Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/297 E. 2019/196 K. 06.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/297 Esas
KARAR NO : 2019/196
DAVA : İstirdat
DAVA TARİHİ : 21/03/2016
KARAR TARİHİ : 06/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan istirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi ile, davalının talebi ve … İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyasındaki talimatı üzerine icra dosya borçluları … Ltd. Şti. … ve … Ltd. Şti.’nin borçlarından dolayı …. İcra Müd.’nün … Tal.sayılı dosyası üzerinden, müvekkilinin … Ltd.Şti. ile oluşturduğu İş ortaklığının yükleniminde bulunan … Şantiyesine hacze gelindiğini, haczedilen ve …’e ait menkullerin haciz mahallinde bulunmadığını, müvekkili şirkete ait toplam 20.000,00-TL kıymet takdir edilen 4 adet 3×7 m ebadında konteyner ile müvekkili şirket Taşeronu … Ltd.Şti.’ne ait 35.000,00-TL kıymet takdir edilen 35 ton inşaat demirinin haczedilerek müvekkili şirket çalışanı …’a yediemin olarak teslim edildiğini, haciz mahalline 2 tır ile gelen alacaklı vekilinin en az 30.000 TL ödeme yapılmaması halinde mahcuzların muhafaza altına alınacağı tehdidine maruz kalan vekil den şirketin hesabından … İcra Müdürlüğünün hesabına gerek haciz tutanağına gerek dekonta dercedildiği üzere … talimat dosya teminat icra tehdidi altında açıklaması ile 30.000 TL ödeme yapmaya icbar edildiğini, ertesi gün İİK 99.madde uyarınca paranın alacaklıya ödenmemesi talebinde bulunulduğu, ancak icra müdürlüğünün paranın haczedilmediğinden bahisle takip alacaklısına ödenmesine istihkak iddiası ile ilgili karar verilmek üzere dosyanın İcra Mahkemesine gönderilmesine karar verdiğini, İcra Hukuk Mahkemesince takibin devamına karar verildiğini, 16/03/2016 tarihinde yeniden hacze gelinmesi üzerine vakıf olunduğunu, aynı gün dosyanın incelenmesinde paranın alacaklıya ödendiğinin anlaşıldığını beyanla davanın kabulü ile davalının haksız ve kötüniyetli davranışları neticesinde icra, haciz ve muhafaza tehditi altında …. İcra Müdürlüğünün … Tal.sayılı dosyasına ödenmek zorunda kalınan ve bilahare davalıya ödenen 30.000,00-TL’nin en geç dava tarihi olmak üzere ödeme tarihi olan 02/03/2016 tarihinden itibaren işlemiş ve fiili ödeme gününe değin işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan istirdadı/ geri alınması/ tahsili ile müvekkiline ödenmesini talep etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize sunduğu yanıt dilekçesi ile, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerinde olduğunu, müvekkili şirketin müşterilerinden biri ile yapılan faktoring işlemi neticesi ciro yoluyla geçen 130.000,00-TL’lik çekin karşılıksız çıkması sonucu … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile … İcra Müdürlüğünün … Tal. Sayılı dosyası ile takip yaptıklarını, yapılan takip ve haciz işlemlerinin yönetmeliklerine uygun olduğunu, davalının itirazlarının … İcra Hukuk Mahkemesince reddedildiğini, … İcra Hukuk Mahkemesinin … ve … sayılı dosyaların ile istihkak davaları sürdüğünü beyanda davanın reddini talep etmiştir.
Dava icra tehdidi altında ödenen paranın takip alacaklısından tahsili istemini konu almaktadır.
2004 sayılı yasanın 96.maddesi gereğince borçlu, elinde bulunan bir malı başkasının mülkü veya rehni olarak gösterdiği veya üçüncü bir şahıs tarafından o mal üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı iddia edildiği taktirde icra dairesi bunu haciz ve icra zabıtlarına geçirir ve keyfiyeti iki tarafa bildirir. İcra dairesi aynı zamanda istihkak iddiasına karşı itirazları olup olmadığını bildirmek üzere alacaklı ve borçluya üç günlük mühlet verir. Sükutları halinde istihkak iddiasını kabul etmiş sayılırlar.Malın haczine muttali olan borçlu veya üçüncü şahıs ıttıla tarihinden itibaren 7 gün içinde istihkak iddiasında bulunmadığı taktirde aynı takipte bu iddiayı ileri sürme hakkını kaybeder. İstihkak iddiasının yapıldığı veya istihkak davasının açıldığı tarihte istihkak müddeisi ile birlikte oturan kimseler yahut bu şahısların iş ortakları, iddianın yapıldığı tarihte veya istihkak davası 97. maddenin 9. fıkrası gereğince açılmışsa davanın açıldığı tarihte malın haczine ıttıla kesbetmiş sayılırlar.
Maddede istihkak iddiası ve bildirilmesi düzenlenmiş olup haciz ancak borçlunun malları üzerine konabilir. Alacaklı bunun için borçlunun elinde bulunan mallarla birlikte borçluya ait olup da üçüncü kişinin elinde bulunan malları da haczettirebilir. Çünkü haciz yolu ile takipte tüm malvarlığı ile sorumludur. Borçlunun elinde bulunan herhangi bir taşınır mal alacaklı tarafından haczettirilmek istenir ve borçlu bu malın üçüncü kişiye ait olduğunu söylerse ya da üçüncü kişi o mal üzerinde mülkiyet hakkı ileri sürerse, haczi uygulayan memur malı haczetmekle birlikte istihkak iddiasını da tutanağa geçirir.
Borçlu ya da üçüncü kişi ancak haczi öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde istihkak iddiasında bulunabilir. Yedi gün içinde istihkak iddiasında bulunulması ile icra mahkemesinde açılacak istihkak davası açma süresi kesilir. Yedi günlük istihkak iddiasında bulunma süresi hak düşürücü süre olup doğrudan gözetilmesi gerekir. Yedi gün içinde istihkak iddiasında bulunmamanın müeyyidesi aynı takipte bir daha istihkak iddiasında bulunamamaktır.
2004 sayılı yasanın 97.maddesi gereğince istihkak iddiasına karşı alacaklı veya borçlu tarafından itiraz edilirse, icra memuru dosyayı hemen icra mahkemesine verir. İcra mahkemesi, dosya üzerinde veya lüzum görürse ilgilileri davet ederek mürafaa ile yapacağı inceleme neticesinde varacağı kanaate göre takibin devamına veya talikine karar verir. Üçüncü şahıs, merci kararının tefhim veya tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra mahkemesinde istihkak davası açmaya mecburdur. Bu müddet zarfında dava edilmediği takdirde üçüncü şahıs alacaklıya karşı iddiasından vazgeçmiş sayılır.
Haciz, cebri icra organı tarafından yapılan Devlete ilişkin bir hakimiyet tasarrufu olup, icra takibinin konusu olan belli bir para alacağının ödenmesini sağlamak için, bu yolda istemde bulunan alacaklı lehine, söz konusu alacağı karşılayacak miktar ve değerdeki borçluya ait mal ve haklara icra memuru tarafından hukuken el konulmasıdır.
İcra ve İflas Kanunu ve takip hukuku ilkelerine göre asıl olan alacaklının alacağına kavuşmasını sağlamak olduğundan, kural olarak borçluların tüm mallarının haczi kabildir. Bu kapsamda, para haczinde de istihkak iddiasında bulunmak mümkündür. Yargıtay 8.Hukuk Dairesinin 25/04/2015 tarih, 2013/14523 esas ve 2014/8206 karar sayılı ilamı; 13/06/2014 tarih, 2013/13648 esas ve 2014/12459 karar sayılı ilamı.
Yargıtay … Hukuk Dairesinin 23/05/2018 tarih, : … esas ve … karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, davacı 3. kişi vekilinin haciz sırasında ihtirazi kayıtla dosya borcunu depo etmesinde, yatırılan paranın, istihkak prosedürünün devamı şartına bağlı olarak çekince kaydı ileri sürülerek yatırıldığı anlamına gelip dosya borcu, haciz baskısı altında ve çekince kaydıyla yatırıldığına göre, haczin söz konusu para üzerinde devam ettiği, mahcuz mal niteliğinin ve istihkak iddiasının konusunun bu para olduğunun kabul edilmesi gerekir; bu durumda alacaklının, söz konusu parayı hacizde haklı olup olmadığının istihkak iddiası prosedürü içerisinde incelenerek gerçekleşecek sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekir.
Yargıtay … Hukuk Dairesinin 24/04/2017 tarih, … esas ve … karar sayılı ilamında belirtildiği üzere haciz baskısı altında çekince kaydıyla yatırılması, istihkak prosedürünün devamı şartına bağlı olarak, çekince kaydı ileri sürülerek yatırıldığı anlamına gelir. Belirtilen para, haciz baskısı altında ve çekince kaydıyla yatırıldığına göre, haczin söz konusu para üzerinde devam ettiği, istihkak iddiasının konusunun bu para olduğu kabul edilmelidir. Bu durumda alacaklının, söz konusu parayı hacizde, haklı olup olmadığının, istihkak iddiası prosedürü içerisinde incelenerek gerçekleşecek sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekir”
Yargıtay … Hukuk Dairesinin 26/06/2014 tarih, … esas ve … karar sayılı ilamında belirtildiği üzere davacı 3.kişi haciz baskısı altında muhafaza işleminin yapılmasını önlemek amacı ile yatırılan paranın alacaklıya ödenmemesini, kendilerine yediemin olarak tekrar geri verilmesini talep ederek dosya borcunun tamamını haciz sırasında ödemiş ise, bu durumda iradi olarak borcun ödenmesinden bahsedilmesi mümkün değildir. Bu koşullarda haczin yatırılan paraya ilişkin olduğu ve istihkak davasının açılabileceği de Yargıtay’ın istikrar kazanan uygulanması ile kabul edilmektedir. (H.G.K. 9.4.2014 tarih 2013/17-770-2014/505 sayılı ilamı)
İİK 72/7 maddeye göre icra dosyasında takibe itiraz etmeyen veya itirazı kaldırılan ve bu yüzden borçlu olmadığı bir parayı ödeyen kişinin ödediği tarihten itibaren bir sene içinde paranın geri alınması için dava açabileceği, somut olayda ise davacının takip borçlusu olmadığı icra takip dosyasında sadece 3. kişi olarak ödediği parayı geri istediği, yeni BK’nın 195. maddesine göre; borçlunun borcunu ödeyen davacı 3. kişinin borçlu ile borcun nakli sözleşmesi yapmış gibi kabul edilerek davacı 3. kişinin işbu ödemeden dolayı bu madde hükmü gereğince ancak ve ancak icra takip borçlusuna rücu etme hakkının bulunduğu, bu davada davacı 3. kişinin takip alacaklısından yatırdığı parayı talep etme hakkının bulunmadığı anlaşılmaktadır.
İstirdat davasının icra takibinin borçlusu tarafından açılması gerektiği, bir başka deyişle davacı sıfatının takip borçlusuna ait olduğu, takibe konu borcun her ne nam adı altında olursa olsun bir 3. kişi tarafından ödenmiş olması halinde dahi davacı sıfatının asıl borçlu olarak değişmeyeceği, bu esaslar içinde borcun 3.kişi durumunda olan davacı şirket tarafından ödenmiş olmasında davalıya karşı aktif dava ehliyeti bulunmadığı (Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 26/03/2014 tarih, 2013/8332 esas ve 2014/5787 karar sayılı ilamı; Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 29/04/2014 tarih, 2014/4391 esas ve 2014/8078 karar sayılı ilamı), davacının talebinin devam eden istihkak davasında para üzerinde değerlendirilmesi gerektiği, ayrıca Mahkememiz nezdinde istirdat davası açmakta hukuki yararı bulunduğu anlaşılmakla davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine,
2-Alınması gerekli 44,40 TL harcın peşin alınan harçtan mahsubu ile bakiye kısmın 492 sayılı Yasanın 31.maddesi gereğince karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacı yana iadesine,
3-Davacı tarafından karşılanan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, harçlandırılan dava değeri üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 7/2.maddesine göre, harçlandırılan dava değeri üzerinden hesaplanan göre hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5- Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı. 06/03/2019

Katip …

Hakim …