Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/32 E. 2019/628 K. 12.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2016/32 Esas
KARAR NO: 2019/628

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ: 13/01/2016
KARAR TARİHİ: 12/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı borçlunun yetki itirazının yerinde olmadığını, müvekkil şirketin Genel Merkezinin bulunduğu yer …olması nedeniyle Sayın Mahkemenin İşbu davada yetkili Mahkeme olduğu, 16.04.2013 tarihli Taşıma Sözleşmesinin VII. maddesinde de taraflar arasında çıkacak hukuki İhtilaflarda İstanbul Mahkemelerinin yetkili olacağı belirtildiği, müvekkil şirketin müşterilerinden olan davalı borçlu firmanın, müvekkili şirkete muhtelif zamanlarda gönderici olarak taşıttırdığı kargo veya ücret alıcı olarak kabul ettiği kargo bedelleri olarak oluşan icra dosyasındaki borç miktarını tüm girişimlere rağmen ödemediği, bunun üzerine müvekkil firmanın bu alacağını hukuki yollardan tahsili için icra takibini başlattığı, buna karşılık davalı borçlunun, haksız bir şekilde borca ve ferilerine itiraz ettiğini, ancak borçlunun yaptığı itirazın taraflarına tebliği edilmediğinden 06.01.2016 tarihinde yaptıkları dosyaların genel kontrolünde itirazdan haberdar olduklarım, bunun üzerine işbu İtirazın iptali davasını açma zarureti hasıl olduğunu. davalı borçlu ile müvekkili firma arasında gerçekleşen kargo taşıma hizmeti nedeniyle müvekkili firmanın kendisine düşen yükümlülüğü olan kargo taşıma hizmetini süresinde, eksiksiz ve sağlam olarak gerçekleştirdiğini, taşıma hizmetinde herhangi bir ziya, hasar veya gecikmenin söz konusu olmadığını, davacı borçlunun icra dosyasına verdiği İtiraz dilekçesinde müvekkili şirket ile yapılan ticari ilişkiyi inkar etmemekle beraber, sadece soyut bir beyan ile itiraz etmesi borcu sürüncemede bırakma gayesi ile hareket ettiğini, taraflar arasında imzalanan Yurt Dışı Hizmetler Taşıma Sözleşmesinde açıkça belirtildiği üzere yurtdışına gönderilen kargolar nedeniyle bu kargolara tekabül edecek gümrük vergilerinin gönderici tarafından ödeneceğinin taahhüt edildiğini, müvekkili firma tarafından davalının kargoları için gümrükte Ödenen vergilere istinaden kesilen dava konusu faturalar, davalı tarafından ödenmediği; yaptığı itirazın bu nedenle de açıkça haksız ve dayanaksız olduğunu, davalı borçlunun, taraflarınca uygulanan ve talep edilen faiz miktar ve oranına yaptığı itirazın da haksız olduğu, zira taraflar arasında ticari bir ilişki söz konusu olduğu, her iki tarafın da tacir olduğu hususunda şüphe bulunmadığı, uygulanıp talep edilen faiz oranı da talep edilen tarihlerdeki mevcut geçerli ticari faiz oranı olduğunu, nitekim taraflar arasında İmzalanan Taşıma Sözleşmesinde fatura tarihinden itibaren 15 gün içinde fatura bedelinin ödeneceği açıkça kararlaştırılmış olduğunu, davalı bu yönden de temerrüde düşürüldüğü, hesaplanan faiz de bu temerrüt tarihi itibarı ile kademeli olarak hesaplanan ticari faiz olduğunu, davayı asıl alacak ve bir kısım faiz olmak üzere toplam 31.000 TL üzerinden açtıklarını. Davanın kabulü ile davalının yapmış olduğu itirazın iptali ve takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra İnkar tazminatının davalıya tahmiline, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin de davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Müvekkili şirket ile davacı şirket arasında akdedilen Yurt Dışı Hikmetler Taşıma Sözleşmesi gereği; taraflar arasında taşıma sözleşmesine konu nakliyelerde her ne kadar, gümrük vergisinin müvekkiline ait olacağı kararlaştırılmış ise de; taraflar arasında her taşıma işine ilişkin olarak e-Mail yolu vasıtasıyla yapılan görüşmeler sonrası gümrük vergisinin Ödenip ödenmeyeceğinin teyidi alınmakta, alınan talimat doğrultusunda iş yapılmak ta olduğunu, taraflar arasında karşılıklı teyitleşme olmaksızın davacı tarafından gümrük vergisi ödenmediğini, taraflar arasındaki ilişkinin taşıma İlişkisi yanında vekâlet ilişkisi de olduğu düşünülürse, vekil sıfatıyla hareket eden davacı nakliyecinin müşterisinin talimatım almaksızın iş yapması beklenemeyeceğini, Gümrük vergisi oranlarının ne olduğu ve ilgili işe ilişkin olarak ne miktarda tahakkuk edeceği mal nakliyelerinin yüzlerce farklı ülkeye yapılması ve her ülke gümrük vergilerinin farklı olması düşünüldüğünde bilinmesini imkânsız hale getirdiğini, bu nedenle gümrük vergisi malın ilgili ülke gümrüğüne varması sırasında belirlendiği, vergi miktarı her işlemde müvekkili firmaya bildirildikten sonra müvekkili tarafından kabul edilmesi durumunda yine e-Mail yoluyla davacı tarafa kabul maili gönderilmek suretiyle teyitleşîlerek malın gümrüğü ödenerek ilgili ülkeye girişi sağlandığını, davacının davalı iş sahibinden talimat almaksızın, bildirim yapmaksızın müşterisi adına afaki çıkan gümrük vergisi ödemesinin tamamıyla basiretsizlik ve sözleşmeye aykırı olduğunu, işbu dava konusu yapılan taşımaya İlişkin olarak, davacı nakliyeci tarafın, ticari ilişkilerde öngörülen azami basireti göstermediği, basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğünü ihlal ettiğini, davacı tarafın, taraflar arasında yapılan önceki nakliyelere ilişkin emsal nakliye İşlerinde taşıma konusu mal bedeli oranında tahakkuk eden gümrük vergilerinde dahi gönderici müvekkilini arayarak gümrük vergisini bildirmesi ve ödenmesi hususunda müvekkilinden talimat beklemesi göz önüne alındığında, davacının 298 USD ve 295 USD mal bedelli nakliyelere ilişkin olarak bildirim yapmaksızın ve müşterisinin talimatını almaksızın çıkan 15.813 ve 12.154 TL miktarlı gümrük vergilerini ödemesinin anlaşılamadığını, itirazın iptali davasına konu alacağa ilişkin faturaların davacı tarafından müvekkili firmaya gönderildikten sonra taraflar arasında yapılan görüşmeler sonrası varılan mutabakat ve yapılan hatanın anlaşılması sonucu faturaların iadesinin kararlaştırıldığı, davacının onayı ile kendi elemanlarına belge karşılığı iade edildiğini, davacının ilgili faturalara yönelik talebini yenilemesinin kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, karşı dava açma hakkı saklı kalmak kaydıyla açıları haksız davanın reddine, davacı aleyhine takip değerinin % 20’sı oranında kötü niyet tazminatı hüküm edilmesi ne, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

GEREKÇE:
Dava; İİK’nun 67. Maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
Davacı vekili delil ve belgelerini ibraz etmişler, davada; İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına deliline dayanmışlardır.
Davaya dayanak İstanbul … İcra Müdürlüğünün… esas sayılı takip dosyasında; alacaklı …A.Ş tarafından, borçlu 4-… Aleyhine; 29.785,91 TL asıl alacak olmak üzere toplam 31.661,96 TL alacağın tahsili için 22/05/2015 tarihinde ilamsız genel haciz yoluyla takibe girişildiği, ödeme emrinin 04/06/2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içersinde 09/10/2015 tarihinde borca ve yetkiye itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Davalının ikametgahının İzmir olması sebebiyle İzmir Asliye Ticaret mahkemesine talimat yazıldığı, bilirkişi Mali Müşavir …’nun 22/06/2018 tarihli raporunda özetle ; Davalının incelemeye konu ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK ‘ nun 64/3. maddesi uyarınca yapılması gereken noter açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yaptırıldığı, inceleme kapsamı ile sınırlı olmak üzere defterlerin usulüne uygun tutulduğu ve birbirini doğruladığı, davacının ticari defterlerinde icra takibine ve davaya konu; 15/10/2014 tarih, 97985 nolu, 15.813,54.-TL bedelli fatura ile 17/10/2014 tarih, … nolu 12.154,50.-TL bedelli faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı, 19/01/2015 tarih, 106130 nolu, 1.817,67.-TL bedelli faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, 22/05/2015 icra takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 19/01/2015 tarih, 106130 nolu faturadan kaynaklanan 1.817,67.-TL alacağının bulunduğunun tespit ve rapor edilmiştir.
Mahkememizce toplanan delillere, iddia ve savunmaya göre davacının, davalı borçludan alacaklı olup olmadığı hususunda bilirkişiden rapor alınmış, 15/03/2017 tarihli bilirkişi heyet kök raporunda: Davalı yan defterleri itibariyle kayıt durumunun sayın Mahkemece mahallinde, talimat yolu İle mail müşavir bilirkişiye inceletilmesi yönünden muhterem Mahkemenin takdirinde kalarak, (Sektörel Yönde Değerlendirme) kısmında yapılan izahata göre, orada yer verilen hususun da yüce Mahkemece T.C. Merkez Bankasından (TCMB) sordurtularak dosyaya intikali halinde, rakamsal yönden görüş bildirmenin mümkün olabileceğine, takibe\devam yönünde hüküm kurulması şartlarının oluştuğu sayın Mahkemece benimsenirse, davacının asıl alacağı için, takip tarihinden İtibaren ayrıca kısa vadeli avans faizi oranında faiz de talep edebileceği, 18/03/2019 tarihli heyet ek raporda ; Yanlar arası Sözleşme içeriği, dosya mündericatının lafzi ve rakamsal mahiyeti dikkate alındıkta, yukarıda yer bulan izahat, Kök Rapor’da yer bulan izahat ve Talimat yolu ile alınan Rapor’da mevcut izahat irdelenmek kaydıyla, davacının takibe giriştiği rakamdan 29.785,91 TL’yi davalı yandan talep hakkının bulunduğu, yüce Mahkeme bu yönde karar oluşturur ise, davacının takip tarihinden itibaren kısa vadeli avans faizi ölçüsünde ayrıca faiz de talep edebileceği, delillerle doğrudan temasına bağlı olarak, davalının Kök Rapor’a ve ona mukaddem davada talep edilen hususa ilişkin dosya mündericatında yer alan açıklamaları sayın Mahkemece gözetilerek, yekdiğer seçenek olarak, davalının da cevap dilekçesinin 2. sayfasının ilk 4 satırında esasında istemin sözleşmeye uygun olduğunu belirtmesine karşılık, ticari teamül kapsamında davacının davalıdan teyit alması gerektiği savunması kapsamında TTK md. 1/II hükmü ile TTK. md. 2 hükmünün somut olayda uygulanabileceğine (ayrıntılı açıklama için bkz: Sabih Arkan; Ticari İşletme Hukuku, Ankara 2012, 17. bası, sh. 90 vd.) sayın Mahkeme karar verir ve dürüstlük kuralı da gözetilerek davalı savunmaları yönünde hüküm verilebileceğine hükmedecek olursa, davalı savunmaları yönünde hüküm kurmakta muhterem yargı makamı olduğu tespit ve rapor edilmiştir.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere; Taraflar arasındaki hukuki ihtilaf davacı yanın, 22/05/2015 tarihinde davalı borçlu aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyası ile; 31.661,96 TL tutarlı alacağı için icra takibi başlatması karşısında, davalı yanın takibe itiraz etmesi üzerine çıkmış bulunduğu, davacı yan ile davalı yan arasında 16.04.2013 tarihinde Yurt Dışı hizmetler Taşıma Sözleşmesi akdedildiği, İzmir’de yerleşik davalı …Şti, tarafından;… no,lu AWB/Hava Yük Senedi ile 04 Ağustos 2014 tarihinde Brezilya, Örasilia’da yerleşik dava dışı alıcı … adına, 18,0 kg muhteviyatı … olan kargoyu 295,00 USD Gümrük Değer beyanı İle … olarak, 771 – … no.lu AWB/Hava Yük Senedi Ele 28 Eylül 2014 tarihinde …’da yerleşik dava dışı alıcı Daniela Silva adına, 27,7 kg muhteviyatı… olan kargoyu 298,00 USD Gümrük Değer beyanı ile … olarak, 772 – 029748722 no.lu AWB/Hava Yük Senedi ile 01 Aralık 2014 tarihinde …’da yerleşik dava dışı alıcı … adına, 7,6 kg muhteviyatı …/… olan kargoyu 280,00 USD Gümrük Değer Beyanı İle İzmir/Sao Paulo olarak gönderildiği, dolayısıyla taraflar arasında sözleşmenin de kurulduğu, söz konusu havayolu kargo gönderileri ile ilgili taraflar arasında bir çekişmenin bulunmadığı, taraflar arasında ihtilaf konusu olan olayda, davacı yan lojistik hizmet üreten taşımacı sıfatıyla, davalı yan gönderen firmadan muhtelif gönderileri teslim almış ve gönderici talimatına göre alıcılarına adreslerinde teslim işlevlerini gerçekleştirildiği ancak varış noktası olan Brezilya’daki yerel gümrüklerde işlemlerin tamamlanması aşamalarında gönderilen kargo/eşyalar için gümrük vergisi tahakkuk ettirildiği, somut olayda, dosya içeriği bilgi ve belgeler üzerinde yapılan sektörel (teknik) inceleme ve tespitler doğrultusunda, üç ayrı hava gönderisi için nihaî varış yerlerinde kargo alıcıları adına, taşımacının … Bakanlığına gümrük vergi, ceza ve KDV ödediği, … yerel para birimi ile ödenen giderleri partneri akdi taşıyıcı … A.Ş.’ne ABD Doları olarak fatura ettiği, Brezilya’da yapılan bu giderleri -sektör uzmanı bilirkişinin değerlendirmesine göre- davacının davalıdan talep edebileceği,
Dava dışı taşımacının üç ayrı hava gönderisi için nihai varış yerlerinde kargo alıcıları adına, … Bakanlığına gümrük vergi, ceza ve KDV için ödemiş olduğu tutarlar ise; 770-… nolu AWB/Hava Yük Senedi gönderisi için 09/10/2014 tarihinde 14.313,38 BRL, … nolu AWB/Hava Yük Senedi gönderisi için 15/10/2014 tarihinde 11.929,42 BRL, … nolu AWB/Hava Yük Senedi gönderisi için 13/12/2014 tarihinde 1.824,90 BRL …ödeme yapıldığı, dava dışı …’in davacı … A.Ş.’ne ABD Doları olarak düzenlediği faturaların, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası BRL/USD mukayesesi yönünde yapılan hesaplamaya göre, 13.10.2014 tarih, 5-080-16689 sayılı 6.514,60 USD lik faturanın Brezilya Reali/USD paritesi yönünden (6.514,60.USD x 2,37 = ) 15.439,60. BRL olduğu, 17.10.2014 tarih, 5-080-16695 sayılı 5.029,17 USD lik faturanın Brezilya Reali/USD paritesi yönünden (5.029,17.USD x 2,42 = ) 12.170,59. BRL olduğu, 15.01.2015 tarih, 5-080-16781 sayılı 739,13 USD lik faturanın Brezilya Reali/USD paritesi yönünden (739,13.USD x 2,65 = ) 1.958,69. BRL olduğu, 19/01/2015 tarih, 106130 nolu, 1.817,67.-TL bedelli faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olduğu anlaşılmakla bu fatura yönünden bir ihtilafın kalmadığı, diğer iki fatura yönünden ise TC Merkez Bankasından gelen verilere göre, kurlar ve pariteler yönünden yapılan hesaplamalara göre, davacının düzenlediği faturaların olması gerekenden fazla değil, aksine düşük olduğu hesaplandığı, davacının takibe giriştiği rakamdan 29.785,91 TL’yi davalı yandan talep hakkının bulunduğunun tespit ve rapor edildiği anlaşılmakla, denetlemeye ve hükme dayanak etmeye elverişli bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE;
-Davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün… esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın 29.785,91 TL asıl alacak üzerinden iptaline, takibin asıl alacağı yıllık %10.50 avans faizi uygulanmak suretiyle devamına,
2-Alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatı 5.957,18-TL’ nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 2.034,67 TL harçtan peşin alınan 371,10 -TL harcın mahsubu ile bakiye 1.663,57 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
-Davacı tarafından dava açıldığı sırada yatırılan 371,10 TL peşin nispi harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-)Davacı tarafından yapılan 29,20 başvurma harcı, 2.100 TL bilirkişi ücreti, 234,95 TL davetiye gideri olmak üzere toplam 2.364,15 TL yargılama giderinin red ve kabul oranına göre 2.269,58 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, geri kalan bakiye yargılama giderinin davacı yan üzerinde bırakılmasına,
5-)Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 3.574,31 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-)Davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 1.214,09 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-)Karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacının / davalının gider / delil avanslarından artan bakiyelerinin davacı / davalı / vekillerine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzünde; tarafların gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip
¸e-imzalıdır.

Hakim
¸e-imzalıdır.