Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/161 E. 2021/755 K. 27.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2016/161 Esas
KARAR NO:2021/755

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:17/02/2016
KARAR TARİHİ:27/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 30.05.2015 tarihinde davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı sürücü … plakalı araç sürücüsü müvekkile kaldırımda iken kasti ve tam kusurlu bir şekilde çarptığını, ve bu kaza sonucu müvekkil ağır bir şekilde yaralandığını, kaza sonucunda müvekkilin ağır bedeni ve ruhi maluliyeti söz konusu olduğunu, yargılama esnasında ilgili yönetmeliklere göre alınacak Sağlık kurulu raporlarında müvekkilini sürekli ve geçici maluliyet oranları belirleneceğini, müvekkil kazadan sonra müvekkil … Devlet Hastanesinde tedavi gördüğünü, kazaya karışan … Plakalı araç sigorta şirketi … SİGORTA A.Ş. nezdinde … numaralı poliçe numarası ile sigortalı olduğunu, KTK geregince sigorta şirketini ve işleteni tam sorumlu olarak dava açma zorunluluğu doğduğunu, BK 49 ‘e göre Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür ve Yine BK 54’e göre – Bedensel zarar olan . Tedavi giderleri. Kazanç kaybı, Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar giderilir denmekte olduğunu, davanın 6100 Sayılı HMK’nın 107.maddesine göre “belirsiz alacak davası”olarak açılmış bulunduğunu, yargılama sırasında toplanacak delillere, mahkemece yapılacak incelemelere ve tazminat hukuku alanında uzman bilirkişiden alınacak rapora göre belirlenecek maddi tazminat tutarlarının, peşin harcı yatırıldıktan sonra, hüküm altına alınmasını dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesini özetle; Dava dilekçesinde bahsi geçen 30.05.2015 tarihli kazaya karıştığı belirtilen, … plakalı araç; müvekkil şirkete 18.11.2014-18.11.2015 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … numaralı Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğu, söz konusu poliçede teminat limitimiz kişi başı 290,000,00TL’ olduğunu, trafik sigortacısı şirket; üçüncü kişilerin uğramış olduğu bedeni zararlardan, sigorta poliçesinde belirtilen azami limitlerle ve işletenin veya işletenin eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında maddi tazminat ile sorumlu tutulabileceğini, davacı tarafından müvekkil şirkete başvurulduğunu, şirket tarafından … sayılı hasar dosyası açıldığını, ancak gerçekleştiği belirtilen trafik kazası ile ilgili olarak müvekkil şirkete hiçbir belge ya da evrak talep edilmesine rağmen sunulmadığını, dava dilekçesi ekinde de kaza ile ilgili hiç belge yer almadığını, sigortalı aracın kazaya karıştığı, davacının sürücünün kusuru nedeni ile yaralandığını davacı tarafından ispat edilmediğini, sigorta şirketinin sorumluluğu, sigortalının kusurlu olması halinde söz konusu olduğunu, dosyada öncelikle kusur tespiti yapılmasını, Adli| Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmesini, bir tazminat ödemesinin söz konusu olabilmesi için; maluliyet oranının yanında, davacının çalışabilecek durumda olup olmadığı, mesleği, maluliyet sebebi ile mesleğini yerine getirip getiremediği konuları tespit edilmesini, davacı, maluliyetine rağmen maluliyet halinden etkilenmiyorsa, kazanç kaybına uğramadan hayatını sürdürebiliyorsa, maluliyet tazminatına hükmedilmemeli ya da somut durum tazminat hesabında dikkate alınmasını, hesap raporunda asgari ücretin esas alınması gerektiğini, aleyhlerine hüküm kurulmasına kanaat getirilmesi halinde, falz başlangıç tarihi dava tarihi olarak dikkate alınmasını dava ve talep etmiştir.
Davanın, davacının yolda yürürken davalıya sigortalı aracın çarpması sonucu gerçekleşen 30/05/2015 tarihli trafik kazasında, davalıya sigortalı araç sürücüsünün kusuru nedeniyle yaralanan davacının geçici iş göremezlik zararına ilişkin tazminat davası olduğu anlaşıldı.
ATK Trafik İhtisas Dairesinin 08/06/2017 tarihli raporunda özetle; olayın oluş biçiminin trafik kazası niteliğinde olmadığından ve Trafik İhtisas Dairesinin görev alanı dışında kaldığından bahisle dosyanın işlem yapılmaksızın iadesine karar verildiği bildirilmiştir.
ATK 3.İhtisas Kurulu’nun 02/07/2018 tarihli maluliyet raporunda özetle; … oğlu 1988 doğumlu …’nın 30/05/2015 tarihinde maruz kalmış olduğu trafik kazasına bağlı sol ayak bileği eklem hareket kısıtlılığı arızası nedeniyle 11/10/2008 tarih 27021 sayılı resmi gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle grup 1 kabul olunarak; Gr 1 XII (28Aa….10) A % 14 , E cetveline göre %11.3(yüzdeonbirnoktaüç) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş görmezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği rapor ve beyan etmiştir.
Aktüer Bilirkişi … 15/03/2019 tarihli hesap raporunda özetle; Dosyada kusur tespitine ilişkin teknik bilirkişi raporu bulunmadığı, Trafik Kazası Tespit Tutanağında da kusur durumuna ilişkin bir tespit bulunmadığı, bu nedenle; işbu raporda 8 seçenekli kusur durumuna göre değerlendirme yapıldığını, davalının 99100 kusur sorumluluğuna göre davacının talep edebileceği geçici iş göremezlik maddi zararının 9.554,29 TL ve sürekli iş göremezlik maddi zararının 103.520,59 TL olduğu, davalının 687,5 kusur sorumluluğuna göre davacının talep edebileceği geçici iş göremezlik maddi zararının 8.360,00 TL ve sürekli iş göremezlik maddi zararının 90.580,52 TL olduğu, davalının 0/5 kusur sorumluluğuna göre davalının %75 kusur sorumluluğuna göre davacının talep edebileceği geçici iş göremezlik maddi zararının 7.165.72 TL ve sürekli iş göremezlik maddi zararının 77.640,44 TL olduğu, davalının 962,5 kusur sorumluluğuna göre davacının talep edebileceği geçici iş göremezlik maddi zararının 5.971,43 TL ve sürekli iş göremezlik maddi zararının 64.700,37 TL olduğu, davalının 9650 kusur sorumluluğuna göre davacının talep edebileceği geçici iş göremezlik maddi zararının 4.777,15 TL ve sürekli iş göremezlik maddi zararının 51.760,30 TL olduğu, davalının 437,5 kusur sorumluluğuna göre davacının talep edebileceği geçici iş göremezlik maddi zararının 3.582,86 TL ve sürekli iş göremezlik maddi zararının 38.820,22 TL olduğu, davalının 9925 kusur sorumluluğuna göre davacının talep edebileceği geçici iş göremezlik maddi zararının 2.388,57 TL ve sürekli iş göremezlik maddi zararının 25.880,15 TL olduğu, davalının 9012,5 kusur sorumluluğuna göre davacının talep edebileceği geçici iş göremezlik maddi zararının 1.194,29 TL ve sürekli iş göremezlik maddi zararının 12.940,07 TL olduğu, temerrüt başlangıcının 17.02.2016 dava tarihi ve işleyecek faizin yasal faiz olduğunu beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi … 22/10/2020 tarihli kusur raporunda özetle; Dosya içindeki mevcut delil ve ifadelerden, olay yeri olan bar önünde davacının da içlerinde bulunduğu çok sayıda kişinin aralarında tartışma olduğunu, davacı …’ın bardan çıkıp dışarıda tek başına olduğu sırada olayın meydana gelmiş olduğunu, davacı yaya polise verdiği ifadesinde, dışarı çıktığında şahısları uyardığını, daha sonra bu şahısların araçlarına bindiğini, kendisinin yol kenarında olması sırasında şahısların hızla gelerek kendisine çarptığını, ağaç ile araç arasında kaldığını, bağırması üzerine içerde bulunanların gelerek kendisini kurtardığını, olay yerinde bulunan şüpheli şahıslar …, …, … ve …, yapmış oldukları kavga ile ilgili bilgi vermişler, kendileri ile kavga eden … ve yanındaki kişilerden şikayetçi olduklarını söyleyip davacıya kimin çarptığı konusunda açıklama yapmamışlardır. Kavgaya karışan diğer kişiler de davacının yaralanması ile ilgili görgüye dayalı bilgileri olmadığını söylemişlerdir. Her ne kadar olay sırasında davacıya çarpan aracın kimin kullandığı tespit edilmemiş ise de, aracın kavgaya karışan kişilerden bir tarafından kullanılması sırasında ani ve sert doğrultu değiştirerek yayaya çarpmış olduğu, bu nedenle aracın yol dışına çıkıp ağaca asılı kalmış olduğunu, davalı gorta şirketi tarafından ZMMS poliçeli aracın sürücüsü kimliği tespit edilemeyen sürücüsü, araca bindikten sonra olay yerinde buunan yayaya ramen hızla harekete geçerek yayaya çarptığından, kazayı önleyici tedbir almadığı gibi muhtemelen aracı yayanın üzerine doğru kırdığından olayda asli ve tam kusurlu görüldüğünü, davacı … ‘ın olay sırasında bar önünde yol kenarında bulunduğunu, olay yerinde bulunan şahısların araçlarına bindiğini , ancak harekete geçen aracın kendi üstüne doğru geleceğini düşünerek tedbir alması kendisinden beklenemeyeceğinden olayda kusuru görülmemiş olup kazayı önlemek için alabileceği tedbir de bulunmadığını, davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçeli aracın sürücü olayda % 100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, davacı … olayda kusursuz olduğunu rapor ve beyan etmiştir.
Aktüer Bilirkişi … 23/08/2021 tarihli ek raporunda özetle; Davacının nihai ve gerçek geçici iş göremezlik maddi zararının 9.554,29 TL olduğunu, davacının nihai ve gerçek sürekli iş göremezlik maddi zararının 165.052,27 TL olduğunu, temerrüt başlangıcının 17.02.2016 dava tarihi ve işleyecek faizin yasal faiz olduğunu beyan ve rapor etmiştir.
Davacı vekili 07/10/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile dava talebini fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 174.606,56-TL olarak ıslah etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde ve değerlendirildiğinde;
ATK kusur raporunda; olayın oluş biçimi trafik kazası niteliğinde olmadığından trafik ihtisas dairesinin görev alanı dışında kaldığından bahisle dosyamız kusur oranı raporu hazırlanmaksızın iade edilmiş, ATK maluliyet raporunda ve dosya içerisinde bulunan Kaza tespit tutanağında ise trafik kazası olduğu ifade edilmiştir. Kaza tespit tutanağı ekindeki krokide ise bar ile ağaçlar arasında yol görülmekte ve yine kaza tespit tutanağında kazanın yeri “iki yönlü yol, parke kaplama, sokak” olarak belirtilmiştir.
Emsal niteliğindeki İstanbul BAM 40.HD 16/12/2019 tarih ve 2019/361 esas 2019/716 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; Yargıtay 17. HD’nin 2016/12156 esas 2019/7414 karar sayılı kararında ve benzer nitelikteki kararlarında içtihat olunduğu üzere Karayolları Trafik Kanunu’nun uygulanması için kazanın mutlaka karayolunda meydana gelmesi gerekmeyip karayolu ile bağlantısı olan, bir alanda meydana gelmesi halinde de karayolunda meydana gelmiş gibi kabul edilmektedir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu (KTK)’nun 2. Maddesi uyarınca, kamunun yararlandığı tüm yollar karayolu tanımı içindedir. Bu açıdan karayolunda taşıt trafiğine kamu yönetimince izin verilip verilmemesi önemli olmayıp fiilen bu amaçla kullanılması yeterlidir. Yine karayolu zemininin asfalt, beton, taş veya toprak olması arasında herhangi bir fark bulunmamaktadır. Bu açıdan köy, orman, dağ, tarla ve yayla yolları da karayoludur.
Kaza tespit tutanağı ekindeki krokide bar ile ağaçlar arasında yol görülmekte, kaza tespit tutanağında kazanın yeri “iki yönlü yol, parke kaplama, sokak” olarak belirtilmiş. Bu durumda her ne kadar ATK kusur raporunda trafik kazası niteliğinde olmadığı gibi bir değerlendirme yapılmışsa da yukarıda alıntılanan Yargıtay 17. HD’nin 2016/12156 esas 2019/7414 karar sayılı kararında ve benzer nitelikteki kararlarında içtihat olunduğu üzere 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu (KTK)’nun 2. Maddesi uyarınca, kamunun yararlandığı tüm yollar karayolu tanımı içindedir. Bu açıdan karayolunda taşıt trafiğine kamu yönetimince izin verilip verilmemesi önemli olmayıp fiilen bu amaçla kullanılması yeterlidir. Yine karayolu zemininin asfalt, beton, taş veya toprak olması arasında herhangi bir fark bulunmamaktadır. Bu açıdan köy, orman, dağ, tarla ve yayla yolları da karayoludur. Kaza tespit tutanağında da iki yönlü yol olduğu belirtildiğinden olayın karayolunda meydana geldiği ve bu nedenle kazanın poliçe kapsamında olduğu değerlendirilmiştir.
Bu durumda bilirkişi …’ın hazırlamış olduğu 22/10/2020 tarihli kusur raporunda belirtildiği üzere; olay sırasında davacıya çarpan aracın kimin kullandığı tespit edilmemiş ise de, aracın kavgaya karışan kişilerden bir tarafından kullanılması sırasında ani ve sert doğrultu değiştirerek yayaya çarptığı ve bu nedenle aracın yol dışına çıkıp ağaca asılı kalmış olduğunu, davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçeli aracın sürücüsü kimliği tespit edilemeyen sürücüsünün, araca bindikten sonra olay yerinde buunan yayaya rağmen hızla harekete geçerek yayaya çarptığı, kazayı önleyici tedbir almadığı aracı yayanın üzerine doğru kırdığı tespit edilerek olayda asli ve tam kusurlu olduğu belirlenmiş, davacının ise harekete geçen aracın kendi üstüne doğru geleceğini düşünerek tedbir alması beklenemeyeceğinden olayda kusuru görülmediği anlaşılmakla davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçeli aracın sürücü olayda %100 oranında kusurlu olduğu, davacı ise kusursuz olduğu anlaşılmıştır.
Aktüer bilirkişiden alınan kök raporda davacının talep edebileceği tazminatın hesaplanmasında PMF 1931 tablosuna ve progressive rant yöntemine göre hesaplama yapılmış, ek raporda ise tazminatın hesaplanmasında TRH 2010 tablosu ve progressive rant yöntemine göre hesaplama yapılmış olup ek rapordaki hesaplama yönteminin Yargıtay 17.HD 14/01/2021 tarih 2020/2598 esas 2021/34 karar sayılı ilamı ile Yargıtay 17.HD 24/02/2021 tarih 2019/3292 esas 2021/1848 karar sayılı ilamına uygun yöntemle hazırlandığı anlaşılmaktadır.
Aktüer bilirkişi ek raporda; ATK 3.İhtisas Kurulu’nun 02/07/2018 tarihli raporunda belirlenen maluliyet durumuna göre davacının hesaplanan nihai ve gerçek geçici iş göremezlik maddi zararının 9.554,29 TL, davacının nihai ve gerçek sürekli iş göremezlik maddi zararının ise 165.052,27 TL olduğu ve dava tarihinden evvel başvuruya dair belge bulunmadığından temerrüt başlangıcının dava tarihi olan 17.02.2016 olduğu ve davalıya sigortalı aracın kullanım tarzının hususi olduğu ve davacının talebinin de yasal faiz olduğu dikkate alındığında işleyecek faizin yasal faiz olduğu anlaşılmakla aktüer bilirikişi tarafından yapılan hesaplamanın da Yargıtay 17.HD 14/01/2021 tarih 2020/2598 esas 2021/34 karar sayılı ilamı ile Yargıtay 17.HD 24/02/2021 tarih 2019/3292 esas 2021/1848 karar sayılı ilamına uygun olduğundan ek rapor hükme esas alınarak davacı vekilinin 07/10/2021 tarihli ıslah dilekçesi de dikkate alındığında, davanın kabulü ile davacının 9.554,29-TL geçici iş göremezlik ve 165.052,27-TL sürekli iş göremezlik zararı olmak üzere toplam 174.606,56-TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 17/02/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın Kabulüne,
Davacının 9.554,29-TL geçici iş göremezlik ve 165.052,27-TL sürekli iş göremezlik zararı olmak üzere toplam 174.606,56-TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 17/02/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 11.927,37-TL harçtan peşin alınan 29,20-TL ve 3.000-TL ıslah harcın mahsubu ile bakiye 8.898,17-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 29,20-TL başvurma harcı, 29,20-TL peşin harç, 4,30-TL vekalet harcı, 3.000-TL ıslah harcı, 1.500,00-TL bilirkişi ücreti, 294,70-TL tebligat/posta masrafı olmak üzere toplam 4.857,40-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Kendisini vekille temsil ettiren davacılar lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 20.537,62-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yatırılan avanstan artan bakiyenin karar kesinleştiğinde yatırana/vekiline iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının/vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/10/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır