Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/37 E. 2021/934 K. 15.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2016/37 Esas
KARAR NO:2021/934

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:14/01/2016
KARAR TARİHİ :15/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … , 06.04.2008 tarihinde oğlu …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araçta yolcu konumunda iken … …’ı idaresindeki … plakalı araçla yapmış oldukları kaza sonucunda …, bu kaza neticesinde malul olduğunu, müvekkili … kaza esnasında yolcu konumunda bulunduğundan dolayı kusursuz olduğunu, … plakalı araç sürücüsü … KTK’nun 52 /1 b (Araçların hizini araçların yük ve teknik özellikleriyle yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmamak) kuralını ihlal ettiğini, diğer sürücü … …’ın ise 56/1 C (Önde giden bir aracı güvenli ve yeterli mesafeden izlememek) kurallırı ihlal ettiği tespit edildiğini, bu durum Kaza tespit tutanağı ile sabit olduğunu, kusurlu araçlardan … plakalı aracın sigortalayan … Sigorta ve diğer kusurlu araç olan … plakalı aracı sigortalayan … sigorta davacı müvekkilinin uğramış olduğu zararlardan sorumlu olduklarını, bu kaza neticesinde … %67 oranında daimi malul olmuş ve %67 desteğe muhtaç olduğunu, müvekkilinin sosyal yaşamının devamında bir başkasının bakım ve gözetimine ihtiyaç duyar hale geldiğini, müvekkilinin maluliyetine ilişkin davalı sigorta şirketinden bir miktar ödeme almış ancak bu ödeme müvekkilimizin mahrum kalmış olduğu bakım giderine ilişkin olmadığını, müvekkilinin ekte de sunmuş olduğumuz %67 oranında Engelli Sağlık Kurulu raporundan anlaşılacağı üzere ömür boyu sürecek şekilde malul olmuş ve bir başka kişinin bakımı olmadan yaşayamayacak bir hale geldiğini, bu nedenle müvekkilimizin bakım giderinin tahsili için işbu davayı açma zazuriyetinin hasıl olduğunu, kaza sonrasında müvekkilinin yaralanmış ve bu trafik kazasına bağlı olarak ömrünün sonuna kadar taşıyacağı cismani zararları oluştuğunu, bu kaza neticesinde bedenen yıprandığını, ekte de sunmuş olduğumuz müvekkilinin kaza neticesinde müvekkilimiz kaza sebebiyle %67 oranında vücut fonksiyonunu kaybettiğini, bu özürlülük durumunun sürekli olduğu sabit olduğunu, müvekkilinin bu kaza sonucunda uğradığı cismani zararlar neticesinde iş göremez hale geldiğini, tedavi sürecinde yapılan masraflar müvekkilinin ve ailesi için zorluk çekmelerine neden olduğunu, tüm bunların yanında yaşamsal fonksiyonlarının büyük bir bölümünü kaybetmiş ve sürekli olarak bakıma muhtaç olduğunu, bakıcı giderlerinin ailesi tarafından karşılanması mümkün olmadığını, bu nedenle davalı sigorta şirketinin bakım giderlerini karşılaması gerektiğini, müvekkilinin bahse konu üzüntü verici kaza sonrası ağır bir şekilde yaralanıp, başkasının bakım ve gözetimine muhtaç hale geldiğinden, ekteki yargıtay kararlarında açıkça vurgulandığı ve Hazine Müsteşarlığı’nın 05.01.2010 tarihli sektör duyurusunda da teyit edildiği üzere “kaza tarihinden itibaren Muhtemel ömür dikkate alınarak en az asgari ücret üzerinden” hesaplanmak üzere bakıcı ücretinin peşin değerinin aktüer hesabı çerçevesinde ödenmesi gerektiği sebebiyle bu davayı açma zorunluluğumuz hasıl olduğunu, İşbu kazadan sonra müvekkilinin ağır şekilde yaralanmış ve mağdur olduğunu, bu kaybın yakınlarına vereceği acının ve ruhsal çöküntünün maddi karşılığı olamayacağı açıksa da müvekkilinin ve yakınlarının acısını kismen de olsa giderilmesi gerektiğini, bu kazadan sonra mağdur olmasının kendisine ve yakınlarına vereceği acının ve ruhsal çöküntünün yanında müvekkilinin kendisinin ve ailesinin geçimini sağlaması ve hayatını idame ettirebilmesi için bakıcı giderlerinin kendisine ödenmesi gerektiğini, müvekkili … için Adli Tıp Kurumundan maluliyet oranı için rapor alıp aktüer hesabının Yapılarak kazadan sonra geçirdiği tedavilerin ye kendisinde bıraktığı zararların giderilmesi için bakıcı giderlerinin belirlenmesini ve bu rapora göre ödenmesi sebebiyle dava açtıklarını, açmış olduğumuz davamızın kabulü ile müvekkilinin …’in 06.04.2008 tarihinde trafik kazası neticesinde sakat kalması ile kazadan sorumlu aracın sigorta şirketi olması sebebiyle … ve … Sigorta A.Ş.’den bakım giderlerinin aktüer hesabı yapılarak kaza tarihinden itibaren başlayarak işleyecek olan faiziyle birlikte fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydı ile şimdilik 5.000,00 TL tutarındaki bakım giderinin davalıdan Tahsiline, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretini davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafa sürekli sakatlığa ilişkin 15.06.2015 tarihinde 100.000,00-TL tedavi masraflarına ilişkin ise 28.07.2008 tarihinde 10.851,52 TL, 14.07.2011 tarihinde 5.316,00 TL 21.07.2011 tarihinde ise 3.544,00 tl, 22.12.2008 tarihinde 210,07 ödeme yapılmış olup, müvekkil şirketin yapılan ödemelerden başkaca bir sorumluluğu bulunmadığını, bu sebeple müvekkili şirkete müzekkere yazılarak söz konusu kaza nedeniyle yapılan başvuruların sorulmasını ve davacıya veya diğer hak sahiplerine veya kurumlara yapılan ödemelerin sorularak poliçe limitinin belirlenmesini ve yapılan ödemelerin poliçe limitinden indirilmesini talep ettiklerini, Davacı, huzurunuzda açılmış bulunan işbu davada yaşam boyu bakıcı giderlerini talep etmekte olduğunu, asla kabul anlamına gelmemek kaydıyla; bakıcı gideri talepleri de maluliyet teminatından ödendiğini, maluliyetin kesinleşmesinden sonra ortaya çıkan bakıcı giderlerinden (maluliyet kesinleşmeden öncekilerden sgk sorumludur) sigorta şirketlerinin sorumlu olduğunu, ancak bu bakıcı giderleri sakatlık ve ölüm teminatından karşılanması gerektiğini, yoksa bakıcı gideri adı altında ayrıca bir teminat olmadığını, kabul anlamına gelmemek üzere bakıcı giderinin tamamından sigorta şirketlerinin sorumluluğu bulunmadığını, talebi kabul anlamına gelmemek kaydıyla; bakıcı giderine ilişkin ek teminat bulunmadığından tazminatın tamamı maluliyet teminatı üzerinde bulunması gerektiğini, bu durumda kabul edilecek tüm tazminat kalemleri için teminat limiti esas alınması gerektiğini, müvekkili şirketin yaptığı ödeme, bilirkişi incelemesi yapıldığı tarih itibari ile güncellendikten sonra tazminatta indirim sebebi yapılması gerektiğini, şöyle ki müvekkili şirketin yaptığı ödemeler, bilirkişi incelemesi yapıldığı tarih itibari ile enflasyon ve faiz karşısında değer kaybetmiş olacak ve bu da davacı taraf lehine haksız ve sebepsiz zenginleşme sonucuna ulaşabileceğini, yaralanan ve maluliyetinin olduğunu iddia eden davacının müterafik kusurunun tazminattan düşülmesi gerektiğini, davacının kusurunun olup olmadığı araştırılması gerektiğini, bilinmektedir ki müterafik kusur için kazada kusurlu olmak değil, kaza sonucu oluşan zararın vukusunda kusur sahibi olmak aranması gerektiğini, davacı tarafından takılması zorunlu olan emniyet kemeri takılmadığından kabul anlamına gelmemek üzere davacının müterafik kusurunun tazminat hesaplanması halinde tazminattan indirilmesini talep ettiklerini, Dava konusu olayda hatır taşıması bulunduğunu, davacının kazayı yaşadığı sırada üzerinde bulunduğu araçta hangi amaçla bulunduğu ve bu taşımanın esasen hatır taşımasına binaen mi yapıldığı hususunun tespit edilmesi gerekliliği ve hatır taşımasının tespiti halinde bu hususun tazminat belirlenmesinde ciddi ve makul bir indirim sebebi olduğu mahkemece bu hususun tespiti gerektiğini, müvekkil şirket tarafından davacıya yapılan ödeme nedeniyle davanın reddine, davacının emniyet kemeri takmaması nedeni ile müterafik kusurunun araştırılmasına ve var ise tazminattan indirilmesine, bakıcı gideri taleplerinin reddine, haksız davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın dava konusu talebi zamanaşımına uğramış olduğunu, davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, dava konusu talepler açısından borçlar kanunu’nun 72. maddesinin uygulanması gerekmekte olduğundan dolayı zarar görenin tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten itibaren başlayan 2 yıllık zamanaşımı süresi dolmuş olduğunu, dava konusu taleplerin zaman aşımına uğradığını, davaya konu kazaya karışan … plaka sayılı araç müvekkili … Sigorta AŞ. nezdinde … numaralı Trafik Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası gereğince dava konusu zararlara ilişkin olarak sorumluluğu poliçe limiti ile sırırlı olup sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve zarar nispetinde olduğunu, poliçeye müstenit müşterek müteselsil sorumluluğumuz poliçe limitiyle sırırlı olmakla beraber; masraf, vekâlet ücreti sorumluluğumuz da bu miktara isabet eden oranlarda olacağını, poliçe limiti maktuen ödenecek rakam olmadığını, poliçe limiti üzerindeki zararlardan müvekkili şirketin sorumluluğu bulunmadığını, yukarıda sayılan bu sebeplerle ve kabul anlamına gelmemekle beraber kazaya sebep olan olayda öncelikle kusur durumunun tespiti gerektiğini, davacının sigortalımız araç sürücüsüne raci kusur ve zararı kanıtlayamaması halinde müvekkili şirketin sorumluluğunun olmadığını, davacı vekili müvekkili …’in daimi sakatlığının bulunduğunu iddiası ile müvekkili şirketten sakatlık tazminatı talep ettiğini, özürlülük ölçütü, sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkındaki yönetmeliğe göre, (resmi gazete 30 mart 2013-28603) kişinin tüm tedavileri tamamlandıktan sonra sakatlığın 12 ay boyunca stabil ve kalıcı olması gerektiğini, bu nedenle davacının kalıcı bir sakatlığının olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini, ayrıca sağlık kurulu raporları da yönetmeliğe uygun olarak düzenlenmesi gerektiğini, bu yönleriyle de davacı vekilinin beyanlarını kabul etmediklerini, meydana gelen kaza nedeniyle davaçı tarafından yapılmış olan masraflardan (tedavi giderleri, geçici veya şürekli iş göremezlik sakatlık tazminatı) müvekkil şirket sorumlu tutulamayacağını, meydana gelen kaza nedeniyle davaçı tarafından yapılmış olan masraflardan (tedavi giderleri, geçici veya şürekli iş göremezlik sakatlık tazminatı) müvekkil şirket sorumlu tutulamayacağını, yukarıda arz edilen nedenlerle aleyhimize açılan davanın reddine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Dava, 06.04.2008 tarihinde gerçekleşen trafik kazası neticesinde yaralanan davacının bakıcı gideri zararlarına ilişkin maddi tazminat davasıdır.
ATK Trafik İhtisas Dairesinin 15/05/2017 tarihli kusur raporunda özetle; 06/04/2008 tarihinde gerçekleşen trafik kazasında … plakalı otomobil sürücüsü … …’ın %70 (yüzde yetmiş) oranında kusurlu olduğu ve … plakalı kamyonet sürücüsü … …’ın %30 (yüzde otuz) oranında kusurlu olduğu tespit ve rapor edilmiştir.
ATK 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu 07/08/2017 tarihli maluliyet raporunda özetle; … kızı 1987 doğumlu …’in 06/04/2008 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı merkezi sinir sistemi arızası, 85/9529 karar sayılı Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü hükümlerine göre %42.0(yüzdekırkikinoktasıfır) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı ve İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği mütalaa edilmiştir.
ATK 2. Adli Tıp İhtisas Kurulu 28/09/2018 tarihli maluliyet raporunda özetle; … kızı 1987 doğumlu …’ın 06.04.2008 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri madde 15 kapsamında başka birinin sürekli bakımına muhtaç durumda olmadığı ancak 9(dokuz) iyileşme süresinin ilk 3(üç) ayında birinin bakımına ihtiyaç duyabileceği ek mütalaa edilmiştir.

Aktüer bilirkişi … 20/03/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı …’in nihai ve gerçek Bakıcı gideri maddi zararı tutarının 5.670,92 TL olduğu, davalıların seçenekli olarak sorumluluk durumlarına göre; Seçenekte; davacının bakıcı gideri maddi zararının tamamı olan 5.670,92 TL tutarı davalı … Sigorta A.Ş den talep edebileceği, Seçenekte; davacının bakıcı gideri maddi zararının 1.701,28 TL tutarını davalı … Sigorta A.S den, 3.969,64 TL tutarını davalı … Sigorta A.Ş den talep edebileceği, tespit ve rapor edilmiştir.
Aktüer bilirkişi … 19/04/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Davacı …’in nihai ve gerçek Bakıcı gideri maddi zararı tutarının 1.833,26 TL olduğu, davalıların seçenekli olarak sorumluluk durumlarına göre; Seçenekte; davacının bakıcı gideri maddi zararının tamamı olan 1.833,26 TL tutarı davalı … Sigorta A.Ş den talep edebileceği, Seçenekte; davacının bakıcı gideri maddi zararının 549,98 TL tutarını davalı … Sigorta A.Ş den, 1.283,28 TL tutarını davalı … Sigorta A.Ş den talep edebileceği tespit ve rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde ve değerlendirildiğinde;
Dava konusu kaza 06/04/2008 tarihinde gerçekleşmiş olup, davalılar vekilleri ayrı ayrı cevap dilekçelerinde zamanaşımı itirazlarında bulunmuş olup, zamanaşımı yönünden yapılan incelemede; 2918 sayılı KTK.nun 109/1. maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar.” hükmüne, yine aynı kanunun 109/2 maddesinde ise, “dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” hükmüne yer verilmiştir. Davaya konu trafik kazası sonucunda davacı malul olacak derecede yaralanmış olup, eylem için kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 Sayılı TCK’nun TCK 89 ve 66/1-e maddelerine göre öngörülen ceza zamanaşımı süresi 8 yıldır. Buna göre davada, kaza tarihi olan 06/04/2008 tarihi ile dava tarihi olan 14/01/2016 tarihi arasında zamanaşımı dolmamış olup, eldeki dava ıslah edilmediğinden davalılar vekillerinin zamanaşımı itirazları yerinde görülmemiş bu nedenle zamanaşımı itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
ATK’nın kusur raporunda iki seçenekli değerlendirme yapılmışsa da ATK kusur raporunda da yer aldığı üzere Tanık … hazırlık aşamasındaki beyanında tem otoyolunda seyir halinde giderken aynı yöndeki bir aracın yolun ortasında devrildiğini ve eşi … …’ın duramayarak araca çarptığını belirttiği dikkate alındığında davacıla sigortalı araç sürücüsü …’nün kazaya karıştığı ve davacıya sigortalı araca arkadan çarptığı anlaşılmış, ayrıca dosyaya celp edilen … 1. Sulh Ceza Mahkemesinin … esas … karar sayılı dosyası incelendiğinde; hazırlık aşamasında aldırılan trafik bilirkişi raporuna göre sanık …’nün arkadan çarpmak suretiyle birinci derecede ve asli kusurlu olduğu belirlenmiş ve ceza mahkemesince de bu rapor hükme esas alınarak … hakkında Taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan cezalandırılmasına karar verilmiş ve verilen karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiş olup, hazırlık aşamasında alınan kesinleşen ceza mahkemesi kararına esas rapor da dikkate alındığında Mahkememizce alınan ATK kusur raporunda 2.kaza olarak belirlenen kusur durumu ile uyumlu olduğu ve çelişki yaratmadığı anlaşılmakla davacının yaralanmasında davacıya sigortalı araç sürücüsü …’in %30 oranında, davalıya sigortalı araç sürücüsü …’nün %70 oranında kusurlu olduğuna dair tespite itibar edilmiştir.
ATK’nın 28/09/2018 tarihli raporunda davacının iyileşme süresinin ilk üç ayında bakıcı ihtiyacı içerisinde olduğu belirlenmiş, davacının bakıcı ihtiyacının bulunduğu süre dikkate alınarak hazırlanan aktüer bilirkişi ek raporunda, davacının 3 aylık bakıcı gideri için nihai ve gerçek maddi zararının 1.833,26-TL olduğu belirlenmiş ve ATK’nın kusur raporuna göre seçenekli değerlendirme yapılmışsa da Mahkememize ATK kusur raporunda 2.kaza olarak belirlenen kusur durumu ile uyumlu olduğu ve çelişki yaratmadığı anlaşılmakla davacının yaralanmasında davacıya sigortalı araç sürücüsü …’in %30 oranında, davalıya sigortalı araç sürücüsü …’nün %70 oranında kusurlu olduğuna dair tespite itibar edildiğinden aktüer bilirkişi ek raporunda 2.kaza durumuna göre davalı … Sigorta AŞ yönünden %30 kusur oranına isabet eden 549,98-TL tutarında maddi tazminatla sorumlu olduğu, davalı … Sigorta AŞ’nin ise %70 kusur oranına isabet eden 1.283,28-TL tutarında maddi tazminatla sorumlu olduğu, davalıların belirlenen sorumluluk tutarları aşılmamak kaydıyla davacının zararını davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep edebileceğinden davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. Ayrıca davacının davalılara dava tarihinden evvel başvurusuna dair dosya kapsamında belge bulunmadığından temerrüt başlangıcının dava tarihi olduğu ve dava dilekçesinde talep edilen faiz türü belirtilmediğinden … plakalı araç kamyonet olduğundan davalı … Sigorta AŞ yönünden avans faizi, … plakalı otomobil kullanımı hususi olduğundan davalı … Sigorta AŞ yönünden yasıl faiz işletilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davalıların zamanaşımı itirazlarının reddine,
2-Davanın Kısmen Kabulüne,
Davacının bakım gideri zararına ilişkin; davalı … Sigorta AŞ yönünden 549,98-TL sorumluluk sınırı ve davalı … Sigorta AŞ yönünden 1.283,28-TL sorumluluk sınırı aşılmamak kaydıyla, toplam 1.833,26-TL maddi tazminatın, davalı … Sigorta AŞ yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, davalı … Sigorta AŞ yönünden ise dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, Fazlaya dair talebin reddine,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 125,23-TL harçtan, peşin alınan 29,20-TL harcın mahsubu ile bakiye 96,03-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 429,65-TL tebligat/posta masrafı, 500,00-TL bilirkişi ücreti, 1.390,30-TL ATK rapor ücreti olmak üzere 2.319,95-TL’nin kabul red oranına göre 850,49-TL tutarındaki kısmı ile 29,20-TL başvurma harcı, 29,20-TL peşin harç, 4,30-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 913,19-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Kendini vekille temsil ettiren davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 1.833,26-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Kendini vekille temsil ettiren davalılar lehine reddedilen kısım yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 3.166,74-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan avanstan artan kısmın karar kesinleştiğinde yatırana/vekiline iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilini yüzüne karşı, miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/12/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır