el koyulan banka teminat mektupları miktarı ile fatura miktarının karşılaştırılması gerektiğini, ortaya çıkan sonuca göre kısmen de olsa talep gibi karar verilmesi gerektiğini, dava konusu teminat mektuplarının haklı bir sebep olmaksızın teslim edilmemesi sebebiyle, davacının bankaya komisyon ödemek zorunda kaldığını ve halen ödemekte olduğunu, toplamda 22.022,00 TL banka teminat mektubu komisyonu ödemek zorunda kalındığını, açıklanan nedenlerle, davalı lehine düzenlenen 6 adet toplam 202.862,00 TL değerindeki banka teminat mektuplarının iadesine, detayı verilen 4 adet fatura tutarı toplamı olan 42.724,92 TL muaccel alacağın … 10. Noterliği’nin … yevmiye no.lu ihtarnamesinin keşide tarihi olan 07.08.2012’den itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, dava konusu teminat mektuplarının haklı bir sebep olmaksızın teslim edilmemesi sebebiyle, davacının bankaya ödemek zorunda kaldığı toplam 22.022,00 TL banka teminat mektubu komisyonunun 07.08.2012’den itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı arasında, davalının … ve … illerinde yer alan projelerinde güvenlik hizmeti temin edilmesi amacıyla asıl işveren alt işverenlik ilişkisi kurulduğunu, bu kapsamda öncelikle 08.06.2005 tarihinde Özel Güvenlik Hizmet Sözleşmesi akdedildiğini, söz konusu sözleşmenin pek çok kez yenilendiğini, taraflar arasındaki ilişkinin 31.05.2012 tarihinde sona erdiğini, sözleşmede sayılan risklerin teminat altına alınması amacıyla davacı tarafından davalıya toplam bedeli 202.862,00-TL olan 6 adet teminat mektubu verildiğini, ayrıca söz konusu sözleşmeler ile, davalı şirketin kendisine yöneltilmesi kuvvetle muhtemel hukuki talepler olması durumunda kendisini korumak amacıyla gerekli tedbirleri alabileceğinin ve ödemeleri kısmen veya tamamen durdurabileceğinin kararlaştırıldığını, İş Kanunu’nda yapılan düzenleme ile, alt işverenlerin çalışanların ücret ve diğer haklarını ödemeyecek duruma düşmeleri ihtimaline karşı, bu işin yapılmasında yararı bulunan asıl işverenin de sorumlu tutulduğunu, asıl işverenle alt işverenin tüm işçilik alacaklarından müteselsilen sorumlu olduklarını, bu sorumluluğu aralarında yapacakları sözleşme ile de bertaraf edemeyeceklerini, çalışanların taleplerini asıl işverene yöneltmesini de engelleyemeyeceklerini, bu nedenle davalı şirketin 08.06.2005 – 31.05.2012 tarihleri arasında işyerinde çalışan tüm işçilerin ihbar, kıdem, sendikal ve iş güvencesi tazminatları, maddi ve manevi tazminatlar, yıllık izin ücretleri, ücret, ikramiye, fazla mesai, hafta sonu çalışması, genel tatillerde ve ulusal bayramlarda çalışma alacakları gibi tüm sair alacaklardan sorumluluğunun devam ettiğini, Yargıtay’ın asıl işveren-alt işverenlik ilişkisinde zorunlu dava arkadaşlığı olduğuna yönelik kararları olduğunu, davalı şirket işyerinde ilgili dönemde çalışan güvenlik görevlilerinden …’ın açtığı işe iade davasında davacı ile davalı arasındaki ilişkinin asıl işveren-alt işveren ilişkisi olduğunun bizzat Yargıtay tarafından tespit edildiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin 15.1 maddesi uyarınca, teminatların iadesi için öncelikle teminatların kısmen veya tamamen tutulmasını gerektiren başkaca hallerin bulunmamasının daha sonra da davacının ilgili dönemde çalışan işçiler için Sosyal Sigortalar Kurumundan ilişiksiz yazısı getirmesinin gerektiğini, davacının ilgili dönemde çalışan işçiler için Sosyal Sigortalar Kurumundan ilişiksiz yazısı getirmesine ilişkin hükmü yerine getirmediğini, davacının yalnızca dört işçiye ilişkin olarak SGK’dan ilişiksiz yazısını davalı şirkete gönderdiğini, sözleşmede öngörülen şartların yerine getirilmediğini, sözleşmede öngörülen teminatların kısmen veya tamamen tutulmasını gerektiren başkaca hallerin bulunmaması şartının da gerçekleşmediğini, ilgili projelerde çalışan her bir alt işveren davacı işçisi bakımından davalının riskinin devam ettiğini, davacının dilekçesinde belirttiği bir kısım işçilerin görevlendirmeyi kabul etmeyerek farklı güvenlik şirketlerinde çalışmaya başladıkları için işçinin alt işveren şirket ile iş ilişkilerinin sona ermiş olmasının davacı şirketten ve dolayısıyla davalı şirketten ilgili döneme ait ödenmemiş ücret, ikramiye, fazla mesai, yıllık izin, hafta sonu çalışması, genel tatillerde ve ulusal bayramlarda çalışma alacakları ve sair alacakları olmadığı anlamına gelmeyeceğini, davacı her ne kadar işçi Kenan Sarıbay’ın her türlü hakkının ödendiğini iddia etmişse de davalı tarafından bunun bilinemeyeceğini, davacının bir kısım işçilerin de istifa ettikleri için risk oluşturmayacağı iddiasının da kabul edilemeyeceğini, işçilik alacaktarının kıdem ve ihbar tazminatı ile sınırlı olmadığını, davacı şirketten ve dolayısıyla davalı şirketten ilgili döneme git ödenmemiş ücret, ikramiye, fazla mesai, yıllık izin, hafta sonu çalışması, genel tatillerde ve ulusal bayramlarda çalışma alacakları ve sair alacaklarını talep edebileceklerini, davacı yanın bir kısım işçilerin iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini, bir kısmının iş sözleşmesinin devredildiğinin ve bir kısmının halen davacı şirkette çalışıyor olması sebebiyle herhangi bir risk olmadığı yönündeki iddiaların da kabul edilemeyeceğini, çalışanların feshin haklı nedene teşkil etmediğini ve buna bağlı olarak yasal haklarını talep ve dava etmesinin mümkün olduğumu, davacı şirketin bakımından risk ve sorumluluğun devam ettiğini, davacı şirketin risk ve sorumluluk bulunmadığına dair somut bir belge ve yasal dayanak sunamadığını, teminat mektuplarının iadesi koşullarının oluşmadığını, davalı şirkete verilen teminat mektuplarının iade koşulları henüz gerçekleşmemiş olduğundan, söz konusu teminat mektuplarına ilişkin komisyon bedellerinden davalı şirketin sorumlu tutulamayacağını, taraflar arasındaki sözleşmenin 3.9. maddesi uyarınca, davalının ortaya çıkacak zararlardan işvereni korumak için gerekli olabilecek teminatı ve diğer herhangi bir ödemeyi kısmen veya tamamen alıkoyabileceğini, sözleşmeler uyarınca davalı şirkete yöneltilebilecek hukuki talepler olması durumunda, davalı şirket tarafından ödemelerin alıkonabileceğinin açıkça düzenlendiğini, … tarafından açılan davanın davacı lehine sonuçlanmasının, tüm işçiler için emsal oluşturmayacağını, işçilerin hukuki durumlarının farklı olduğunu, ayrıca …’ın ücret, ikramiye, fazla mesai, yıllık izin, hafla sonu çalışması, genel tatillerde ve ulusal bayramlarda çalışma alacakları ve sair alacaklardan dava açmasının her zaman mümkün olduğunu, işçi alacaklarının teminatını oluşturan faturaların ifasının mümkün olmadığını, ayrıca davacının belirtmiş olduğu faturalardan 30.04.2012 tarih ve … nolu 1.243,72-TL tutarındaki faturanın davalı şirket tarafından 15.05.2012 tarihinde dendiğini; aynı şekilde 31.05.2012 tarihli … nolu ve 31.965,73 TL tutarındaki fatura ile 31.05.2012 tarihli … no.lu ve 1.243,72-TL tutarındaki fatura toplamından davacının davalı şirkete olan 5.666,86-TL borcu mahsup edildikten sonra kalan 27.542,59-TL’nin ödendiğini, açıklanan nedenlerle, davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davanın: davacı şirketin davalıya vermiş olduğu kesin ve süresiz teminat mektuplarının iadesini, anılan teminat mektuplarının iade edilmemesi sebebiyle ödedikleri komisyonların davalı şirketten tahsilini ve sözleşme konusu hizmet nedeniyle doğan alacaklarının tahsili talebinden ibaret olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı vekili delil ve belgelerini ibraz etmiş,08.06.2005 tarihli anahtar teslimi özel güvenlik hizmeti sözleşmesi ve protokol, …, …, … ,…, …, …,…, …, …, …, … , …,… numaralı Anahtar Teslimi Özel Güvenlik Hizmeti Sözleşmeleri ile protokolleri ve bu sözleşmelerin uygulandığı proje ve dönemlere ilişkin bilgilendirme cetveli, Toplam miktarı 202.862,00 TL olan 6 adet kesin ve süresiz teminat mektubu, … 10. Noterliği aracılığıyla gönderilen … tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarname, … 4. Noterliği aracılığıyla gönderilen … tarihli ve … yevmiye numaralı cevabı ihtarname, … 10. Noterliği aracılığıyla gönderilen … tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarname, … 4.Noterliği aracılığıyla gönderilen … tarihli ve … yevmiye numaralı cevabı ihtarname, … 10. Noterliği aracılığıyla gönderilen … tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarname, … Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü … Merkez Müdürlüğünden alınan … tarihli … numaralı ilişiksiz belgesi, … Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü … Merkez Müdürlüğü’nden alınan … tarihli … numaralı ilişiksiz belgesi, … Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü … Merkez Müdürlüğü’nden alınan… tarihli … numaralı ilişiksiz belgesi, … Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü … Merkez Müdürlüğünden alınan… tarihli … numaralı ilişiksiz belgesi, Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 7. Hukuk Dairesi’nin 24.02.2014 tarihli ve 2013/26845 E. 2014/4438 K. Numaralı kararı ve karara konu olan dava dosyası, toplam miktarı 42.724,92 TL olan faturalar, Sigortalı Hizmet Listeleri, 15.04.2010 tarihi itibariyle Toros Gübre-Ceyhan projesinde görev yapan 19 işçiye ait işe giriş ve işten ayrılış evrakları ile ödemeye ilişkin dekontlar, Teminat mektupları kapsamında ödenen miktarlara ilişkin belgeler, tanık , bilirkişi incelemesi vs dayanmışlardır.
Tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda dosyanın bilirkişiye verildiği, 26/11/2018 tarihli bilirkişi kök raporunda özetle; davalı şirket için işçi alacakları yönünden herhangi bir sorumluluğun doğmayacağı somut verilerle ispatlanamadığından, davalı şirketin teminat mektuplularını iade etmemekle ve bir kısım ödemeleri alıkoymakta ahde vefa ilkesi uyarınca haklı olup, davanın reddine karar verilmesini, 28/05/2019 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; davacı yanın belirmiş olduğu itirazların sayın mahkemeye ait olduğu hususu tespit ve rapor edilmiştir.
Davacı şirketin ticari defter ve belgelerinin Ankara da olması nedeniyle … Asliye ticaret mahkemesine talimat yazıldığı, SMM bilirkişi raporunu özetle; Davacı şirket tarafından 2005-2012 yılları arasında davalı şirketin … ve …’de bulunan birimlerinde güvenlik hizmeti verdiğini, hizmet sözleşmelerine göre farklı birimlerde toplam 60 dolayında işçi çalışmış olduğu, taraflar arasında düzenlenmiş sözleşmeler kapsamında davacı tarafın alt işveren, davalı tarafın asıl işveren niteliğine sahip oldukları; 4857 Sayılı İş Kanunun 2/6. Maddesinde çalışan işçilere karşı asıl işverenin alt işveren işçisine karşı “Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumlu” olduğunun belirtilmiş olduğu; sorumluluk kapsamına ihbar, kıdem, ücret, fazla çalışma, hafta ve bayram tatili, yıllık izin ile parayla ölçülmesi mümkün menfaatlerden olan yemek ve yol yardımı gibi tüm işçilik alacaklarının dahil olduğu, taraflar arasında düzenlenmiş sözleşmeler kapsamında, iadesi talep edilen teminat mektuplarının verilmiş olduğu, davacıya bağlı davalının işyerlerinde çalıştırılmış tüm işçilerin bahse konu muhtemel alacaklarıyla ilgili sorumlulukların yerine getirildiğine ilişkin bir tespitin bulunmadığı; davalı asıl işverenin muhtemel sorumluluklarına dayalı olarak teminatı alıkoyabileceğinin imzalanmış sözleşmede belirtilmiş olduğu, davacı şirketin hizmet bedeli olarak düzenlediği 42.724.92 TL tutarlı dört adet fatura ile ilgili olarak davacı taraf muhasebe kayıtları üzerinde yapılan incelemede, davacı şirketin 2010, 2011, 2012 yılları Yevmiye, Envanter Defterlerini ibraz ettiği, TTK’nuna göre tutulması zorunlu defterlerden olduğu halde tasdik ettirilmemiş Defteri Kebirin ibraz edilmediği, davacının yevmiye defteri kayıtlarında müşteriyi ayırt edici şekilde kayıtlar yapılmamış olduğundan davaya konu faturaların yevmiye defteri üzerinden kayıt tespitlerinin yapılamadığı; resmi niteliği bulunmayan ibraz edilen Muavin Defter kayıtlarının ise oldukça karışık olduğu ancak, bu kayıtlarda da davalı şirketin borcunun bulunmadığının görüldüğü, tespit ve rapor edilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda dosyanın SMM bilirkişisine verildiği, 31/08/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı tarafından davalı aleyhine açılan huzurdaki davada, taraflar arasında imzalanan sözleşmeler ve ek protokoller gereğince, davalı şirketin işyerlerinde davacı tarafından verilen özel güvenlik Hizmetinden kaynaklanan davalının davacı şirkete 8.918.82-TL borçlu olduğu taraflar arasınmda imzalanan sözlkşemeler çerçevesinde Sözleşmenin 15.1 maddesi gereğince, davacı tarafından davalı şirkete verilen 6 adet toplam 202.862.00-TL Tutarındaki kesin ve süresiz teminat mektuplarının iadesine ilişkin olarak sözleşmenin 15.1 maddesi gereğince, asıl iade şartı olarak ilgili sgk’dan alınacak ilişiksiz belgelernin davalı işverene sunulmasının taraflarca kabul edildiğini, ilgili SGK’lardan ilişksiz belgelerinin davalı şirketin talebine istinaden SGK tarafından gönderildiğini ve söz konusu teminatların SGK“nın 90. maddesi gereğince iade edilebileceğinin bildirildiği, davalı şirketin söz konusu teminat mektuplarının çalışan işçilerin muhtelif işçilik alacaklarını kendisne de asıl işveren olarak yöneltebileceklerinin muhtemel olduğu gerekçesiyle, gerek davacı şirkete olan bakiye 8.918.82- TL borcunu, gerekse 202.862.00-TL bedelli teminat mektuplarının iade edilmemesinin haklı olduğunu idda ettiğini, gerek dosya kapsamı sunulan deliller, gerekse taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin sona erdiği 31.05.2012 tarihinden itibaren geçen süre içinde, davacı veya davalı şirkete yönelik açılmış ve davalı tarafıundan tazmin edilmiş her hangi bir bedele dair somut belge ve bilgi doya kapsamında olmadığını, dikkate alındığında, söz konusu teminatların davacıya iade edilebileceğini, bakiye kalan 8.918.82-TL’nin da davacıya ödenmesi gerektiği yönünde kanaate varıldığını, davalı tarafından davacıya iade edilmeyen 202.862.00-TL tutarındaki Teminat Mektuplarından dolayı, davacı tarafından ödenmek zorunda kalınan toplamda 22.022.00-TL’lık komisyon bedellerin davacıdan talebin yerinde olup olmadığı hususunun mahkemenin takdirinde olduğu 08/09/2021 tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda özetle; Davacı ve davalının, asıl işveren – alt işverenlik ilişkisi nedeniyle işçilere karşı birlikte sorumlu oldukları, Davacının, davalının da sorumlu olabileceği borçlar bakımından, işçilere herhangi bir borcunun olmadığını gösterir herhangi bir belgeye rastlanmadığı, dolayısıyla davalının, işçilerin talepleriyle karşı karşıya kalma riskinin mevcut olduğu, söz konusu risk devam ettiği sürece sözleşme hükümleri uyarınca davalının teminat mektuplarını iade etmemekte haklı menfaatinin bulunduğu, teminat mektuplarının komisyon bedellerinin ödenmesi talebinin, Sayın Mahkemenin teminat mektuplarının iadesine ilişkin takdirine göre değerlendirilmesi gerektiği; buna göre Sayın Mahkeme tarafından: teminat mektuplarının iade edilmesi gerektiği kanaatine ulaşacak olursa, teminat mektuplarının haksız olarak elde tutulduğu tarihten sonrasına ait komisyon bedellerinin davalı tarafından ödenmesi gerekeceği, teminat mektuplarının davalının uhdesinde bulunmasının haklı olduğu kanaatine varılması halinde söz konusu komisyon bedellerinin davalının sorumluluğunda olmadığı, incelenen davalı ticari defterlerinde tespit edildiği üzere davacı tarafından davalı adına düzenlenen 9.058.90 TL bedelli son faturanın davalı ticari defterlerinde …
tarih … yevmiye maddesi ile kayıtlı olduğu ve işbu fatura karşı, davalının her hangi bir itirazının da olmadığı, birlikte değerlendirildiğinde, davacı tarafından davalı aleyhine açılan huzurdaki davada, taraflar arasında imzalanan Sözleşmeler ve ek protokoller gereğince, Davalı şirketin işyerlerinde davacı tarafından verilen özel güvenlik Hizmetinden kaynaklandığı ve işbu tutardan davalının davacı şirkete 8.918.82 TL bakiye borçlu olduğu şeklindeki tespitte isabetsizlik olmadığı, Davacının verdiği hizmetin karşılığı olan bedelin davacıya ödenmesi gerektiği, hususu tespit ve rapor edilmiştir.
Davacı şirketin davalıya vermiş olduğu kesin ve süresiz teminat mektuplarının iadesini, anılan teminat mektuplarının iade edilmemesi sebebiyle ödedikleri komisyonların davalı şirketten tahsilini ve sözleşme konusu hizmet nedeniyle doğan alacaklarının tahsilini talep edip edemeyecekleri taraflar arasındaki uyuşmazlığın konusunu oluşturduğu, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesi uyarınca, davacı şirket tarafından davalı şirkete toplam miktarı 202.862,00 TL olan altı adet kesin ve süresiz teminat mektubu verildiği, 31,05.2012 tarihi itibariyle şirketler arasındaki sözleşmenin sona erdiği, sözleşme sona ermesine rağmen teminat mektuplarının iade edilmediği hususlarında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı, taraflar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisinin bulunduğu; dolayısıyla söz konusu işçilerden kaynaklanan borçlardan, davalının da sorumlu olduğu, davacının, mezkur işçilerle akdettiği herhangi bir ibra sözleşmesinin bulunmadığı, İhtilafın teminat mektuplarının iadesi için gereken koşulların oluşup oluşmadığından kaynaklanmakla birlikte; ortaya, davacının işçilerle ibra sözleşmesi akdetmesi gerekip gerekmediği hususunda olduğu, ibra sözleşmesinin gerekip gerekmediği hususu ise, davacı (ve dolayısıyla davalı) ile işçiler arasındaki borçların sona erip ermediğinin tespit ve ispatı için önem taşıdığı, davalı, işçilere karşı davacı ile birlikte sorumlu olacağı, davacının, işçilerle arasındaki sözleşme ilişkisi farklı şekillerde sona ermiş ise de, üzere borç ilişkisinin sona ermesi borcu da her zaman sona erdirmediğini, dosya kapsamında davacının işçilere olan davalının da sorumlu olduğu- borcunun sona erdiğini/borcu olmadığını gösterir bir belgeye rastlanılmadığı, dolayısıyla işçilerin, davacıdan talep edebileceği haklarının bulunması halinde, davalının da bu hak taleplerine muhatap olabileceği; diğer bir anlatımla işçilerin davacıdan kaynaklanan nedenlerle davalıdan hak talep edebilme ihtimalinin mevcut olduğu anlaşıldığı, işçilerin davacı şirket nezdinde bir hakkının bulunması halinde davalı da bu hakkın ödenmesinden davacı ile birlikte sorumlu olacağı, bu durum taraflar arasındaki Yüklenici Sözleşmesinin 3.9. ve 15.1. maddeleri de dikkate alındığında “teminatın işveren (davalı) tarafından kısmen veya tamamen tutulmasını gerektirecek bir hal’ olarak değerlendirildiğinde teminat mektuplarının iade edilmemesinde davalının haklı menfaatlerinin bulunduğu, dolayısıyla teminat mektubunun iadesinin gerekmediği, davalının teminat mektuplarını iade etmemekte haklı menfaatinin bulunduğu, incelenen davalı ticari defterlerinde tespit edildiği üzere davacı tarafından davalı adına düzenlenen 9.058.90 TL bedelli son faturanın davalı ticari defterlerinde 31.05.2012 tarih 81756 yevmiye maddesi ile kayıtlı olduğu ve işbu fatura karşı, davalının her hangi bir itirazının da olmadığı, davacı tarafından davalı aleyhine açılan huzurdaki davada, taraflar arasında imzalanan Sözleşmeler ve ek protokoller gereğince, davalı şirketin işyerlerinde davacı tarafından verilen özel güvenlik Hizmetinden kaynaklandığı ve işbu tutardan davalının davacı şirkete 8.918.82 TL bakiye borçlu olduğu ve davacının verdiği hizmetin karşılığı olan bedelin davacıya ödenmesi gerektiği, hususu tespit ve rapor edildiği anlaşılmakla denetlemeye ve hükme elverişli 08/09/2021 tarihli bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere
1-Davacının davasını KISMEN KABULÜ ile;
-8.918,82 TL nin 17/08/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 609,24 TL harçtan peşin alınan 1.105,72 ve 3.465,00- TL harcın mahsubu ile bakiye 3.961,48- TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından dava açıldığı sırada yatırılan 609,24 -TL peşin harç, 29,20 başvurma harcı, 7,80-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 646,24-TL davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan 2.700,00-TL bilirkişi ücreti, 1.768,35-TL davetiye talimat ve teskere gideri olmak üzere toplam 4.468,35-TL yargılama giderinin davanın red ve kabul oranını göre 134,05-TL ‘sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, geri kalan yargılama giderinin davacı yan üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 26.558,31 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacının / davalının gider / delil avanslarından artan bakiyelerinin davacı / davalı / vekillerine iadesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.. 21/01/2022

Katip
e-imzalı

Hakim
e-imzalı