Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1301 E. 2021/85 K. 20.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1301 Esas
KARAR NO : 2021/85

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/12/2016
KARAR TARİHİ : 20/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile davalı taraf arasında “Yeni Mahalle … Cad. No: … Gaziosmanpaşa/İSTANBUL” ve “Küçükköy Mahallesi …Mevkii …Parselde kayıtlı” taşınmaz üzerinde bulunan otogaz İstasyonunun işlevciliği hususunda 15.05.2013 tarihli 01.12.2015 tarihine kadar geçerli olmak üzere Bayilik Sözleşmesinin akdedildiğini, davalı tarafın Bayilik Sözleşmesine ilave olarak düzenlediği Ürün Alım Taahhütnamesi ile; Sözleşme süresince toplam 3.183 ton otogaz ürününü davacı şirketten almayı, eksik kalan ton üzerinden 20-USD tutarınca kar mahrumiyetini ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, davalı tarafın Bayilik sözleşmesinden doğan edimlerini doğrudan ya da dolaylı olarak yerine getirilmediğini öne sürerek sözleşmeyi tek taraflı ve haksız olarak feshettiğini, davalı taraf, davacıdan toplam 3.138 fon ürün almayı taahhüt etmiş olmasına rağmen sözleşme süresince toplam 1977 ton ürün aldığını, davalı yan taahhüdünü yerine getirmeyerek alması lazım gelen 1.206 ton ürünü almadığını, söz konusu taahhüt çerçevesinde kâr kaybının mevcut olduğunu, davalı tarafın eksik ton başına 20-USD ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, bu durumda kar kaybının 24.113,00-USD olduğunu, neticelen; Ürün Alım Taahhütnamesi uyarınca eksik kalan ürün miktarı için hesaplanan 24.113,00 USD kar mahrumiyeti alacağının şimdilik 1.000,00 USD’ sinin temerrüt tarihinden itibaren yabancı paraya işleyecek en yüksek mevduat faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Dava dilekçesi usulüne uygun şekilde davalıya tebliğ edilmiş olup, davalı taraf süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmamıştır.
Dava, taraflar arasında akdedilen sözleşme ve ürün alım taahhütnamesi uyarınca eksik kalan ürün miktarı için kar mahrumiyeti alacağına ilişkin alacak davasıdır.
…, … ve … tarafından imzalı 12/02/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı yan vekili tarafından incelemeye sunulan 2013-2014-2015 yıllarına ait ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, davalı yanın incelemeye gelmediği, ticari defter ve belgelerini ibraz etmediği, davalı yanın davacı yandan sözleşme süresince 2013 yılı ila 2015 yılları arasında toplamda 1.977 ton ürün almış olduğu, davalı yanın davacıdan toplam 3.138 ton ürün almayı taahhüt etmiş olmasına rağmen; ezcümle sözleşme süresince toplam 1.977 ton ürün aldığı, davalı yan taahhüdünü yerine getirmeyerek alması lazım gelen (3.138-1.977=) 1.161 ton ürünü almadığı, söz konusu taahhüt gözetildikte, “netîce-i talep ile bağlılık ilkesi ayrıca ve tamamen yüce Mahkemece gözetilmek kaydıyla” fiili alım durumlarına bağlı olarak, kâr kaybının mevcut olduğu, davalı tarafın eksik ton başına 20,00-USD ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğinin görülüğü, bu durumda kar kaybının (1.161 Ton x 20,00 USD=) 23.200,- USD, (karşılığı: 81.657,77 TL) olduğu, ancak, bir yandan yüce Yargıtay 19. HD’sinin 2014/12620 E. ve 17154 K. sayılı 4.12.2014 tarihli kararındaki ilkeler kıyasen gözetildiğinde ve buna paralel olarak davacının da, süregiden ilişki içinde, davalının eksik ürün alımlarını bir tacir olarak gözlemlemekte iken, bu yönde uyarıcı/ düzenleyici/ sözleşmeye uyumu tahrik edici işlem ve eylemlerde bulunmamakla ve bir anlamda gelişmeyi (işleyişi) kabul yönünde davranmakla müterafik kusur sahibi olduğu, bu sebeple hesap edilen giderimde takdiren %40 oranında indirim yapılması gerektiği hususları tespit ve rapor edilmiştir.
…, …ve…tarafından imzalı 14/03/2019 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Kök raporda yer verilen yargısal içtihatların somut olaya ayne veya kıyasen tatbik kabiliyeti olup olmadığını belirleme makamı tamamen Mahkeme takdirinde olduğunu, kök raporda izhar olunan sebeplerle ve perspektifle görüşünü muhafaza ettikleri tespit ve rapor edilmiştir.
Sektör Bilirkişisi …tarafından imzalı 17/06/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; … Anonim Şirketi ile davalı … A.Ş, arasında akdedilmiş, başlangıç 15.05.2013, bitiş 01.12.2015 tarihli olmak üzere Otogaz Bayilik Sözleşmesi ve davalı tarafından imzalanmış Ürün Alım Taahhütnamesinin mevcut olduğu, feshin gerçekleştiği son döneme/yıla ilişkin taahhüt ihlali sonucu ödenmesi gereken miktarın 8.663 USD (433,16 TON X 20 USD) olduğu, davacı yanın alım taahhütnamesinden doğan kar mahrumiyeti talebinin benimsenmesi halinde, davacının davalıdan talep edebileceği toplam kar mahrumiyeti bedelinin 27.154.-USD olarak hesaplandığı, ancak davacı talebinin 24.113.- USD olmak üzere ve şimdilik 1.000.USD olduğundan, taleple bağlılık ilkesi gereği bu tutarın dikkate alınması gerektiği tespit ve rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde ve değerlendirildiğinde;
Taraflar arasında akdedilen Sözleşme ve taahhütname uyarınca sözleşme süresince yıllık asgari 1396 ton otogaz ürünü alımı kararlaştırılmış olup, her iki bilirkişi raporunda da sözleşme süresince alınan toplam miktarın 1.977 ton olduğu belirlenmiş, ancak sözleşme süresince alınması taahhüt edilen toplam tutar ilk heyetten alınan raporda 3138 ton olarak belirlenmişken sektör bilirkişisinden alınan raporda 3334,887 ton olarak belirlenmiş olup toplam taahhüt edilen ürün alım miktarı konusunda farklı tutarlar tespit edildiğinden eksik kalan miktarda da farklılık oluşmuş ve bu nedenle hesaplanan kar mahrumiyetleri de farklı olmuştur.
Ürün alım taahhütnamesi uyarınca sözleşme ve ürün satış taahhüdünün başlangıcı 11/07/2013 tarihi olup, sözleşmenin 12.maddesi uyarınca sözleşmenin bitiş tarihi 01/12/2015 tarihidir. Sözleşme ve taahhütname uyarınca sözleşme süresince alınması gereken gaz miktarı, kararlaştırılan yıllık asgari 1396 ton üzerinden ürün satış taahhüdünün başlangıç tarihi 11/07/2013 ile sözleşmenin bitiş tarihi 01/12/2015 arasındaki süreye ilişkin yapılan hesaplamada bu süre içerisinde alınması taahhüt edilen miktar, sektör bilirkişisi …tarafından hazırlanan 17/06/2019 tarihli raporda da belirlendiği üzere toplam 3.334,887 ton olduğu anlaşıldığından ve har iki raporda da alınan toplam ürün miktarında bir çelişki bulunmadığından alınan toplam 1.977,170 tonun mahsubu ile davalının 1.357,717 ton eksik alım yaptığı belirlenmiştir. Ton başına 20 USD ile çarpılmak suretiyle kar mahrumiyeti alacağı 27.154,00-USD olarak hesaplanmıştır.
Bilirkişi heyetinin kök ve ek raporlarında %40 indirim gerektiği hususunda emsal gösterilen Yargıtay ilamları incelendiğinde açıkça indirim yapılması gerektiği hususu yer almadığı gibi sözleşmede veya taahhütnamede de, kar mahrumiyeti için ihtar gibi bir koşul kararlaştırılmamış olup, taahhüt edilen tonaj alınmadığı takdirde kar mahrumiyeti talep edilebileceği açıkça yer aldığından ve bunun şekli/miktarı hususu belirlendiğinden davacıya ayrıca bir ihtar yükümlülüğü yüklenemeyeceği ve kar mahrumiyeti alacağı talep edebilmesi için bu hususun sözleşme ve taahhütnamede kararlaştırılmasının yeterli olduğu kanaatine varıldığından, ihtar çekilmemesi veya bu hususta sözleşmeye/taahhütnameye uygun davranılması için davacının davalıya uyarıda bulunmaması, müterafik kusur olarak değerlendirilemeyeceğinden bilirkişi heyetinin kök ve ek raporunda belirtilen %40 indirim yapılması gerektiği değerlendirmesine itibar edilmemiştir.
Dava, kısmi dava olarak açılmış olup, davacı dava dilekçesinde; ürün alım taahhütnamesi uyarınca eksik kalan ürün miktarı için hesaplanan 24.113,00 USD kar mahrumiyeti alacağının şimdilik 1.000,00 USD’sinin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Temerrüt tarihinin belirlenmesi açısından yapılan incelemede; sözleşme süresi 15/05/2013 tarihli sözleşme uyarınca imza tarihinden başlamak üzere 01/12/2015 tarihine kadar olup, fesih ihtarname tarihi 13/10/2015’tir. Kar mahrumiyeti alacağının talebine dair dava tarihine kadar davalı tarafın temerrüde düşürüldüğüne dair ihtar bulunmamaktadır. Ayrıca taahhütnamenin a ve g bentleri uyarınca kar mahrumiyeti tutarının anlaşma süresinin sonunda ve/veya anlaşma süresinin sonunda talep edilebileceği seçimlik hakkı tanınmış olup, davacı tarafça bu seçimlik haklardan hangisinin kullanıldığı ve ne zaman davalının temerrüde düşürüldüğü hususunda dava tarihinden evvelinde bir ihtarname bulunmadığından, kar mahrumiyeti alacağının işbu dava ile talep edildiği anlaşılmakla temerrüdün davanın açılmasıyla gerçekleştiği kabul edilmiştir.
Netice olarak denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olduğu değerlendirilen sektör bilirkişisi …’ın raporunda eksik alım miktarı toplamı 1.357,717 ton üzerinden 27.154-USD kar mahrumiyeti alacağı hesaplanmışsa da, davacının kısmi olarak 1.000-USD kar mahrumiyeti alacağı talep ettiği anlaşılmakla, davanın kabulü ile 1.000-USD kar mahrumiyeti alacağının dava tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasa’nın 4/a maddesi uyarınca, bir yıllık USD üzerinden açılan mevduata uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah olunan nedenlerle;
1-Davanın kabulüne,
1.000,00 USD kar mahrumiyeti alacağının dava tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasa’nın 4/a maddesi uyarınca, bir yıllık USD üzerinden açılan mevduata uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 242,13-TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 60,54 TL harcın mahsubu ile bakiye 181,59 TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 60,54-TLpeşin harç, 29,20-TL başvurma harcı, 3.575,00-TL bilirkişi ücreti, 140,00-TL tebligat/posta gideri olmak üzere toplam 3.804,74-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 3.544,60 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan avansın artan kısmının karar kesinleştiğinde yatırana/vekiline iadesine,

Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.20/01/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

¸”5070 sayılı yasanın 5. Ve 22. Maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”¸
“Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır”