Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/469 E. 2021/392 K. 26.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/437 Esas
KARAR NO:2021/483

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:22/02/2017
KARAR TARİHİ:23/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “Davacı ile davalı şirket arasında Reklam Ajansı Hizmet Sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme uyarınca hizmetin verilmesi üzerine davalı kendisine gönderilen 03.12.2015 tarihli faturayı ödemediğini, hizmete konu faturalandırılan bu borcunu ödemediğinden alacak tahsili için …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takip yapıldığını, davalının takibe haksız itiraz ettiğini beyan etmiş, sonuç olarak davanın kabulü ile itirazın iptaline, davalı aleyhine % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapıldığı halde süresi içinde bir cevap dilekçesi vermediği, Davalı vekilinin vekaletname sunarak vekil olarak uyapa kaydının yapılmasını talep ettiği, ancak duruşmalara katılmadığı ve herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı görüldü.
…. İcra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası dosyamız içersine getirtilmiştir. Dosyanın incelenmesinde 8.260.-Tl asıl alacağa % 9 yasal faizi tutarı 663,97 Tl işlemiş faizi ile birlikte toplam 8.923,97 Tl için takip yapıldığı, ödeme emrinin 28.11.2016 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içersinde 02.12.2016 tarihinde uyap üzerinden borca itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin … esas sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde; Dosyada mevcut, taraflar arasında imzalanan Reklam Ajansı Hizmet sözleşmesi uyarınca davacının, verdiği hizmet bedelini faturaladırarak davalıya gönderdiği halde borcun ödenmediğinin davacı iddiasından anlaşıldığı, bunun üzerine davacının 8.260.-Tl asıl alacağa % 9 yasal faizi tutarı 663,97 Tl işlemiş faizi ile birlikte toplam 8.923,97 Tl için takip yapıltığı, ancak davalının takibe itirazı üzerine takibin durduğunun anlaşıldığı, … Ticaret Sicil Müdürlüğüne davalı, … San. ve Tic. A.Ş.’nin 15/08/2016 tarih 670 sayılı KHK kapsamında kalan veya herhangi bir KHK ile el konulan, kayyum atanan veya …’ye devredilen şirketlerden olup olmadığı hususunda Mahkememize bilgi verilmesinin istendiği, gelen 30/01/2018 tarihli cevabi yazıda, 11/05/2000 tarihinde müdürlüklerinde kurulmuş olup, kaydın 674 sayılı KHK 19.Mad. Gereğince …’ye devredildiğinin bildirildiği, davalı şirketin OHAL kapsamında kapatılarak el konulduğu, bu anlamda … ye söz konusu şirketin 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5. Maddesi uyarınca el konulan şirketlerden olup olmadığının sorulduğu ve verilen cevapta …. Sulh Ceza Mahkemesinin 02/09/2016 tarihli ve … .İş sayılı kararı ile davalı şirkette görev yapan kayyımların yetkilerinin … ye devredildiğinin, Fon Kurulu ve Başbakan Yardımcılığı makamının muhtelif kararlarıyla anılan şirketin yönetim kurulu oluşturularak üyeliklerine atamalar yapıldığının, diğer taraftan fondan bağımsız tüzel kişiliği ve taraf ehliyetine haiz … A.Ş.’nin hiçbir şekilde, hak, borç, dava veya takipleri devralmadığı gibi davalının borç ve yükümlülüklerinden sorumlu olduğunun beyan edildiği, daha sonra çıkan 675 sayılı KHK nın 16/1 maddesi dikkate alındığında dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesine gönderilmiştir.
İstanbul BAM 17.HD 13/06/2019 tarih 2018/3198 esas … karar sayılı ilamında; “…Dava, faturaya dayalı alacağın ödenmemesi nedeniyle alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Uyuşmazlık, davalı şirket hakkında açılan davanın 675 sayılı KHK nın 16/1 maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan reddinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
… Ticaret Sicil Müdürlüğünün 30/01/2018 tarih ve 50.110/1454 sayılı cevabi yazılarında, davalı … San. ve Tic. A.Ş.’nin 11/05/2000 tarihinde müdürlüklerinde kurulduğu, 674 sayılı KHK.nin 19.Maddesi gereğince …’ye devredildiği bildirmiştir.
…’den (davanın ihbarı nedeniyle) gelen 16/10/2018 tarih ve …sayılı yazıda, davalı şirketin yönetimine önce … Sulh Ceza Hakimliğinin … Değişik İş kararı ile 05.08.2016 tarihinde Ceza Muhakemesi Kanununun 133’üncü maddesi uyarınca kayyım atandığı, daha sonra …. Sulh Ceza Hakimliğinin 02.09.2016 tarihli … Değişik İş kararı ile davalı şirkete atanan kayyımların görev ve yetkilerinin 674 sayılı KHK’nın 19’uncu maddesi gereği …’ye devrolunduğu bildirilmiştir.
Sonuç olarak, davalı şirketin 670 sayılı KHK kapsamında kapatılmadığı ve Hazineye devredilmediği anlaşılmaktadır.
İlk derece mahkemesinin gerekçesine dayanak yaptığı 675 sayılı KHK nın 16/1 maddesi kapatılan kurum ve kuruluşlar ilgilidir.
10.11.2016 tarih ve 6758 sayılı Kanunla kabul edilen ve OHAL kapsamında çıkarılan 674 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 19.maddesi; “(1) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce terör örgütlerine aidiyeti, iltisakı veya irtibatı nedeniyle 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 133 üncü maddesi uyarınca kayyım atanmasına karar verilen şirketlerde görev yapan kayyımların yetkileri, hakim veya mahkeme tarafından …na devredilir ve devirle birlikte kayyımların görevleri sona erer. (2) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra ve olağanüstü halin devamı süresince terör örgütlerine aidiyeti, iltisakı veya irtibatı nedeniyle Ceza Muhamekesi Kanununun 133 üncü maddesi uyarınca şirketlere ve bu Kanunun 13 üncü maddesi uyarınca varlıklara kayyım atanmasına karar verildiği takdirde, kayyım olarak … atanır. (3) (Değişik: 2/1/2017-KHK-680/81 md.) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan ve … Genel Müdürlüğüne veya Hazineye devredilen şirketler hariç olmak üzere; birinci ve ikinci fıkra kapsamındaki şirketler, soruşturma ve kovuşturma sonuna kadar, …nun gözetiminde, …nun ilişkili olduğu Bakanın atadığı yöneticiler tarafından ticari teamüllere uygun olarak ve basiretli tüccar gibi yönetilir. Bu şirketlerin yöneticileri …nun ilişkili olduğu Bakan tarafından atanır ve görevden alınır. Bu şirketlerin mali durumu, ortaklık yapısı, piyasa koşulları veya diğer sorunları nedeniyle mevcut halin sürdürülebilir olmadığının tespit edilmesi durumunda, şirketin yahut varlıklarının veya 5271 sayılı Kanunun 128 inci maddesinin onuncu fıkrasında belirtilen malvarlığı değerlerinin satılmasına veya feshi ile tasfiyesine …nun ilişkili olduğu Bakan tarafından karar verilebilir. Satış ve tasfiye işlemleri ilgili şirketin yönetim kurulu tarafından yerine getirilir. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar …nun ilişkili olduğu Bakan onayıyla belirlenir. (4) (Ek: 17/4/2017-KHK-690/73 md.) Üçüncü fıkra kapsamında gerçekleştirilen varlık ve malvarlığı değeri satışlarına bağlı olarak elde edilen gelirden borçlar ödendikten sonra kalan tutar, şirket işlerinde kullanılabilir. Üçüncü fıkra kapsamında gerçekleştirilen fesih ve tasfiye işlemleri sonunda borçlar ödendikten sonra kalan tutar, yargılamanın kesin hükümle sonuçlandırılmasına kadar bir kamu bankasında açılan hesapta nemalandırılır.” şeklindedir.
Yine; 17.01.2017 tarih ve 29951 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “10/11/2016 Tarihli ve 6758 Sayılı Kanunun 19 uncu Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar”ın 4’üncü maddesinin 1’inci fıkrasına göre de “kayyımlık görevi …’ye devredilen şirketler, bu şirketlerin varlıkları veya malvarlığı değerleri, soruşturma ve kovuşturma sonuna kadar şirket yöneticilerince ticari teamüllere uygun olarak basiretli bir tüccar gibi yönetilir. Keza 6’ıncı maddeye göre de bu şirketler hak ve menfaatleri gözetilerek ticari teamüllere uygun bir şekilde basiretli bir tacir gibi yönetilir. Şirketin iktisadi faaliyetlerini sürdürmesi, üretim ve istihdama katkı sağlaması esastır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Böylece, yönetimi …’ye devredilmiş olan davalı şirket konumundaki kurumların, …’nin gözetiminde ticari teamüllere uygun olarak ve basiretli tüccar gibi yönetilmesine devam edilmektedir. Bu nedenle, davalı şirket aleyhine, borçlu olduğu iddiasıyla açılan davada işin esasına girilerek, yargılamaya devamla toplanacak delillere göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekinde davanın 675 sayılı KHK nın 16/1 maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi doğru olmamıştır…” gerekçesiyle Mahkememizin 2017/175 Esas 2018/649 karar 09/07/2018 tarihli kararının kaldırılmasına karar vermiştir. İstanbul BAM 17.HD 13/06/2019 tarih … esas … karar sayılı kaldırma ilamı üzerine dosya Mahkememizin 2019/437 esas sırasına kaydedilmiştir.
Mali Müşavir Bilirkişi … 17/03/2021 tarihli raporunda özetle; davacı tarafın 2015 yılına ait ticari defterlerinden Yevmiye Defteri ile Defter-i Kebir, Envanter defteri açılış tasdikinin TTK madde 64, 66 ile VUK madde 220-226 uyarınca yasal süresi içerisinde usulüne uygun şekilde yaptırıldığını, kapanış tasdiklerinin yapıldığını, Ticari Defter kayıt nizamının VUK 215-219 ve muhasebe sistemi uygulama genel tebliğleri hükümlerine ve usulüne uygun olduğunu, ticari defterlerin birbirini tamamladığını, açıklanan nedenlerle davacı şirketin 2015 yılı ticari defterlerinin HMK 222.nci maddesi uyarınca sahibi lehine delil teşkil ettiği hususunun takdirinin Mahkemeye ait olduğunu, davacı tarafın ticari defterlerinde davalı taraftan 8.260,00-TL alacaklı olduğunu, davacı tarafın borçlunun %20 icra inkar tazminatının hükmedilmesin talebine ilişkin takdirinin Mahkemeye ait olduğunu tespit ve rapor etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde ve değerlendirildiğinde;
2004 sayılı İİK madde 67 uyarınca; “takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde Mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağın varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir”.
…. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası sureti celp edilerek dosyamız arasına alınmış olup, takip dosyası incelendiğinde; alacaklının …, borçlunun … olduğu, takibin 8.260,00-TL asıl alacak, 663,97-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 8.923,97-TL alacağa ilişkin ilamsız takip olduğu, takip dayanağının 03/12/2015 tarihli … seri numaralı 8.260,00-TL tutarlı fatura olduğu, 23/11/2016 tarihli ödeme emrinin 28/11/2016 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlunun 02/12/2016 tarihinde, süresi içerisinde borca, ferilerine ve faize itiraz ettiği görülmüştür. İtiraz üzerine takibin durdurulmasına dair bir kararın alacaklı/vekiline tebliğine dair takip dosyası kapsamında mazbataya ve sair bilgi belgeye rastlanmamakla birlikte, eldeki itirazın iptali davasının 22/02/2017 tarihinde açıldığı, alacaklı/vekiline itiraz üzerine takibin durdurulması kararının tebliğine dair mazbata, sair bilgi belge de bulunmadığından İİK madde 67’de öngörülen bir yıllık sürenin işlemeye başlamadığı gibi takip tarihi ile dava tarihi arasında da 1 yıldan az süre bulunduğu görülmekle eldeki itirazın iptali davasının süresi içerisinde açıldığının kabulü gerektiği anlaşılmıştır.
Dava, faturaya dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali davası olup, BAM kaldırma ilamında da belirlendiği üzere davalı şirketin 670 sayılı KHK kapsamında kapatılmadığı ve Hazineye devredilmediği, böylece tüzel kişiliğinin devam ettiği anlaşılmaktadır. Alınan bilirkişi raporunda belirlendiği üzere davacının 2015 yılı ticari defterleri HMK 222.nci maddesi uyarınca sahibi lehine delil teşkil etmekte ve davacı ticari defterlerine göre davacının davalıdan 8.260,00-TL alacaklı olduğu anlaşılmaktadır.
Takip dosyasında, davacı alacaklı tarafça 8.260,00-TL asıl alacak, 663,97-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 8.923,97-TL talep edilmiştir.
Davacı tarafça dava dilekçesinde, davalının davacı şirkete gönderdiği 14/12/2016 tarihli hesap mutabakatı talebinde şirketin 09/09/2016 tarihi itibariyle bakiye borcunun 8.260-TL olduğunun bildirildiği ve borçta mutabık olunup olunmadığının sorulduğu belirtilmiş, davacı tarafça söz konusu mutabakat mektubuna göre davalının icra takip tarihi olan 23/11/2016 tarihinden önceki bir tarihte yani 09/09/2016 tarihi itibariyle borcu kabul ettiği iddia edilmişse de, dava dilekçesi ekinde yer alan 14/12/2016 tarihli mutabakat metni incelendiğinde, davalının bu metni 14/12/2016 tarihinde imzaladığı görülmekle takip tarihi olan 23/11/2016 tarihinden sonra 14/12/2016 tarihinde düzenlenen ve yine davalı tarafça 14/12/2016 tarihinde imzalanan mutabakat metnine göre davalının 09/09/2016 tarihi itibariyle temerrüde düştüğü söylenemez. Zira takip tarihinden önce davalıya gönderilmiş bir mutabakat metni olmadığı gibi takip öncesi davalıyı temerrüde düşürecek başkaca bir ihtarname de dosya kapsamında bulunmadığından davalının temerrüdünün oluşmadığı anlaşılmakla; davalının takibe itirazının 8.260,00-TL asıl alacak yönünden iptaline, takip talebinde yer alan işlemiş faize ilişkin talebinin ise reddine karar vermek gerekmiştir.
2004 sayılı İİK madde 67/2.maddesi uyarınca; “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” neticeten işbu davada davalı borçlunun itirazının haksızlığına karar verildiğinden ve faturadan kaynaklanan alacak likit olduğundan hükmolunan meblağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın kısmen kabulüne,
…. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında davalının takibe itirazının 8.260,00-TL alacak üzerinden iptaline, 8.260,00-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9 yasal faiz işletilmek suretiyle takibin devamına,
Fazlaya dair talebin reddine,
2-Alacağın %20’si oranında 1.652,00-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 564,24-TL harctan peşin alınan 152,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 411,84-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 423,70-TL tebligat/posta gideri, 600,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.023,70-TL’nin kabul red oranına göre 947,43-TL tutarındaki kısmı ile başvurma harcı 31,40-TL, peşin harç 152,40-TL olmak üzere toplam 1.131,23-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Kendini vekille temsil ettiren davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Kendini vekille temsil ettiren davalı lehine reddedilen kısım yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 663,97-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Yatırılan avanstan artan bakiyenin karar kesinleştiğinde yatırana/vekiline iadesine,
8-…. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasının karar kesinletiğinde iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilininyüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.23/06/2021

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.