Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/614 E. 2018/631 K. 06.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/614 Esas
KARAR NO : 2018/631
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 01/06/2016
KARAR TARİHİ: 06/07/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … abone no ile davalıdan uzun yıllardır enerji hizmeti satın aldığını, müvekkili adına düzenlenen faturalarda kayıp-kaçak, dağıtım, iletim, PSH ve sayaç okuma bedelleri adı altında herhangi bir hizmet karşılığı olmayan, haksız ve hukuka aykırı tahsilatlar yapıldığını, kötü niyetli kullancıların kaçak kullanımı ve tedarikçi elektrik dağıtım firmasının ağır ihmal ve kusurları ile altyapısının eksikliklerinden kaynaklanan kayıp-kaçak bedelinin dürüst abonelere yansıtılmasının kayıp-kaçakla mücadeleyi gereksiz kılmakta ve enerjiyi kaçak kullananlar lehine bir alan oluşturmakta olduğunu, Yargıtay’ın kayıp-kaçak bedelelrinin abone faturalarına yansıtılmaması ve alınan bedellerin iadesi hususunda aldığı kararın mevcut olduğunu belirterek, davalı şirket tarafından 01/06/2006-01/06/2016 tarihleri arasında müvekkil şirket adına düzenlenen elektrik faturalarında tahakkuk ettirilen kayıp-kaçak, dağıtım, iletim, PSH ve sayaç okuma bedelleri ile kayıp-kaçak bedellri üzerinden tahsil edilen TRT payı vb. bedellerin şimdilik 1.000,00-TL’lik kısmından ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte iadesine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı, husumet ve yargı yolu itirazında bulunduklarını, müvekkil şirketin EPDK mevzuatı ve kurul kararları gereği tespit edilen tarifelere göre faturaları tahakkuk ettirdiğini, müvekkili şirketin dava konusu uyuşmazlık nedeniyle sorumluluğu bulunmadığını, davanın EPDK’ya karşı idari yargıda açılması gerektiğini, davacının ödediği bedellerin faturalarda açıkça belli olduğunu, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, 17/06/2016 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun mucibince davanın reddinin gerektiğini, müvekkil şirket tarafından tahakkuk ettirilen başta kayıp-kaçak bedeli olmak üzere, faturayı oluşturan diğer kalemlerin, elektrik piyasadında faaliyet gösteren perakende satış lisansı sahibi dağıtım şirketlerinin kullanıcılarına yansıtacakları tarifelerin, “6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu” uyarınca EPDK tarafından çıkarılan “Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği”, “Tarife Uygulama Tebliğleri” ve “Elektrik Piyasasında Gelir ve Tarife Düzenlenmesi Kapsamında Düzenlemeye Tabi Unsurlar ve Raporlamaya İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ” hükümleri dikkate alınarak belirlenmekte olduğunu, müvekkil kurumun da dahil olduğu lisans sahibi şirketler bakımından tarifeleri uygulayıp uygulamama ve kayıp-kaçak bedelini tahsil etmeme gibi insiyatifi bulunmadığını, tüketicilerden tahsil eden kayıp-kaçak bedellerinin elektrik şirketlerinden iadesinin istenip istenmeyeceği hususundaki Yargıtay kararları incelendiğinde, kayıp-kaçak bedelinin iadesinin talep edilemeyeceği ve yetkili Mahkemenin Danıştay olduğu yönünde görüş birliğinin mevcut olduğunu, 21 elektrik dağıtım şirketi tarafından ülke genelinde uygulanacak tarifelerin içinde bulunulan uygulama döneminin yıllar bazındaki ilgili tarife dönemleri için dağıtım şirketlerinin dağıtım ve perakende satış lisansı kapsamındaki parametreleri dikkate alınarak EPDK tarafından belirlenmekte olup, elektrik dağıtım şirketlerinin ilgili mevzuat kapsamındaki maliyetlerinin karşılanması bakımından EPDK Kurul Kararları ile onaylanarak Resmi Gazetede yayımlanmak suretiyle yürürlüğe giren söz konusu tarifelere dağıtım şirketlerince uyulmasının yasal bir zorunluluk olduğunu, davacının ödemelerini yaparken ihtirazı kayıt öne sürmeden ödediğini, serbest irade ile ve ihtirazi kayıt konulmadan ödenen bedelin geri istenemeyeceğini, davacının davaya konu faturaları ihtirazi kayıtsız kabul etmesi ve süresinde itiraz etmemesi, bedellerin iadesi için davalılara yazılı müracaatta bulunmaması sebebiyle faiz talep edemeyeceğini belirterek davanın reddini ve vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; “Kayıp kaçak bedeli” tahsilinin haksız alındığı iddiası ile açılan alacak talebine ilişkindir.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile belgeleri üzerinde inceleme yapılarak ödeme tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 12/03/2018 tarihli 12 sayfadan ibaret raporunda özetle; dava dosyasından dava konusu uyuşmazlığın; taraflar arasında mevcut elektrik kullanım aboneliğine istinaden davalı tarafça düzenlenen elektrik faturalarında tahakkuk ettirilen kayıp-kaçak, iletim, dağıtım, sayaç okuma ve PSH bedellerinin iadesinin gerekip gerekmediğine ilişkin olduğu anlaşıldığını, 17/06/2016 tarih 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun ile ilgili tarifelerin düzenlenmesinde EPDK’nın Kanundaki yetkileri genişletilerek dağıtım, sayaç okuma, PSH, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri maliyet unsuru kapsamına dahil edildiğini, dosya kapsamında bulunan TL bazında Tüketim Ekstresi kullanılarak, işbu raporun inceleme ve değerlendirme kısmında oluşturulan Tablo 1 incelendiğinde; 01/2008-05/2016 döneminde davacının … nolu aboneliği için düzenlenen elektrik faturalarında toplam; 76.478,69-TL iletim, 320.364,33-TL dağıtım, 240.131,01-TL kayıp-kaçak, 50.602,60-TL PSH ve 594,52-TL sayaç okuma bedeli tahakkuk ettirildiğini, 240.131,01-TL kayıp-kaçak bedeli üzerinden 43.223,58-TL KDV alındığını, 03/2012-07/2015 döneminde kayıp-kaçak bedeli üzerinden TRT payı, enerji fonu ve BTV bedellerinin alındığının tespit edildiğini, bu dönemde tahakkuk ettirilen kayıp-kaçak bedelinin 197.098,80-TL olduğunu ve bu bedel üzerinden 3.941,98-TL TRT payı, 1.970,99-TL enerji fonu, 1.970,99-TL BTV tahakkuk ettirildiğini tespit etmiş, yine işbu raporun inceleme ve değerlendirme kısmında AG sanayi tarifesi için EPDK tarafından onaylanan dönemsel birim fiyatların verildiği Tablo 2, Tablo 1 ile karşılaştırıldığında … nolu abonelik için 01/2008-05/2016 döneminde davacı adına düzenlenen elektrik faturalarında tahakkuk ettirilen dava konusu bedellerin EPDK tarafından onaylanarak yürürlüğe giren perakende satış tarifelerine uygun olarak hesaplanmış olduğunu tespit etmiş, 6719 sayılı Kanun’un ilgili maddelerinin Anayasa’nın 2.,13., 36. ve 125. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptallerine karar verilmesi talebi ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesi’nin 28/12/2017 tarih 2016/150E. 2017/179K. sayılı kararında; 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 21.maddesiyle değiştirilen 6446 sayılı Kanun’un 17. maddesinin; (3) numaralı fıkrasının ikinci cümlesinin Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın reddine oybirliğiyle, (6) numaralı fıkrasının (ç) bendinin Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine oyçokluğuyla, (6) numaralı fıkrasının (f) bendinin Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın reddine oybirliğiyle, eklenen (10) numaralı fıkrasının Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline oyçokluğuyla, geçici 19.maddenin Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın reddine oybirliğiyle, geçici 20.maddenin Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın reddine oyçokluğuyla, karar verilmiş olduğunu, bu bağlamda; davacı tarafın ödediği belirtilen iletim, dağıtım, kayıp-kaçak, PSH ve sayaç okuma bedellerinin iadesi talebi hakkında nihai karar Sayın Mahkemeye ait olmakla birlikte, 6719 sayılı Kanun ile değiştirilen 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanun’un 17.maddesi gereği bu fatura kalemlerinin maliyet unsuru kapsamına dahil edildiği ve 6719 sayılı Kanunun 26.maddesi ile bu karara eklenen geçici 19. ve 20.maddeleri ile geçmişe dönük olarak da 17.madde hükümlerinin uygulanacağı tespit edilmiş olduğunu, dava konusu tahakkuklar EPDK tarafından onaylanarak yürürlüğe giren perakende satış tarifelerine uygun olarak düzenlendiğini, mahkeme masrafları, vekalet ücreti, v.s. diğer hususlar ile ilgili kararların, Sayın Mahkeme’nin takdirinde olduğunu bildirmiştir.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Dava, elektrik abonelerinden tahsil edilen kayıp-kaçak, dağıtım, iletim, perakende satış hizmeti ve sayaç okuma bedellerinin istirdatı istemine ilişkindir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.05.2014 günlü ve 2013/7-2454 Esas 2014/679 Karar Sayılı ilamıyla; 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 4. maddesi ile Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na tüketicilere yapılacak elektrik satışlarında uygulanacak fiyatlandırmaya esas unsurları tespit etme görevi verildiği, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun bu maddeye dayanarak 11.08.2002 gün ve 24843 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Perakende Satış Hizmet Geliri ile Perakende Enerji Satış Fiyatlarının Düzenlenmesi Hakkında Tebliği” yayımladığı, lisans sahibi şirketlerinde bu tebliğe uygun olarak tüketiciden kayıp-kaçak bedeli adı altında bedel tahsil ettikleri, ancak anılan madde ile Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu’na sınırsız bir fiyat belirleme hak ve yetkisinin verilmediği, özellikle kaçak (elektrik enerjisinin hırsızlanması) bedelinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan bedel miktarlarının şeffaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödendiğinin bilinmesininde hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğu, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu kararları ile bu bedelin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınmasının hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
Anayasanın Vergi ödevi Başlıklı 73. maddesindeki “… Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır…” şeklindeki düzenleme ve yukarıda açıklanan Hukuk Genel Kurulu kararı doğrultusunda, Dairemizce; kayıp-kaçak bedeli gibi dağıtım şirketleri tarafından faturalara yansıtılan dağıtım bedeli, sayaç okuma bedeli, parekende satış hizmeti bedeli ve iletim bedelinin, tüketicilerden tahsil edilemeyeceği kabul edilmiştir.
Ne var ki, 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilerek,Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.
Yine, 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; Geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmünü,
Geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir.
Yukarıda açıklanan bu yasa değişiklikleri birlikte değerlendirildiğinde; Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu kararlarına dayanılarak alınmış olan ve dava konusu yapılan bedeller ile ilgili olarak açılan ve halen derdest olan davalar, bu yasa değişikliklerinin yürürlüğe girmesiyle birlikte konusuz kalmıştır.
Bu noktada uyuşmazlık; davalının, davanın açılmasına sebebiyet verip vermediği, bu bağlamda davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
Yargılama harç ve giderleri, kural olarak davada haksız çıkan tarafa, eş söyleyişle aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir (HMK m. 326/I). Bu cümleden olarak, davayı kazanan taraf, davayı bir vekil aracılığı ile takip etmişse, haksız çıkan taraf, yargılama gideri olarak vekalet ücreti ödemeye de mahkum edilir (HMK m. 323/1-ğ).
Bir tarafın, dava açıldığı andaki mevzuata veya içtihat durumuna göre davasında veya savunmasında haklı olup da, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren yeni bir kanun hükmü veya yeni bir içtihadı birleştirme kararı gereğince davada haksız çıkmış olması halinde, yargılama giderlerine mahkum edilemeyeceği kuşkusuzdur.
Burada önemle vurgulanmalıdır ki, bir kimseye diğer tarafın dava giderlerinin yükletilmesinin nedeni, o kimsenin diğer tarafın gider yapmasına haksız olarak sebebiyet vermiş olmasıdır. İşte bu nedenledir ki, dava açıldığı anda haklı durumda bulunan tarafın, yargılama sırasında meydana gelen mevzuat değişikliği sonucu haksız duruma düşmesi halinde yargılama giderlerinden sorumlu tutulması olanaklı değildir.
Dosyamızda davacı, davanın açıldığı andaki mevzuata ve içtihat durumuna göre dava açmakta haklıdır. Eş söyleyişle, davaya konu bedelleri tahsil eden davalı, davanın açılmasına sebebiyet vermiştir. Davacı tarafından, davalıdan kayıp-kaçak, dağıtım, iletim, perakende satış hizmeti ve sayaç okuma bedellerinin tahsilinin talep edildiği davada, “karar verilmesine yer olmadığına” dair verilen karar, yargılama sırasında yürürlüge giren yasa değişikliğinin bir sonucudur. Bu itibarla, dava açıldığı tarihte, yapılan yasa değişikliği henüz ortada bulunmadığından, dava tarihi itibariyle davacının dava açmakta haklı olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.
Bu durumda; Dava 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. Maddesi bu yasa değişikliklerinin yürürlüğe girmesiyle birlikte konusuz kaldığından bu davada karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir. Yukardaki açıklamalardanda anlaşılacağı üzere dava açıldıktan sonra hasıl olan yasa değişikliği nedeniyle, davacının dava açmasında haksız sayılamayacağı cihetle; davacı yararına maktu vekalet ücreti takdir edilmiş olup ve yapmış olduğu diğer yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-)Davada KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-)Dava tarihindeki mevzuata ve Yargıtay HGK kararı ile daire kararlarına göre davacı yan davayı açtığı anda haklı olmakla tüm yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline ve davacı vekili yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmesine,
3-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 35,90-TL harcın peşin alınan 29,20-TL harçtan mahsubu ile bakiye 6,70-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4)Davacı tarafından yapılan 741,70-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-)Davacı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 1.000,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-)Tarafların gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/07/2018

Katip … Hakim …