Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/382 E. 2018/1245 K. 26.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/382 Esas
KARAR NO : 2018/1245

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/04/2016
KARAR TARİHİ : 26/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkil şirketin davalı şirketin nezdinde … nolu aboneliğini sürdürdüğünü, 08/2013-04/2015 dönem aralığında ödediğni elektrik faturalarında tahakkuk ettirilen kayıp kaçak, dağıtım, iletim sistemi kullanım, PSH sayaç okuma ve TRK payının tahsil edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, Emsal Yargıtay kararlarında söz konusu bu bedellerin kullanıcıya iade edilmesi gerektiğine dair içtihatların istikrar kazandığını belirttiğini, dava tarihinden geriye doğru 10 yıllık dönemde davalılar tarafından tanzim edilen elektrik faturalarına istinaden kayıp kaçak, dağıtım, iletim sistemi kullanım, Psh sayaç okuma ve TRK payı gibi adlar altında davalılara ödenen 5.704,33 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte müteselsilen davalılardan tahsiline, dava masraf ve vekalet ücretinin de davalılara yükletilmesime karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle ; Zamanaşımı, husumet ve yargı yolu itirazında bulunduklarını, dava dilekçesinin sonuç ve talep kısmında davaya konu ettikleri bedellerin nelerden ibaret olduğunun açık bir şekilde belirtilmemiş olduğunu, davanın EPDK’ya karşı idari yargıda açılması gerektiğini, davacı ile akdi ilişkisi bulunan davalı tedarikçi şirketin, davayı müvekkil şirkete ihbar etmesinde hukuki bir yarar bulunmadığını, müvekkil şirket tarafından tahakkuk ettirilen başta kayıp kaçak bededil olmak üzere, faturayı oluşturan diğer kalemlerin, müvekkil kurumun da dahil olduğu lisans sahibi şirketler bakımından tarifeleri uygulayıp uygulamama ve kayıp kaçak bedelini tahsil etmeme gibi bir insiyatifi bulunmadığını, dağıtım sistemi kullanım, psh iletim ve sayaç okuma bedellerinin de tüketiciye sunulan elektriğin maliyetinin bir unsuru olduğunu ve abonelere iade edilmesinin yerinde olmadığını, EPDK Kurul kararları ile onaylanarak Resmi Gazetede yayımlanmak suretiyle yürürlüğe giren söz konusu tarifelerin dağıtım şirketlerinc uygulanmasının yasal zorunluluk olduğunu, davanın reddine, vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle ; Toptan Satış Lisansı sahibi müvekkil şirket tarafından EPDK kurul kararları ile belirlenen tarifelere ve elektrik piyasası mevzuatına uygun olarak tahsil edilen zorunlu kamusal bedellerin elektirik dağıtım şirketlerine iade edildiğini, bu nedenle tahsil edilen uyuşmazlık konusu alacak kalemlerinin müvekkil şirketin uhdesinde kalmadığını, müvekkil şirket tarafından kesilen faturaların tamamen EPDK kararlarına ve mevzuatına uygun bir şekilde düzenlendiğini, müvekkil şirketin tarifelere uymakla yükümlü olduğunu, tarife bileşenlerinde değişiklik yapma serbestisi olmayan müvekkil şirkete herhangi bir sorumluluk izafe edilemeyceğini, aksi davarınışın EPK uyarınca yatrımıa tabi tutulacağını, kurul kararlarının iptali için yargı yoluna başvurmanın her zaman mümkün olduğunu, ancak tarifeye ilişkin kurul kararının iptal edilmediğini, ayrıca taraflar arasında akdedilen enerji satış sözleşmesinde mevzuat uyarınca alınan bedele ilişkin düzenlemeye yer verilmiş olduğunu, davacının tüm zorunlu kamusal bedelleri ve EPDK tarafından belirlenen diğer tüm tarife kalemlerini ödemeyi kabul etmiş olduğunu, davacının söz konusu faturalara yasal süresi içinde itiraz etmediğini, yapmış olduğu ödemelerde ihtirazi kayıt koymayarak fatura içeriklerini kabul etmiş olduğunu, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesini talep etmişlerdir.
GEREKÇE:
Dava; “Kayıp kaçak bedeli” tahsilinin haksız alındığı iddiası ile açılan alacak talebine ilişkindir.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile belgeleri üzerinde inceleme yapılarak ödeme tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişi 30/11/2018 tarihli raporunda; “6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu”, “6719 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”, “Anayasa Mahkemesi’nin 2016/150E. 2017/179K. Sayılı Kararı”, diğer ilgili mevzuatlar ile dosya içeriğindeki bilgi ve belgeler ile fatura suretleri üzerinde yapılan inceleme kapsamında; dava dosyasından dava konusu uyuşmazlığın; taraflar arasındaki dava konusu elektrik kullanım aboneliklerine istinaden davalı tarafça düzenlenen elektrik faturalarında tahakkuk ettirilen kayıp-kaçak. iletim, dağıtım, sayaç okuma ve PSH bedelleri ile bu bedeller üzerinden TRT payı gibi adlar altında alman bedellerin iadesinin gerekip gerekmediğine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. 17.06.2016 Tarih 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun ile ilgili tarifelerin düzenlenmesinde EPDK’nın Kanundaki yetkileri genişletilerek dağıtım, sayaç okuma, PSH, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir. Davacının dava konusu … nolu aboneliği için dosya kapsamında bulunan fatura suretleri incelendiğinde; toplam 802,10 TL iletim, 3.873,20 TL kayıp, 14,66 TL sayaç okuma ve 2.729,33 TL dağıtım bedeli tahakkuk ettirildiği, ayrıca kayıp bedeli toplamı üzerinden 77,46 TL TRT fonu, 19,37 TL enerji fonu ve 96,83 TL BTV tahakkuk ettirildiği tespit edilmiştir.Dosya kapsamında bulunan ve davacı adına düzenlenen elektrik faturalarında tahakkuk ettirilen dava konusu bedellerin, EPDK tarafından onaylanarak yürürlüğe giren perakende satış tarifelerine uygun olarak hesaplanmış olduğu tespit edilmiştir. 6719 sayılı Kanun’un ilgili maddelerinin Anayasamın 2., 13., 36. ve 125. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptallerine karar verilmesi talebi ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesi’nin 28.12.2017 tarih 2016/150E, 2017/179K sayılı kararında;6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 21. Maddesiyle değiştirilen 6446 sayılı Kanun’un 17. Maddesinin;(3) numaralı fıkrasının ikinci cümlesinin Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın reddine oybirliğiyle,(6) numaralı fıkrasının (ç) bendinin Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine oyçokluğuyla,(6)numaralı fıkrasının (f) bendinin Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın reddine oybirliğiyle, Eklenen (10) numaralı fıkrasının Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline oyçokluğuyla.Geçici 19. Maddenin Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın reddine oybirliğiyle,Geçici 20. Maddenin Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın reddine oyçokluğuyla, karar verilmiştir. Bu bağlamda; davacı tarafın ödediği belirtilen iletim, dağıtım, iletim, kayıp-kaçak. PSH ve sayaç okuma bedellerinin iadesi talebi hakkında nihai karar Sayın Mahkemeye ait olmakla birlikte, 6719 sayılı Kanun ile değiştirilen 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunumun 17. Maddesi gereği bu fatura kalemlerinin maliyet unsuru kapsamına dahil edildiği ve 6719 sayılı Kanunun 26. Maddesi ile bu karara eklenen geçici 19. ve 20. Maddeleri ile geçmişe dönük olarak da 17. Madde hükümlerinin uygulanacağı tespit ve rapor edilmiştir.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Dava, elektrik abonelerinden tahsil edilen kayıp-kaçak, dağıtım, iletim, perakende satış hizmeti ve sayaç okuma bedellerinin istirdatı istemine ilişkindir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.05.2014 günlü ve 2013/7-2454 Esas 2014/679 Karar Sayılı ilamıyla; 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 4. maddesi ile Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na tüketicilere yapılacak elektrik satışlarında uygulanacak fiyatlandırmaya esas unsurları tespit etme görevi verildiği, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun bu maddeye dayanarak 11.08.2002 gün ve 24843 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Perakende Satış Hizmet Geliri ile Perakende Enerji Satış Fiyatlarının Düzenlenmesi Hakkında Tebliği” yayımladığı, lisans sahibi şirketlerinde bu tebliğe uygun olarak tüketiciden kayıp-kaçak bedeli adı altında bedel tahsil ettikleri, ancak anılan madde ile Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu’na sınırsız bir fiyat belirleme hak ve yetkisinin verilmediği, özellikle kaçak (elektrik enerjisinin hırsızlanması) bedelinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan bedel miktarlarının şeffaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödendiğinin bilinmesininde hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğu, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu kararları ile bu bedelin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınmasının hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
Anayasanın Vergi ödevi Başlıklı 73. maddesindeki “… Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır…” şeklindeki düzenleme ve yukarıda açıklanan Hukuk Genel Kurulu kararı doğrultusunda, Dairemizce; kayıp-kaçak bedeli gibi dağıtım şirketleri tarafından faturalara yansıtılan dağıtım bedeli, sayaç okuma bedeli, parekende satış hizmeti bedeli ve iletim bedelinin, tüketicilerden tahsil edilemeyeceği kabul edilmiştir.
Ne var ki, 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilerek,Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.
Yine, 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; Geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmünü,
Geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir.
Yukarıda açıklanan bu yasa değişiklikleri birlikte değerlendirildiğinde; Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu kararlarına dayanılarak alınmış olan ve dava konusu yapılan bedeller ile ilgili olarak açılan ve halen derdest olan davalar, bu yasa değişikliklerinin yürürlüğe girmesiyle birlikte konusuz kalmıştır.
Bu noktada uyuşmazlık; davalının, davanın açılmasına sebebiyet verip vermediği, bu bağlamda davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
Yargılama harç ve giderleri, kural olarak davada haksız çıkan tarafa, eş söyleyişle aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir (HMK m. 326/I). Bu cümleden olarak, davayı kazanan taraf, davayı bir vekil aracılığı ile takip etmişse, haksız çıkan taraf, yargılama gideri olarak vekalet ücreti ödemeye de mahkum edilir (HMK m. 323/1-ğ).
Bir tarafın, dava açıldığı andaki mevzuata veya içtihat durumuna göre davasında veya savunmasında haklı olup da, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren yeni bir kanun hükmü veya yeni bir içtihadı birleştirme kararı gereğince davada haksız çıkmış olması halinde, yargılama giderlerine mahkum edilemeyeceği kuşkusuzdur.
Burada önemle vurgulanmalıdır ki, bir kimseye diğer tarafın dava giderlerinin yükletilmesinin nedeni, o kimsenin diğer tarafın gider yapmasına haksız olarak sebebiyet vermiş olmasıdır. İşte bu nedenledir ki, dava açıldığı anda haklı durumda bulunan tarafın, yargılama sırasında meydana gelen mevzuat değişikliği sonucu haksız duruma düşmesi halinde yargılama giderlerinden sorumlu tutulması olanaklı değildir.
Dosyamızda davacı, davanın açıldığı andaki mevzuata ve içtihat durumuna göre dava açmakta haklıdır. Eş söyleyişle, davaya konu bedelleri tahsil eden davalı, davanın açılmasına sebebiyet vermiştir. Davacı tarafından, davalıdan kayıp-kaçak, dağıtım, iletim, perakende satış hizmeti ve sayaç okuma bedellerinin tahsilinin talep edildiği davada, “karar verilmesine yer olmadığına” dair verilen karar, yargılama sırasında yürürlüge giren yasa değişikliğinin bir sonucudur. Bu itibarla, dava açıldığı tarihte, yapılan yasa değişikliği henüz ortada bulunmadığından, dava tarihi itibariyle davacının dava açmakta haklı olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.
Bu durumda; Dava 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesibu yasa değişikliklerinin yürürlüğe girmesiyle birlikte konusuz kaldığından bu davada karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir. Yukardaki açıklamalardanda anlaşılacağı üzere dava açıldıktan sonra hasıl olan yasa değişikliği nedeniyle, davacının dava açmasında haksız sayılamayacağı cihetle; davacı yararına maktu vekalet ücreti takdir edilmiş olup ve yapmış olduğu diğer yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1)Davada KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2)Dava tarihindeki mevzuata ve Yargıtay HGK kararı ile daire kararlarına göre davacı yan davayı açtığı anda haklı olmakla tüm yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline ve davacı vekili yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmesine,
3)Karar ve ilam harcı 35,90-TL’ nin peşin alınan 97,42 TL den düşümü ile kalan 61,52 TL’ nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4)Davacı tarafından yapılan 774,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5) Davacı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 2.180,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6)Tarafların gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, Davacı ve davalı vekillerinin yüzünde; tarafların gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/12/2018

Katip …

Hakim …

**Bu belge 5070 sayılı Kanun Kapsamında Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.**