Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/482 E. 2018/1085 K. 30.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/482 Esas
KARAR NO : 2018/1085

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/05/2016
KARAR TARİHİ : 30/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde;
Arnavutköy İlçesi, … Mahallesi, …, … Caddesi üzerinde … santraline ait … kablosunun … adına … Ltd. Şti. tarafından yapılan atık su kanal çalışmaları esnasında kopartılmak sureti ile hasara uğradığı, hasar mahalli krokisinin ve fotoğrafların dava dilekçesi ekinde sunulduğu, hasarın ardından durumun tutanakla tespit edildiği, akabinde hasarın giderilmesi için gerekli çalışmaların yapıldığı, malzeme gideri ve işçilik gideri ve işletme zararı olmak üzere toplam 234,7 TL zarara uğratıldıkları, oluşan zararı gösterir Hasar Keşif Tutarı Forumu’nun dava dilekçesi ekinde sunulduğu, davalı taraftan hasar bedelinin ödenmesinin istendiği fakat herhangi bir ödeme yapılmadığı, bu nedenle rızaen ödenmeyen alacağın hüküm altına alınması için huzurdaki davanın açıldığı ifade edilerek 234,7 TL tutarındaki alacağın hasar tarihi olan 05.08.2015 tarihinden itibaren başlayan T.C. Merkez Bankası’nın kısa vadeli avanslar için öngörülen avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafa ait olan ve Arnavutköy İlçesi, … Mahallesi, …, … Caddesi üzerinde … santraline ait … kablolarına idare Müteahhidi … Ltd. Şti. tarafından yapılan atık su kanal çalışmaları sırasında hasara uğratıldığı iddiası ile hasar bedelinin tahsilini talebi ile dava ikame edildiği, iddia konusu haksız eylemi yapanın kendileri olmadığı, diğer davalı firma olan … Ltd. Şti. tarafından kazı çalışması sırasında yapıldığı, hasara neden olanın diğer firma olduğu, atık su veya içme suyu çalışmaları esnasında diğer yeraltı hizmet tesislerine meydana gelebilecek tahribat ve kazalardan tamamen yüklenicinin sorumlu olduğu, gerekli tedbirleri almakla yükümlü olduğu, Yapım İşleri Genel Şartnamesi “ İş ve işyerlerinin korunması ve sigortalanması” madde 9 (6) fıkrasında “..işin devamı süresince meydana gelecek kazalardan, bu kazaların sebep olacağı can ve mal kaybından ve üçüncü kişilere verilecek her türlü zararlardan yüklenici tamamen sorumlu olacaktır. Yüklenici veya alt yüklenicilerin sigorta kapsamı içinde veya dışında kalan hareket ver fiillerinden dolayı meydana gelecek bütün talep ve iddiaların karşılanması yükümlülüğü de yükleniciye aittir.” Hükmü gereği meydana gelecek hasar ve zarardan yüklenicinin sorumlu olduğu, kendilerinin (… Genel Müdürlüğü’nün) herhangi bir kusurunun olmadığı, bu nedenle davanın sadece bu şirkete yönlendirilmesi gerektiği, yüklenici ile aralarında imzalanan sözleşmenin 17 ve 33.6 no’lu maddelerine, İnşaat İşleri genel Teknik Şartnamesinin 3.4, 10.1 ve 10.2 no’lu maddelerine , Kanalizasyon teknik Şartnamesinin 4.5 no’lu maddesine , Yapım İşleri genel Şartnamesinin 9,25,26 nolu maddelerine ve birim fiyat tariflerine göre yüklenicinin yaptığı işlerle ilgili olarak ortaya çıkabilecek her türlü kaza, hasar, şikayet, zarar ve ziyandan dolayı maddi, manevi hukuki ve cezai olarak sorumlu olduğu, ilgili müteahhit tarafından gerçekleştirilen çalışmaların da sigorta kapsamında olduğu, bu nedenle kendilerine (… Genel Müdürlüğü’ne) husumet yönlendirilmesinin doğru olmadığı, diğer davalı olan müteahhit firma ile yapılan sözleşmenin niteliği itibarı ile istisna sözleşmesi olduğu, buna göre, işin yapılması sırasında 3. Şahısları uğrayacağı zarardan müteahhit firmanın sorumlu olduğu, bu yüzden, husumet yönünden davanın reddinin gerektiği iddiasının ifade edildiği görülmektedir. Yine cevap dilekçesindeki açıklamalardan, davanın esas yönünden de reddinin talep edildiği görülmekte, haksız fiilden mütevellit zararları düzenleyen B.K. mad. 41’e göre zararın tazmini için kusur-zarar –illiyet bağının oluşmadığı, dava konusu hasar iddiasına bağlı tazminat talebinin muhatabının kendileri olmadığı, eylem ve işlerinden doğan bir zararın olmadığı, hukuken sorumluluklarının olmadığı, hasarı meydana getiren yüklenici firma elemanları üzerinde BK 55 anlamında gözetim ve denetimlerinin olmadığı, istisna akitlerinde işi ihale eden idarelerin iş sahibi konumunda olduğu, bu sebeple iş sahibi değil de işveren olarak değerlendirilerek ve yüklenici firma elemanları tarafından verilen hasardan sorumlu olduklarının ileri sürülmesinin hukuka aykırı olduğu, yüklenilen işi yapacak olan firma elemanlarının kendilerinin gözetim ve denetiminde olmadıkları, sadece iş yapıldıktan sonra yapılan işin teknik şartnameye uygun olarak yapılıp yapılmadığının denetlendiği, ihale edilen işlerde yapılan işlerin tekniğine ve şartnameye uygun olup olmadığının kamu görevlisi olan kontrol mühendisleri aracılığı ile izlendiği, takip edilenin işi yapan yüklenici firma elemanları olmadığı, yapılan iş olduğu, aleyhte açılan davada dava konusu zararı ödemekle yükümlü tutulabilmeleri için zararın varlığının yeterli olmadığı, zararla idari eylem veya işlem arasında illiyet bağının bulunması şartlarının bir arada gerçekleşmiş olmasının zorunlu olduğu, ayrıca, dava konusu olayda hasar iddiasına konu davacıya ait altyapı tesislerinin projesine ve yapı tekniklerine uygun bir biçimde döşenip döşenmediğinin de araştırılması gerektiği, düzenlenen hasar tespit tutanağının da tek taraflı olarak hazırlandığı, kabul edilmesinin mümkün olmadığı ifade edilerek davanın husumet ve esas yönünden reddine karar verilmesinin talep edildiği görülmektedir.
GEREKÇE:
Dava; Haksız fiilden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir.
Davacı vekili delil ve belgelerini ibraz etmiş, davada; hasar tespit tutanağı, hasar keşif tutarı formu, keşif, bilirkişi incelemesi, tanık vs. deliline dayanmıştır.
Mahkememizce mevecut eylem sebebiyle oluşan zarar ve miktarı yönünden bilirkişilerden rapor aldırılmış, bilirkişiler 16/06/2018 tarihli raporlarında; Dava konusu hasar nedeniyle, davacı’ nın; KDV dahil, toplam 264,60 TL tutarında tazminat talep edebileceği tespit ve rapor edilmiştir.
Mahkememizce toplanan delillere, iddia ve savunmaya göre mevecut eylem sebebiyle oluşan zarar ve miktarı yönünden bilirkişilerden rapor alınmış, bilirkişiler 16/06/2018 tarihli raporunda: Hasar tespit tutanağı ve hasarın giderilmesine ilişkin yapılan işleme ilişkin faturadan: atık su kanal çalışması sırasında … Caddesine dik bir sokak üzerinde, caddeye paralel şekilde döşenen, … lokaline bağlı … yer altı haberleşme kablosunun kazı esnasında kopartıldığı, kopan kısmın 8 metre olduğu, sözü edilen … kablonun 50 sadet çift iletkenden oluştuğu anlaşılmakta, tamirinin kopan kablo yerine 8 metre kablo eklenmesi sureti ile yapıldığı anlaşılmakta. Ekleme sırasında 50 adet kablo çiftinin konnektörler vasıtası ile kopan kabloya her iki taraftan eklenmesi sureti ile gerçekleştirildiği (her iki tarafta 100’er adet konnektör, toplam 200 konnektör), birleştirilen yerin izole edilmesi amacı ile ek kablonun her iki taraftan dış kılıflama ile kılıflandığı, sözü edilen hasarlı kablo tipinde (50 adet 0.5 mm çapında çift iletkenden oluşan zayıf akım haberleşme kablosu) kabloların güncel fiyatının (2018 yılı fiyatı) 17,414TL olduğu anlaşılmakta (birçok farklı türde ve amaca yönelik kablo üreten üreticinin 10 kasım 2017 tarihli fiyat listesinden, Resim 1 ). Dava konusu olayda kopan kablonun tamiri için kullanılan malzeme (kablo, bağlantı konnektörleri ve izolasyon kılıfları) ile işçilik giderinin olay tarihi itibarı ile piyasa rayiç bedelleri ile örtüştüğü, dolayısıyla itibar edilebileceği, davacı tarafın, kopan kablo nedeni ile haberleşmenin aksamaya uğramış olması sebebiyle zarara uğradığına ilişkin bir iddiasının olmadığı, kopan kablolar nedeniyle abonelerinin haberleşmesinin aksadığına ilişkin bir tespitinin olmadığı, haberleşmenin aksaması nedeniyle bir bedel talep etmediği görülmekte, bu sebeple, kopan kablo nedeni ile haberleşmenin aksaması gibi bir nedenle zarar oluşmadığı, dava konusu hasar nedeniyle, takdiri Sn. Mahkeme’ ye ait olmak üzere, Davacı’ nın; KDV dahil, toplam 264,60 TL tutarında tazminat talep edebileceği ve her iki davalının da meydana gelen hasarda birlikte sorumlu olmakla, denetlemeye ve hükme dayanak etmeye elverişli bilirkişi raporuna göre davanın kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-)Davanın kabulü ile;
-234,70 TL’ nin 05/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 35,90-TL harçtan peşin alınan 29,20-TL harcın mahsubu ile bakiye 6,70-TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
-Davacı tarafından dava açıldığı sırada yatırılan 29,20 TL peşin nispi harcın davalıdan tahsiline, davacıya verilmesine,
3-)Davacı tarafından yapılan 29,20 başvurma harcı, 1.200,00-TL bilirkişi ücreti, 277,25-TL davetiye gideri olmak üzere toplam 1.506,45-TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-)Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 234,70-TL maktu vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-)Karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacının / davalının gider / delil avanslarından artan bakiyelerinin davacı / davalı / vekillerine iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzünde; miktar yönünden kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/11/2018

Katip …

Hakim …

**Bu belge 5070 sayılı Kanun Kapsamında Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.**