Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1297 E. 2021/333 K. 14.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2016/1297 Esas
KARAR NO:2021/333

DAVA:Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:30/12/2016
KARAR TARİHİ:14/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Türkiye’de faaliyet gösteren bankaların, mevzuat, kredi ve kredi kartı hizmetlerine ilişkin faiz oranı, ücret ve komisyonların birlikte belirlenmesi konusunda anlaşma ve/veya uyumlu eylem içerisinde bulunmak suretiyle 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 4. maddesine aykırı davrandıkları ,Rekabet Kurulu’nun 08.03.2013 tarih ve 13-13/198-100 sayılı kararı ile tespit edildiği ve bankalara idari para cezasının uygulandığını , davalı bankanın da kararda adı geçen banklardan birisi olduğunu, adı geçen karar ile davalı bankanın 4054 sayılı kanunun 4. maddesinin ihlal edildiği sonucuna varıldığını, müvekkilinin davalı bankadan 21.08.2007 İle 22,09.2011 tarihleri arasında bankadan 26,04.2009 tarihinde 65.500,00TL tutarlı kredi kullandığını , bu kredide davalı bankanın müvekkiline karşı yüksek faiz oranları uygulandığını ,bu tarihler arasında mevduat dkredi ve kredi kartı hizmetlerinden faydalanan tüketiciler, kamu kurumlan ve tacirlere ,fazla ödenen faiz tutarının 3 katı tutarında tazminat davası açma hakkının 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 57 maddesine göre doğduğunu davalı bankanın 21.08.207 ve 22.09.2011 tarihleri arasında kartel faizi uygulamak suretiyle müvekkilini zarara uğratması sebebiyle 4054 Sayılı Yasa nın 57. Maddesi uyarınca davacının uğradığı zararı ile 4054 Sayılı Yasa’nın 58. Maddesi uyarırca davacının zararının 3 katı oranında tazminatın 6100 Sayılı HMK’nun 107. Maddesi uyarınca tahkikat sonucunda müvekkilinin uğramış olduğu zararın değerinin tanrı ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere) fazlaya ilişkin haklan saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00TL sinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; Müvekkili banka nezdinde davaya konu olan tarih, miktar ve nitelikte kredi kullanımı yapılmadığını ,davacı şirketin müvekkili bankadan kullandığı kredilerin tamamına yakınının Rekabet Kurulu Kararı Olan 21.08.2007 -22,09.2011 Tarihlerinden önce kullandırıldığını, davanın görevli mahkemede ikame edilmediğini, davacı talebinin zaman aşımına uğradığını, davacının Rekabet Kurulu kararında belirtilen orandan daha düşük oranda bir kredi kullandığını, müvekkili bankanın hangi hukuka aykırı eylemi ile sorumlu tutulması gerektiğini, neden kusurlu olduğunu, davacının nasıl bir zarara uğradığını, müvekkili Bankanın hangi eylemi ile iddia ettiği zararının oluştuğunu dolayısıyla uygun illiyet bağının varlığı tek tek davacı tarafından ispatlanması gereken hususlar olduğunu , mevcut durumda haksız fiil sorumluluğunun hiçbir unsurunun gerçekleşmediğini ve dava konusu olaydaki haksız fiil varlığının davacı tarafından ispatlanamadığı zararın bulunmadığını “Uygun ve Mantıklı İlliyet Bağı Bulunması” koşulunun gerçekleşmediğini, dava konusu olayda Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili ve görevli olmakla davanın görev ve yetki yönünden reddine, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, esasa ilişkin cevapları doğrultusunda davanın reddine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın davacı yanın davalı ile yaptığı kredi sözleşmesi uyarınca bankanın kartel faizi uygulayarak davacıya 4054 Sayılı kanun 57. ve 58.maddeleri uyarınca verdiği faiz zararının tazmini davası olduğu anlaşıldı.
… ve … tarafından sunulan 13/11/2018 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; 2007-2012 döneminde aralarında davalı … A.Ş. nin de bulunduğu 12 bankanın kredi mevduat ve kredi kartı hizmetlerindeki birçok işlemde anlaşma ve/veya uyumlu eylem içerisinde bulunmak suretiyle 4054 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesindeki rekabeti ihlal ettiğini, bu durumun Rekabet Kurulu’nun 08.03.2013 tarih ve 13-13/198-100 sayılı Kararıyla tespit edildiğini, davacının 2005-2007 tarihleri arasında kullandığı 24 ay vadeli krediler için davalı … A.Ş. den kullandığı krediye uygulanan aylık % 1,85 (yıllık %22,20) ve aylık % 1,74 (yıllık %20,88) sabit faiz oranı oranının, davalı bankaca ,Dava konusu kredilerin 24.05.2006 yürürlük tarihinde %23,40 ve 14.08.2007 tarihinde ise %22,20 faiz oranlarının uygulanacağı bildirilmiş olup faiz oranının altında uygulanması somut olaydaki kredide rekabet ihlaliyle arttırılarak belirlenmiş yüksek faiz oranlarının hiçbirinin tatbik edilmemesi yani işbu davadaki kredilere özgü olarak faiz oranın belirlenmesinde davalı … A.Ş. nin rekabet ihlali ve/veya rekabetin sı hırlandın İması eylemin söz konusu olmaması nedenleriyle davacının davalı bankadan talep edebileceği bir “zarar” meblağının veya “fazla ödediği faiz “miktarının bulunmadığını, davacı ….A.Ş.’nin iş bu alacak davasında tamamen haksız olduğu ve davalı … A.Ş. den fazlaya dair haklan saklı kalmak kaydıyla şimdilik tahsilini istediği 1,000. -TL tutarındaki alacak veya tazminat talebinin yerinde bulunmadığını, tarafların masraf, tazminat ve benzeri diğer taleplerinin Sayın Mahkemenizin takdirleri içinde kaldığını tespit ve rapor edilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde;
Davacı taraf Türkiye’de faaliyet gösteren bankaların, mevzuat, kredi ve kredi kartı hizmetlerine ilişkin faiz oranı, ücret ve komisyonların birlikte belirlenmesi konusunda anlaşma ve/veya uyumlu eylem içerisinde bulunmak suretiyle 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 4. maddesine aykırı, Rekabet Kurulu’nun 08.03.2013 tarih ve 13-13/198-100 sayılı kararı ile tespit edildiği ve davalı bankanın da aralarında bulunduğu bankalara idari para cezası uygulandığı ve davalı bankanın 4054 sayılı kanunun 4. Maddesini ihlal ettiğini, müvekkilinin davalı bankadan 21.08.2007-22,09.2011 tarihleri arasında 26.04.2009 tarihinde 65.500,00TL tutarlı kredi kullandığı ve bu kredide yüksek faiz oranları uygulandığı, 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 57 maddesine göre tazminat davası açma hakkının doğduğu, davalı bankanın 21.08.2007-22.09.2011 tarihleri arasında kartel faizi uygulamak suretiyle müvekkilinin uğradığı zararın işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilinin gerektiğini iddia etmişse de Mahkememizce alınan 13/11/2018 tarihli bilirkişi raporundaki tespitlerden de anlaşıldığı üzere; Rekabet Kurulu Kararında bankaların anlaşmalı olarak yüksek faiz oranı belirledikleri tespit edilen kredilerin Konut Kredildus kapsamında faiz oranlarına yönelik olduğu, davacıya davalı banka tarafından tahsis edilen kredilerin ise Genel Kredi Sözleşmelerine istinaden kullandırılan Ticari Krediler olduğu anlaşılmakla Rekabet Kurulu Kararına konu ihlal nedeniyle davacının uğradığı bir zarardan bahsedilemeyeceği gibi, davalı bankanın davacıya kullandırdığı faiz oranlarının T.C. Merkez Bankası Ticari Kredilere Uygulanan Ortalama Kredi faiz oranının altında kalması nedeniyle de davacının yüksek faiz uygulanarak zarara uğratılmadığı, ayrıca tacir olan davacı şirketin farklı ve lehlerine faiz uygulayan diğer bankalarla da kredi ilişkisi kurma imkanı bulunması nedeniyle zararından bahsedilemeyeceği anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın reddine,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 30,10 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi itibariyle yürürlükte olan AAÜT gereğince hesaplanan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Yatırılan avanstan artan bakiyenin karar kesinleştiğinde yatırana/vekiline iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/04/2021

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.