Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/467 E. 2019/332 K. 10.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/467 Esas
KARAR NO : 2019/332

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 28/04/2016
KARAR TARİHİ : 10/04/2019
Mahkememizde görülen Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi ile, davacı şirketin 2015 Ocak ayından itibaren … isimli restaurant ve kafe işletmeciliği yaptığını, 28.03.2016 tarihinde ön sözleşme ile kahve değirmeni satın aldığını, bir gün sonra elektrik tesisatçısı ile bu değirmenin elektrik bağlantısının yapıldığını, bağlantı tarihini ispatlar nitelikte elektrik şirketi tarafından fiyat teklifinin mevcut olduğunu ancak bağlantının elektrik tesisatçısı tarafından yanlış yapıldığını, daha sonra davalı kurum tarafından davacı aleyhine usulsüz elektrik tespit tutanağı düzenlendiğini ve sonrasında davalı kurum tarafından haksız ve dayanağı olmadığı iddia edilen 12.517,00 TL tutarında kaçak elektrik faturası tahakkuk ettirildiğini beyanla dava konusu borca ilişkin faturaların ödenmemesi adına ihtiyati tedbir kararı verilmesi, borca ilişkin sorumluluğunun olmadığının tespit edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize sunduğu yanıt dilekçesi ile, davalı kurumun 30.03.2016 tarihinde yaptığı kontrollerde harici hattan kaçak elektrik kullanımının tespit edildiğini ve tutanak düzenlediğini, tespit sırasında sayaç ve harici hattan geçen akımların ölçüldüğünü, mevzuat gereği 7.642,60TL kaçak bedeli, 4.875,20 TL kaçak ek tahakkuk bedeli olmak üzere toplam 12.517,00 TL bedel tahakkuk edildiğini, tahakkukların yürürlükte bulunan mevzuata uygun olarak yapıldığını, davacının sayaç ve tesisata müdahale edildiğini kabul ettiğini, müdahelenin elektrikçi tarafından yapıldığını ve kendilerinin sorumlu olmadığını ileri sürdüğünü, davalı kurumun yapılan kontrollerde sayaca müdahale edildikten sonra enerjinin harici hattan geçirilmesinden dolayı elektrik sayacının ölçüm yapmadığını, davacının karşılığını ödemeden kaçak elektrik kullandığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Dava, kaçak/usulsüz elektrik tespit tutanağına istinaden tahakkuk ettirilen miktardan borçlu olmadığının tespiti istemini konu almaktadır. Ne var ki, davanın devamı sırasında, menfi tespit istemine konu miktar fer’ileri ile birlikte ödenmiş olmakla, davacı, davasının istirdat davası olarak görülmesini talep etmiştir.
Tutanak tarihinde yürürlükte bulunan 08/05/2014 tarihli Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin “Kaçak elektrik enerjisi tüketimi” başlığını taşışan 26.maddesi uyarınca gerçek veya tüzel kişinin;
a) Kullanım yerine ilişkin olarak; perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşma olmaksızın dağıtım sistemine müdahale ederek elektrik enerjisi tüketmesi,
b) Dağıtım sistemine veya sayaçlara veya ölçü sistemine ya da yapı bina giriş noktasından sayaca kadar olan tesisata müdahale ederek, tüketimin doğru tespit edilmesini engellemek suretiyle, eksik veya hatalı ölçüm yapılması veya hiç ölçülmeden veya yasal şekilde tesis edilmemiş sayaçtan geçirilerek, mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketmesi,
c) Dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin ilgili mevzuata uygun olarak kestiği elektrik enerjisini, mücbir sebep halleri dışında; yükümlülüklerini yerine getirmeden dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin izni dışında açması,
kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilir.
Yönetmeliğin “Kaçak elektrik enerjisi kullanımı tespit süreci” başlığını taşıyan 27.maddesi uyarınca 26 ncı maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde yer alan hususlar göz önünde bulundurularak; kullanım yerinde yapılan kontrollerde, gerçek veya tüzel kişiler tarafından; a) dağıtım sistemine veya ölçü sistemine ya da tesisata tüketimin doğru tespit edilmesini engellemek suretiyle yapılan müdahalelerin tespiti veya 26. maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bendi hallerinde, b) Elektrik enerjisinin eksik veya hatalı ölçülerek veya hiç ölçülmeden veya yasal şekilde tesis edilmemiş sayaçtan geçirilerek tüketilmesi halinde, c) Sayaçların tüketimleri doğru kaydetmediği şüphesi bulunması durumunda sayaç sökülerek yerine uygun bir sayaç takılmak sureti ile incelemeye alınır. Sökülen ve takılan sayaçlarla ilgili EK-2’de yer alan sayaç sökme takma tutanağı düzenlenir. İnceleme sonucunda sayaca müdahale edilerek tüketimin doğru tespit edilmesinin engellenmesi suretiyle elektrik enerjisinin eksik veya hatalı ölçülerek veya hiç ölçülmeden tüketildiğinin labaratuvar raporu ile tespiti halinde, EK-1’de yer alan kaçak tespit tutanağı düzenlenir. Tutanaklarda yer alan bilgilerin eksiksiz ve okunaklı olarak doldurulması esastır.
Yönetmeliğin “Kaçak elektrik tüketim miktarının hesaplanması” başlığını taşıyan 28/3.maddesi uyarınca mühürlenmiş sayaçtan geçirilmeksizin ayrı bir hat çekilerek birtakım cihazlar kaçak olarak beslenmiş ise, tüketilen elektrik enerjisi sadece bu hat üzerindeki cihazların kurulu gücü dikkate alınarak hesaplanır.
Yönetmeliğin “Kaçak elektrik tüketim miktarının hesaplanmasında ve faturalamada esas alınacak süre” başlığını taşıyan 29/1-b maddesi uyarınca 26. maddenin birinci fıkrasının (b) bendi çerçevesindeki tespitlerde,
1) Kullanım yerine ilişkin olarak; perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşma yapılmış olan yerler için, kaçak elektrik enerjisi kullanımına ilişkin olarak yapılacak hesaplamada esas alınacak süre; son endeks okuma ile tutanak düzenlenmiş olması kaydıyla kontrol, mühürleme, kesme-bağlama, sayaç değiştirme işlemleri gibi, sayaç mahallinde dağıtım şirketince gerçekleştirilmiş olan en son işlem tarihi ile kaçak tespitinin yapıldığı tarihe kadar olan süredir ve bu süre 90 günü geçemez. Ancak, sayaçtan geçirilmeden ayrı bir hatla kaçak elektrik enerjisi kullanımının tespiti halinde, kullanım süresi esas alınır. Ancak bu süre 180 günü geçemez.
2) (1) numaralı alt bentte belirtilen sürenin dışında, tüketicinin kaçak elektrik enerjisi kullanım başlangıç tarihinin doğru bulgu ve belgelerle tespit edilmesi halinde, kaçak tüketime ek olarak (1) numaralı alt bent çerçevesinde belirlenen başlangıç tarihinden itibaren, doğru bulgu ve belgelerle tespit edilmiş kaçak elektrik enerjisi kullanımı başlangıç tarihine kadar geriye dönük normal tüketim hesabı yapılır.
Aynı maddenin 2.fıkrası gereğince kaçak elektrik tüketim miktarının hesaplanmasında ortalama günlük çalışma saatleri;
a) Meskenlerde; 5 saat kabul edilir.
b) Tarımsal sulama abonelerinde; ilgili Tarım İl Müdürlüğünden ürün bazında alınacak sulama sezonu saati bilgisi çerçevesinde belirlenen saat olarak kabul edilir.
c) Sanayi abone grubundan enerji alanlar ile turistik tesisler, akaryakıt istasyonları, hastaneler, alışveriş merkezleri gibi vardiyalı hizmet veren tüketicilerden, tek vardiyalı çalışanlar için 7 saat, iki vardiya çalışanlar için 14 saat, üç vardiya çalışanlar için 21 saat kabul edilir.
ç) Diğer abonelerde; 8 saat kabul edilir.
d) Perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşması olmayanlara, çalışma saatleri % 20 oranında artırılarak uygulanır.
Mahkememizce yürütülen tahkikat kapsamında alınan bilirkişi raporunda dava konusu olayın mühürlenmiş sayaçtan geçirilmeksizin ayrı bir hat çekilerek bir takım cihazların kaçak olarak beklendiğinden Yönetmeliğin 26.maddesine göre kaçak elektrik enerjisi tüketimi olduğunu, Yönetmeliğin 29.maddesine göre davacının kaçak hattan hangi tarihten itibaren elektrik enerjisi kullanıldığına ilişkin hiçbir doğru bulgu ve bilgi bulunmadığını, bu nedenle sadece kaçak tüketim süresi 180 günün alınacağını, hiçbir doğru bulgu ve bilgi bulunmadığından ek olarak geriye dönük normal tüketim hesabı yapılmayacağını, davalının, ortalama günlük çalışma süresini 17 saat olarak hesaplamasına rağmen tüketim hesabında bu süreyi 21 saat olarak aldığını, Yönetmeliğin 29.maddesi uyarınca hesaplanan 17 saate göre tüketim hesabı yapılması gerektiği, maddede bir üst değere yükseltileceğine dair hüküm bulunmadığını, Yönetmelikte amir hüküm bulunmasına rağmen davalının kaçak hat üzerindeki cihazların kurulu gücünü tespit etmediğini, çekilen anlık akımlarda gücü 3,3 kW olarak hesapladığını, (hesaplanan gücün kW değil kVA olduğunu,) çekilen akımlarla kurulu güç hesabı yapılamayacağını, kaçak hat söküldüğünden artık kurulu güç tespiti imkanı kalmadığını, bundan dolayı davalının hesapladığı 3,3 kVA görünür gücün güç faktörü ile çarpılarak belirlenen 2,772 kW güç ile tüketim hesabı yapılacağını, kaçak hat söküldükten sonra sayacın ilk iki okuma dönemine ilişkin ortalama günlük tüketiminin 322,67 kWh/gün önceki dönemin ortalamasının 274,27 kWh/gün, kaçak tüketim günlük ortalamasının 48,40 kWh/gün; 2,847 kW ‘nin de kaçak hat üzerindeki cihazların ortalama güç hakkında fikir verdiğinden yukarıda hesaplanan güç ile orantılı olduğunu, buna göre kaçak tüketim miktarının 2,847kWx17hx180g=8482,32 kWh olduğunu, faturalandırılması gereken miktarın 5196,93 TL olduğunu bildirmiştir.
Davalı vekili rapora karşı yazılı beyanları sunmuş, itirazlar yönünden bilirkişiden ek rapor alınmış, bilirkişi davalının itiraz ettiği hususları tek tek ayrıntılı olarak açıklayan ek raporunu sunmuştur.
Tekmil dosya kapsamı birlikte incelenip değerlendirilmekle, davacı hakkında haciri hattan elektrik elektrik enerjisi kullanılması nedeni ile kaçak elektrik tespit tutanağı tanzim edilmiş, bu tutanak esas alınarak 4875,20 TL ve 7642,60 TL kaçak elektrik tüketim tahakkuku yapılmıştır.
Yukarıda aktarılan Yönetmeliğin 26/b maddesi uyarınca bu kullanım kaçak kullanımdır. Yönetmeliğin 28/3.maddesi uyarınca ayrı bir hat çekilerek birtakım cihazlar kaçak olarak beslenmiş ise, tüketilen elektrik enerjisi sadece bu hat üzerindeki cihazların kurulu gücü dikkate alınarak hesaplanması gerektiği halde, davalı tarafça, bu yönde kurulu güç tespiti yapılmamıştır. Yönetmeliğin 26/1-b maddesi kapsamında yapılacak tespitlerde kullanım süresi esas alınacak ancak bu süre 180 günü geçemeyecektir. Somut durumda davacının kaçak elektrik enerjisi kullanım başlangıç tarihinin tespit edilmesini sağlayan doğru bulgu ve belgeler bulunmadığından, bilirkişinin kaçak kullanım süresini 180 olarak alması ve kaçak tüketime ek olarak geriye dönük normal tüketim hesabı yapmaması Yönetmelik hükümlerine aykırı değildir. Davalı, ortalama günlük çalışma saatini 17 olarak belirlemiştir. Yönetmeliğin 29/2-c maddesinde ortalama günlük çalışma süreleri belirlenmiş olup, 14 saat ile 21 saat arasında bir tespit halinde bir üst grubun esas alınacağına dair bir hüküm bulunmadığı yönündeki bilirkişi tespiti yerinde olduğundan, bilirkişinin 17 saat üzerinde hesap yapması da Yönetmeliğe uygun bulunmuştur.
Netice olarak, bilirkişi raporundaki tespitler Yönetmelik hükümlerine uygun bulunduğundan ve davalı kurulu gücü tespit etmediğinden yapılan hesaplama somut duruma ve dosya kapsamına göre doğru kabul edilmiştir.
Davacı, menfi tespit istemine konu miktarı 13.131,91 TL olarak ödemiştir. Bilirkişi hesaplamasına göre ödenmesi gereken ana para 5.196,93 TL olmakla, fazla ödenen miktar, 7.934,98 TL’dir. Bu itibarla, bu miktar yönünden davanın kabulüne karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır. Her ne kadar ödenen miktar içinde 12.517,80 TL’nin fer’ileri de mevcut ise de, mahsup yapılırken, toplam miktarlar esas alınmış, davalının bilirkişi tarafından hesaplanan ve tahakkuk ettirilmesi gereken doğru miktarı, tahakkuk tarihine göre fer’ileri ile birlikte talep edebileceği nazara alınarak, ayrıca, tahakkuk ettirilmesi gereken miktar için faiz hesabı yapılmasına, (tahsilde dikkate alınacağı nazara alınarak) gerek görülmemiştir.
Sonuç olarak davanın kısmen kabulü yönünde aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir. (Dava konusunun para alacağına ilişkin olup, doğrudan Tarifenin 3.Kısmına tabi olduğu, bu itibarla, Tarifenin 13.maddesinde belirtilen ikinci kısım ikinci bölümde gösterilen hukuki yardımlardan olmadığından 13.madde kapsamında değerlendirilemeyeceği, zira anılan maddenin Tarifenin 2.Kısım 2.Bölümüne giren yani konusu para olmayan veya para ile değerlendirilemeyen davalara ilişkin olduğu, eldeki davanın ise doğrudan konusunun para olduğu nazara alınarak vekalet ücreti Tarifenin 3.Kısım hükümlerine göre hesaplanmıştır. )
HÜKÜM:
1-Davanın kısmen kabulü ile 7.934,98 TL’nın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan alınması gerekli 542,03 TL harçtan peşin alınan harcın mahsubu ile eksik kalan kısmın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 29,20 TL başvuru harcı ile 213,76 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından karşılanan 616,00 TL yargılama giderinin kabul ret oranına göre hesaplanan 390,50 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine; bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesaplanan 952,19 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından karşılanan 263,00 TL yargılama giderinin kabul ret oranına göre hesaplanan 96,20 TL’sinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden harçlandırılan ve reddedilen dava değeri üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesaplanan 878,50 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı. 10/04/2019

Katip …

Hakim …