Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/490 E. 2018/1097 K. 04.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/490 Esas
KARAR NO : 2018/1097

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 10/07/2015
KARAR TARİHİ : 04/12/2018

… Asliye Hukuk Mahkemesi( Ticaret mahkemesi sıfatıyla) nin … E.K. sayılı 05/02/2016 tarihli yetkisizlik kararı üzerine, dosya Mahkememize tevzi edilmekle yapılan duruşmalar sonunda;
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; vekiledeni şirketin Kahramanmaraş İlinde Doğalgaz, Isıtma ve soğutma sistemleri üzerine faaliyet gösterdiğini, davalı …Ş.’ nin de Kahramanmaraş İlinde bulunan bayilerinden bir tanesi olduğunu, taraflar arasında yapılan bayilik sözleşmesi gereğince davacının davalı taraftan alacağı ürün karşılığında teminat amaçlı olarak … Şubesi’ne ait 19/06/2012 tanzim tarihli, … nolu, 19/06/2015 vade tarihli 100.000,00 TL’lik teminat mektubunu verdiğini, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin sona erdiğini, davacının davalıya herhangi bir borcu bulunmadığını, vekiledeni şirketin herhangi bir borcu olmamasına rağmen davalı şirketin kötü niyetli olarak hareket ederek vekiledeni şirketin vekiledeninin cari hesap borcu olduğunu ileri sürerek ve yedinde bulunan kıymetli evrak niteliğine haiz olmayan senetleri …na ibraz ederek, uhdesinde bulunan 100.000,00 TL bedelli teminat mektubunun 36.710,37 TL’lik kısmını, 18/06/2015 tarihinde nakde çevirttiğini, söz konusu tahsilat nedeniyle davalının haksız kazanç elde ettiğini ve vekiledeni şirket aleyhine olacak şekilde sebepsiz zenginleştiğini beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, vekiledeni şirketin uğramış olduğu 36.710,37 TL’lik zararın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile vekiledenine ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; vekiledeni ile davacı taraf arasında yapılan şifahi anlaşma çerçevesinde 19.06.2012 tarihinden itibaren davacı tarafın vekiledeni şirketin yetkili satıcısı olarak faaliyet yürüttüğünü ve akabinde 01.01.2013 tarihinde vekiledeni şirket ile davacı şirket arasında şifahi anlaşma yazılı hale getirilerek yetkili satıcılık sözleşmesi bağıtlandığını, taraflar arasındaki ilişkinin ticari nitelikte olması sebebiyle davanın ticaret mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, taraflar arasında imzalanan yetkili Satıcılık Sözleşmesinin Yetki Anlaşması başlıklı 4.maddesi gereğince davanın İstanbul Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, davacı taraf ile vekiledeni şirket arasında imzalanan yetkili satıcılık sözleşmesi çerçevesinde, davacının vekiledeni şirketten alacağı malların teminatı olarak 100.000,00-TL lık teminat mektubunun vekiledeni şirkete verildiğini, davacı tarafın vekiledeni şirketten satın aldığı mallara ilişkin ödemelerini yapmadığından teminat mektubunun borç tutarı kadar olan 36.710.37-TL lık kısmının 18.06.2015 tarihinde kısmen nakde çevrildiğini, davacı vekiledeni şirkete borcu bulunmadığını iddia etmiş ise de bu konuda herhangi bir delil sunmadığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
GEREKÇE :
Dava, yanlar arasında bağıtlanan 01.01.2013 tarihli Yetkili Satıcılık Sözleşmesi uyarınca davacı tarafından teminat olarak verilen teminat mektubunun haksız olarak nakde çevrilmesi sebebiyle sebepsiz zenginleşme hukuki sebebine dayalı alacak/istirdat davasıdır.
… Asliye Hukuk Mahkemesi’ nin (Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) … E.K. Sayılı 05/02/2016 tarihli kararı ile yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğundan bahisle yetkisizlik kararı verildiği, kararın 17/03/2016 tarihinde kesinleşmesi üzerine dosyanın mahkememize tevzi edildiği anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında 01.01.2013 tarihli, 1 yıl süreli “… Anonim Şirketi 2013 yılı satış koşulları ve Yetkili Satıcılık Sözleşmesi” bağıtlandığı, davacının, davalının ürettiği ya da satışını yaptığı … markalı veya başka markalı tesisat ve yapı malzemeleri/cihazlarına ilişkin Yetkili Satıcı olarak hareket etmek ve bu sayede daha fazla müşteri elde etmek amacını taşıdığı,
Sözleşmenin 1.2 maddesinde; yetkili satıcının, … ile TTK’nun 89 ve mütakip maddeleri gereğince cari hesap usulü çalıştığı….
Sözleşmenin 1.3 maddesinde; … ile yetkili satıcı arasındaki ilişki 2 ayrı ticari işletme arasındaki ticari ilişkiden ibret olup, yetkili satıcı …’ ün TTK madde 102 ve diğer maddelerinde yazılı olduğu şekilde ne acendesi, ne ticari vekili, ne satış memuru, ne ticari ortağı ve ne de çalışanı olmayıp, kendi nam ve hesabına çalışan, … ile ilişkisinin sadece belirli şartlarla mal alıp yine kendi nam ve hesabına satan ticari işletme sahibi olması sebebiyle iş bu sözleşmede yer alan hiçbir hususa dayanarak taraflar arasında yukarıda yazılı statülerden birisi ile bağlı olduğunu iddia etme hakkına sahip olmayacağı, her türlü ticari faaliyetini ve bunların sonucu ortaya çıkacak olumlu veya olumsuz sonuçlardan doğrudan sorumlu olacağını peşinen kabul ettiğini,
Sözleşmenin l.l0 maddesinde; taraflar arasındaki her türlü ihtilaflarda tarafların ticari defterleri kesin delil teşkil edeceği, taraflardan birisinin ticari defterlerini sunmaktan imtina etmesi veya defter açılış ve kapanış tasdiklerinin eksik veya usulüne olmaması veya defterlerinin usulüne uygun tutulmadığının anlaşılması halinde diğer tarafın ticari defter, evrak ve bilgisayar kayıtlarının HMK madde 193 uyarınca kati ve münhasır delil teşkil edeceğini,
Sözleşmenin 2.1 maddeside; Yetkili satıcı/davacının siparişlerini davalıya intikal ettirirken gerekli ödemeyi de hemen yapması gerektiği, kesilen fatura ile başkaca bir vade belirlenmiş ise, ödemenin derhal yapılmaması halinde gecikme faizi ile temerrüt faizi işlemeye başlayacağı,
Sözleşmenin 2.8.maddesinde; Yetkili Satıcı davacının kendisine davalı … firması tarafından yazılı olarak veya kayıtlı elektronik posta ile ulaştırılan mutabakat mektupları üzerinden mutabakat sağlamak ve birer aylık dönemlere ait itirazlarını bir aylık süre içinde …e yazılı olarak bildirmek zorunda olduğu, bakiyeyi gösteren cetvel tebliğ edilen taraf, tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde noter aracılığıyla veya taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik içeren bir imza ile itirazda bulunmamışsa bakiyeyi kabul etmiş sayılayacağı, belirtilen süre içinde mutabakatın bildirilmediği durumlarda …’ün kayıtlarının doğru kabul edileceğinin ve doğabilecek zararlardan davacı yetkili satıcının sorumlu olacağı,
Sözleşmenin “Yetkili Satıcının Yükümlülükleri” başlıklı 3.1.maddesinde ise; Yetkili Satıcı’nın …’e Türkiye’de yerleşik, muteber ve … tarafından onaylanan bir bankadan, gayrikabili rücu, şartsız ve süresiz olarak, …’ün belirttiği metin çerçevesinde düzenlenmiş bir banka teminatı vereceği, teminat mektubunun tutarı, Yetkili Satıcı’nın çalışma hacmine ve … teminat mektubu/risk hedeflerine göre teslimatından önce …’e tevdi edileceğini, banka teminatının, sözleşme hükümleri dahilinde yetkili satıcının tüm faiz ve masrafları ile birlikte tüm faturalarda dahil olmak üzere ancak bununla sınırlı olmamak kaydıyla, tüm borçlarının tamamı ödenmediği müddetçe iade edilmeyeceği” hükümleri düzenlenmiştir.
Davacının sözleşme kapsamında davalı taraftan alacağı ürünler karşılığında teminat amaçlı olarak … Şubesi’ne ait 19.06.2012 tanzim tarihli, … nolu, 16.06.2015 vadeli 100.000-TL bedelli teminat mektubu verdiği, sözkonusu teminat mektubunun 36.710,37-TL’lik kısmının davalı tarafından tahsil edildiği anlaşılmaktadır.
Mahkememizce verilen ara karar ile, davacı yanın faaliyet adresi Kahramanmaraş olmakla, Kahramanmaraş Nöbetçi Ticaret Mahkemesi’ne (Asliye Hukuk) talimat yazılarak davacı yanın 01.01.2013 tarihli yetkili satıcılık sözleşmesi gereği ve 2013-2014-2015 yılı ticari defter ve belgelerinin incelenmesi suretiyle özellikle teminat mektubunun nakde çevrildiği 18.06.2015 tarihi itibariyle cari hesaptan kaynaklı olarak davalıya borçlu olup olmadığı ve var ise miktarının tespiti yönünden Mali Müşavir vasıtasıyla inceleme yaptırılmak suretiyle rapor alınmış, … Asliye Hukuk Mahkemesinin … Tal. Sayılı dosyasından alınan 03/05/2017 tarihli raporda;
“…. Taraflar arasında yapılan bayilik sözleşmesine göre davacı taraf davalı taraftan alacağı ürün karşılığında teminat amaçlı olarak … Şubesine ait 19.06.2012 tanzim tarihli 19.06.2015 vade tarihli 100.000.00 TL lik teminat mektubu verdiği, … A.Ş. … Ltd. Şti.’ye ait 19.06.2012 nanzim tarihli teminat mektubunu kısmi olarak tazminini sağlayarak 36.710.37 TL yi …ndan tahsil ettiği,
Davacı şirket tarafından ibraz edilen 2012-2013 ve 2014 yıllarına ait yevmiye defterlerinin açılış ve kapanış tasdikinin yapılmış olduğu, TTK . madde 64/1 ‘e göre tutulması gerekli defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğu, TTK. madde 64/3’e göre yapılması gerekli olan yasal defterlerin açılış ve kapanış tasdikinin yapıldığı bu yüzden HMK madde 222’e göre sahibi lehine delil teşkil ettiği, davacı şirketin 2012-2013-2014 yıllarına ait ticari defterlerin incelendiği ve ilgili yılların açılış ve kapanış hareketlerinde davacının davalıya borç bakiyesinin mevcut olmadığı” tespit ve rapor edilmiştir.
… Asliye Hukuk Mahkemesinin … Tal sayılı dosyasından gelen rapor üzerine , bu kez Davalı şirketin 2013, 2014, 2015 yılı ticari defter ve belgelerinin incelenmesi ve davalı defterleri yönünden alınacak raporla kıyaslanması suretiyle rapor düzenlemesi için Mali Müşavir bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, 10.08.2017 tarihli raporda;
“… Davacının talimat yoluyla incelenen ticari defterlerinde; davacının yevmiye defterinin açılış ve kapanış kayıtlarında yer alan bakiyelerde davalıya borç-alacak bakiyesinin bulunmadığı yönünde tespitin yer aldığı,
Davalının usulüne uygun ticari defter kayıtlarında ise; davalının davacı şirketten, davacı adına tanzim edilen faturalar karşılığı yapılan ödemelerin mahsubu neticesinde, teminat mektubunun nakde çevrildiği 18.06.2015 tarihi itibarıyla 36.710,37 TL. alacaklı olduğu tespit edilmiş olup,
Talimat yolu ile davacının Defteri Kebir ve Yevmiye Defterlerinin karşılaştırılmalı olarak tekrar incelenerek; davacı defter kayıtlarında yer alan davalı cari hesabının belirlenmesi, davalının 2012 yılında tanzim edilen faturalar ila davacının 2012,2013,2014 yıllarında davalı şirkete yapılan ödemelerin davacı defter kayıtlarında yer alıp almadığının, davalının bakiye alacağının ne şekilde kapatılmış(ödenmiş) olduğunun tespit edilmesi ve ayrıca davacının ödeme makbuz/dekont/banka kayıtlarını dosyaya ibrazı gerektiği,
Mevcut dosyadaki veriler ışığında davacının ticari defterleri üzerinde talimat ile yapılan inceleme verilerine göre, davacının teminat mektubunun kısmi çözüldüğü tarih itibarıyla borç/alacak bakiyesi bulunup bulunmadığının tespitinin mümkün olmadığı, ” tesbit ve rapor edilmiştir.
Bilirkişi raporlarına rağmen olay aydınlığa kavuşmadığından, davacı şirketin 2012-2013-2014 ve 2015 yılı ticari defter ve tüm belgeleri getirtilip, mahkememizce Mali Müşavir bilirkişi tarafından incelenmek suretiyle bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş, 20.11.2017 tarihli ek raporda;
“… Davacının ibraz edilmekle incelenen ticari defter kayıtlarında, davalı tarafından davacı adına 2012 yılında tanzim edilen 130.345,90 TL, fatura bedellerinin 31.12.2012 tarihi itibarıyla kasadan nakit ödeme kaydı yapılarak sıfırlanmış(kapatılmış) olduğu, 31.12.2012 tarihi itibarıyla davalıya ait herhangi bir borç alacak bakiyesinin bulunmadığı,
Davacı tarafından davalıya teslim edilen çek ve senetlerin, davalıya banka havalesi ile gönderilen (10.350 TL. + 12,150 TL,) ödemelerin, davalı tarafından tanzim edilen 3 adet faturanın davacının ticari defter kayıtlarında yer almadığı, davacının yukarıda tablo II de belirtilen davalıya teslim edilen ve ödenmediği görülen çek ve senetlerle ilgili ödeme belgelerinin, banka havalelerine ait dekontlarının dosyaya ibraz edilmediği,
Davalı defter kayıtlarında davacı tarafından teslim edilen çek ve senetlerin bedelinin ödenmemesi nedeni ile 2013 yılında davacı şirket hesabına borç kaydı yapıldığı, bu İşlemlerden dolayı teminat mektubunun bozdurulduğu tarih itibarıyla 36,710,37 TL. alacaklı gözüktüğü,
Dolayısıyla, davacının davalıdan alacaklı olduğunu ticari defter kayıtları ve dosyada mevcut belgeler ile kanıtlayamadığı,” tespit ve rapor edilmiştir.
Davacı vekilinin talepleri doğrultusunda … şubesine teskere yazılarak banka nezdinde 10.07.2013 vade tarihli 20.000-TL bedelli, … nolu bononun imzasız olduğu iddia edilmekle, bononun ellerinde ise arkalı önlü bir sureti ile bono hakkında ne işlem yapıldığı, ödenip ödenmediği, ödendi ise bono için kime ödeme yapıldığı, 10.12.2012 vade tarihli, 10.000-TL bedelli … nolu, 10.02.2013 vade tarihli, 10.000-TL bedelli, … nolu bonolar ellerinde ise arkalı önlü bir sureti ile bono hakkında ne işlem yapıldığı, ödenip ödenmediği, ödendi ise bono için kime ödeme yapıldığı, ayrıca … çek nolu, borçlusu … Mühendislik olan, 10.06.2013 vade tarihli, 10.000-TL bedelli, … çek nolu, borçlusu … Mühendislik olan, 10.07.2013 vade tarihli, 10.000-TL bedelli, … çek nolu, borçlusu … Mühendislik olan, 10.05.2013 vade tarihli, 10.000-TL bedelli çeklerin bankaya ibraz edilip edilmediği, ödeme yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise kime ödeme yapıldığı hususlarının araştırılarak Mahkememize bilgi verilmesi ve banka nezdinde mevcut ise çek suretlerininde Mahkememize gönderilmesi istenmiş, ilgili banka şubesi tarafından verilen 18/04/2018 tarihli yazı cevaplarında , 10.07.2013 vade tarihli 20.000-TL bedelli, … nolu bononun ödenip iade edildiği, 10.12.2012 vade tarihli, 10.000-TL bedelli … nolu bononun ve 10.02.2013 vade tarihli, 10.000-TL bedelli, … nolu bononun ödenmediği ve protesto olup iadesinin yapıldığı, … – … ve … nolu çeklerin, bankada takasa ibraz edildiği ödendiği, çekleri ibraz ve tahsil eden firmanın … A.Ş. olduğu bildirilmiştir.
Bankadan gelen yazı cevabı üzerine dosyada mevcut talimat bilirkişi raporu ve Mahkememizce alınan kök ve ek bilirkişi raporları arasında özellikle taraflar arasındaki sözleşmenin 1.10 maddesi uyarınca defterlerin usulüne uygun tutulup tutulmaması önem arz ettiğinden ve bu konuda çelişki yatırıldığından daha evvel verilen ara kararlar doğrultusunda bu kez çelişkilerinde giderilmesi yönünden mali müşavir bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, 11.10.2018 raporda;
“…Tarafların ticari defterlerin TTK hükümlerine göre usulüne uygun tutuldukları anlaşılmakla birlikte, davacı yanın kayıt düzenin 1 numaralı muhasebe uygulamaları genel tebliğine uygun olmadığı, hesap bakiyelerinin kasa hesabı ile kapatılmış olması (vergi usul kanunu hükümlerine göre belli tutarın üzerindeki ödeme işlemlerinin nakit olarak yapılması mümkün değildir) kayıtların doğru olmaması ve gerçek durumu yansıtmaması (davacının kendi ödemeleri dahi ticari defter kayıtlarında yer almamaktadır) dikkate alındığında, davacı şirket defterlerinin ihticaca salih olmadığı, bu anlamda taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 1.10 maddesi gereğince davalı şirket ticari defterlerinin delil teşkil edeceği,
… Genel Müdürlüğünün cevabi yazısı çerçevesinde, tahsil edilen çeklerin davalı şirket kayıtlarında davacı borcundan mahsup edilmiş olduğu, ödenmemiş olan senet bedellerinin ise karşılıksız olmaları nedeni ile davacı şirket hesabına tekrar borç yazıldığı görülmekle, davacı şirketin bu senetler yönünden davalı şirkete borçlu olduğu, buna göre sözleşmenin 1.10 maddesi de gözetilerek, delil niteliğine haiz olduğu anlaşılan davalı şirket defter kayıtlarına göre davalı şirketin 36.710,37 TL alacaklı olduğunun kabulü ve bu çerçevede teminat mektubunun kısmi olarak nakde çevrilmesinin yerinde olduğu, ” tespit ve rapor edilmiştir.
Davacı vekili 29.10.2018 tarihli dilekçeleri ile eksik ve hatalı değerlendirme yapıldığı gerekçesi ile bilirkişi raporunu kabul etmediklerini, itirazları doğrultusunda değerlendirme yapılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep ettikleri görülmüştür.
Toplanan delillere tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda ve toplanan deliller kapsamında Mali Müşavir bilirkişilerden alınan tüm raporlara, … şubesine yazılan teskereye verilen 18.04.2018 tarihli cevaba ve taraflar arasında bağıtlanan sözleşmeye göre ve sözleşmenin 1.10 maddesi uyarınca delil niteliğine haiz davalı şirket ticari defter ve kayıtlarına göre davalı şirketin teminat mektubunu tanzim tarihi 18.06.2015 tarihinde davacıdan 36.710,37-TL alacaklı olduğu ve yine sözleşme kapsamında davalı yana teminat olarak verilen teminat mektubunun kısmen nakde çevrilmesinde usul ve yasaya ve sözleşmeye aykırı hal bulunmadığı anlaşılıp kabul edilmekle davanın reddine karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür.
Bu itibarla;
HÜKÜM:
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 35,90-TL maktu red harcının peşin alınan 341,55-TL harçtan mahsubu ile bakiye 305,65-TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine ,
3-) Davacı yanca yapılan tüm yargılama giderlerin üzerlerinde bırakılmasına,
4-)Davalı duruşmalarda kendilerini bir vekil ile temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 4.388,14-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-)Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde davacıya/vekillerine iadesine,
Davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle karar verildi.04/12/2018

Katip …

Hakim …