Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/157 E. 2021/988 K. 29.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/157 Esas
KARAR NO : 2021/988

BİRLEŞEN DAVA: ….Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas

ASIL VE BİRLEŞEN DAVA:Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Maddi ve Manevi Tazminat
ASIL DAVA TARİHİ:21/12/2015
BİRLEŞEN DAVA TARİHİ:27/05/2016
KARAR TARİHİ:29/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Maddi ve Manevi Tazminat
davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan araç sürücüsü olan …’ın yönetiminde bulunan … plakalı aracın müvekkiline çarptığını ve ağır şekilde yaralanmasına neden olduğunu, müvekkilinin halen bitkisel hayatta olduğunu, müvekkili …’ın … 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dava dosyası ile kısıtlı olduğunu ve vesayet mahkemesince vasisi …’a dava açma yönünde yetki ve izin verildiğini, davalılardan … Otomotiv Dah. Tic. Ltd.Şti. nin davalı aracın işleteni olduğunu, davalı …. nin ise bu aracın trafik sigortasını düzenleyen şirket olduğunu, her üç davalının da müvekkilinin uğradığı maddi zararlardan sorumlu bulunduğunu, …’ın nakledildiği … … Bakım Merkezine tedavisi dolayısıyla aylık 4.500,00 TL ödeme yapıldığını ve 1.600,00 TL’lik ilaç masrafı olduğunu, …’ın olay tarihinden önce … … isimli iş yerinde sigortalı olarak aylık 3.000,00 TL ücretle çalışıyor olduğunu, yaralanması ve tedavisi nedeniyle yaklaşık bir yıldır kazancından yoksun kaldığını, müvekkilinin maddi olarak uğramış olduğu zararın tam ve kesin olarak bilinemediğini bu nedenle davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını, HMK’nun 107. maddesi uyarınca taleplerini artırma haklarını saklı tuttuklarını, müvekkili ve ailesinin davaya konu kaza nedeniyle ruhsal bir çöküntüye uğradıklarını, manevi zararın boyutunun da belirlenebilir olmadığını, bu nedenle manevi tazminat taleplerinin de belirsiz alacak davası kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkilinin uğradığı maddi zarara ilişkin olarak tedavi gideri için şimdilik 2.500,00 TL maddi tazminata ilişkin belirsiz alacaklarının tespiti ve olay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, manevi zararın tazmini maksadıyla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 2.500,00 TL manevi tazminata ilişkin belirsiz alacaklarının tespiti ve olay tarihinden itibaren yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine hitaben yazılan dilekçe ile 21/12/2015 tarihinde açılan dava, …. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/… esas sırasına kaydedilmiş ve Mahkemece 24/12/2015 tarihinde 2015/… karar sayılı karar ile Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nun 1483/1 maddesinde sigortacıların diğer kanunlardaki hükümler saklı kalmak üzere faaliyet gösterdikleri dalların kapsamında bulunan zorunlu sigortaları yapmaktan kaçınamayacakları belirtilmiştir. Zorunlu sigorta TTK’da düzenlenmiş olup aynı yasanın 3. maddesi uyarınca bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiillerin ticari işlerden sayılacağı, 4. maddesi uyarınca bu kanunda düzenlenen işlerden kaynaklanan işbu davanın ticari dava olduğu, uyuşmazlığın ticaret mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş ve görevsizlik kararının temyiz edilmeksizin 10/02/2016 tarihinde kesinleşmesi üzerine dosya Mahkememize tevzi edilerek Mahkememizin 2016/157 esas sırasına kaydedilmiştir.
…. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/479 esas sayılı dosyasında tensiben görevsizlik kararı verildiği ve dava dilekçesinin davalılara tebliğ edilmediği, dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasının tamamlanmadığı anlaşıldı, Mahkememizce 25/02/2016 tarihli tensip zaptı düzenlenerek dava dilekçesi ve tensip zaptı taraflara tebliğ edilmiştir.
Asıl davada davalı … … Ticaret Ltd Şti vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili yönünden talepler ve iddiaların haksız ve hukuki mesnetten yoksun olup davanın reddinin gerektiğini, Müvekkili … Otomotiv ve Dahili Tic. Ltd. Şti.’nin dava konusu kazaya karışan … plakalı aracı 01.02.2014 tarihli sözleşme ile …’a kiralayıp teslim edildiğini, müvekkilinin işleten sıfatının olmadığını, davacıların maddi-manevi tazminat taleplerini müvekkili şirkete yöneltmelerinin mümkün olmadığını, Somut olayda, müvekkilinin … plakalı aracı 01.02.2014 tarihli sözleşme ile 5 ay süre ile kiralanıp teslim edildiğini, kazadan önce …’a uzun süreli kiralama ile verildiğinden, aracın işleteninin … olduğunu, aracın uzun süreli olarak kiraya verilmesi ile araç üzerindeki fiili hakimiyetin ve ekonomik yararlanma unsurlarının kiracıya geçtiğini ve salt malik sıfatı ile aaraç sahibininin sorumluluğuna gidilebileceğini, kazaya karışan … plakalı aracın Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile davaılardan … şirketince sigortalandığını ve poliçe ile kişi başına toplam 268.000,00 TL’lik sakatlanma ve ölüm zararı teminatı sağlandığını ve ödemede yapıldığını, maddi zararın tamamı fazlası ile sigorta şirketincede karşılandığını, manevi tazminat taleplerinin belirsiz alacak davasına konu olamayacağını, açıklanan nedenlerle müvekkilinin işleten olarak kabulünün mümkün olmadığını, hukuki bir sorumluluğu bulunmadığını, davacının maddi zararının sigorta şirketince karşılandığını, manevi tazminat davasınında hukuki yarar bulunmadığını belirterek, müvekkil yönünden davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin de davacıya yüklenmesini talep etmiştir.
Asıl davada davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacıların murisi …’ın vefatı ile müvekkili …’ın bir ilgisi olmadığını, iddia edilenen aksine davacıların murisinin trafik kazasından kaynaklı olarak vefat etmediğini, …’ın ölümü ile yaşanılar trafik kazası arasında illiyet bağı olmadığını, trafik kazası sonrası yattığı hastahaneden taburcu olduğunu ve aradan uzun zaman geçtikten sonra evinde doğal ölüm nedeniyle vefat ettiğini, bu durumun İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2015/… haz. sayılı soruşturma dosyası ile sabit olduğunu ve müvekkil hakkında sadece, taksirle yaralanmaya sebebiyet olmaktan, … Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2016/… Fsas Sayılı Ceza Dosyası üzerinden kamu davası açıldığını, ceza davasının derdest olduğunu ve bekletici mesele yapılması gerektiğini, kabul etmemekle birlikte, davacılar murisinin vefatının trafik kazasından kaynaklı olduğunun kabul edilmesi halinde dahi, konu trafik kazasının gerçekleşmesinde davacıların murisinin tam kusurlu olduğunu, davacılar murisinin almış olduğu aşırı alkolün etkisi ile olayın yaşandığı site girişine geldiğinde bindiği taksiden indiğini ve yolun ortasında uyuya kaldığını, olayın akşam saatlerinde gerçekleştiğini ve havanın karanlık olması nedeniyle, müvekkili çok yavaş bir şekilde siteye girmek istemesine rağmen müteveffanın yolun ortasında gürünmeyecek şekilde uzanmış olmasından kaynaklı olarak kazanın gerçekleştiğini, kazanın oluş şekline ilişkin görüntü cd sinin ceza mahkemesine sunulduğunu davada, müvekkili yönünden kusur sorumluluğunun esas olduğunu ve müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, müteveffanın ölümü ile kaza arasında illiyet bağı bulunmadığını, aksi halde davacının maddi zarar iddialarını somut belgeleri ile ispatlaması gerektiğini, manevi tazminat taleplerinde bölünmezlik ilkesinin geçerli olduğunu, açıklanan nedenlerle davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin de davacıya yüklenmesini talep etmiştir.
Asıl davada davalı …. vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde bahsi geçen … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi tahtında sigortalandığını, poliçe ile kişi başına toplam 268.000,00 TL’lik sakatlanma ve ölüm zararı teminatı sağlandığını ve her koşulda müvekkili şirketin işbu limitle sınırlı olarak sorumlu olduğunu, davacıya 23.10.2015 tarihinde müvekkili tarafından 208.257,00 tl maluliyet tazminatı ödendiğini ve müvekkilinin ibra edildiğini, davacıya yapılan ödeme ile borçtan ve yükümlülükten kurtulduğunu, davacının dava konusu kazadan kaynaklanan zararlarının, müvekkili şirket nezdinde işin uzmanı olan sorumlu aktüer bilirkişilere usul ve yasalara uygun olarak tespit ettirildiğini, somut olayda, genel hükümlere göre, ibranamenin borcu ortadan kaldıran niteliğinin bulunmadığını, bir başka anlatımla ibranamenin geçersiz olduğunu gösterecek herhangi bir delil bulunmadığından ibranamenin geçerli sayılarak davanın reddedilmesi gerektiğini, ödeme tarihindeki verilere göre yapılan hesapta ödenen ile hesaplanan arasında fahiş bir fark olduğuna hükmedilirse, yapılan ödemenin güncelleştirilerek hesaplanandan düşülmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, müvekkili kurum zorunlu mali mesuliyet sigortası teminat limitleri ve kusur oranı ile sınırlı sorumlu olduğunu, bu nedenle, kusur yönünden adli tıp kurumu trafik ihtisas dairesi nezdinde inceleme yapılmasını talep ettiklerini, maluliyet oranının adli tıp kanunu’na göre, vücut fonksiyon kaybı ve meslekte kazanma gücü kaybı konusunda bilimsel ve teknik görüşlerini bildirmekle görevli olan adli tıp kurumu 3. ihtisas dairesi’nden ya da adli tıp bölümü bulunan bir üniversite hastanesinden alınacak raporla işgöremezlik oranının belirlenmesi ve zararın buna göre hesaplanması gerektiğini, maddi zararın ancak aktüeryal inceleme sonucu tespit edilebileceğini, geçici iş görmezlik kazanç kayıplarının teminat kapsamı dışında olduğunu, tedavi giderlerinin ise sgk tarafından karşılanması gerektiğini, tedavi giderleri yönünden pasif husumet yoksunluğu nedeniyle davanın reddini talep ettiklerini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, ancak dava tarihinden itibaren yasal temerrüt faizi işletilmesi gerektiğini açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin de davacıya tahmil edilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle;20/01/2015 Tarihinde meydana gelen ölümlü trafik kazasına karışan davalı …’ın sevk ve idaresindeki … aracın kusurlu olduğunu, meydana gelen zararlardan … ve aracın sigorta şirketinin sorumlu olduğunu beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik, her bir davacı için ayrı ayrı 1.250,00-TL olmak üzere toplam 2.500,00-TL Maddi tazminat, toplam 1.000,00-TL cenaze ve defin gideri ve her bir davacı için 20.000,00-TL olmak üzere toplam 40.000,00-TL Manevi tazminat olarak tüm toplam olarak 43.500,00-TL tazminatın davalılardan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Mevcut dosya ile ….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/157 Esas sayılı dosyası ile aynı konudan kaynaklı, aynı taraflar arasında sebep ve sonuç bağı olduğunu ve bu sebeple dosyaların birleştirilmesi gerektiğini, iş bu dava ile ilgili olarak ….Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2016/… Esas Sayılı dosyasının derdest olduğunu ve bekletici mesele yapılması gerektiğini, iş bu dava üzerinde esasa girilmesi halinde davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davalı …. vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya usul ve esas yönünden davaya itiraz ettiklerini, usul yönünden davacı vekilinin dosyaya sunduğu iddiasının dayanak belgelerinin tümünün kendi tarafına tebliğ edilmesini ve aksi takdirde dava şartı yokluğundan davanın reddini talep ettiklerini, meydana gelen trafik kazasına karışan … Plaka sayılı aracın müvekkili şirket tarafından sigortalandığını, poliçe limitleri dahilinde davacı yana 208.257,00-TL maluliyet tazminatının ödendiğini ve ödemenin tespitini talep ettilerini, kabul anlamına gelmemek şartıyla müvekkili kurumun ZMMS poliçe limitleri kapsamında ve kusur oranında sorumlu olduğunu, davacıların maddi zararı aktüeryal inceleme sonucu tespit edilebileceğini ve cenaze defin masraflarının sigorta poliçe kapsamın dışında kaldığını beyanla, belirtilen tüm sebeplerle davanın reddi yönünde karar verilmesini talep etmişlerdir.
….Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas sayılı dosyasında 06/12/2016 tarihinde… karar sayılı kararında dosyanın dava tarihi önce olan ve aralarında hukuki ve fiili bağlantı bulunan Mahkememizin 2016/157 esas sayılı davası ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
Asıl davanın; 20/02/2015 tarihinde gerçekleşen trafik kazası neticesinde davacı …’ın yaralanması nedeniyle tedavi giderleri yönünden uğradığı maddi zararları ile manevi zararlarına ilişkin maddi ve manevi tazminat davası olduğu anlaşılmıştır.
Birleşen davanın; 20/02/2015 tarihinde gerçekleşen trafik kazası neticesinde …’ın vefatı nedeniyle destek zararı ve cenaze-defin gideri yönünden maddi tazminat ve manevi tazminat davası olduğu anlaşılmıştır.
Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 06/03/2019 tarihli heyet raporunda özetle; Sürücü …’ın %40 (yüzde kırk) oranında kusurlu olduğu, Yaya …’ %60 (yüzde altmış) oranında kusurlu olduğu tespit ve rapor edilmiştir.
Adli Tıp Kurumu 1. Adli Tıp İhtisas Kurulunun 01/07/2016 tarihli heyet raporunda özetle; 20/02/2015 tarihinde araç dışı trafik kazası sonrası kaldırıldığı … Eğitim ve Araştırma Hastanesiinde ilk müdahalesi yapıldıktan sonra yoğun bakım şartları açısından … … Hastanesine sevk edildiği, tedavileri sonrasında 01/06/2015 tarihinde bakım merkezine transver edildiği, , 24/01/2016 tarihinde kaldığı … Yaşlı Bakım Merkezinde öldüğü bildirilen 1969 doğumlu … hakkında düzenlenmiş adli ve tıbbi belgelerde bulunan veriler birlikte değerlendirildiğinde, Kişinin 20/02/2015 tarihinde araç dışı trafik kazası sonrası kaldırıldığı … Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yapılan beyin cerrahisi muayenesinde acil nöroşirürjikal patoloji düşünülmediği, genel cerrahi muayenesinde acil cerrahi patoloji düşünülmediği, ortopedi muayenesinde acil osseöz patoloji düşünülmediği, göğüs cerrahisi ve anestezi muayenelerinde solda akciğer sesleri azalmış olduğu, orotorakeal eııtübe halde olduğu, hastanede saat 04:20’de sevk edildiği, … … Hastanesinde; genel durumu kötü, bilinci kapalı, nonoryante ve nonkoopere olduğu, frontal kısımda yüzde cilt abrazyonları, ekimotik lezyon olduğu, myoklonik kasılmalar olduğu, beyin BT ve tüm vücut BT çekildiği, kranial ve spinal fraktür olmadığı, serebral ödem olduğu, nöroşirurjikal girişim düşünülmediği, toraks BT de bilateral akciğer parankiminde kontüzyon olduğu, sağ tarafla kot fraktürleri olduğu, hasta 01.06.2015 tarihi ile şuur kapalı, trakeostomize, home ventte, … den enteral beslenmekte, vital parametreleri stabil seyretmektedir Hasta mevcut tablosu ile takip ve tedavisinin devamı bakım merkezine sevk edildiği, 01.06.2015 Tarihinden itibaren Hipoksik Ensefalopati teşhisiyle … Yaşlı Bakım Merkezinde kalmış olan olan hastanın şuuru kapalı, yatağa bağımlı, gastrostomi den enteral olarak beslenen, trakeostomisi olan ve solunum cihazına bağlı, vital bulguları normal sınırlarda seyreden hasta, 21.01.2016 de solunum ve üriner sistem enfeksiyonu nedeniyle sepsise girdiği ve 24.01.2016 tarihinde çoklu organ yetersizliği sonucu hayatını kaybetmiş şeklinde ifade edildiği cihetle; kişinin ölümünün künt göğüs travmasına bağlı seri kot kırıkları, iç organ yaralanması, pnömotoraks ve gelişen komplikasyonlar sonucu meydana gelmiş olduğu, Kişinin 20/02/2015 tarihinde maruz kaldığı araç dışı trafik kazası neticesinde meydana gelen yaralanması ile 14/11/2013 tarihinde … Yaşlı Bakım Merkezi’nde meydana gelen ölümü arasında illiyet bağı bulunduğu, tespit ve rapor edilmiştir. Raporun sonuç kısmında 14/11/2013 tarihinde ölüm meydana geldiği belirtilmişse de rapor içeriğinde …’ın ölüm tarihinin 24/01/2016 olarak doğru belirtildiği görüldüğünden sonuç kısmında sehven 14/11/2013 yazdığı anlaşılmıştır.
24/02/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı çocuk …” ın nihai ve gerçek maddi zararının 28.556,19 TL olduğu, Yargıtay 17. HD 26.06.2012 Tarih ve 2012/699 Esas, 2012/8158 K.sayılı kararı dikkate alındığında, müteveffa babasının vefat tarihi olan 24.01.2016 itibarı ile; davacı çocuk … 19 yaşında olup, yüksek öğrenime devam ettiği veya çalışamayacak kadar engelli olduğuna dair dosyada belge olmadığından davacı … yönünden destekten yoksun kalma maddi zarar şartlarının oluşmadığı ve bu nedenle davacı … yönünden maddi tazminat hesabı yapılabilmesi mümkün görülmediği, mahkemenizin 2016/157 Esas sayılı dava dosyasındaki talep sadece tedavi giderlerinden ibaret olup, davacıların tedavi giderleri yönünden maddi zararının alanında uzman tıp doktoru bilirkişi tarafından tespiti gerektiğinden tarafımdan bu hususta değerlendirme yapılamadığı, temerrüt başlangıcının davalı … şirketi yönünden görevsizlik kararı verilen davanın dava tarihi olan 21.12.2015 tarihi, davalı sürücü ve işleten yönünden ise 24.01.2016 vefat tarihi ve faiz nev’inin yasal faiz olduğu, tespit ve rapor edilmiştir.
01/03/2021 tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda özetle; Tedavi giderleri ve bakıcı gideri yönünden kök raporda değişiklik gerektiren bir husus bulunmadığı, Bakım ve bakıcı gideri nedeniyle maddi zararın yukarda alternatifli olarak tespit edilmiş olup, Mahkemenin takdir edeceği seçeneğe göre belirlenen tutarların %40 oranına isabet eden tutarının talep edilebileceği, Belgelendirilmiş ilaç ve bakım malzemeleri giderinin 1.880,00 TL olduğu, davacı çocuk …’ın nihai ve gerçek maddi zararının 62.450,91 TL olduğu, davacı çocuk …” ın nihai ve gerçek maddi zararının 37.900,26 TL olduğu, nihai ve gerçek cenaze-defin gideri maddi zararının 912,00 TL olduğu, müteveffa davacının nihai ve gerçek geçici iş göremezlik maddi zararının 12.177,20 TL olduğu, temerrüt başlangıcının davalı … şirketi yönünden tedavi giderleri için görevsizlik kararı verilen davanın dava tarihi olan 21.12.2015 tarihi, destekten yoksun kalma ve canaze-defin gideri maddi zararları için birleşen davanın dava tarihi olan 27.05.2016 tarihi olduğu, davalı sürücü ve işleten yönünden ise 24.01.2016 vefat tarihi ve faiz nev’inin yasal faiz olduğu, tespit ve rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde ve değerlendirildiğinde;
Asıl dava 21/12/2015 tarihinde açılmış olup davacı … adına Vasisi olarak … tarafından dava açıldıktan sonra … 24/01/2016 tarihinde vefat etmiştir. Mirasçıları … ve … davaya dahil edilmiştir.
Birleşen dava ise …’ın vefatı nedeniyle 2.500,00-TL maddi tazminat (her bir davacı için 1.250,00-TL), 1.000,00-TL cenaze-defin gideri ve 40.000,00-TL manevi tazminat (her bir davacı için 20.000,00-TL) taleplerine ilişkindir.
Ceza dosyasında alınan kusur raporunda sürücü …’ın tali kusurlu, …’ın asli kusurlu olduğu belirtilmiş olup Mahkememiz dosyasında alınan kusur oranı raporunda ise sürücü …’ın %40 kusurlu, …’ın %60 kusurlu olduğu belirtilmiştir görüldüğü üzere kusur raporları arasında çelişki bulunmadığından davacılar vekilinin kusur raporuna itirazının ve çelişkiyi giderir rapor alınması talepleri yerinde görülmemiştir.
Aktüer bilirkişi … tarafından düzenlenen 24/02/2020 tarihli raporda; (asıl davada) davacının 19 yaşında olduğunu ve öğrenimine devam ettiğine veya çalışamayacak kadar engelli olduğuna dair dosyada belge olmadığından destek zararının olmadığı ve tedavi giderleri yönünden tıp doktoru bilirkişinin değerlendirme yapabileceği belirtilmiştir.
Aktüer Bilirkişi … ve Tıp Doktoru aktüer bilirkişi … tarafından düzenlenen 02/11/2020 tarihli bilirkişi raporu incelendiğinde; Tedavi giderleri yönünden; belgelendirilmesi zorunlu olmayan tedavi giderlerinin bakıcı, evde pansuman, bakım için gerekli tıbbi malzemeler, ilaç, hastane kontrollerine gidiş geliş için ulaşım ve diğer sosyal giderler olduğu, 01/06/2015-24/01/2016 tarihleri arasında 7,80 aylık bakıcı giderinin (5 aylık belgelendirilmiş bakımevi ücreti 12.500,00-TL, 4 aylık belgelendirilmiş özel bakım ücreti 8.000,00-TL, belgelendirilmemiş olan brüt asgari ücret esası ile belirlenen 3.864,60-TL olmak üzere) toplam 24.364,60-TL olduğu ve %40 kusura isabet eden kısmın 9.745,84-TL olduğu, ilaç ve bakım malzemelerinin 4.700,00-TL olduğu ve %40 kusura isabet eden kısmın 1.880,00-TL olduğu, cenaze-defin giderinin 2.280,00-TL olduğu ve birleşen dava yönünden destek zararlarının davacı … için 56.526,65-TL, davacı … için 36.207,61-TL olduğu belirlenmiştir.
Aktüer Bilirkişi … ve Tıp Doktoru aktüer bilirkişi … tarafından düzenlenen 01/03/2021 tarihli bilirkişi ek raporu incelendiğinde; tedavi ve bakıcı giderleri yönünden raporda değişiklik bulunmadığı, asgari ücrette değişiklik olması nedeniyle birleşen dava yönünden destek zararlarının davacı … için 62.450,91-TL, davacı … için 37.900,26-TL olduğu belirlenmiştir. Ancak raporda PMF 1931 yaşam tablosu esas alındığından TRH 2010 yaşam tablosuna göre hesaplama için dosya aktüer bilirkişi …’a tekrar verilmiş olup,
Aktüer Bilirkişi … tarafından düzenlenen 07/09/2021 tarihli bilirkişi ek raporu incelendiğinde; TRH 2010 yaşam tablosu ve progressive rant yöntemine göre hesaplama yapıldığı, davalı … AŞ’nin müteveffa davacıya 23/10/2015 tarihinde 208.257,00-TL maluliyet ödemesi yaptığı, ödemenin güncellenmiş tutarı tenzil edildiğinde müteveffa … yönünden geciçi iş göremezlik maddi zararının kalmadığı ve birleşen dava yönünden destek zararlarının davacı … için 62.450,91-TL, davacı … için 37.900,26-TL olduğu belirlenmiştir.
SGK belgelendirilmesi zorunlu masraflar yönünden sorumlu olup, belgelendirilmesi zorunlu olmayan tedavi giderlerinin bakıcı, evde pansuman, bakım için gerekli tıbbi malzemeler, ilaç, hastane kontrollerine gidiş geliş için ulaşım ve diğer sosyal giderler olduğundan ve belgelendirilmesi zorunlu olmayan ve SGK’nın sorumlu olmadığı yukarıda belirtilen masrafların davacı tarafından belgelendirilmesi ile belgelendirdiği tutarlar ve belgelendirmeyenler için aktüer bilirkişinin hesapladığı tutarlar için davacı taraf talepte bulunabilecektir. Bu durumda davacının asıl davada talep edebileceği maddi tazminatın (9.745,84-TL bakıcı gideri ve 1.880,00-TL ilaç-bakım malzeme gideri olmak üzere) toplam 11.625,84-TL’dir.
Dava dilekçesi incelendiğinde davacı … adına vasi olarak … dava açmış, dilekçe içeriğinden dava tarihinde hayatta olan ve dava açıldıktan kısa süre sonra vefat eden … için maddi zarar talebinin tedavi giderleri ile iş hayatından uzak kaldığı süreye ilişkin olduğu ve tedavisi hali hazırda (yoğun bakımda olması nedeniyle) devam ettiğinden fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak iş hayatından uzak kalması ve tedavi giderleri yönünden geçici iş göremezlik zararları ile tedavi giderlerine ilişkin maddi tazminat talebinde bulunmuş;
Davacı vekili 24/11/2021 tarihli ıslah dilekçesinde; asıl davada 2.500,00-TL olarak talep ettikleri maddi zararlarını; (*35.100,00-TL bakım gideri, ilaç-bakım malzeme gideri 4.700,00-TL olmak üzere 39.800,00-TL’nin %40 kusura isabet eden kısmı olan 15.920,00-TL maddi zarar, *30.443,00-TL geçici iş göremezliğin %40 kusura isabet eden kısmı olan 12.177,20-TL maddi zarar) olmak üzere 25.597,20-TL artırarak 28.097,20-TL’ye çıkarmış, Birleşen davada ise … için 1.250,00-TL destek zararını 61.200,91-TL artırarak 62.450,91-TL’ye, … için 1.250,00-TL destek zararını 36.650,26-TL artırarak 37.900,26-TL’ye, 1.000,00-TL cenaze-defin giderleri için 1.000,00-TL talep edilmiş ancak raporda hesaplanan cenaze-defin giderinin 2.280,00-TL olduğu ve %40’a isabet eden kısım 912,00-TL olduğundan bu tutar yönünden talep artırım yapılmadığı, talebin 1.000,00-TL olduğu ve kusur oranına göre hesaplananın 912,00-TL olduğu dikkate alındığında talebin hesaplanan fazla olduğu görülmüştür.
Asıl davada davacı … için manevi tazminat talep edilmiş olup, Davacı muris dava sırasında vefat etmişse de Yargıtay 4. HD 23/10/2008 tarih 2008/2920 esas 2008/12633 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere Davacı muris adına ölmeden önce açılan davada yaralanması nedeni ile manevi tazminat talep edildiğinden yaralanma nedeni ile açılan manevi tazminat davasındaki talep hakkının miras yolu ile mirasçılara geçtiğinin kabulü gerekir. Bu durumda asıl davada davacı muris Şükrü için talep edilen manevi tazminatın da değerlendirilmesi gerekmektedir.
Islah dilekçesi ile artırılan tutarlar göz önünde bulundurularak;
Asıl davada talebin; 25.597,20-TL maddi tazminat ve 2.500,00-TL manevi tazminat olduğu, Birleşen davada ise talebin; 1.000,00-TL cenaze defin gideri, … için 37.900,26-TL destek zararı için maddi tazminat ve 20.000,00-TL manevi tazminat, … için 62.450,91-TL destek zararı için maddi tazminat ve 20.000,00-TL manevi tazminat olduğu, Asıl ve birleşen davada davacıların maddi ve manevi tazminat taleplerinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ettiği, asıl ve birleşen davada davalı … AŞ’nin sunduğu poliçe incelendiğinde Zorunlu Mali Mesuliyet sigortası olduğu ve manevi zararların poliçe kapsamında teminat altına alınmadığı görüldüğünden manevi tazminat talepleri için sigorta şirketi yönünden reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Manevi tazminat talebi için asıl davada temerrüt tarihinin kaza tarihi olan 20/02/2015, birleşen davada ise vefat tarihi olan 24/01/2016 olduğu anlaşılmıştır.
Tedavi giderleri için temerrüt tarihinin tüm davalılar yönünden asıl davanın açıldığı tarih olan 21/12/2015, Destek zararı ve cenaze-defin giderleri için temerrüt tarihinin davalı … yönünden birleşen dava tarihi olan 27/05/2016, diğer davalılar yönünden ise vefat tarihi olan 24/01/2016 olduğu anlaşılmıştır.
Netice olarak asıl dava yönünden; Tedavi ve bakıcı giderleri için davacıların talep edebilecekleri maddi tazminatın 11.625,84-TL olduğu anlaşıldığından ve belirlenen temerrüt tarihleri dikkate alındığında Tedavi ve bakıcı giderleri için yönünden 11.625,84-TL maddi tazminatın 21/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … AŞ’den müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacılara verilmesine, fazlaya dair talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
Manevi tazminat talebine gelince; TBK’nun 56. Maddesine göre “…Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkında hüküm kurulurken olay sebebi ile duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli ve tarafların kusur durumu da gözönünde tutularak ve TBK 56 maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nefaset kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira MK’nun 4.maddesinde kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nasafete göre hükmedeceği görülmüştür. Bu takdir hakkı kullanılırken ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikler gözönünde tutulmalı ve buna göre manevi tazminat takdir edilmelidir (Yargıtay HGK 23/06/2004, 13/291-370).
Dava konusu kazanın, gerçekleşmesinde davalı sürücü …’ın %40 oranında, vefat edenin ise %60 oranında kusurlu oluşu, mevcut olay sebebiyle ATK raporuna göre davacıların murisinin 20/02/2015 tarihinde maruz kaldığı araç dışı trafik kazası neticesinde meydana gelen yaralanması ile 24/01/2016 tarihinde … Yaşlı Bakım Merkezi’nde meydana gelen ölümü arasında illiyet bağı bulunduğu hususu, dava sırasında yapılan ekonomik ve sosyal durum araştırma sonuçları dikkate alındığında kazanın gerçekleştiği 2015 yılı ve karar tarihi dikkate alındığında … için takdiren 2.500,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’tan alınarak adı geçen davacılara verilmesine, fazlaya dair talebin reddine karar vermek gerekmiştir. Davalı … AŞ’nin sunduğu poliçe incelendiğinde Zorunlu Mali Mesuliyet sigortası olduğu ve manevi zararların poliçe kapsamında teminat altına alınmadığı görüldüğünden manevi tazminat talepleri için sigorta şirketi yönünden reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Asıl davada davalı … vekilinin cevap dilekçesi ekinde sunduğu 01/02/2014 tarihli sözleşmeden, adı geçen davalı ile diğer davalı … arasında uzun süreli araç kiralama sözleşmesi bulunduğu, Davalı … vekilince dosyaya sunulan 4 sayfadan ibaret araç kiralama sözleşmesinde davalı …’ın kiralayan ve davalı …’ın kiracı olduğu, Sözleşme tarihinin 01/02/2014 olduğu, sözleşmenin üç yıl süre ile yapılacağı ve kira döneminin 5 ay olacağının kararlaştırıldığı, kiralanan aracın marka ve modeli ile plakasının belirtildiği, kazanın 20/02/2015 tarihinde, sözleşmede belirtilen … plakalı araç ile gerçekleştiği tespit edildiğinden uzun süreli araç kiralama sözleşmelerinde kiralayan şirketlerin işleten sıfatının kalmayacağı, işleten sıfatının kiracıya ait olduğuna dair içtihatlar da göz önünde bulundurulduğunda asıl davada davalı …’ın işleten sıfatının kalmadığı anlaşılmakla davalı … yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Birleşen dava yönünden ise; TRH 2010 yaşam tablosu ve progressive rant yöntemine göre düzenlenlenen 07/09/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda, destek zararlarının davacı … için 62.450,91-TL, davacı … için 37.900,26-TL olduğu, belirlenen temerrüt tarihleri dikkate alındığında Müteveffa …’ın desteğinden yoksun kalmaları nedeniyle, davacı … için 62.450,91-TL destek zararı, davacı … için 37.900,26-TL destek zararı olmak üzere toplam 100.351,17-TL maddi tazminatın davalı … AŞ yönünden 27/05/2016 tarihinden itibaren, davalı … yönünden 24/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacılara verilmesine karar vermek gerekmiştir.
Cenaze ve defin giderleri yönünden ise 02/11/2020 tarihli bilirkişi raporunda cenaze-defin giderinin 2.280,00-TL olarak hesaplandığı, %40’a isabet eden kısmın 912,00-TL olduğu, bu tutar yönünden davacı tarafça talep artırım yapılmadığı, talebin 1.000,00-TL olduğu ve kusur oranına göre hesaplananın 912,00-TL olduğu dikkate alındığında talebin hesaplanan fazla olması nedeniyle Cenaze-defin giderleri için 912,00-TL maddi tazminatın davalı … AŞ yönünden 27/05/2016 tarihinden itibaren, davalı … yönünden 24/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacılara verilmesine, fazlaya dair talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
Manevi tazminat talebine gelince; dava konusu kazanın, gerçekleşmesinde davalı sürücü …’ın %40 oranında, davacıların murisinin ise %60 oranında kusurlu oluşu, mevcut olay sebebiyle ATK raporuna göre davacıların murisinin 20/02/2015 tarihinde maruz kaldığı araç dışı trafik kazası neticesinde meydana gelen yaralanması ile 24/01/2016 tarihinde … Yaşlı Bakım Merkezi’nde meydana gelen ölümü arasında illiyet bağı bulunduğu hususu, dava sırasında yapılan ekonomik ve sosyal durum araştırma sonuçları dikkate alındığında kazanın gerçekleştiği 2015 yılı ve karar tarihi dikkate alındığında babalarını kaza sonucu kaybeden davacıların yaşadığı elem ve üzüntü nedeniyle manevi zararları yönünden her bir davacı için ayrı ayrı takdiren 10.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’tan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya dair talebin reddine karar vermek gerekmiştir. Davalı … AŞ’nin sunduğu poliçe incelendiğinde Zorunlu Mali Mesuliyet sigortası olduğu ve manevi zararların poliçe kapsamında teminat altına alınmadığı görüldüğünden manevi tazminat talepleri için sigorta şirketi yönünden reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
A)Asıl dava yönünden;
1-Davanın Kısmen Kabulüne,
Tedavi ve bakıcı giderleri için 11.625,84-TL maddi tazminatın 21/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … AŞ’den müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacılara verilmesine, fazlaya dair talebin reddine,
Davalı … yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine,
2.500,00-TL manevi tazminatın 20/02/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’tan tahsil edilerek davacılara verilmesine,
Davalı … AŞ yönünden manevi tazminat talebinin reddine,
2-Karar tarihi itibari ile alınması gereken 964,94-TL harçtan 85,39-TL peşin harç ve 402,94-TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 476,61-TL harcın davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 395,25-TL tebligat/posta gideri, 314,50-TL ATK rapor ücreti, 2.100-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.809,75-TL’nin kabul red oranına göre 1.412,46-TL tutarındaki kısmı ile 27,70-TL başvurma harcı, 85,39-TL peşin harç, 402,94-TL tamamlama harcı, 4,10-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 1.932,59-TL yargılama giderinin davalılar … ve … AŞ’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
4-Maddi tazminat yönünden, Kendini vekille temsil ettiren davacılar lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davalılar … ve … AŞ’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
5-Maddi tazminat yönünden, Kendini vekille temsil ettiren davalılar lehine reddedilen kısım yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
6-Manevi tazminat yönünden, Kendini vekille temsil ettiren davacılar lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 2.500,00-TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacılara verilmesine,
7-Manevi tazminat yönünden, Kendini vekille temsil ettiren davalı … AŞ lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 2.500,00-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak adı geçen davalıya verilmesine,
8-Kendini vekille temsil ettiren davalı … lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak adı geçen davalıya verilmesine,
9-Yatırılan avanstan artan kısmın karar kesinleştiğinde yatırana/vekiline iadesine,
B)Birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesi … esas sayılı dava yönünden;
1-Davanın Kısmen Kabulüne,
Cenaze-defin giderleri için 912,00-TL maddi tazminatın davalı … AŞ yönünden 27/05/2016 tarihinden itibaren, davalı … yönünden 24/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacılara verilmesine, fazlaya dair talebin reddine,
Müteveffa …’ın desteğinden yoksun kalmaları nedeniyle, davacı … için 62.450,91-TL destek zararı, davacı … için 37.900,26-TL destek zararı olmak üzere toplam 100.351,17-TL maddi tazminatın davalı … AŞ yönünden 27/05/2016 tarihinden itibaren, davalı … yönünden 24/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacılara verilmesine,
Davacı … için 10.000,00-TL ve davacı … için 10.000,00-TL olmak üzere toplam 20.000,00-TL manevi tazminatın 24/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’tan tahsil edilerek davacılara verilmesine, fazlaya dair talebin reddine,
Davalı … AŞ yönünden manevi tazminat talebinin reddine,
2- Karar tarihi itibari ile alınması gereken 8.261,98-TL harçtan 148,58-TL peşin harç ve 1.707,06-TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 6.406,34-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 227,20-TL tebligat posta giderinin kabul red oranına göre 194,91-TL tutarındaki kısmı ile 29,20-TL başvurma harcı, 148,58-TL peşin harç, 4,30-TL vekalet harcı, 1.707,06-TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 2.084,05-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
4-Maddi tazminat yönünden, Kendini vekille temsil ettiren davacılar lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 13.570,00-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
5-Maddi tazminat yönünden, Kendini vekille temsil ettiren davalılar lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 88-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
6-Manevi tazminat yönünden, Kendini vekille temsil ettiren davacılar lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalı …’tan alınarak davacılara verilmesine,
7-Manevi tazminat yönünden, Kendini vekille temsil ettiren davalı … AŞ lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak adı geçen davalıya verilmesine,
8-Yatırılan avanstan artan kısmın karar kesinleştiğinde yatırana/vekiline iadesine,
Dair, asıl ve birleşen davada davacılar vekili, asıl davada davalı … vekili ve davalı … vekilinin yüzüne karşı, davalı …./vekili yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/12/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır