Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/438 E. 2018/1158 K. 13.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/438 Esas
KARAR NO : 2018/1158

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/07/2015
KARAR TARİHİ : 13/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; 31.08.2012 vadeli 590.000,00 TL bedelli …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile işleme konulan, vekiledeni tarafından tanzim edilmeyen ve sahte olarak imzalanmış senet yönünden borçlu olmadıklarının tespiti ile senedin iptaline, alacaklı görünen davalının %20 den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, ihtiyati tedbir kararı verilerek takibin durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Dava konusu icra dosyasından davacı borçluya usülüne uygun tebligatlar yapıldığını, davacının hiç oturmadığı diye belirttiği adresin davacının adres kayıt sisteminde kayıtlı adresi olduğunu, takip konusu senetteki imzaların davacı borçluya ait olduğunu, bu nedenlerle davacının dilekçesinde sunduğu haksız ve mesnetsiz tüm iddialarının reddine, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, kötüniyetli davacı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere tazminata, takip konusu alacağın %10’u oranında para cezasına mahkumiyetine karar verilmesini talep etmişlerdir.
GEREKÇE:
Dava; İİK 72 maddeye dayalı menfi tespit davasıdır.
Dava öncelikle … Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasına tevzi edilmiş, mahkemenin …-… E K sayılı 02/02/2016 tarihli görevsizlik kararı ve bu kararın 30/03/2016 tarihinde kesinleşmesi üzerine 18/03/2016 tarihli talik dilekçesi ile dava Mahkememize tevzi edilmiştir.
… İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası getirtilip incelenmiş, alacaklı … tarafından borçlu … aleyhine 31/08/2012 vade tarihli 590.000-TL bedelli 1 adet bonoya dayalı olarak 24/01/2014 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe girişildiği, takibin kesinleştiği, alacağın henüz tahsil edilemediği, takibin derdest olduğu, iş bu takibe dayanak ve takip talebine ekli bono sureti incelendiğinde herhangibir tahrifat bulunmadığı, tüm unsurlara havi olduğu görülmüştür.
Davacı vekili dava dilekçesinde açıkça “müvekkilim hiç bir şekilde böyle bir senet tanzim etmemiştir, böyle bir senet vermemiştir. Söz konusu senet müvekkilin bilgileri kullanılmak ve imza atılmak suretiyle düzenlenmiştir.” beyanıyla, keza … CBS’ nın … soruşturma nolu dosyasında davacı asil 16/06/2015 tarihli ifadesinde “… İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile başlattığı icra takibine dayanak yapılan senedi ben düzenlemedim ve imzalamadım, imza bana ait değildir.” şeklinde beyanıyla senetin ihdasını külliyen inkar etmişlerdir.
Cumhuriyet Savcılığı soruşturması sırasında bono aslı üzerinde bilirkişi grafolog … tarafından düzenlenen 21/09/2015 tarihli raporda; “dava konusu senet aslındaki borçlu imzalarının …’ın eli ürünü olmadığı” tespit ve rapor edilmiştir.
Dava konusu senetle ilgili davacı …’ın şikayeti üzerine davalı … aleyhine yürütülen soruşturma (… Cumhuriyet Savcılığı …) sonunda, sanık … hakkında … Ağır Ceza Mahkemesi … E sayılı dosyasında resmi belgede sahtelik suçundan kamu davası açıldığı, ceza mahkemesinde yapılan yargılama sonunda mahkemenin 20/03/2018 tarihli kararı ile “sanık …’in sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından cezalandırılması talebiyle kamu davası açılmış ise de, sanığın cezalandırılmasına yeterli derecede şüpheden uzak, kesin inandırıcı delil elde edilemediğinden, atılı suçun sanık tarafından işlendiği sabit olmadığından beraatine” karar verildiği, iş bu kararın istinaf denetiminden geçerek 06/07/2018 tarihinde kesinleştiği anlaşılamaktadır. Yargılama sırasında Adli Tıp Kurumu … İhtisas Dairesinden alınan 12/12/2017 tarihli raporda ” İnceleme konusu senette borçlu imzası bölümünde yer alan sınırlı harf içeren “…” isim yazısı ile …’ın mukayese yazıları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu isim yazısının kuvvetle muhtemel …’ın eli ürünü olduğu,
İnceleme konusu senetteki borçlu imzalarının, hat ve geçişlerin net seçilememesi ve madde kayıpları bulunması nedeniyle aidiyetinin ve bu meyanda sorulduğu üzere … ve …’ın eli ürünü olup olmadığının tespit edilemediği ” tespit ve rapor edilmiştir.
Bu rapordan evvel sanık … vekilinin talebi doğrultusunda ve davaya dayanak bono fotokopisi üzerinden yapılan incelemede Adli Tıp Uzmanı Grafolog Dr. … tarafından düzenlenen 04/04/2016 tarihli raporda “tetkik konusu borçlusu …, alacaklısı … olan 14/04/2011 tanzim, 31/08/2012 vade tarihli 590.000-TL bedelli senet fotokopisindeki borçlu imzalarının … eli usulü olduğu,
…’ ın farklı amaçlarla, farklı zamanlarda, farklı tersimde imzalar atmış olduğu, yalnızca istikdab zaptındaki mukayese imzalarının incelenerek rapor düzenlenmesi nedeniyle bu durumun gözden kaçırılırak yanlış sonuca varıldığı” rapor edilmiştir.
Mahkememizce Ağır Ceza Mahkemesinden getirtilip incelenen ve mahkememiz kasasında bulunan bono aslının, Cumhuriyet Başsavcılığı- mahkemeye ibrazından sonra imza kısmının bir kısmının delgeç ile delindiği, bir kısmının kenarından yırtıldığı, ayrı ayrı atılan iki imzanın da Adli Tıp raporunda da belirtildiği üzere madde kayıpları bulunması sebebiyle aidiyetinin tespit edilmediği, dolayısıyla mahkememizde yapılan yargılama sırasında davacı yanın yeniden inceleme yapılmasına gerek bulunmadığına, böyle bir taleplerinin olmadığına ilişkin beyanları karşısında, davalı vekilinin mahkememizce yeniden inceleme yaptırılması talepleri ibraz edilen raporlar, dosyalar kapsamları ve tarafların iddia ve savunmalarına göre gerekli görülmemiştir.
Toplanan tüm delillere, özellikle bono aslı ve … Ağır Ceza mahkemesi … Esas sayılı dosyası kapsamına ve soruşturma dosyaları kapsamına göre;
Davacı, davalı …’ın gayrimeşru işler ile meşhur Türk vatandaşı olduğunu, dolandırıcılık ve sahte evrak tanzimini ihtiyat haline getirdiğini, çocuk yaşta Almanyaya gittiğini ve orada ikamet ettiğini bilmesine rağmen sahte senet ile Mardin ili, Midyat İlçesi … Köyüne tebligat yaptırmak suretiyle … icra müdürlüğü nezdinde dayanak bonoya bağlı takibi kesinleştirdiğini beyan etmişler, davalı ise başlangıçtan beri tüm savunmalarında davacıyı tanıdığını, ticaret yaptıklarını, davalının Irak’ta toplu konutların ihalesini alıp, Türkiye de ki iş adamlarına pazarladığını, bunlardan birisininde kendisi olduğunu, davacının Irak’ta aldığı yerlerden birini kendisine devretmesi için 590.000-TL para verdiğini, iş bitiminde iade edilmek üzere davacı …’dan bu miktarlı senet aldığını, senet üzerindeki yazıların %80′ inin kendisine ait olduğunu, ancak imzaların müştekiye ait olduğunu, devir gerçekleşmeyince bonoyu takibe koyduğunu beyan etmişlerdir.
Olay örgüsü içinde başlangıçta Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde yapılan soruşturma sırasında alınan raporda ; mukayese belge olarak …’ın huzurda alınan yazı, rakam ve imza örnekleri ile 16/06/2015 tarihli ifade tutanağı aslı esas alınarak senet altındaki imzanın … eli ürünü olmadığı rapor edilmiş, fotokopi belge üzerinden yapılan inceleme ile (muhtemelen bono aslı sahtelik iddialarından sonra alacaklıya verilmemiş, gösterilmemiştir.) imzanın aidiyeti hususunda karar verilemeyeceği açık ise de, özel mahaliyette alınan 04/04/2016 tarihli raporda ise, senet altındaki imzaların … eli mahsulü olduğu rapor edilmiştir. Bu rapora mukayese belgeler bononun tanzim tarihine yakın belgeler ise de mukayese belgelerinde fotokopi olduğu anlaşılmaktadır. Ancak birbiriyle çelişkili bu iki raporlardan sonra 12/12/2017 tarihli Adli Tıp Kurumu … Grofoloji dairesinden alınan raporda, bono imza yerinde bulunan isim ve soyisim yazısının …’ a ait olduğu, ancak bonoda madde kayıpları bulunması sebebiyle alt taraftaki imzanın davacı yada davalı eli ürünü olup olmadığının tespit edilemeyeceği rapor edilmiştir. Olayların seyrine göre mahkeme emanetinde de olsa bono imza yerine delgeç ile delik açmanın kim tarafından yapıldığı belirlenememiş, bu konuda … CBS … soruşturma nolu dosyada yapılan tahkikat sonucu memurlar ve … yönünden kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilmiş ve bu karar kesinleşmiş ise de, bononun mahkeme emanetinde iken delici ile delinerek (yırtık hususunda mahkeme başkanının zarfı açarken yırtığın meydana geldiğine dair tutanak mevcuttur) tahrif edilmiş olmasının, imzanın aidiyetinin belirlenememesi amacına yönelik yapıldığı sonucuna ulaşılmaktadır. Tüm bu sebeplerle imzanın aidiyeti tespit edilemememiş ise de; bono altındaki … yazısının davacıya ait olduğu tespit edilmekle, davacının bononun tümden inkarına yönelik savunmaları dayanaksız kalmıştır. Bu durumda davacının ad ve soyadını yazarken imza atmayı amaç edinip edinmediği sorusuna cevap aramak gerekir.(Yargıtay 12 HD 2013/11512-17566 E.K. Sayılı kararı) Bu cevap ise bononun hiç düzenlenmediği savunmasının aksinin davalı yanca ıspat edilmiş olmasına göre verilmiştir.
TBK 15. maddede imzanın borç altına girenin el yazısı ile atılmasının zorunlu olduğu hükmü düzenlenmiştir. El yazısı ile atılacak olan imzanın ne şekilde olacağı hususunda başkaca bir şekil şartı yoktur. Bu sebeple hernekadar davacı yanca, taraflar arasında bono düzenlenmesine sebep hiç bir ilişki bulunmadığı, bonodaki yazı ve imzaların kendisine ait olmadığı, hiç bir şekilde bono düzenlenmediği savunulmuş ise de, tam aksine bononun en altında imza yeri kısımda maddi kayıp sebebiyle, imza aidiyeti tespit edilememesine rağmen, bononun imza yeri hemen üzerinde kısmında davacı … isim ve soyismi yazıldığı bononun bu suretle imzalandığı, bononun davacı elinden çıktığı, davacı ve davalının birbirlerini tanıdıkları, ticari ilişki kurdukları anlaşılmakla tüm dosyalar ve raporlar kapsamına göre sahteciliğe dayalı iş bu menfi tespit davasının reddine karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür.
Bu itibarla;
HÜKÜM:
1-)DAVANIN REDDİNE,
2-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 35,90-TL maktu red harcının peşin alınan 10.075,73-TL harçtan mahsubu ile bakiye 10.039,83-TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine ,
3-) Davacı yanca yapılan tüm yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-)Davalı duruşmalarda kendilerini bir vekil ile temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 37.550,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-) Davacı/davalı tarafından yatırılan gider/delil avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde davacıya/ davalıya/ vekillerine iadesine,
Davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/12/2018

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …