Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/189 E. 2020/298 K. 11.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2016/189 Esas
KARAR NO:2020/298

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:24/02/2016
KARAR TARİHİ:11/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalının aracına yolcu olarak bindiğini, yol parasını uzatmak için ayağa kalktığında, aracın hareket halinde olmasına rağmen davalının başka yolcu almak için aracın kapısını açması üzerine dönüşü tamamlaması sırasında müvekkilin dengesini kaybederek açık olan kapıdan düştüğünü, bu nedenle davalı sürücünün olayda tamamen kusurlu olduğunu beyan ederek 30.000-TL manevi tazminatın ve şimdilik 1.000-TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ve yargılama giderleri ile avukatlık giderleri ile birlikte davalılardan alınmasını talep etmişlerdir.
Davalı …. vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu kazaya karışan … plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde karayolları Trafik Kanunun Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, poliçe gereğince dava konusu zararlara ilişkin olarak sorumluluğu poliçe limiti ile sınırlı olup sigortalı aracın sürücüsünün kusuru oranında ve zarar nispetinde olduğunu, kabul anlamına gelmemekle beraber kazaya sebep olan olayda öncelikle kusur durumunun tespiti gerektiğini, davacı sigortalı araç sürücüsüne raci kusur ve zararı kanıtlaması gerektiğini, zararın kanıtlanamaması halinde müvekkili şirketin sorumluluğunun olmadığını, davacının herhangi bir sosyal sigorta kurumuna bağlı olup olmadığı araştırılması gerektiğini, bur sosyal sigortalar kurumuna bağlı olması halinde, bu kurum tarafından yapılan ödemelerin müvekkili şirketten talep edilemeyeceğinden dolayı mükerrer ödemeden imtina amacıyla bu hususun tespitinin gerektiğini, müvekkili aleyhine açılan davanın reddine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmişleridir.
İhbar olunan … Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin sorumluluğu sigorta poliçesindeki limitler ve sigortalıların kusuru ile sınırlı olduğunu, … plakalı aracın kaza tarihinde müvekkili şirket tarafından düzenlenmiş Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi mevcut olmadığını, maddi tazminat talepleri yönünden; sıralı sorumluluk gereği Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta poliçesinin teminatı tükenmeden İhtiyari Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesine başvurulamayacağından müvekkili şirketin maddi tazminata ilişkin sorumluluğunun olmadığını, davacı tarafından işbu dava açılmadan önce müvekkiline herhangi bir başvuru yapılmadığı, temerrüt süresi, kaza tarihinden itibaren değil, delillerin (tamamlanmış olması halinde) tümünün müvekkili şirkete tebliği tarihinden itibaren 8 iş günü geçmesi ile başladığını, zira Yargıtay yerleşik içtihatları ve Trafik Sigortası Genel Şartları B.2 maddesi gereği, hasarın sigorta tazminatı kapsamında yer alıp almadığının, kusur durumunun yani ödemeye esas alınabilecek tüm belgelerin toplanmasından önce Sigorta şirketinin temerrüdünün gerçekleşmeyeceğini, HMK ve Yargıtay Kararları uyarınca, dava kendisine ihbar edilen kişinin davada taraf sıfatını kazanmayacağından aleyhine veya lehine hüküm tesis edilemeyeceğini dolayısı ile, tarafları açısından dava sonucunda red veya kabul şeklinde bir karar verilmemesini talep etmişlerdir.
Dava, ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan maddi ve manevi tazminat talebinden ibarettir.
Davacı vekili vermiş olduğu 24/07/2020 tarihli dilekçesinde; davadan feragat ettikleri belirtilmiştir. Davacı vekilinin dosyaya ibraz edilen vekaletnamesi incelendiğinde davadan feragat yetkisinin açıkça yer aldığı görülmüştür.
Davalı …. vekili 27/07/2020 tarihli dilekçesinde masraf ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını beyan etmiştir.
Davadan feragat HMK’nun 307.maddesi hükmü gereğince uyuşmazlığı ve dolayısıyla davayı sona erdiren, kesin mahkeme hükmünün hukuksal sonuçlarını doğuran bir taraf işlemidir. HMK’nun 309. maddesi hükmüne uygun olarak davacının davadan feragatinin mahkemece saptanması halinde feragat sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerekir.
Davacı vekili 24/07/2020 tarihli dilekçesinde davadan feragat ettiklerini bildirdiğinden ve davacı vekilinin vekaletnamesinde feragat yetkisi açıkça yer aldığı görüldüğünden davanın feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda izah olunan nedenlerle;
1-Feragat nedeni ile davanın REDDİNE,
2-Davadan feragat ilk celseden sonra gerçekleştiğinden harçlar kanunu 22.maddesi uyarınca karar ve ilan harcının 2/3 ü olan alınması gereken 36.27-TL harcın peşin alınan 105,89-TL den mahsubu ile bakiye 69,62-TL harcın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
3-Davalı … vekili ve ihbar olunan … Şirketi vekalet ücreti talebinden açıkça feragat ettiğinden davacı taraf lehine vekalet ücreti ve yargılama gideri takdirine yer olmadığına,
4-Davalı … duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 3.400,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/09/2020

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.