Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/543 E. 2018/358 K. 02.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/543 Esas
KARAR NO : 2018/358 Karar
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 15/04/2011
KARAR TARİHİ : 02/05/2018
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 04/05/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize verdiği 15.04.2011 tarihli dava dilekçesinde özetle; “davalı ile müvekkili şirket arasında Mayıs 2010’da kış triko ürünleri için görüşmelere başlanıp 21/05/2010 tarihinde karşılıklı olarak anlaşmaya varıldığını, davalının siparişleri doğrultusunda, müvekkili şirketin gerekli üretimleri yaparak anlaşma doğrultusunda kendi yükümlülüklerini yerine getirerek ürettiği malları fatura ve sevk irsaliyesi ile davalı şirkete teslim ettiğini, davalının bir kısım malların ödemelerini yapmamasına rağmen takibe konulan ve henüz takibe konulmayan faturalara ilişkin ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediği, Şişli … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile 36.441,36-TL alacak için icra takibi başlatıldığı, ancak davalının itirazları ile takibin durduğu, davalı adına görüşmeleri yürüten … tarafından müvekkili şirketin mahasebecesi 13/01/2011 tarihinde mail göndererek toplam 43.000,00-TL nin 31/01/2011 tarihinde 15.000,00-TL, 20/02/2011 tarihinde 15.000,00-TL ve 20/03/2011 tarihinde 13.000,00-TL şeklinde ödeneceğini belirttiği, ancak bu ödemelerin yapılmaması üzerine takip başlatıldığı, bu nedenle davalının itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %40 dan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı yanın müvekkili şirkete yaptığı tebligatların yasaya aykırı olduğunu, müvekkili şirketin tebligatların yapıldığı tarihlerde şirketi başka bir adrese taşıdıklarını, davacı yanın bu durumdan haberdar olmasına rağmen tebligatları kötü niyetli bir tutumla eski adrese yaptığını, davacı tarafından dosyaya sunulan fatura ve sevk irsaliyelerinde bulunan imzaların gerçek dışı olduğunu, bu belgelerin taraflarına tebliğ edilen belgeler olmadığını, bu nedenlerden dolayı takibe haklı bir şekilde itiraz edildiğini, davacı tarafa nakit ve çek ile ödemeler yapıldığını, davacı tarafın söz konusu faturalar ile bir hak talep edemeyeceğini, dava konusu faturaların müvekkili şirkete tebliğ edilmediğini beyan ederek davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememiz dosyası rapor alınmak üzere bilirkişiye tevdi edilmiştir. Bilirkişi dosyaya rapor ve ek raporunu sunmuştur.
Mahkememizce tüm deliller toplandıktan sonra; “Davanın REDDİNE” karar verilmiştir.
Bu karar davacı tarafca süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Yargıtay … Hukuk Dairesinin …E, … K sayılı 10.03.2016 tarihli ilamı ile bozulmuştur.
Bozma ilamında özetle ; ” sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan ve eldeki davaya uygulanması gereken mülga 818 sayılı BK.’nın 32. ve devamı maddeleri uyarınca davalı defter kayıtlarıyla birlikte daha önceki teslime ilişkin sevk irsaliyeleri karşılaştırılmak suretiyle aynı kişilere yapılan teslimin davalı tarafça kabul edilip edilmediği incelenmeli, gerektiğinde bilirkişi görüşü alınmalı, ve imza incelemesi yaptırılmalı, eldeki davaya konu irsaliyelerdeki imzası bulunanların teslim almalarına onay verildiği anlaşıldığında uyuşmazlığın esası incelenmeli, aksi durumda ise davacının delilleri arasında yemin delili bulunduğu gözetilerek teslimin varlığı konusunda davacıya yemin teklif hakkı hatırlatılarak sonucuna uygun karar verilmelidir.” gerekçesi ile mahkememiz hükmünü bozmuştur.
Mahkememizce bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiştir.
Mahkememizce bozma ilamı doğrultusunda rapor alınmasına karar verilerek, dosya bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Bilirkişi 28.09.2017 tarihli 12 sayfadan ibaret raporunu sunmuştur.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor, ek rapor, bunlara dayanılarak verilen ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Taraflar arasında triko üretimi konusunda sözlü eser sözleşmesi ilişkisinin varlığı uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık icra takibine dayanak yapılan faturalara konu ürünlerin davalıya teslimi konusundadır. Takip dayanağı faturalar sevk irsaliyeleri olup çeşitli isimler adına ürünlerin imza karşılığı teslim alındığı görülmektedir. Davalı temsilcisi yargılamanın 04.11.2013 tarihli celsesindeki imzalı beyanında, sadece 318610 numaralı sevk irsaliyesinde imzası bulunan …’ın şirket elemanı olduğunu, ancak imzanın kendisine ait olmadığını, diğer irsaliyelerde yer alan şahısların davalı şirket elemanı olmadığından kabul etmediğini bildirmiştir. Sözleşme konusu bir kısım ürünün daha önce davalıya teslim edildiği ve ödemesi de yapıldığına göre bu sevk irsaliyelerindeki teslim alanlar ile dava konusu sevk irsaliyelerinde imzası bulunanların karşılaştırılması için alınan rapor dosyamız içerisine konulmuştur.
Ancak dosyamızda davalı vekilinin davalı şirketin sicilden terkin edildiğini bildirmesi üzerine Oturum arası Davalı şirketin ihyası davası açmak için yetki ve mehil verildiği davacı vekilininde İstanbul … ATM nin… E dosyasından ihya davası açtığı görüldü.
Davacı vekili mahkememizdeki 02/05/2018 tarihli duruşma sırasında; ” biz İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinde dava devam ederken davalı şirketin ortağı ve tasfiye memuru … bizim borcumuzun tamamını ödedi, davalı taraf ile hiçbir alacağımız ve borcumuz kalmamıştır, bu nedenle davada hüküm kurulmasına yer olmadığına dair karar verilsin, karşı taraftan yargılama gideri ve vekalet ücreti talebimiz yoktur ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı vekilide 02/05/2018 tarihli duruşmada ” biz şirket ve tasfiye memurunun da vekiliyiz, davacı taraf ile anlaşma yapıldı, davacıya tasfiye memuru tarafından tüm ücret ödenmiştir, bizim de yargılama gideri ve vekalet ücreti talebimiz yoktur.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Her iki tarafın bu beyanları karşısında Konusuz kalan dava hakkında hüküm verilmesine yer olmadığına, Taraflar karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediklerinden bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- Konusuz kalan dava hakkında Hüküm Verilmesine Yer Olmadığına,
Taraflar karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediklerinden bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
2-35,90-TL karar harcının peşin alınan 337,70-TL den düşümü ile kalan 301,80-TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Tarafların yaptığı yargılama giderinin tarafların üzerinde bırakılmasına,
4-Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren onbeş gün içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim …